Atatürk’ün İsmet Paşası

25 Aralık 2022

Safa Tekeli - İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, 25 Aralık 1973’te, Ankara’da 89 yaşında yaşamını yitirdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk hükümetini de kuran İnönü, 24 Eylül 1884’te İzmir’de doğdu. İsmet İnönü’nün biyografisini yazanlar, onun hem asker hem diplomat ve devlet adamı niteliklerini vurgularlar.

Onun bu niteliklerini; “İnönü Savaşları, Mudanya Mütarekesi, Lozan Barış Antlaşması; Atatürk’ün başbakanı olarak demiryollarının yaygınlaştırılması, fabrikalar kurularak yerli sanayinin güçlendirilmesi; Cumhurbaşkanı olarak da İkinci Dünya Savaşı’nda uyguladığı tarafsızlık siyasetiyle ülkeyi esenliğe çıkarması, ilköğretim seferberliği, Köy Enstitüleri atılımı; 1950-1960’ta muhalefet lideri olarak demokrasiye katkısı, 1960 ve sonrasında askerî müdahale hareketlerinin demokratik yaşama dönüşmesine katkısı” örneklerini vererek somutlaştırırlar.

Atatürk’ün savaşta asker, barışta diplomat ve devlet adamı olarak en güvendiği paşası İsmet

Yazının Devamı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde işkence yasağı

24 Aralık 2022

Zafer İşeri - İnsan hakları insanların doğuştan yalnızca insan oldukları için sahip oldukları, vazgeçilmez, dokunulamaz, mutlak hak ve özgürlüklerdir. İşkence yasağı AİHS m. 3’te şu şekilde düzenlenmiştir: Hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz. İşkence yasağı mutlak haklardan olup hiçbir suretle sınırlandırılamayan mutlak haklardandır.

İşkence ve kötü muamele yasağı mutlak niteliktedir. Gerek Anayasa m. 15, gerek AİHS m. 15 dokunulamayan hakları sıralarken o listeye işkence yasağını da koymuştur. Devletin yetki alanındaki herkes için geçerlidir. İşkence ve kötü muamele yasağının mutlak niteliği, OHAL ya da savaş halinde dahi bu yasaktan feragat edilemeyeceği anlamını taşır (AİHS m. 15,  AY m. 15).

3. madde kapsamında yasaklananlar şunlardır: İşkence, onur kırıcı muamele, insanlık dışı veya aşağılayıcı ceza. Bir eylemin 3. maddenin kapsamına girebilmesi için, kötü muamelenin asgari bir şiddet (acı, üzüntü yaratan) seviyesine ulaşması gerekir. Bu asgari seviyenin değerlendirilmesi görecelidir.

İşkence,

Yazının Devamı

Kubilay şehit edileli 92 yıl oldu

23 Aralık 2022

SAFA TEKELİ- Menemen’de yedek subaylığını (o yıllarda küçük zabit deniliyor) yapan öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın 23 Aralık 1930’da tarikat mensubu Derviş Mehmet ile arkadaşları tarafından şehit edilmesinin üzerinden 92 yıl geçti.

Türkiye Cumhuriyeti kurulalı henüz yedi yıl olmuştu. Atatürk, ülkeyi çağdaşlaştırma yolundaki devrimlerini hayata geçirmişti. Halifeliğin kaldırılması, medreselerin, tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması, öğretimin birleştirilmesi ve Medeni Kanun’un kabul edilmesi, eski düzene dönülmesi için fırsat kollayan çevreleri harekete geçirmişti. Çok partili siyasi hayata geçilmek amacıyla 12 Ağustos 1930’da Serbest Cumhuriyet Fırkası (SCF) kurulmuştu. Mustafa Kemal’in tek istediği “laik Cumhuriyet esaslarına sadık” kalınmasıydı. Ancak, dünyayı etkileyen 1929 ekonomik krizi, Ege’deki yaşamı da etkilemişti. Ekonomik sıkıntıdan yararlanan gerici çevreler, yeni partiye sızmışlardı. Laikliğin tehlikede olduğunu gören Mustafa Kemal de çok parti denemesinden

Yazının Devamı

Sürdürülebilirlik

21 Aralık 2022

Ali Em - Yüksek Seçim Kurulu Önceki Başkanı / Günümüzde “Sürdürülebilirlik” sözcüğü görsel ve yazılı basında ve çeşitli düşünce alanlarında sık sık kullanılarak kamuoyunun önüne taşındığı duyulmakta ve görülmektedir. Bu çalışmamızda Sürdürülebilirliğin derinliğine ve alt ayrımlarına girmeden, genel hatlarıyla ne anlaşılması gerektiği hususlarına değinilmektedir. Bu sözcüğün kullanımı yeni olmayıp, uzun süredir Dünya gündemin de yerini koruduğu bilinir. Sürdürülebilirliğin ana unsurları olan; ekonomik kalkınma, çevrenin korunması ve sosyal gelişim alanlarıyla ilgili olarak Birleşmiş Milletlerce farklı tarihlerde düzenlenen konferans, panel, zirve ve benzeri toplantılar sonucu oluşturulan raporlarda ve açıklamalarda “Sürdürülebilirliğin” toplumların bu gününe ve geleceklerine yön vermedeki önem ve özelliği belirtilir.

1972 yılında yapılan Çevre ve Sürdürülebilirlik Kalkınma Konferansında;

Yazının Devamı

İran’daki protestoların gidişatını jeopolitik belirleyecek

19 Aralık 2022

Dr. Orhan Karaoğlu (Uluslararası İlişkiler Uzmanı) - Tarihçiler sık sık bir ülke veya bölge üzerinde büyük bir etkiye sahip tarihî olayları, “tarihsel dönüm noktaları” olarak belirtmektedir. Bu olaylar, “bir bölgenin tarihî gidişatını” yeniden ve genellikle de tamamen beklenmedik bir şekilde tekrardan belirleyen olaylardır. Orta Doğu tarihinin dönüm noktalarından birisi de 1979 İran devrimiydi. Bu olay, Batılı bir müttefiki Batı ve Amerikan karşıtı bir hükûmetle değiştirmekle kalmamışdaha önemli bir şekilde petrol zengini bir devletin gücünü Şii siyasi düşüncesi ile birleştirmişti.

İran’da 16 Eylül’de hayatını kaybeden 22 yaşındaki Mehsa Emini’nin ölümünün ardından geçen üç aylık sürede toplumsal protestolara ev sahipliği yapıyor. Kadın, yaşam, özgürlük!” sloganları İran sokaklarında 3 aydır yankılanıyor. Ancak İran’daki ayaklanma, “İslami giyim tarzı” ve rejime yönelik sadece kadınların öncülük ettiği bir eleştiriden

Yazının Devamı

Türkiye’yi yok saymanın riskleri (*)

19 Aralık 2022

Bülent Akarcalı / bulent@bulentakarcali.com - Batı, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de kendine ait stratejik çıkarları olduğunu kabul etmeyi reddediyor ve bunu yaparken çok önemli bir müttefiki yabancılaştırma riskini alıyor.

ABD ve Avrupa, Ankara’nın bakış açısını anlamak için çok az çaba harcıyor.

Avrupa’nın güneydoğu komşuları -Doğu Akdeniz, Karadeniz bölgesi ve Kafkaslar- uzun süredir büyük jeopolitik aktörlerin etki için yarıştığı bir arena olmuştur. Türkiye’de bu kritik bağlantının merkezinde yer alıyor.

Bu, Ankara’yı büyük zorluklar ve sorumluluklarla karşı karşıya bırakıyor. ABD, Avrupa Birliği,

NATO ve Rusya’nın bölgede stratejik çıkarları var ve İsrail, Mısır ve Yunanistan gibi diğer önemli aktörlerin de tehlikede olduğu çok şey var.

Ankara’nın çıkarlarını savunmak için belirli bir stratejik özerkliğe ihtiyacı var. Türkiye Orta Doğu’da istikrar sağlama potansiyeline sahiptir ve Orta Asya’da önemli bir rol oynayabilir.

ABD ve AB, Türkiye’nin

Yazının Devamı

Yükseköğretimde ‘sessiz istifa’-2

18 Aralık 2022

Yavuz Odabaşı - Sessiz istifa, meslektaşlarla, öğrencilerle bağların kopmasına, birbirlerinden uzaklaşmalarına neden olabilecek bir sorun olarak gündemde durmaktadır. Olumsuz enerjinin oluştuğu bir kültürel ortam ve kendini sınırlandırma gereğinin ortaya çıktığı bir sonuçtur yaşananlar. Ne yazık ki, işten alınan tatmin ve işe verilen anlam zenginliği kayboluyor. Akademik personelin adanmışlıklarının eksildiği, coşkularını ve ilgilelerini yitirdikleri, çıktılar hakkındaki titizliklerini kaybettikleri üniversiteleri öğrenciler ve aileleri seçme yoluna gitmeyecektir. Üniversiteli olmanın getireceği doyum ve entelektüel zenginlik kaybı ise öğrenci kayıtlarında kendini somut olarak da gösterebilecektir.

Tanımlanmış görevlerin, etkinliklerin ötesinde, öz disiplinle görevlerin yerine getirilmesinin yanı sıra üniversitelerde tatmin, kadro ve unvanlardan başka soyut motivasyon araçlarıyla da yaşanabilmektedir. Akademik personeli “girdi-çıktı” anlayışında bir maddiyat ekseninde güdüleme yeterli olamamaktadır. Sosyal bilimler ve sanat alanları başta

Yazının Devamı

Yükseköğretimde ‘sessiz istifa’ -1

17 Aralık 2022

Yavuz Odabaşı - Sessiz istifa kavramı son dönemde hayli yaygınlaştı. Kavramın işaret ettiğine göre; verilen yeni görevler en az düzeyde yapılırken, çalışanlar çoşku eksikliği içinde işlerine ruhlarını katmıyor ve dört elle işlerine sarılmıyorlar. Sadece yapmaları gerekenleri, görevlerini yaparak işlerini kaybetmemeye çalışıyor ve gerektiği zamanlarda dahi daha az sorumluluk alıyorlar. İşi bırakmak, istifa etmek anlamında değil sessiz istifa. Daha çok var olan çalışma kültürünün dayanışmanın yerine kural ve talimat dayatmalarına karşı sessiz bir vazgeçme olarak tanımlanıyor kavram. Ayrıca, pasif agresifin direnişçi bir gösterimi, içe kaçma hali ve duygusu. Gelip geçici olabilecek bu yükselişi bir yeni trend, bir moda olarak yorumlayanlar da var.

Pandeminin etkisi

Zaten uzun zamandır var olan sessiz istifa davranışını pandemi dönemi pekiştirdi ve ön plana çıkardı. İki yılı aşkın süredir hayatımızı her alanda etkileyen pandemi süreci, insanların düşüncelerini ve beklentilerini etkileyerek, hem kendisini hem de

Yazının Devamı