Böcekler, parazitler, mantar ya da alerjen cisimler gibi gözle görülebilen belirli bir faktör bulunabilir, ama kaşınan derinin görünümü tümüyle normal de olabilir.
Birçok deri hastalığına kaşıntı eşlik edebildiği gibi deriyle ilgili olmayan hastalıklar da bu şikayete neden olabilir. Çoğu zamansa kaşıntının başlangıcından itibaren deride döküntü, kabarcık, şişme, kızarıklık gibi başka belirtiler bulunabilir. Tabii ki sürekli kaşımaya bağlı olarak deride kaşıntı izleri kalabilir.
Zedelenen deri iltihaplanabilir, farklı renk alabilir. Bazen kaşıdıkça kaşıntı artar.
ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ
Kaşıntı başka hastalıkların ön belirtisi olabileceğinden, devamı halinde muhakkak doktorunuza danışmalısınız. Kısacası kaşıntıların sebebi belirlenmeli ve uygun şekilde tedavi edilmelidir.
Tanı ve tedavide hızlı davranma gereğinin tek gerekçesi, kaşıntının rahatsız edici bir his olması değildir. Bundan daha da önemlisi kaşıntı deriden başka ‘altta yatan’ ciddi hastalıkların bir uyarıcı belirtisi olabilir. Nitekim kaşıntıların bazıları karaciğer, böbrek, kan ve metabolizma hastalıkları gibi iç organların veya organ sistemlerinin hastalıkları sonucunda ortaya çıkabilir.
Enfeksiyonlar ve başka
Eskiden kralların sofralarındaki yiyeceklerin sebep olduğu düşünüldüğü için halk arasında “Kralların hastalığı” diye adlandırılan gut, ürik asit artması nedeniyle eklemlerde “monosodyum ürat” adı verilen kristallerin birikmesi sonucu oluşur.
Şiddetli ağrılara neden olabilen ani ve nüksedici artrit nöbetleriyle kendini belli eden bir hastalıktır. Birkaç nöbetten sonra eklem iltihabı kronik ve deforme edici olabilir.
Gut hastalığı olan kişilerin yaklaşık yüzde 20’sinde böbrek taşı da görülür. Hastaların büyük çoğunluğu erkektir. Gut, genel olarak orta yaştaki erkeklerde ve menopoz dönemindeki kadınlarda görülür.
Dayanılmaz ağrılar
Ürik asit, hücrenin parçalanmasıyla açığa çıkar ve vücutta sürekli eski hücreler ölüp yenileri üretildiği ve günlük yaşamda ürik asidi oluşturan gıdalar da tüketildiği için normalde kanda daima belirli bir seviyede ürik asit bulunur. Eğer böbrek, idrardan yeterli miktarda süzme yapamıyorsa kandaki ürik asit seviyesinde anormal bir artış görülür.
Eğer kişide genetik bir enzim bozukluğu veya hücrelerin normalden hızlı üreyip parçalanmasına neden olan bir hastalık varsa, genelde kandaki ürik asit seviyesi yükselir. Bazı ilaçlar da böbreğin ürik asit
Sağlıklı yaşam şartlarını uzaklarda aramanıza gerek yok. Doğru beslenme, günlük egzersiz, düzgün ruh hali ve sosyal çevreyi yaşamınıza katarsanız, uzun ve sağlıklı yıllar sizi bekler
Sosyal yaşamı sürdürmek, ömrü uzatmanın en iyi yollarından biri olabilir. Aile, evlilik, arkadaşlar, komşular, hatta ev hayvanları dahil sosyal çevre ve ilişkiler, uzun yaşamak isteyenlerin asla vazgeçmemesi gerekenler.
Sosyal ilişkilerin yaşam süresine etkisi ilk olarak Britanyalı araştırmacılar tarafından 1850’lerde fark edilmiş. Bu çalışmalarda eşlerini kaybeden kişilerin ölüm riskinin evli çiftlerden daha yüksek olduğunu gözlemlenmiş.
Omurgada her elemanın bir görevi vardır ve bunlar uyum içinde çalışır. Bu elemanlardan birinin görevini tam yapmaması halinde, ağrı duyarız. Bel ağrıları birçok hastalığın işareti olabilir, bu nedenle eğer belli bir sebebi olmayan ve birkaç günden fazla süren bel ağrınız olursa, muhakkak doktorunuzla görüşün
Ters bir hareket yaparken veya yataktan kalkarken aniden oluşan bir bel ağrısı, insanı günlerce istirahate zorlayabilir. İnsan omurgası, omur adı verilen kemikler, bunlar arasında destek görevi yapan disk denilen doku ve kemikleri birbirine bağlayan bağ ve kas dokusuyla tam bir yelkenli direği gibidir. Bu yapısıyla omurgada her elemanın bir görevi vardır ve bunlar uyum içinde çalışır. Bu elemanlardan birinin görevini tam yapmaması halinde, ağrı duyarız.
İnsan vücudunun her yöne hareket edebilen iki bölgesi bel ve boyundur. Boyun bölgemize pek fazla yük binmediğinden, bu bölgede, beldeki kadar aniden oluşan ağrılar görülmez. Gerek vücudun ağırlığı nedeniyle, gerek çalışırken yaşanan zorlamalar sonucunda bel bölgemizde ani incinmeler oluşabilir. Bu hassas bölgedeki incinmelerin iyileşmesi ise uzun zaman ister.
Masa başında çalışılan bir mesleğiniz varsa ve gününüzü genellikle oturarak geçiriyorsanız bir dizi ofis egzersizini rutin iş hayatınızın bir parçası yapmanızda sayısız fayda var. Masa başı işi yapıyor olabilirsiniz; ama bu, oturmak zorunda olduğunuz anlamına gelmez.
Uzun süre oturmanın bedensel ve zihinsel performansınızı olumsuz etkileyeceği gerçeğinden hareketle, işinize başlamadan önce, çalışırken ve iş sonunda fiziksel aktiviteye zaman ayırmak için her fırsatı değerlendirin.
Kuşkusuz yoğun ve stresli bir iş temposu içinde fiziksel aktiviteye zaman bulmak her zaman kolay olmayabilir. Aşağıdaki 11 kural, kendinize ofis yaşamını daha aktif hale getirmek için belki size yardımcı olabilir:
1. Kendinize daha çok hareket sözü verin
İşle eviniz arasındaki mesafe yakınsa otomobile binmek yerine yürümeyi tercih edin. Toplu taşıma araçlarını kullanıyorsanız bir durak önce ya da sonrasını kullanın. Böylece her gün düzenli yürüyüş yapmış olursunuz. Otomobille giderseniz aracınızı park yerinin en uzak köşesine bırakın.
2. Ayakta durma fırsatlarını değerlendirin
Kan basıncını ve nabzı düşüren kimi gıdalar, metabolizmayı yavaşlatarak uykuya yardımcı olabilirken, bazıları ise metabolizma ve beyin aktivitesini artırarak uykuya dalışı zorlaştırabiliyor
Metabolizmanın çalışması gıda alımına bağlı olduğu gibi, sağlık açısından önemli bir yeri olan uykunun da alınan gıdaların niteliğiyle ilişkisi var. Bazı gıdaların uyuma sürecini kolaylaştırdığına bazılarının ise zorlaştırdığına dair görüşler bulunmakta. Kan basıncını ve nabzı düşüren kimi gıdalar metabolizmayı da yavaşlatarak uykuya yardımcı olabilirken , bazıları ise metabolizma ve beyin aktivitesini artırarak uykuyu zorlaştırabiliyor.
Akşam öğününe dikkat!
Tabii yenilen gıdaların türü kadar miktarı da uyku açısından önemli olabilmekte. Fazla yenilen bir yemeğin ardındaki dolu bir mide kadar, saatlarce aç kalmış boş bir mide de uykuyu olumsuz etkileyebiliyor. Dolayısıyla son öğün ile yatağa girme arasında belirli bir sürenin geçmesinde fayda var. Ayrıca rahat bir uyku istiyorsak akşam öğününde yağlı, ağır yiyeceklerden kaçınmalıyız.
Eğer devam eden uyku probleminiz var ise bunu muhakkak doktorunuzla görüşün, tanıdıklarınızın ilaçlarından medet ummayın, başkalarının kullandığı
Laktaz enziminin noksanlığı da denen laktoz intoleransı (tahammülsüzlüğü) süt ürünlerinin içindeki süt şekerinin (laktoz) tam olarak sindirilememesi anlamına gelir. Laktoz intoleransının semptomları tehlikeli bir durum olmasa da, sütlü gıdalar yediğinizde sizi rahatsız edecek ölçüde olabilir. Yetişkinlerde daha çok ciddi problem olmamasına rağmen, çocuklarda problemlere yol açabilecek bu durum, yetişkinlerdekinden farklıdır ve çocuk doktorunun tedavi ve kontrolünde kalınmalıdır. Biz burada yetişkinlerden bahsetmek istiyoruz.
Sorun laktaz eksikliği
Laktoz intoleransının ardındaki sorun, ince bağırsaklarda üretilen bir enzim olan laktaz enziminin noksanlığıdır. Laktoz intoleransının belirtileri ve semptomları genellikle laktoz içeren gıdaların yenmesinden veya içilmesinden 30 dakika sonra başlar. Başta süt, yoğurt, peynir çeşitleri, süt tozu, sahlep, dondurma, sütlü tatlılar, kremalar, sütlü çorbalar gibi süt eklenmiş bütün yiyecekler, çikolata, krakerler, bisküviler, margarin, tereyağ, laktoz içeren diş macunları günlük hayatımızda her zaman karşımıza çıkabilecek laktoz kaynaklarının başlıcaları.
İshal, bulantı, karın krampları, şişkinlik, gaz gibi semptomları vardır.
Kendinizi kötü hissettiğinizde bunda acaba havaların suçu olabilir mi? Ekim ayının gelmesiyle bunaltıcı sıcakların arkasından düşen hava sıcaklıkları vücudunuzun kışa adapte olmasını sağlarken, belki de siz fark etmeden ruh halinizi de etkiliyor. Bazı baş ağrısı ve ağrı türlerinin ve bazı dolaşım sorunlarının zaman zaman hava koşullarıyla ilgili olduğuna aslında kuşku yok. Vücudumuzun atmosferik olaylara tepki gösterdiği biliniyor. Yağmur yahut güneş, sıcak yahut soğuk, organizma sürekli olarak sıcaklık, nem ve hava basıncı değişimlerine göre kendini ayarlamak zorunda. Tabii ki bu bilincimizin dışında cereyan eden bir ayarlama durumudur ve biz bunu hissetmeyiz.
Ani hava değişikliği vücutta nelere yol açar?
Hava değişimlerinin etkisi kişiye göre değişebilir:
* Depresyon
* Belirgin endişe hali, aşırı duygusal hassaslık ve sinirlilik
* Olağan aktivitelere karşı ilgi azalması
* Yorgunluk