Hamilelik ve emzirme dönemi kadınlar için en özel, en önemli dönemlerden biri. Bu dönemde annenin beslenmesi bebeği doğrudan etkiliyor. Öyle ki anneler çocukları için fedakârlık yapmaya aslında hamilelik haberini aldıkları ilk anda itibaren başlıyor. Geçtiğimiz pazar Anneler Günü’ydü, tüm fedakâr annelerin gününü tekrar kutluyor ve bebeğini eline almış, çiçeği burnunda yeni anne ve anne adaylarımıza bazı önerilerde bulunmak istiyorum.
Konu anne çocuk beslenmesi olunca gerek sosyal medya hesaplarımdan gerek ise danışanlarımdan pek çok soru alıyorum. Emziren annelerin bu konuda kafaları biraz karışık olabiliyor. “Ne kadar yemeliyim, nelerden kaçınmalıyım, beslenme düzenim bebeğimi nasıl etkiler?” bu sorulardan bazıları. Sağlıklı bir çocuk yetiştirmek istiyorsanız değişime kendinizden başlamanız gerektiğini lütfen unutmayın.
Emzirme döneminde beslenme bebeğin gelecekteki sağlığı ve anne sütü verimliliği için çok önemli. Beslenmenizde çeşitli besin gruplarına yer vermek, öğün aralarında sağlıklı atıştırmalar yapmaya özen göstermek gerekiyor. Bütün besin gruplarından dengeli bir şekilde aldığınız sağlıklı beslenme programı, hem sizin hem de bebeğinizin sağlığı için en ideal olanı. Aslında anne karnında olmasalar bile bebeğinizi hâlâ sizin beslediğinizin ve yediklerinizin sütünüze etkisinin olduğunu her zaman göz önünde bulundurun.
Bağışıklık sistemlerini de etkiliyor
British Columbia Üniversitesi’nde geçtiğimiz ay yapılan çalışmada emziren annenin tükettiği yağ türlerinin bebeğe etkisi değerlendirilmiş. Araştırmacılar emzirme döneminde tüketilen yağ türünün, bebeğin bağırsak mikrobiyatasında, bağışıklık sisteminin gelişmesinde ve hastalık riski oluşumunda uzun vadede farklı şekilde etkilerinin olabileceğini belirtiyor.
Yağlı tohumlar mutlaka beslenme planınızda olsun
Yağlı tohumların sağlığa olan faydalarını eminim çok defa duymuşsunuzdur. Yapılan bazı çalışmalar, gebeliğin ilk üç ayında fındık, ceviz, badem, yer fıstığı ve çam fıstığı açısından zengin bir beslenmenin çocuğun beyin gelişimi üzerine olumlu etkilere neden olabileceği belirtiyor. Sadece gebelikte değil, emziklilik döneminde de yağlı tohumlara beslenme planınızda mutlaka yer verin. İçeriklerindeki omega-3 ve omega-6 gibi esansiyel yağ asitleriyle hem kendi sağlığınıza hem de bebeğinizin sağlığına olumlu yönde katkıda bulunabilirsiniz. Sağlıklı çocuk-sağlıklı yetişkin ilişkisini göz ardı etmeyin.
Yağın türü önemli
Bu bulgular bağırsak sağlığı konusunda yağ türlerinin önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor. Anneler ve anne adayları dâhil olmak üzere pek çok kişi yağ tüketimi konusunda tedirgin. Yağların vücudumuz için gerekli olan enerjinin en önemli kaynaklarından olduğunu unutmamak gerek. Yağ türlerini üç ana başlık altında inceleyecek olursak: Hayvansal kaynaklı besinlerde bulunan doymuş yağ asidi(SFA), zeytinyağı gibi bitkisel bazlı sıvı yağlarda bulunan tekli doymamış yağ asitleri(MUFA) ve bazı yağlı tohum, balık ve kabuklu deniz hayvanlarında bulunan çoklu doymamış yağ asitleri (PUFA) olarak inceleyebiliriz. Çoklu doymamış yağ asitleri de kendi içinde omega-6 ve omega-3 yağları olmak üzere 2’ye ayrılıyor. Uskumru, somon gibi yağlı balıkları, ceviz, keten tohumu, semizotu gibi yeşil yapraklıları omega-3 içeren besinlere örnek verebiliriz.
Araştırmada sağlıklı yağ tüketiminin doğum öncesi ve sonrası dönemdeki yararlı özelliklerinin, özellikle omega 3 yağ asidi söz konusu olduğunda kolit gibi bulaşıcı bağırsak hastalıklarına karşı koruma sağlayabileceği belirtiliyor. Genel olarak, çeşitli diyet yağ türlerinin anne tarafından tüketilmesinin çocuklarının bağırsak mikrobiyom oluşumunu olumlu yönde etkilediği, yetişkinlik döneminde enfeksiyona yanıt verme yetenekleri üzerinde kalıcı sonuçları olabileceğini söylemek mümkün.