Sağlıklı ve güvenli gıdaya ulaşabilmek herkesin hakkı olmalı diye hep söylüyorum, bu konudaki hassasiyetimi uzun süredir dile getiriyorum. Güvenli gıdanın üretilmesi ise gıda güvenliği sisteminin doğru kurulmasıyla mümkün oluyor. FAO’nun sürdürülebilir beslenme kriterleri arasında besleyicilik kadar güvenilirliğin de ön planda olduğunu hatırlatmak istiyorum. Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu 2020 (SOFI 2020) raporunun sonuçlarına göre, 2019 yılında dünya nüfusunun yaklaşık dörtte biri güvenli, besleyici ve yeterli gıdaya erişemedi. Rakam korkutucu olsa da bu konuda hepimize düşen görevlerin olduğunu söyleyebilirim.
Konu gıda güvenliği olduğunda ise taklit ve tağşiş üzerinde konuşacak çok şey var.
Gerek gıda fiyatlarında artış, gerekse firmalar arası rekabetin artması nedeniyle gıdalarda yapılan hileler karşımıza daha sık çıkıyor. Hem sağlığınızı hem de bütçenizi tehdit eden bu hileli gıdalara karşı ne kadar bilgilisiniz? Tedbir alıyor musunuz?
Taklit ve tağşişe detaylı bakış
Resmi Gazete’de yer alan tanımlamalara baktığımızda, tağşiş, ürünlere temel özelliğini veren öğelerin ve besin değerlerinin tamamının veya bir bölümünün mevzuata aykırı olarak çıkarılması, miktarının değiştirilmesi veya aynı değeri taşımayan başka bir maddenin, o madde yerine aynı maddeymiş gibi katılması olarak tanımlanıyor. İftar sofralarının vazgeçilmezi hurmanın glikoz şurubuna bulanarak satılması, tereyağına bitkisel yağ katılması, bala glikoz ve fruktoz şurubu eklenmesi buna örnek verilebilir.
Taklit ise ürünlerin, şekil, bileşim ve nitelikleri itibarıyla yapısında bulunmayan özelliklere sahip gibi veya başka bir ürünün aynısıymış gibi gösterilmesini ifade ediyor.
Ramazanda daha önemli
Ramazan ayında gıda alışverişi artıyor, bu nedenle bu konu daha da önem kazanıyor, üzerinde durmakta fayda var. Ramazanda en çok tüketilen besinler arasında sucuk, pastırma, salam gibi et ürünlerinin yanında süt ürünlerinden peynir, yoğurt gibi besinler yer alıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından kamuoyuyla paylaşılan sonuçlara göre 2014 yılından 2020 yılına kadar toplam 3.142 ürünle ilgili taklit ve tağşiş tespit edildi. Bakanlık verilerine göre gıdada en çok taklit ve tağşiş ise et ve et ürünleri, bitkisel yağ, margarin ve süt ve ürünlerinde yapılmış.
Yeni yönetmelik
Taklit ve tağşişe karşı mücadele uzun yıllardır devam ederken geçtiğimiz hafta Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan Gıda ve Yemlerde Taklit ve Tağşiş Fiili ve İdari Para Cezalarının Hesaplanmasına Dair Yönetmelik yayımlandı.
Yönetmelikte gıda ve yemde taklit ve tağşiş yapılamayacağının, taklit ve tağşiş yapılmış ürünün işleme tabi tutulamayacağının, piyasaya arz edilemeyeceğinin altı çiziliyor. Gıda ve yemde taklit ve tağşiş yapan işletmelere, bundan sonra yıllık gayrisafi gelirlerinin yüzde 1’i kadar ceza kesileceği belirtiliyor.
Tabağındakini bilmek tüketicinin hakkı
Son yıllarda tüketicilerin bilinçlenmesi, küresel olarak ülkelerin gıda konusunda kanun ve yönetmeliklerini daha sağlıklı ve güvenli gıda üretme doğrultusunda düzenlemeleriyle, gıda güvenliği konusunda farkındalık oluştuğunu görmek sevindirici.
Geçtiğimiz ay basına anlatılan ve davetli olduğum ‘Tabağında ne var?’ hareketinden daha önce bahsetmiştim. Bu uygulamayla Metro Türkiye et, balık ve baldan sonra tüm meyve ve sebze ürünlerinde de yüzde 100 izlenebilirlik sağlıyor.
Gıda ürünlerinde taklit ve tağşişe karşı uzun yıllardır mücadele eden ve bu konunun önemine dikkat çeken Metro Türkiye, insan sağlığını tehdit eden hileli ürünleri tespit etmek amacıyla yıl boyunca aralıksız sürdürdüğü analiz çalışmalarını ramazanda da yineleyerek en çok tüketilen ürünlerde öncelikli olarak tamamladı. Böylelikle tüketiciler ramazanda da tüm gıda ürünlerine gönül rahatlığıyla ulaşabiliyor. Bu kapsamda 17 ürün grubu, 137 ürün çeşidinde toplam 274 üründe 84 parametreye göre analizler yapıldı ve sadece sonuçları uygun, sağlıklı ve güvenilir ürünler raflardaki yerini aldı. Gıda güvenliği kriterlerine uygun, tağşiş içermeyen ürünlerin reyonlarda olduğu bu sistem aslında tüketiciye fayda sağlıyor. Tabağınızda ne olduğunu bilerek beslendiğinizde hem sağlığınıza hem de gıda güvenliğine katkıda bulunmuş oluyorsunuz. Bu tür uygulamaların artmasını diliyorum.