Trafik, iyi iş yapma çabası, ailevi sorunlar, siyaset, eğlence ve tekrar trafik derken İstanbul’da biten bir haftanın son gününde yorgunluk kahvesi için Rumeli Hisarı’nda bulunan popüler bir mekandayım. Her saatteki kahvaltı, birbirinden ünlü misafirleri ve Boğaz’ın muhteşem manzarasıyla ünlü yerde anlamsız telaşlı bir ses. Ses, şu sözlerle restoranı inletiyor: “Çantam nerede? Kim çaldı? Hemen bulun!” Ne oluyor diye dikkat kesiliyorum. Durum, ilerleyen saatlerde güvenlik kayıtları izlenince kesinleşiyor.
Y.A. isimli kadın manken, arkadaşıyla akşam saatlerinde yemek için olayın yaşandığı mekana geliyor. Hava soğuk olduğundan Boğaz manzarasının net olduğu sahil kesimi yerine içerideki masaya geçiyor. Arkadaşıyla oturdukları masaya yerleşmeye çalışan model, elindeki çantayı sandalyesine asıyor. Buraya kadar her şey normal. Ancak garsonlar siparişleri alırken, restoran içerisinde “Kimsiniz? Rezervasyonunuz var mı?” sorusu sorulmayan iki kişi, Y.A’nın yanına “Pardon, çantanızı çalacağım” der gibi yaklaşıyor. Güvenlik kameralarına, tedbir olarak sadece gözlerinin görüldüğü bir kamufle sistemiyle giyinen iki kişiden biri çantayı elindeki poşetlerle birlikte alıyor. Sadece 1 - 2 saniye
Uyumayan şehir İstanbul’un her dakikasında renkli bir ana şahit olabilirsiniz. Tabii kolay değil metropol olmak. 20 milyona dayanan bir nüfus ve birçok kültür... Dünyanın en renkli eğlence yapısına sahip İstanbul gecelerinde yaşlısı genci, ünlüsü ünsüzü, beyaz yakalısı öğrencisi nerede nasıl eğleniyor? Gelin bu hafta birlikte küçük bir şehir turuna çıkalım.
GENÇLER SALAŞ GİYER
‘Teenage’olarak belirlenen 18 - 22 yaş arasındaki gençlerin eğlence kültürü salaş kıyafetleriyle gidebilecekleri pop ve r&b ritimler üzerine kurulmuş mekanlar olarak dikkat çekiyor. İstanbul geceleriyle yeni tanışacak olan üniversite gençleri ilk kez Beyoğlu’nun kültürünü tadar. Eminim ki bu satırları okuduğunuzda sabahın ilk saatlerinde Taksim Meydanı’nda beklediğiniz otobüs sıraları aklınıza gelmiştir. Gece hayatıyla tanışılan ve daha sonrada müdavim olunan mekanlar olarak Asmalımescit’teki Zilly Pera, Çilek Pera, Chanta, Eskici, Kafe Pi, Curcuna, Kloster, Beşiktaş’taki Joker, Nişantaşı Sess, Kuruçeşme’deki Blackk ön plana çıkıyor.
ORTAK PAYDALARI KALİTEDE BULUŞANLAR
Sıra İstanbul’un kalburüstü mekanlarını tercih eden Türkiye’nin seçkin ailelerinin varisleri, ünlü isimler ve üst düzey yöneticilerde. Kimi
İstanbul’un kalburüstü gece hayatı müdavimlerinin beklediği mekan nihayet Nişantaşı’nda açılıyor. Geçtiğimiz yaz şüphesiz ki Çeşme’nin en hit restoran barı olan Alarga’nın işletmecisi Erhan Seven, artık eğlence dünyasındaki kültürünü ve yeteneklerini Atiye Sokak’ta bu cuma gecesi açılacak olan ‘Wanda’ isimli yeni mekanında sergileyecek. Yaz aylarında Hacımemiş sokakları’na yola düşme sebebi olan Alarga’yla ses getiren Erhan Seven’in Wanda’sının konseptinde Didem Sözen imzası bulunuyor. Okuyucularımız Didem Sözen’in ismini Cookshop markasından hatırlayabilir. 2007 yılında kurucu ortağı olduğu Cookshop markasıyla yeme - içme sektörüne damga vuran Sözen, aynı zamanda Berlin’in en iyi konsept mekanı seçilen ‘Factory Girl Berlin’in sahibi.
Peki İskoçya’da dar girişli malikanelere verilen bir isim olan Wanda nasıl bir yer olacak? İşte merak edilen sorunun cevabı... Öğlen saatlerinde başlayacak hizmet, akşam yemeği sonrası yerini ‘Bebek Lucca’ konseptine bırakacak. Yani şık kıyafet seçimi ile mekan içerisine alınan müşteriler, akşam yemeği sonrası “Yemek bitti. Eğlenmeye nereye gitsek?” derdine düşmeyerek Wanda’da sabahın ilk ışıklarına kadar eğlenmeye devam edecek.
Şef Gabriele
“Yeni yıla nasıl girerseniz seneniz öyle geçer” sözü, bir halk efsanesi olarak herkesin dilinde. Umarım bu tabir ‘halk efsanesi’ olma boyutunu aşıp gerçek hayatta karşımıza ciddi bir sorun olarak gelmez. Eğer böyle bir durum olursa eminim ki İstanbul gece hayatı sakinleri mekanlarına bir bir kilit vurmaya başlayacaktır. Yağan kara ya da düzenlenen ev partilerine mi bağlarsınız bilmem ama 2016 yılının ilk dakikaları İstanbul’da sessiz geçti. Restoran ve gece kulüpleri boş olma rekoru kırdı. Hangi mekan işletmesi ve patronuyla konuşsam beklenilen doluluk oranının yüzde 50’sine bile gelinemediğini söyledi. Hatta yeni yıl eğlenceleriyle tüm Türkiye’de tanınan semt Nişantaşı, bünyesinde bulunan birçok restoranı 02.00 sularında kapattı. Anlayacağınız 2016 yılının ilk günlerinde İstanbul gece hayatı olarak sınıfta kaldık.
OYUNCAK AYI İLE EĞLENCE
2016 yılının İstanbul’da açılacak ilk gece kulübünden bahsedip karamsar havayı biraz dağıtalım. Her sene olduğu gibi bu yıla da ‘gece kulübü ithalatı’ ile başlıyoruz. Londra, Dubai ve Mikonos’ta açılan ve sıra dışı eğlencesiyle dikkat çeken ‘Toy Room Club’ cuma günü yapılacak açılış partisiyle Etiler Nispetiye Caddesi’nde hayat
Kemerlerinizi sıkı bağlayın. Bu hafta sizleri Baltık Denizi’ne komşu iki ülke; Finlandiya ve İsveç’in renkli gece hayatına çıkarıyorum. Yılın son günlerindeki soğuk havaların yerini, sıcak bir gece hayatı turuna bırakmaya hazır mısınız?
EN POPÜLER MEKAN: THE TIGER
Eğlence turuna Finlandiya’nın başkenti Helsinki’den başlıyoruz. Malum şehre gelen gelmeyen herkesin dilinde şu söz var: “Helsinki emekli şehri. Eğlence hayatı ne gezer?” Klişe olmuş tabuları yıkıp, başlıyoruz şehri dolaşmaya. 600 bin nüfuslu Helsinki, gerçekten küçük ve basit bir yapılaşmaya sahip. Yeme ve içme kültürü Avrupa’nın diğer şehirlerinde olduğu gibi İtalyan ve Uzak Doğu mutfakları üzerine kurulu. Gece hayatının en popüler kulübüyse, şehrin merkezinde bulunan ‘The Tiger’.
The Tiger; alışveriş merkezi üzerine kurulmuş, yarı teraslı bir gece kulübü. Şehirdeki turistlerin ve Finli gençlerinin tercih ettiği, R&B ve pop müziğin yetenekli DJ’lerle sunulduğu The Tiger’a girişler ücretli. 10 euro (yaklaşık 35 TL) ödeyerek girebileceğiniz mekan kapısında klasikleşmiş “Kız arkadaşınız yoksa giriş yapamazsınız?” sözünü duyma şansınız yok. Amerikan gece hayatındaki ‘Eğlencenin çifti olmaz’ mantığı Finlandiya’da
Aklınızdaki kült olmuş düşünceleri yıkmaya hazır mısınız? Erkek egomanyasıyla dolu İstanbul gece hayatı iş lobisi yavaş yavaş kadınların eline geçmeye başladı.
Bazılarının henüz “Kadın mekan sahibi olur mu?” sözlerini yutmakta zorlandığı gece hayatında artık kadın valelerimiz var.
Şaşırmayın!
Hayatımızın en önemli temel direği kadınlar; mekan sahibi, işletmeci ve barmen derken artık vale olarak karşımızda. Peki benim ve danıştığım birçok gece hayatı yazarı arkadaşımın ‘bilmediği’, daha önce hiç karşılaşmadığı ‘kadın vale’ uygulaması nerede başladı?
Doğuş grubunun yeme - içme grubu ‘Dream’in önemli yatırımı ‘Nusr-et Steakhouse’, marka ortağı ve yetkili işletmecisi Nusret Gökçe’nin talimatıyla ilk kadın vale girişimini denemek istedi.
Etiler’deki şubenin kapısında hizmet veren EmrVale yetkilileriyle konuşan Nusret Gökçe, vale hizmeti veren 12 kişilik personel sayısına üç kadın vale de ekleyerek kolları sıvadı.
Geçtiğimiz hafta başlayan uygulama kısa sürede büyük ilgi gördü. Vale hizmetinde ve kapıda müşterileri karşılama görevini üstlenen ‘kadın valeler’ ise yaptıkları işten çok memnun.
Öyle ki çalışan üç kadın vale, kendi aralarında mesai bölümüne bile gitti. Sabah, orta ve gece vardiya
Çetin müşteri kapma savaşıyla geçen bir 2015. Kaliteli mekan, kaliteli müşteri ve kaliteli hizmetin bir arada sunulmasını prensip alan İstanbul gece hayatı eğlence yerleri... Evet geçtiğimiz yıllara göre İstanbul’da gece kulübü, bar ya da restoran sahibi olan veya yeni açacak mekan sahipleri bu prensibi benimsedi İstanbul gecelerinde. Çünkü artık klasikleşen tatlı sözlü müşteri kapma durumu kalmadığı gibi resmi şekilde ilan edilmiş bir soğuk savaş var mekanlar arasında. 30 metre kare etmeyecek alana, dükkan açmak için siz de ‘hava parası’ adı altında milyon liraları verseniz, emin olun ortak savaşta kendinize bir cephe bulursunuz. Peki İstanbul gece hayatındaki bu ‘soğuk savaş’ yılında hangi mekanlar kazandı, istikrarını korudu ya da kaybetti?
ONLAR KAZANDI
İnsanların sahip olduğu deneyimleri paylaşması konseptine dayanan, şık ve ‘seçilmiş insanlar’ın bulunduğu Soho House İstanbul, bu senenin en hit mekanı. Öyle ki yanında açılan Cecconi’s ile birlikte Asmalımescit bölgesini şaha kaldırdılar. Hadise, Göksel, Kenan İmirzalıoğlu, Meryem Uzerli gibi birçok ünlü isim açıldığı günden beri Soho House’un müdavimleri arasında boy gösterseler de bu mekan daha çok cemiyet hayatının
Yenilik yapmak için gün sayanlardan mısınız? “Rutin hayattan sıkıldım” ve “Kurumsal hayat beni çok yoruyor” sözlerini her gün eşinize, dostunuza, iş arkadaşınıza ve işe gitmek için bindiğiniz taksici abinize her gün tekrar tekrar söylüyor musunuz? Cevabınız “Evet” ise siz de yakında bir gece kulübü yada restoran açabilirsiniz. (Aklınızda bir şok etkisi oluştu. Biliyorum!) Bu olasılığı hafife almayın sakın! Çünkü şu ana kadar yurt dışında ve yurt içinde tanıştığım birçok restoran ve gece kulübü sahibi, ‘beyaz yakalı’ olarak kurumsal şirketlerde çalışmış ve şimdilerde yazımın girişinde kullandığım ‘isyan’ cümlelerini anı olarak yeni tanıştığı kişilere anlatmakta.
Londra kökenli ‘Eclipse Bar’ konsepti bahsettiğim durumla ilgili savımı güçlendirecek bir örnek. Matt Hermer, 10 yıl boyunca finans sektöründe rutin ofis çalışanı olarak hayatını geçirdi. Daha sonra kendi kalıplarını kırıp yaşadığı şehir olan Londra Walton Sokak’ta lokal bir bar satın alarak mekanın adını ‘Eclipse Bar’ olarak değiştirdi. Yaptığı akıllı yatırım ve görüşmelerle markasını dünya çapında tanınır hale getirdi.
Hermer, Barselona’da yaptığı son şubeleşme çalışması sonrası yarın Etiler’de bulunan Le