Bu aralar sıkça tartışılan bir konu. Yıllar önce de MR ve Sonografi üzerine bu tür tartışmalar yaşanmıştı. Önemli olan doğru kişilerce doğru şekilde yapılması
Geçen pazar günü, yazılarını yıllardır artan ilgiyle takip ettiğim sevgili dostum Güngör Uras aradı. Klasik otomobillerle ilgili sohbetten sonra besin duyarlılığı veya diğer adıyla besin intoleransı testleri hakkında ne düşündüğümü sordu. Ben de anlattım. Sağolsun, yeri yerinden oynatan pazar günkü çarpıcı Milliyet yazısında konuyla ilgili anlattıklarımdan bahsetmiş.
CADDE serüvenim
Beni Milliyet CADDE'de yazmaya başlatan Milliyet yazarı Ayşegül Aydoğan Atakan'dır. Üç sene önce beni aradı ve "Yeni bir ek çıkartıyoruz, ona yazar mısınız?" dedi. "Çıkartın da bakarız ama pek vaktim yok" dedim. Zaman zaman arayarak ek konusunda bilgilendirdi. Beni konuya hep sıcak tuttu, "Çıkıyor yakında, bekliyoruz" gibi akıllıca sözlerle beni iyice hazırladı.
Ve bir gün, mevzuyu unutmak üzereyken, "Sedat Ergin Bey ile size bir buluşma ayarlıyorum" dedi. Zaten hayranı olduğum Sedat Bey’in o yumuşacık ve tatlı üslubuyla onore eden konuşmasından sonra, keyiften mest olmuş şekilde o zamanki adıyla Milliyet Cafe’de yazı yazıyor buldum
Yaz denildiğinde akla sıcaklar gelir. Hal böyle olunca da, zamanın çoğu plajlarda, sahillerde, havuz veya deniz keyfi yaparken geçer. İntermed'de diyetisyenimiz Müge Başer ile sağlıklı beslenmeyle ilgili konuşurken, “Gelenlere yaz sıcaklarının metabolizma üzerindeki etkisini en aza indirmek için özellikle nelere dikkat etmeleri gerektiğini anlatıyorum'' diyerek sağlıklı beslenmeye dikkat çekti. Müge'den bu programları sizler için de anlatmasını rica ettim. İşte önerileri:
Sıvı almak önemli
Yazın sıcak havaların etkisinden yediklerinize ve içtiklerinize dikkat ederek bir nebze de olsa kurtulabilirsiniz. Öncelikle bunaltıcı sıcak havalarda terle birlikte sıvı kaybı daha fazla olduğundan vücudun sıvı gereksinimini karşılayabilmek çok önemli. Tabii ki vücudumuzun öncelikli sıvısı, faydaları saymakla bitmeyen su. "En az 2-2.5 litre bol su için" önerilerine oldukça sık rastlıyoruz. Bu miktar ortalama 65 - 70 kilogram ağırlığındaki kişiler için ideal. Daha bireysel olarak düşündüğümüzdeyse günde 30 ml/kg olacak şekilde herkesin su içmesi gereklidir. Buna yaklaşık 500 ml. (ortalama iki su bardağı kadar) de yaz aylarında terle atılan suyu ilave ettiğimizde günlük sıvı gereksinmemizi
Dünyaca ünlü Türk kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz’ün, bir sene gibi kısa sürede rekorlara koşan bir başka yüzü var. ‘Dr. Oz Show’da, izleyicilerin sağlık hakkında sorduğu her türlü soruyu cevaplıyor
“Mehmet okuduğuma göre Amerika’da senin televizyon şovun Oprah Show’dan sonra ikinci en çok seyredilen şovmuş. Bu sene Amerika’da bir numara olması bekleniyormuş. Daha önce Oprah ile beraber çalıştın, bir yıldır tek başına program yapıyorsun. Şimdi de tek başına Amerika’nın bir numarası olan Oprah’ı geçmek üzeresin. Bir yıl içinde hazırladığın programla Emmy ödülü kazandın. Türkiye’de de gösterildiğinde kısa sürede yüzde 25 seyirci artışı göstermiş. Bu sayılar ve bilgiler hakikaten inanılmaz boyutlarda. Sen kendin televizyon şovunun bu kadar kısa sürede, böyle çok tutulmasının ve başarısının sırrını neye bağlıyorsun?”
* * *
“Hasan program hakikaten çok iyi gidiyor. Günlük 3.5 milyon kişiye ulaşabiliyoruz. Dr. Oz Show’un her bölümü ‘size’ odaklı. Amacımız sağlıkta ve kaliteli yaşamda oluşan gelişmeleri paylaşabileceğimiz bir platform yaratmak. Programda anlatmak istediğim, Dr. Oz Show size daha sağlıklı ve kaliteli bir hayat yaşamanın yollarını öğretiyor; ama ancak siz bu
YAZARIMIZ DR. HASAN İNSEL DÜNYACA ÜNLÜ PROF. DR. MEHMET ÖZ’LE CADDE İÇİN KONUŞTUŞu anda hepimizde kanser var. Bağışıklık sistemi kanserli hücreleri bulup öldürüyor. Bu nedenle günde beş porsiyon sebze ve meyve tüketmek, diyet gıdalardan uzak durmak şart
“Mehmet, geçen gün televizyonda seni dinlerken, buzdolaplarınızı boşaltalım, hepsini atalım, gelin onları yeniden dolduralım” diyordun. Hakikaten hepimizin mutfakları ve buzdolapları sağlığımıza zararlı birçok yiyecekle dolu. Bunları farkında olmadan alıp getiriyoruz. İşin kötü yanı, en zararlıları çabuk yiyip bitiriyoruz. Hadi seninle beraber bir buzdolabını yeniden dolduralım.
* * *
“Dolduralım Hasan, ama önce ‘neden yeniden doldurmak lazım’ onu anlatayım. Geçen yıl Amerika’da 1 milyonu aşkın yeni kanser vakası teşhisi konuldu ve 600 bin kişi bu ürkütücü hastalık yüzünden hayatını kaybetti. Bugün, iki erkekten biri ve üç kadından biri ömürlerinde bir defa kanserle karşılaşacak.
Güvenli ve basit sihirli bir yöntem olsa da kanseri önlemeye yarasa. Aslında böyle bir yöntem var ve yanıt hemen parmaklarınızın ucunda, kendi mutfağınızda, her gün yediğiniz o yiyeceklerin içinde. Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü
Kötü hormon grelin ve iyi hormon leptin, beslenme saatlerini yönetir. Beyaz un, beyaz ekmek, yağlı yiyecekler ve tatlılar gibi grelin dostu gıdalar, iki saatte bir açlık krizi oluşturabilir
Prof. Dr. Mehmet Öz ile son kitabı ‘Siz, Bebeğinizi Beklerken’ hakkında konuşuyoruz. Aslında dediğim gibi bu kitaptaki bilgiler, sadece hamilelerin değil yerine göre günlük yaşamda herkesin bilmesi ve uygulamasında yarar olan bilgiler...
* * *
“Mehmet, bundan önceki kitabında da, bu kitabında da kilo almakta çok etkili olan leptin ve grelin hormonlarından bahsediyorsun. Bu iki hormon, aslında kilo almayla ve dolayısıyla sağlıklı yaşamla çok yakından ilgili. Tabii ensülin, tiroit hormonları gibi başka hormonlar yerine göre daha da önemli. Ama onların bahsi çok geçiyor, leptin ve grelin pek bilinmiyor. Tipik örneklerinle biraz anlatır mısın? Bunların iyi bilinmesi önemli.”
* * *
“İyi hormon leptin ve kötü hormon grelin. Bu iki hormon günlük yaşamımızda yeterince konuşulmuyor ama fazla kilolar için önemli rol oyunuyor. Tabii dolayısıyla hamileler için de çok önemli. Sevgili Leptin iştahı azaltır. Son araştırmalar bu hormonun hamilelikte, hamileliğe bağlı yüksek tansiyona da iyi
Doğacak çocuğunuz için anne karnında sağlıklı bir ortam yaratmalısınız. Hamilelikte bebeğin gelişimi için yapacaklarınız hem çocuğunuzun hem torunlarınızın genlerinde ifade bulacak
Prof. Dr. Mehmet Öz ile sohbetimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Konu, insanların biyolojik kaderlerinin seyrini etkileyecek güce sahip olduğu. Yani siz, biyolojik kaderinizin seyrini etkileyebilirsiniz.
* * *
“Evet” diye devam etti Dr. Mehmet Öz, “Özetle doğumdan, hatta daha anne karnından ve daha da ileri gideceğim anne karnına düşmeden önce bile annenin sağlıklı yaşamasının veya kötü alışkanlıklar edinmesinin etkisinin bebekteki genlerin iyileştireceği veya kötüleştireceği çıkıyor ortaya.”
* * *
“Mehmet, belki bebek daha anne karnındayken oluşan değişikliklerden bahsedersen özellikle geleceğin anneleri bunu gözlerinde daha kolay canlandırabilir.”
* * *
Diyetisyenimiz Müge Başer, yaza doğru görüştüğümüz kişilerin çoğunun böyle hızlı diyetler istediğinden şikayet ediyor. Ben de “O zaman anlat ki yazalım, herkes öğrensin hızlı diyetin zararlarını” dedim. İşte diyetisyenimizin anlattıkları:
Elektrolit dengesizliğiAra sıra haftada 3-5 kilo kaybettiren, düşük kalorili veya tek çeşit beslenmeye dayalı diyetler okuruz. Bunlar genellikle vücuttan su ve tuz atılmasıyla gerçekleşen kilo kayıplarına neden olurlar. Oysa bu, çok tehlikeli bir durumdur. Hele diyetle birlikte idrar söktürücü veya laksatiflerin alınması çeşitli kalp-damar hastalıkları, böbrek sorunları ve ölümlere kadar giden sonuçlara yol açar. Kilo verdiğimizi sanırken aslında yaptığımız vücudumuzdaki suyu atarak onu kurutmak ve mineral kaybına uğratmaktır. Yağlarsa eksilmeden yerinde durur.
Yaşla birlikte sabit bir hızla kaslar azalarak, yerini yağlara bırakır. Şok diyetler yapıldığındaysa verilen kiloların çoğu su ve kaslardan gider. Oysa asıl hedef vücutta fazla yağ yüzdesini azaltmak olmalıdır. Yeterli ve düzenli bir beslenme programıyla vücuttaki yağdan vermek kalıcı kilo kaybını sağlar.
Hormonal rahatsızlıklar
Hormonal dengesizlikler, kilo vermeyi zorlaştıran
Bazen aynı anda alınan ilaçlar, birbirlerini olumsuz etkiler. ‘İlaç etkileşimi’ denen bu durumda bir ilaç diğer ilacın etkisini artırabilir veya emilim, metabolizma ve atım hızını değiştirebilir, etkisini azaltabilir
Herhangi bir ilaç alırken bu ilaca başka bir ilaç ilave edilecekse, bunu mutlaka doktorunuz yapmalı veya eczacınıza danışmalısınız. Bazen aynı anda alınan iki ilaç, benzer etkiler oluşturur ve tedavi edici etki iki katına çıkar. Aynı etkin maddeye sahip iki ilacı bilmeden aynı anda kullanabilirsiniz. İsimleri farklı olup içlerinde aynı madde olan birçok ilaç var. Daha da sıklıkla, benzer ancak tamamen aynı olmayan iki ilaç beraber alınır. Doktorlar bu yönteme etkiyi artırmak için başvururlar. Örneğin doktorlar kontrolü güç kan basıncı yüksekliğinde iki tane yüksek tansiyon ilacı birden yazarlar.
Kanseri tedavi ederken de daha güçlü etki elde etmek için birden fazla ilaç uygularlar. Bu arada en büyük tehlike, farklı doktorların benzer ilaçları bilmeden reçetelemelerinde görülür. Hastalar sıklıkla “Ayıp olmasın” diye başka bir doktora gittiklerini gizlerler ve iki doktorun yazdığı aynı etkili ilacı, “Nasıl olsa farklıdır” diye kullanırlar. Bazen de bilmeden