Atatürk devrimciliği

12 Kasım 2021

Prof. Dr. Cengiz Kuday<br><br>Atatürk yurt kurtarıcılığının yanı sıra birbiri ardına devrimlerini gerçekleştirmiştir.<br><br>O zamanki Birinci Meclis çoğunluğunun bu devrimlere inanmadıkları; karşı olduğu bilinirken Atatürk ne düşünüyor idi; gayesi ne idi. Medreseden yetişme şeriatçıların vicdanları üzerindeki egemenliği yıkıp laik bir devlet sistemine girmedikçe; dünya işçilerini yalnız akıl yolu ile çözüp çevirmedikçe dini sadece Tanrı ile kulu arasında bir vicdan işi olarak bırakmadıkça, baştaki istibdat yıkılsa bile Tanrı adına toplumu hükmü altına tutan geri medrese şeriatçılığının yarattığı yığın despotluğu önlenmedikçe, eğitim sistemi laik müspet ilimlere dayanan eğitimle değişmedikçe, toplumu değiştirmeye, ilerlemeye, kalkındırmaya vicdan ve akıl hürriyet yolundan siyasi hürriyete kavuşturmaya, resmi devamlı ve kararlı bir hürriyet resmi yapmaya imkan yoktur.

Atatürk’ün amacı devrimciliği köylere yaymak; din görevlilerini de bu düşünce tarzında

Yazının Devamı

Karabağ zaferinin belgesi ‘üçlü bildiri’nin önemi

12 Kasım 2021

Dr. Cavid Veliyev / (Uluslararası İlişkiler Analizler Merkezi)<br><br>44 günlük savaş sonrasında Azerbaycan’ın Karabağ zaferini belgeleyen üçlü bildiri 10 Kasım 2020’de imzalandı. 44 günlük savaş sırasında birkaç defa Ermenistan’a savaşı sonlandıracak anlaşma imzalanması teklif edilmiştir. Tabii ki, Azerbaycan’ın şartı Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilmesi şart koşulmuştur. Fakat Ermenistan tarafı bu teklifi reddederek savaşa devam etmiş ve çok ağır bir yenilgiye mahkum edilmiştir. 8 Kasım 2020’de Azerbaycan’ın kültürel başkenti Şuşa’nın Ermeni işgalinden kurtarılmasından sonra 25 bin askerinin kuşatma altına düşmesi tehlikesi ile karşı-karşıya kalan Ermenistan 10 Kasım tarihinde Azerbaycan’ın şartlarını kabul ederek bildiriyi imzalamak zorunda kalmıştır.

Tabii ki, bu bildirinin önemini birkaç açıdan anlatmak mümkündür. Özellikle savaştan önce Dağlık Karabağ sorunun çözümü için Azerbaycan’a yapılan tekliflerin içeriğini gözden

Yazının Devamı

Evlat edinme şartları ve süreci

11 Kasım 2021

ZAFER İŞERİ<br><br>Bir çocuğu sevgisiyle büyüten, ona emek ve değer veren kişiler biyolojik açıdan olmasa da gerçek anlamda anne ve baba olabilirler. Bu şekilde evlat edinmek de ebeveyn olmanın alternatif yoludur. Evlat edinmenin amacı, evlat sevgisini tatmak ve yaşamaktır. Evlat edinmenin her halde küçüğün yararına bulunması ve evlat edinenin diğer çocuklarının yararlarının hakkaniyete aykırı bir biçimde zedelenmemesi gerekir.

Arada 18 yaş olmalı

Peki evlat edinmenin şartları nelerdir? İlk olarak birlikte evlat edinebilme açısından evlat edinilmek istenilen küçük ile koruyucu aile arasında en az 18 yaş bulunmalıdır ve sadece evli olanlar birlikte evlat edinebilirler; evli olmayanlar birlikte evlat edinemezler. Bunlara ek olarak eşlerin birlikte evlat edinebilmeleri için alternatif iki şart aranmaktadır; ya eşlerin en az beş yıldan beri evli olmaları gerekmektedir ya da eşlerin her birinin otuz yaşını doldurmuş olması gerekmektedir. Birlikte evlat edinme için bu iki şarttan sadece birinin bulunması yeterlidir.

Birlikte evlat edinme haricinde eşlerden birinin evlat

Yazının Devamı

Svalbard Antlaşması ve Türkiye’nin fırsatları -2

10 Kasım 2021

Oktay ÇETİN / Dr.Öğr. Üyesi Kapt. - Barbaros BÜYÜKSAĞNAK / Öğr. Gör. Kapt.<br><br>Yirminci yüzyılın başlarına kadar hiçbir ülkeye ait olmayan adaların durumu madenciliğin bölgede önemli bir endüstri haline gelmesiyle değişmiştir. Bölgedeki arazilerin değer kazanmaya başlamasıyla birlikte güvenilir bir yönetim ve mevzuat ihtiyacı gündeme gelmiştir. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından 9 Şubat 1920 tarihinde Fransa’da imzalanan “Spitsbergen Antlaşması” ile adalar resmen Norveç egemenliği altına girmiştir. Antlaşmanın yürürlüğe girdiği 1925 tarihinde adı Svalbard olarak değiştirilen adalarla ilgili imzalanan antlaşma günümüzde yaygın olarak “Svalbard Antlaşması” olarak anılmaktadır.

Türkiye’nin ilgisi

Antlaşma ile adalara taraf devletlerin lehine olmak üzere Norveç anakarasındaki yerlerden farklı olarak uluslararası özel bir statü kazandırılmıştır. Buna göre; Norveç’in tam ve mutlak egemenliği altında olsa da antlaşmaya taraf devletlerin vatandaşları adaların

Yazının Devamı

Svalbard Antlaşması ve Türkiye’nin fırsatları -1

9 Kasım 2021

Oktay ÇETİN / Dr.Öğr. Üyesi Kapt. - Barbaros BÜYÜKSAĞNAK / Öğr. Gör. Kapt.<br><br>Pîrî Reis Üniversitesi öğretim üyeleri olarak hazırladığımız ve International Journal of Environment and Geoinformatics (IJEGEO) dergisinin Eylül 2021 sayısında yayımlanan “Turkey’s interest in the Arctic region: the evaluation of being a party to the Svalbard Treaty” başlıklı makalemizin kısa bir özetini Svalbard anlaşmasının öneminin ve Türk vatandaşlarına sağlayabileceği avantajların anlaşılması maksadıyla kaleme aldık.

Kuzey Kutup Bölgesi olarak da bilinen Arktik Bölgesi; Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika kıtalarının kuzey kısımlarını ve bu üç kıta arasında yer alan Arktik Okyanusu’nu içermektedir. Buzla kaplı olan ve dünyanın en küçük okyanusu olarak kabul edilen Arktik Okyanusu, ortalama 987 metre derinlik ile diğer okyanuslara kıyasla daha sığdır ve kapsadığı 14.090.000 km²’lik alan ile dünyanın en büyük denizi olan Akdeniz’den beş kat daha büyüktür. Kanada, Danimarka, Finlandiya,

Yazının Devamı

Putin’den Biden’a Mektup; Rusya’dan Sevgilerle (*)

7 Kasım 2021

Bülent Akarcalı - dusunce@milliyet.com.tr

Sayın Başkan, G20’lerin toplantısı için İtalya’ya gelebilseydim size teşekkürlerim bizzat iletecek idim.

Gelemeyince bu mektubu kaleme aldım.

Ne teşekkürü diyeceksiniz?

Şahsınız, ABD Temsilciler Meclisi ve Senatosu’nun ve diğer bir kısım sivil ve askeri Amerikan yetkililerinin, size destek veren ABD medyası ve akademik dünyanın, sürekli Türkiye aleyhinde beyanları, uyguladığınız yaptırım politikaları, ülkenin içişlerine karışma ve de karıştırma yaklaşımlarınız, daha seçilmeden Başkan olunca bu iktidarı değiştirmek için Türk Muhalefetiyle işbirliği yapacağınız gibi açıklamalar sayesinde komşumuz Türkiye ile daha yakın ve sağlam bağlar kurma, dostluk ilişkilerimizi geliştirme fırsat ve olanaklarını bize sağlamanızın teşekkürüdür.

Bu hizmetinizin karşılığını nasıl ödeyeceğimizi bilemiyorum. Türkiye’nin ABD’den uzaklaşıp Rusya’ya yaklaşması için elinizden geleni yapıyorsunuz demek dahi yetersiz kalır! Zira tüm politikalarınız askeri, ekonomik ve finansal şantajlar üzerine dayalı.

Güc&

Yazının Devamı

Türk hukuk sisteminde nafaka türleri ve işleyişi

4 Kasım 2021

Zafer İşeri - dusunce@milliyet.com.tr / Nafaka, kişinin yaşamını idame ettirmek ve temel ihtiyaçlarını (barınma, eğitim, kültür, ulaşım v.b.) karşılamak üzere kanuni bir yükümlülük olarak, belirli aralıklarla hükmedilen paradır. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen nafaka, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir, şeklinde düzenlenmiştir. Nafaka boşanma davası ile birlikte istenebileceği gibi boşanma davası olmaksızın da istenebilir. Mevzuata göre boşanma davasında tarafların nafaka isteminde kusur şartı vardır, eşlerden birinin nafaka alması için kusurunun diğer tarafa oranla az olması ya da diğer taraf ile kusurunun eşit olması gerekmektedir.

Tedbir nafakası

Türk hukuk sistemimizde dört çeşit nafaka vardır, bunlar: tedbir, iştirak, yoksulluk ve yardım nafakalarıdır. Tedbir nafakası, boşanma veya ayrılık davası açılınca mahkeme tarafından, davanın süresi boyunca gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine,

Yazının Devamı

Glasgow İklim Sınavı

31 Ekim 2021

António Guterres - Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri

İklim krizi nedeniyle insanlık için kırmızı alarm zilleri çalıyor.

Dünya liderleri COP26 olarak adlandırılan BM İklim Konferansı için Glasgow’da bir araya geliyor.

Atacakları ya da atmayacakları her adım dünyanın karşı karşıya olduğu acil durumu ne kadar ciddiye aldıklarını gösterecek.

Uyarı işaretlerini görmemek pek mümkün değil; sıcaklık her yerde artışta, biyolojik çeşitlilik azalıyor, okyanuslar ısınıyor, asitlenme artıyor, plastikler nefesini kesiyor. Artan sıcaklıklar nedeniyle yüzyılın sonunda dünyada geniş bir alan insanlar için yaşanmaz hale gelecek.  

Saygın tıp dergisi The Lance’in de belirttiği üzere iklim değişikliği önümüzdeki yıllarda “insan sağlığının belirleyicisi” olacak. Bu krizin açılımı
ise yaygın açlık, solunum yolu hastalıkları, ölümcül hastalıklar ve COVID-19’dan daha şiddetli salgın hastalıklar.

Alarm zillerinin çalmasına rağmen en son BM raporları, hükümetlerin şimdiye kadarki eylemlerinin büyük bir umutla b

Yazının Devamı