CHP’de yeni bir örgütlenme anlayışı neden zorunludur?

4 Mayıs 2016

Parti-devlet bütünleşmesinin güçlü olduğu bir ortamda sivil toplum alanına dönmek, CHP için etkili bir rekabet yürütebilmenin ön şartı

CHP sivil toplum alanında yer alan aktörlerle iç içe bir siyaset yürütmeli. Her türden sivil toplum kuruluşu CHP’nin ana ortağı olmalı

Bu yazıyı temmuz ayında yapılacak CHP Tüzük Kurultayı’nın hazırlık çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla yazıyoruz. Önerimiz asıl olarak CHP’nin yeniden yapılandırılmasıdır. Ancak yeniden yapılandırma; örgütsel düzenlemelerden, parti programına ve partinin siyaset yapma tarzına kadar geniş bir alanı kapsamakla birlikte, bu yazımızda CHP’nin merkez örgütlenmesine ilişkin eleştiri ve önerilerimizi saklı tutarak yalnızca yerel örgütlenmesi için önerilerde bulunmakla yetiniyoruz.

Köprü işlevi gördüler

19. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkan kitle partisi modelinin dünyada ve Türkiye’de ömrünü tamamladığı görülüyor. Kitle partileri ortaya çıktıkları dönemde işçi sınıfı/etnik-dini azınlıklar gibi geleneksel olarak sistemin dışında bırakılmış kesimlerin siyasal hareketleri ve örgütlenme biçimleriydi. Önemli ölçüde başarılı da oldular. Siyasal sistemden ve iktidar imkânlarından dışlanan kesimlerin taleplerini merkeze

Yazının Devamı

AlzheImer hakkında az bilinenler

2 Mayıs 2016

Yapılan araştırmalara göre Alzheimer, 65 yaşından sonra yakalanmaktan en çok korkulan hastalık. Uzmanlar, karşılaşılan vakaların yüzde 60’ının genetik değil, yaşam tarzından kaynaklandığını belirtiyor

Alzheimer, artık bütün dünyada sokaktaki sade vatandaşın bile bildiği bir hastalık. Fakat Alois Alzheimer çok az kimsenin bildiği bir isim. Alois Alzheimer 1864-1915 yıllarında yaşamış bir Alman nöropsikiyatristi ve patoloğu. Yayımladığı dünyadaki ilk olgu nedeniyle ismi bu hastalığa verilmiş bilim insanı. Alzheimer ölmeden önce, isminin 100 yıl sonra bu kadar yaygın bilineceğini tahmin edemezdi. Ölümünden sonra yapılan törenlerde, gazete ilanlarında ve yazılarda kendisinin böyle bir hastalığı tanımladığından tek bir söz dahi edilmemişti. Hatta en yakın çalışma arkadaşları, hastalığa bu ismi veren hocası Emile Kraepelin bile bu konuda suskun kalmıştı. Çünkü o yıllar böyle bir hastalığın gerçek varlığından herkes kuşkulu idi. Alzheimer’i, insan ömrünün uzaması ve olgu sayısının artması ünlendirdi. Eğer insan ömrü uzamasaydı, Alzheimer hastalığı tıp literatüründe ender rastlanan ilginç bir hastalık olarak kalacaktı.
Son yıllarda Alzheimer’le ilgili artan çalışmalar, zenginleşen tıp

Yazının Devamı

Sevgi dili

29 Nisan 2016

İnal Aydınoğlu
Gaziantep doğumlu bir ekonomist ve işadamıdır. Marmara Üniversitesi ve bazı vakıf üniversitelerinde gönüllülük, sosyal girişimcilik, liderlik ve sevgi konulu dersler vermekte, yetişkin eğitimleri, kurslar, seminerler düzenlemekte, gazetelerde yazmakta, televizyon programları yapmaktadır. Sevgi ve gönüllülük üzerine yayımlanmış 10 kitabı mevcut.


Toplum bir gerginlik içinde, insanlar çok sert, öfkeli; toplumsal yapımıza, geleneklerimize, örf ve adetlerimize uygun olmayan stresli bir hayat yaşıyor insanlarımız. Herkes birbirini tetikliyor adeta. Medyada haberler; terör, kavga, şiddet, cinayet, gasp üzerine. Her şehit haberi; her ana, bacı, eş feryadı yalnızca bizi üzmekle kalmıyor, toplumu öfkeye, şiddete, kine yönlendiriyor. Politikacıların tutum ve davranışları sert, hakaret içerikli ve saygısız. Televizyonlardaki tartışma programları, konuşmacıların birbirinin hakkına saygı göstermediği bir, söz kapma ve alt etme çabası içinde geçiyor.
Kavga, hiddet, şiddet, birbirimizin üzerine yürüme; anlayışsız, sevgisiz bir yaşam, toplumsal alışkanlık haline gelmeye başladı. Herkes birbirini tahrik çabası içinde; gençlerimiz kavga ediyor, insanlar birbirinin hakkına saygı

Yazının Devamı

Sporda şiddet nasıl önlenir?

29 Nisan 2016

Osman Öztürk
Rize, Tunceli ve Kırşehir Emniyet Müdürü olarak görev yaptı. Genel Asayiş, Güvenlik, Terör ve Siber Suçlar konusunda uluslararası düzeyde çalışmalara katıldı. Gazi Üniversitesi’nde ‘Kent Güvenliği’ konusunda mastır yapan Öztürk halen Bahçeşehir Üniversitesi Özel Güvenlik ve Koruma Programı Genel Koordinatörü ve SCG-City Security Group Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyor.

Ülkemizde toplumsal ve bireysel gerilim farklı alanlarda ve boyutlarda ortaya çıkarken, stadyumlarda da birçok şiddet olayının yaşanmasına neden oluyor. Özellikle terör olaylarının yarattığı güvenlik endişesi ve korkusu halkın sokağa çıkmamasına ve kalabalık alanlara gitmemelerine etken oluyordu. Bu gerilim ve endişenin stadyumlara yansıması ise birçok istenmeyen olayların yaşanmasına ve stadyum güvenliğinin gündeme taşınmasına neden oldu. Son olarak Trabzonspor-Fenerbahçe arasında yapılan futbol maçında meydana gelen olay ise stadyum güvenliğini yeniden gündeme taşıdı. Bu olayı, yapılan araştırmalar doğrultusunda bilimsel bir bakışla ele alırsak sanıyorum daha objektif bir değerlendirme yapabiliriz.

Fanatik ve holigan farklı
Futbol paydaşlarının sporcular, tribün liderleri,

Yazının Devamı

Türkiye’nin dış ülkelere yönelik ele alması gereken 4 önemli konu

29 Nisan 2016

Faruk Şen
1948’de Ankara’da doğan Faruk Şen, Almanya’nın WWU Münster Üniversitesi’nde işletme ekonomisi okuduktan sonra aynı üniversitede doktora yaptı. Faruk Şen, 1985’te Bonn’da Türkiye Araştırmalar Merkezi’ni kurdu. 1991’de Essen Üniversitesi’nde profesör oldu. 2008’in sonuna kadar Türkiye Araştırmalar Merkezi’ni yöneten Şen 2009’da Türkiye - Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı’nın kurucusu olarak çalışmalarına devam etti. TAVAK Vakfı’nın yönetim kurulu başkanlığını sürdüren Faruk Şen, REMA kuruluşunun da sahibi.

Türkiye baktığınız zaman 78 milyonluk nüfusuyla dünyanın en dinamik ülkelerinden biri konumunda, her ne kadar enerji alanlarında kendi kaynakları olmasa bile Türkiye sorunlar ile başa çıkmasını bilen bir ülke. Dış dünyaya yönelik gelişmelerde adım atması gereken belirli konular ülkenin konumunu daha da geliştirir.
Bunlar:
1- AB politikasına akılcı yaklaşım
2- Dış politikada yumuşama ve aktifleşme

Yazının Devamı

Küreselleşen terör

26 Nisan 2016

Prof. Dr. Özcan Köknel

Küreselleşme (globalleşme) (globalisation) kavramı 1960’lı yıllarda kullanılmaya başlanmış, 1980’li yıllarda kullanım alanı genişlemiş, 1990’lı yıllarda birçok konunun anahtar sözcüğü durumuna gelmiş, 2000’li yıllarda değişik ve yeni açılımlar kazanmıştır; sihirli bir değnek olmuştur.
Günümüzde küreselleşme kavramı, bireysel ve toplumsal alanda yer alan bütün olayların sorunların ya nedeni ya da çözümü olarak görülmektedir. Bireysel olarak küreselleşme, bir algı nesnesi olarak algılandığında, insanın kimliğini, kişiliğini, güdülerini, dürtülerini, duygularını, coşkularını, bilgisini, düşüncesini, amacını, beklentisini, düşünü, düşlemini, tasarımını, davranışını, tutumunu, eylemini etkileyen iletiler sistemidir.
Toplumsal olarak küreselleşme, ekonomi, kültür, politika, siyaset alanlarında, etkin ve yaygın değişim olarak algılanan, geleceğin kapılarını açacak olan bir kavramdır.
Küreselleşme ulusların, ekonomi, politika, siyaset, bilgi, iletişim, teknoloji bakımından birbirine yaklaşmasını, bir bütün olmasını anlatan bir terim olarak kullanılmaktadır.
Türkiye’de, Uzakdoğu, Ortadoğu, Güneydoğu Asya, Güney Amerika ülkelerinde terör saldırıları yıllardır

Yazının Devamı

Dokunulmazlıkları kaldıran anayasa değişikliği (2)

19 Nisan 2016

Prof. Dr. Hikmet Sami TÜRK

B- Kanun teklifi ne getiriyor?
Madde 1 ile Anayasa’ya eklenen Geçici Madde 20 ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte mevcut dosyalar bakımından uygulanmayacağı belirtilen Anayasa’nın 83. maddesinin II. fıkrasının 1. cümlesi şöyledir:
“Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.”
Demek ki, önerilen Anayasa değişikliğine göre; milletvekillerine görevlerini engellenmeden yapabilmeleri için tanınan yasama dokunulmazlığının somut ifadesi olarak yapılamayacağı belirtilen bu işlemlerin hepsi, mevcut dosyalar bakımından ilgili milletvekilleri hakkında uygulanabilecek; dolayısıyla bu milletvekilleri, Meclis kararıyla yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmasına gerek olmaksızın tutulabilecek, sorguya çekilebilecek, tutuklanabilecek ve yargılanabilecektir. Anayasa’ya eklenmek istenen Geçici Madde 20 ile yasama dokunulmazlığının kaldırılması konusunda Anayasa ve TBMM İçtüzüğü’nde öngörülen usulün tamamıyla dışına çıkılarak, gerek Anayasa’nın 38. maddesinde belirtilen ceza sorumluluğunun kişiselliği ilkesi, gerek Anayasa’nın 83. maddesinin II.

Yazının Devamı

Dokunulmazlıkları kaldıran anayasa değişikliği (1)

18 Nisan 2016

Prof. Dr. Hikmet Sami TÜRK

I. YASAMA DOKUNULMAZLIKLARININ KALDIRILMASINA İLİŞKİN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİ

A-AK Parti (AKP) milletvekillerinin anayasa değişikliğine ilişkin kanun teklifi
Başta Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu olmak üzere, 316 AK Parti(basındaki yaygın kullanımla AKP) milletvekili tarafından imzalanan Kanun Teklifi’nin 1. maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na eklenmesi öngörülen Geçici Madde 20 şöyledir:
“Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte; soruşturmaya veya soruşturma ya da kovuşturma izni vermeye yetkili mercilerden, Cumhuriyet Başsavcılıklarından veya Mahkemelerden Adalet Bakanlığı’na, Başbakanlığa, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na veya Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden kurulu Karma Komisyon Başkanlığı’na intikal etmiş yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin dosyaları bulunan milletvekilleri hakkında, bu dosyalar bakımından, Anayasa’nın 83’üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi hükmü uygulanmaz.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş gün içinde; Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Başkanlığında, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’nda, Başbakanlık’ta ve

Yazının Devamı