Beyin göçü (2)

14 Ekim 2021

Dr. Zeki Hozer - dusunce@milliyet.com.tr

Zamanın ruhu küresel entegrasyon için işlemekte ve vasıflı beyin göçü her zaman olacak.

Bu kapsamda, bu durumdaki vatandaşlarımızın göç ettikleri yerlerde başarılarının takibi, göç süresince ülke ile ilişkilerinin organizasyonu ve olası ise karşılıklı işbirliği ve network imkanlarının sağlanılmasına yönelik bir bilim&teknoloji diasporası yaratılması ulusal stratejik hedef şekline getirilebilir.

Çin, bunu dünyada en iyi yapan ülke. 

Geri kazanmak mümkün

ABD’de 2018-2019 öğretim döneminde yabancı öğrenci sayısı 1 milyon 95 bin 299 ile rekor kırarken, bu rakamın sadece 10 bin 159’u Türk öğrencilerden oluşuyordu.  

Çin, bu dönemde de 369 bin 548 öğrenci ile birinci sırada idi. Artık günümüzde hiçbir ülke mal, sermaye ve teknolojiyi kendi ülkesinde sınırlayamıyor.

Doğası gereği potansiyel beyin göçleri de yurtdışı çalışma ve nereye göç edeceği kararını verirken, sosyoekonomik kişisel fayda zarar bağlamını değerlendirecekt

Yazının Devamı

Beyin göçü (1)

13 Ekim 2021

Dr. Zeki Hozer <br><br> Geçenlerde okuduğum bir makalede, ülkemizde son yıllarda dikkati çeken bir beyin göçü furyasından bahsediliyordu.

Tam da bu sıralarda benim odaklandığım bir haber oldu!

Biliyorsunuz, NASA, Jet Propulsion Laboratuvarları’nda geliştirilen Perseverance’ı, 30 Temmuz 2020’de CCAFS Uzay Kompleksinden uzaya göndermişti ve tam 6.5 ay sonra Mars’a başarı ile indirmişti. Böylece şimdiye kadar Mars’la ilgili gezegenin yüzeyiyle sınırlı kalan araştırmalar artık sondajlarla yüzey derinliklerinde ve Mars’ın çekirdeği gibi detaylara kadar genişleyecek...

İşte NASA, bu konuda dünya kamuoyunda farkındalık yaratmak amacı ile bu uzay keşif aracı için tüm ülke vatandaşlarına açık ‘Mars’a Bilet’ kampanyası açtı ve dileyen internetten ücretsiz sembolik biletlere sahip olabildi. Bu sayı 10 milyonu bulmuş ama bizi ilgilendiren nokta, en fazla bileti Türklerin almış olması! Listenin bir nolu bölümünü kaplayan ülke tam 2.5 milyon kişi ile Türkiye!

Bilet için başvuranlar da

Yazının Devamı

Taliban, Afgan kadını ve laiklik

11 Ekim 2021

İsmail Özcan / Eğitimci/Yazar<br><br>Afganistan ve Taliban, ABD’nin Haziran 2021’de Afganistan’ı terk edeceğini açıklamasından sonra dünya gündeminin ön sıralarına oturmuştu. ABD’nin bu sözünün gereği olarak 31 Ağustos 2021’de Afganistan’dan tam olarak ayrılmasından birkaç hafta önce de ülke bütünüyle Taliban’ın eline geçmişti. Şu anda Afganistan’ın tek hâkimi haline gelen ve yeni bir hükümet kuran Taliban, daha uzun zaman hem kendisini hem de ülkesini dünya gündeminin ilk sıralarında tutmaya devam edecektir.

Verdiği mücadeleyle Taliban’ın Afganistan’a bağımsızlık kazandırdığını öne sürerek ülkemizden ve dünyadan kendisine olumlu bakan küçük bir azınlık dışında Türkiye’nin ve uygar dünyanın insanlarının ezici çoğunluğunun bakışı son derece olumsuz ve ümitsizdir. Afgan halkına, fakat bilhassa Afgan kadınlarına acıyan, onlar adına derinden üzüntü duyan bir bakıştır. Çünkü Taliban bu bakışa hak

Yazının Devamı

Genç bir Türk subayının ilk aşkı

11 Ekim 2021

Mustafa Kemal Ulusu<br><br>1913 yılı Kasım’ında Sofya’ya askeri ataşe olarak atanan Mustafa Kemal, Bulgar ordusunun ünlü generali, Savunma Bakanı Stylian Kovaçeva’nın 20 yaşındaki kızı Dimitrina Kovaçeva’yla (Miti) ile bir baloda karşılaşır. Yabancı diplomatlar, İsviçre’de eğitim görmüş, üç dil bilen, piyano çalan ve dans pistlerinde paylaşılamayan güzel Miti’ye ”Balkan Gülü” adını takmıştır. Mustafa Kemal, bir baloda Miti’yi dansa kaldırır ve o gece Strauss’un ”Güzel Mavi Tuna” valsi eşliğinde sabaha kadar dans ederler. Sofya’yı sarsacak aşkın ilk kıvılcımları başlamıştır, Miti ve Mustafa Kemal sık sık görüşür, birlikte buz pateni yaparlar. Ancak, ilişkileri 1914 Sofya’sına esrarengiz, mutlu ve umutsuz bir aşk çıkmazı olarak damgasını vuracaktır, Bulgar sarayından gelen baskılar ve general baba Kovaçeva’nın kızının Osmanlı’daki yaşama uyum sağlayamayacağı gerekçesi yüzünden, görüşmeleri ve büyük aşkları maalesef sona erdirilmiştir.

Yazının Devamı

Yozlaştırılan Türkçemiz

11 Ekim 2021

Bülent Akarcalı<br><br>Melih Aşık arkadaşımız geçen hafta Türkçe konusunda uyarıda bulunuyordu, bir sanatçı dostu gönderdiği notta yabancı sözcüklere savaş açılmasına karşı çıkarak:

“Diller başka dillerden alınan kelimelerle zenginleşir. Dilimize ve hayatımıza yerleşmiş kelimeleri engelleyemeyiz.Yoksa sen de hostes yerine “gök konuksal avrat” diyenlerden misin?” demiş, karşılığında gerekli cevabı da Melih Bey’den almış.

Ama ben de sanatçı arkadaş üzerinden, iyi eğitimli, yetişmiş bir avuç insanımızın bulundukları basın mesleğinde dilimize hiç özen göstermeden, tam karşılıkları olmasına rağmen, İngilizce ve Fransızcaya olan özentilerinden, ya da bu dillerde kelime kullanarak kendilerini daha bir üst sınıftan sanma gibi yanlışlıklara düştüklerinden söz etmek isterim.

Doğrudur, tarih boyunca karşılaştığımız, iç içe yaşadığımız toplumlardan aldığımız sözcüklerle dilimizi zenginleştirdik. Farsça, Arapça, Rumca, Ermenice, İtalyancadan, daha sonra Fransızca ve en son İngilizceden 10.000

Yazının Devamı

AUKUS (2)

6 Ekim 2021

Alp Kırıkkanat <br><br> ABD ve İngiltere’nin Çin’i Pasifik’te olabildiğince sıkıştırmasının nedenleriyle Çin’le iyi bir ticari ilişkisi olan Avustralya’nın AUKUS’a iştirak sebeplerinin kesiştiği noktalar neler olabilir? Büyüyen Çin karşısında elbette ulusal güvenliğini daha ileri boyutlara taşımak denilebilir. Ancak bilinenin dışında, işin olası bir başka boyutu da olabilir.

Şimdilik dillendirilmeyen bu tehdidin, kuraklık ve açlık tehlikesi olduğunu düşünüyorum. Avustralya bazı ülkelerin en büyük buğday tedarikçisi olarak biliniyor. Ancak böyle olmasına rağmen uluslararası bir kısım istatistiklerde; Avustralasya olarak isimlendirilen Avustralya, Yeni Zelanda ve komşu adaları kapsayan bölgede, iklim değişikliği nedeniyle 2050’lerde ekilebilir toplam tarım alanlarının yüzde 40’nın kuraklık tehdidi altında kalacağı öngörülüyor. Bu bir ada ülkesi olan Avustralya için önemli bir tehlike. Böyle bir durumda, Pasifik’teki tedarik zincirlerinin ne olacağı ve Çin’in olası

Yazının Devamı

AUKUS (1)

5 Ekim 2021

Alp Kırıkkanat<br><br>ABD ve İngiltere’nin Pasifik’teki hamlesi herkesi şaşırtmış görünüyor. Her iki ülke yanlarına Avustralya’yı da alarak deniz gücü ağırlıklı yeni bir askeri birlikteliğin başlayacağını duyurdular. İlgili ülkelerin İngilizce adlarının kısaltmalarıyla anılan (A-UK-US) ve AUKUS olarak isimlendirilen bir ittifakın oluştuğu belirtiliyor. Bu oluşumun Çin’in bölgede artan askeri gücüne karşı güçlü bir cephe oluşturacağı iddia ediliyor. AUKUS anlaşmasının açık metnini henüz gören yok. Ancak bu askeri ittifakla, Pasifik bölgesinde ve hatta dünyadaki dengelerin bütünüyle değişeceğini söyleyen çok... Meselenin sadece Avustralya’nın nükleer takatli denizaltı (SSN) inşası ihalesinin Fransızlardan alınarak Anglosakson bir üretim ve işletim sistemine dönüşüm boyutunu biliyoruz. Bazı açık kaynaklarda, ilk denizaltının göreve başlama zamanının en iyi ihtimalle 2040 yılı olabileceği yönünde tahminler yapılıyor. SSN yeteneğinin tutarlı bir strateji ile uyumlu olup

Yazının Devamı

Merkel ve sonrası

4 Ekim 2021

Zeki Hozer  / Doktor<br><br>Merkel, biz Türk-leri Avrupa Birliği üyeliğine dair açık sözlülükle söylediği, “Türkiye’nin AB’ye üye olmasını geçmişte ve halen öngörmüyorum’’ şeklindeki düşünceleri nedeni ile kızdırmış olsa da gerçekten çok kritik bir zamanda Alman ve dünya politikasında çok önemli işler başardı.

Bu arada 1961 yılında başlayan ve Türkiye ile Almanya arasındaki  İşgücü

Göçü Anlaşması çerçevesinde Türklerin Almanya’ya işçi olarak gönderilmesinin 60. yıldönümü vesilesiyle düzenlenen törende Alman vatandaşı olan Türklere yönelik bir gönül alma cümlesini söylemeyi de ihmal etmedi:

“Başta Türkler olmak üzere 1960’larda Almanya’daki işgücü açığını doldurmak için ülkemize gelen  100 binlerce misafir işçinin isimleri kulağa yabancı gelse ve adınız,

‘Klaus’ veya ‘Erika’ olmasa bile en az benim kadar

Yazının Devamı