Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

"Evimiz İzmit demiryoluna dik sokaklardan birinde ve demiryoluna çok yakındı.

‘Kılavuz geçiyor’ diye bir ses işittik mi, üstümüzde ve ayağımızda ne varsa değiştirmeden, çocuk sevinciyle, demir yolunun kenarındaki yüksek korkuluklara koşar, tutunur, beklerdik.

Kılavuz demek, O’nu ve bir kısım yakın arkadaşlarını Ankara’dan İstanbul’a gelişinde taşıyan yük vagonlarıyla otomobilleri de götüren ön haberci tren demekti. Biz ona ‘Kılavuz’ adını takmıştık. Beklerdik, bazen dakikalar, bazen saatler geçerdi. İki dev lokomotifin çektiği tren, İzmit’in ortasından girer
ve biraz da yavaşlardı.
(Beyaz tren derdik O’na.) Vagonların pencere hizası bembeyazdı. Ve O, en arka vagonun en sonunda, balkonda durur, bize el sallardı.

Haberin Devamı

Çocuk gırtlağımızın bütün gücüyle haykırıp, sıçrayarak, koşarak el sallardık: ‘Güle güle, güle güle!’ Acaba nasıl bir yaratık idi? Ölmezliğin sembolüydü adeta!

Bir 29 Ekim’de İzmit Bahriye (deniz) üssünde Cumhuriyet Balosu’na gitmek için annemin, saçlarını kızgın maşayla hazırladığını, babamın simsiyah elbiselerini prova ettiğini hatırlıyorum.

Evet, ne demiştim sevgili dostlarım; İzmit’te ahşap bir evde oturuyorduk.

İzmit tepeler üzerine kurulmuş bir şehirdir. Tepelerden İzmit Körfezi’nin sonunda kaybolan dümdüz demiryolu görülür.

1938 Kasım ayında bir sabah sarsıldık. O’na bir şey olmuştu. Bir iki gün, belki bir hafta geçti. İstasyona bizi götüren öğretmenimizle çiçekler taşıdık. Beyaz vagon orada duruyordu, çiçeklerle süsledik. Beyaz trenin en sonunda duran vagondu.

O’nu Yavuz zırhlısıyla önce İzmit tersanesine, oradan da eller üstünde istasyona bizim süslediğimiz vagona getirdiler. Akşam saatiydi. Hava kararmıştı.

İzmit tepelerinden görünen manzara şöyleydi:

Ovada dümdüz giden demiryolunun iki yanında kendiliğinden koşup, kopup gelen halkımızın ellerinde meşaleler yanıyordu. O’nun vagonu yine en arkadaydı. Beyaz Tren yine gidiyordu. Son vagonun geçtiği noktada meşale sönüyordu. O’nu aydınlıklar içine doğru gönlümüz ve ellerimiz karararak uğurluyorduk.

Genç dostlarım, benim kuşağım, o günleri yaşamış kuşaklar, neyi hayal ediyor biliyor musunuz?

Haberin Devamı

Evet, Hocam, bizler de senden sonra gelen yakın kuşakta aynı şeyleri hayal ediyoruz. Körfezden bize doğru gelen demiryolunun iki yanında sizler, o bize doğru geldikçe meşalelerinizi yeniden yakıyorsunuz. Beyaz Tren sizin aydınlıklarınız içinde geri geliyor. Işıklar, aydınlıklar sizin ve hepimiz için olsun.

Bekliyoruz.”

Bu yazıyı birkaç yıl önce yazmıştım. Hâlâ ışığın geri geleceğine ümit etmek istiyorum. Bu ışığın geri geldiğini görmek bizlere belki yetişmez ama er geç bu ışık gelecek, buna inanıyorum.

‘Kılavuz geçiyor’