Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

Pandemi hayatımıza girdiğinden beri çoğu birey beslenmesine daha fazla ilgi gösterdi. Bağışıklığı güçlendiren, sağlığa olumlu yönde etkisi olan birçok besin ve beslenme planı konuşuldu, ben de sayısız soru aldım ve almaya devam ediyorum. Bir beslenme uzmanı olarak doğru bilgiyi aktarmak görevim. ‘Kovid-19 ve beslenme’ ile ilgili yapılan aramaların 1 milyona yaklaştığını görüyorum, bu konuda doğru kaynaklardan bilgiye ulaşmak önemli.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bireyin Kovid-19 geliştirme riskini azaltan belirli bir diyet planı olmasa da dengeli ve sağlıklı bir diyetin bağışıklık sistemini güçlendirmede önemli olduğunu vurguluyor. Bağışıklık sistemini güçlendiren bir beslenme planının olmazsa olması ise sebze meyveler, baklagiller ve tam tahıllardan oluşan, işlenmiş gıdalardan uzak bir beslenme planı. DSÖ ayrıca kırmızı et ve işlenmiş et tüketiminin ve şekerin sınırlandırılmasını öneriyor.

Haberin Devamı

Bu düzene baktığımızda, karşımıza bir kez daha bitki bazlı beslenmenin önemi çıkıyor. Yapılan çalışmalarda bitki bazlı beslenmenin birçok faydasının olduğu, enerji metabolizması, inflamasyon dâhil olmak üzere, vücudunuz üzerinde birçok yarar sağladığı belirtiliyor. Gördüğüm kadarıyla pandemiyle birlikte bitkisel bazlı beslenenlerin sayısı giderek artıyor. Sağlıklı beslenme ve çevre bilincinin artması sevindirici. Bitki bazlı bir beslenme planının bireyin Kovid-19 geliştirmesini engelleyemediğini ancak sağlıklı bir bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olabileceğinin altını çizmek istiyorum. Bitki bazlı diyetler ayrıca obezite ve kronik hastalık riskini de azaltmada rol oynuyor. Bunlar da Kovid-19’un seyrini kötüleştirme eğiliminde olan durumlardandır. Öyle ki geçtiğimiz ay Journal of the American Heart Association’da yayımlanan bir çalışmada obezite, hipertansiyon, diyabet ve kalp yetmezliğinin azaltılmasıyla yetişkin bireylerin Kovid-19’dan hastaneye yatış oranlarının yüzde 64’ünün önlenmiş olabileceği tahmin ediliyor. Peki, bitki bazlı bir diyet Kovid-19 riskini nasıl azaltır?

Daha fazla vitamin ve mineral

Haberin Devamı

British Journal of Nutrition’da yayımlanan bir çalışma optimal düzeyde mikro besin ögelerine sahip kişilerin Kovid-19’a karşı daha dirençli olabileceğini belirtiyor. Bitkisel besinler, sağlıklı bir bağışıklık sistemi için gerekli olan çinko, selenyum ve A, C ve E vitaminleri gibi birçok vitamin ve mineral içerir.

Antioksidan ve polifenol içeriği

Farklı meyve ve sebzeleri içeren beslenme planını benimsediğinizde aslında polifenol alımınızı da artırmış olursunuz. Polifenoller antioksidan özellikleriyle sağlığınız üzerine birçok fayda sağlar. Örneğin, vücudunuzda serbest radikallerle savaşabilir ve oksidatif strese karşı koymaya yardımcı olabilirler. Kovid-19’lu bazı bireylerde meydana gelen akciğer hasarı, tromboz gibi olumsuz sonuçlardan aşırı oksidatif stresin sorumlu olabileceği belirtiliyor. Antioksidanların da bu olumsuz sonuçlar üzerinde terapötik yani tedavi edici etkiye sahip olabileceğini unutmamak gerek. Bu nedenle, antioksidanlar ve polifenoller açısından zengin bitki bazlı bir diyetin Kovid-19’a karşı koruyucu bir etkisinden söz etmek mümkün.

Haberin Devamı

Mikrobiyataya destek

Kovid-19 vücudunuzda birçok sistemi etkilediği gibi bağırsak mikrobiyatasını da değiştiriyor. Probiyotik ve prebiyotiklerin enflamasyonu olan kişilerde bağışıklık fonksiyonunu iyileştirebileceğini unutmayın. Bitkisel besinlerdeki lif, bağırsak bakterilerini beslemeyen prebiyotikleri içerir. Yani bitki bazlı diyetle bağırsak mikrobiyomunu olumlu yönde etkileyerek, yararlı bakteri çeşitliliğini artırmış olursunuz.

Et ve hayvansal ürünler yemek riski artırır mı?

Doymuş yağ, şekerler ve rafine karbonhidrat açısından yüksek olan bir Batı diyeti, obezite ve diyabet prevalansına katkıda bulunuyor. İşlenmiş etler gibi birçok hayvansal ürünün, özellikle doymuş yağ bakımından yüksek olma eğiliminde olduğunu unutmayın. Bu nedenle, hayvansal ürünlerden çok zengin bir beslenme planı Kovid-19 semptomlarını dolaylı yoldan olumsuz etkileyebilir. Bu konuda daha fazla çalışmaya ihtiyaç var ancak dengeyi korumak konusunda tedbirli olabiliriz.