Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Oktay ÇETİN / Dr.Öğr. Üyesi Kapt. - Barbaros BÜYÜKSAĞNAK / Öğr. Gör. Kapt.

Pîrî Reis Üniversitesi öğretim üyeleri olarak hazırladığımız ve International Journal of Environment and Geoinformatics (IJEGEO) dergisinin Eylül 2021 sayısında yayımlanan “Turkey’s interest in the Arctic region: the evaluation of being a party to the Svalbard Treaty” başlıklı makalemizin kısa bir özetini Svalbard anlaşmasının öneminin ve Türk vatandaşlarına sağlayabileceği avantajların anlaşılması maksadıyla kaleme aldık.

Haberin Devamı

Kuzey Kutup Bölgesi olarak da bilinen Arktik Bölgesi; Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika kıtalarının kuzey kısımlarını ve bu üç kıta arasında yer alan Arktik Okyanusu’nu içermektedir. Buzla kaplı olan ve dünyanın en küçük okyanusu olarak kabul edilen Arktik Okyanusu, ortalama 987 metre derinlik ile diğer okyanuslara kıyasla daha sığdır ve kapsadığı 14.090.000 km²’lik alan ile dünyanın en büyük denizi olan Akdeniz’den beş kat daha büyüktür. Kanada, Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Norveç, Rusya, İsveç ve ABD’nin topraklarının bulunduğu Arktik Bölgesi’nde yaklaşık dört milyon nüfusun barındığı kabul edilmektedir.

Özellikle son 20 yılda insan kaynaklı küresel ısınma nedeniyle Kuzey Kutup Bölgesi’nde yaşanmakta olan benzeri görülmemiş değişimin burada yaşayan insanlar, ekosistemler, kaynaklar ve bölgenin jeopolitiği üzerinde derin etkileri vardır. Bu değişiklikler Kuzey Kutbu’nun yanı sıra dünyanın geri kalanını da önemli ölçüde etkileyebilecektir. Arktik Okyanusu’nun büyük bir kısmının 2030’ların sonlarına doğru yaz aylarında deniz buzundan arınmış olabileceği, 2050 yılına kadar ise Kuzey Avrupa’da bazı bölgelerin deniz seviyesindeki yükseliş nedeniyle sular altında kalabileceği öngörülmektedir. Deniz buzlarının erimesi Arktik bölgesinde fiziksel, jeopolitik ve sosyo-ekonomik dönüşümlere neden olurken, Norveç’e bağlı Svalbard Adaları da bu gelişmeden payına düşeni almıştır. Kutup noktası ile İskandinavya yarımadası arasındaki eşsiz konumuyla Svalbard, kutup bölgesinde en yüksek ısınma oranına sahip bölgeler arasında yer almaktadır. Toplam 61.000 km2 yüzölçümü ve 3000’e yaklaşan nüfusu ile dünyanın en kuzeyindeki kalıcı yerleşim yerlerine sahip Svalbard Adaları’nın egemenliği 1920’de Paris’te imzalanan bir antlaşma ile Norveç’e devredilmiştir.

Haberin Devamı

Svalbard Adaları

Svalbard Adaları, eşsiz coğrafyası ile turistler, araştırmacılar ve öğrenciler için kolay erişilebilirliği, araştırma programları ve yükseköğretim olanakları, araştırma istasyonları ve uluslararası ağlara bağlı iyi organize edilmiş altyapısı sayesinde Arktik bölgesinin en önemli bilimsel araştırma ve turizm noktalarından biri haline gelmiştir. Grönland’ın doğusunda yer alan adalar, yirminci yüzyılın başında kutup keşiflerinin yanı sıra kömür çıkarılması için bir keşif üssü olarak kullanılmıştır. Kuzey kutup noktasından sadece 1.000 km uzaklıkta olan ve uluslararası bir statüye sahip Svalbard’da kutup bilimleri üzerine araştırmalar yapmakta olan birçok devlete ait çok sayıda araştırma istasyonu bulunmaktadır. Ayrıca, adaların yönetim merkezi konumundaki Longyearbyen kasabasında deniz seviyesinden yüksekte donmuş topraklara sahip bir dağın derinliklerinde inşa edilerek 2008 yılında açılan “Küresel Tohum Ambarı”nda insanlığın geleceği için hayati önem taşıyan tohumlar depolanmaktadır. “Kıyamet Kasası” olarak da adlandırılan ambar küresel bir felaket durumunda insanlığın kullanımı için tesis edilmiştir. Günümüzde, Türkiye dâhil 66 ülkeden toplam 1.081.026 tohum numunesi dünyanın en büyük tarımsal biyoçeşitlilik koleksiyonunu barındıran bu depoda muhafaza edilmektedir.

Haberin Devamı

Svalbard Antlaşması ve Türkiye’nin fırsatları -1

YARIN DEVAM EDECEK