Yediklerinizin bağımlılık yapabileceğini hiç düşündünüz mü? Daha önce nedenini bilmeden bir besini tükettiğiniz oldu mu? Evet, bazı gıdalar tıpkı bağımlılık yapan ilaçlar gibi beynimizdeki ödül sistemini uyarıyor ve onları yemek, her zaman fiziksel açlık sebebiyle olmayabiliyor. Üstelik vazgeçmek de tahmin ettiğinizden zor...
Nasıl anlarsınız?
Bazı besinlere bağımlı olduğunuzu anlamak için kendinize sorular sorabilirsiniz. Eğer aşağıdaki cümlelerin bir veya birkaçını kullanıyorsanız, yeme bozukluğu yaşıyor olabilirsiniz.
- Aç hissetmememe rağmen yiyebilirim.
- Günün herhangi bir saatinde fark etmeden kendimi yemek yerken bulurum.
- Tahmin ettiğimden/gerekenden daha çok yerim.
- Aşırı doymuş hissedene kadar yerim.
- Yedikten sonra suçlu hissederim ama tekrar yerim.
Geçtiğimiz pazar günü, ‘Neden Kilo Veremiyorsunuz?’ başlıklı yazımda, sizlerle kilo vermenize engel olabilecek ilk üç maddeyi paylaşmıştım. Egzersiz bahanesiyle yediklerinizi artırıyor olabileceğinizi, sadece egzersize güvenmemeniz gerektiğini ve tükettiklerinizi gözden geçirmeniz gerektiğini belirttim. Eğer “Bütün bunlara dikkat ediyorum ama hâlâ kilo veremiyorum” diyorsanız, aşağıdaki maddelerden biri, metabolizma sırrınız olabilir.
4 Yanlış egzersizleri yapıyor olabilirsiniz
Her gün düzenli olarak egzersiz yapıyorsanız, zaten sağlığınız için önemli bir adım atıyorsunuz. Ancak konu, kilo kaybetmek için egzersiz yapmaya geldiğinde, kafa karışıklığı oluşuyor. Hatta bazı danışanlarım, kilo vermek için egzersize gittiği halde bazen alarak geri gelebiliyor. Bu durumda, her spor türünün kilo kaybı sürecine aynı oranda etki etmediğini söyleyebiliriz.
Kilo kaybında en çok olumlu etki, kardiyo tarzı egzersizlerle sağlanır. Kas egzersizleriyse, kas kaybını önlemek için önemlidir, fakat kalori yakımında iyi değildir. Yani kilo verme amacıyla spor yapıyorsanız ve genelde kaslara yönelik çalışıyorsanız, amacınıza ulaşamayabilirsiniz. Hatta fazla kas yapımı ve kasların su tutması sebebiyle,
Bazen diyet yaparsınız, aldığınız kalorileri hesaplarsınız, her yediğinizi özenle kontrol edersiniz ve egzersizi hiç ihmal etmezsiniz, ama yine de tartıya çıktığınızda, aldığınız sonuç sizi memnun etmez. ‘Her şeyi doğru yapmama rağmen, neden kilo veremiyorum?’ diye düşündüğünüz oluyor mu? Eğer öyleyse, iki haftalık yazı dizisiyle bu konuyu aydınlatmaya ve gerçekten kilo verememenizin altında yatan sebebi bulmaya hazır mısınız?
Kilo verememenizin altında, mutlaka bir sebep yatıyor olmalı. Bu durum, çok çeşitli nedenlere dayanıyor olabilir. Tek bir olayı ya da besini suçlamadan önce, bu durumun altında yatan senaryoları inceleyelim. Belki de birisi size tanıdık gelebilir.
Gerçekten gerekiyor mu?
Kilo verememenizin altındaki sebepleri irdelemeden önce, gerçekten böyle bir durum gerekiyor mu, onu kesinleştirelim. Öncelikle beden kitle indeksinizin ve yağ oranınızın ideal aralıklarla olup olmadığını öğrenin. Eğer bu değerler, normal aralıklardaysa ve buna rağmen kilo vermek istiyorsanız, işiniz daha zor olabilir. Çoğu kişi için vücut, kendini iyi ve doğal bir kilo olarak algıladığı noktada sabitler. Bu sizin kafanızdaki ideal kiloyla uyuşmayabilir. İşte bu durumda vücudun yağ oranını
Haftalarca ya da aylarca süren, kalori saymayla geçen mutsuz edici günler ve yiyecek planına uymadığı için es geçilen sosyal aktiviteler... ‘Diyet’ kelimesi, hep bu tür davranışlarla ilişkilendirilip, zaman içinde negatif bir anlam kazandı. Ancak, doğru bakış açısı ve kararlılıkla, amaçlarınıza ulaşabilir ve bu yolculuktan zevk alabilirsiniz. Bu yaklaşım, ilk başta biraz farklı gelebilir. Zaten problem, yemeyi fazla sevmemiz değil mi?
Tam olarak değil. Kronik aşırı yeme bozukluğundan şikayetçi birçok kişiye göre, yemekten alınan haz, tam olarak yiyeceğin kendisinden değil, yeme eyleminin kişiyi bazı duygu ve düşüncelerden uzaklaştırdığıyla bağlantılı. Bu, aynı zamanda ‘duygusal yeme’ olarak da tanımlanan bir durum. Biliyoruz ki, açlıkla karışan ve duygusal yemeyi tetikleyen, 16 farklı duygu var.
Duygusal yeme bağımlıları, açlığı uyaracak ve daha fazla yemeyi teşvik edecek yiyecekleri tercih ederler. Gıda bilimcileri, bu tür besinleri ‘hiper lezzetli’ yiyecekler olarak adlandırır. Bunlar herhangi bir doğal gıdanın sahip olabileceği tattan çok daha lezzetli olacak şekilde tasarlanır.
Katkı maddeleri, yağ, tuz, seker ve birçok yapay tatlandırıcıyı içerebilir. Hazır satılan çoğu yiyecek,
Seyahatler, çoğu zaman yeme düzenimizin değişmesi anlamına gelir. Bu durum, bağışıklık ve sindirim sistemi başta olmak üzere, birçok vücut fonksiyonunu etkileyebilir.
Yolculuklarda genellikle sıvı tüketimi ve hareket azalır, paketli ürünlerin tüketimi artar. Böylece bağırsakların doğal dengesi bozulur ve sindirim sisteminde sorunlar ortaya çıkar. Eğer uzun süre yolda olacaksanız, önceden hazırlık yapmalısınız. Bu süreçte sıvı tüketiminizi azaltmamaya özen gösterin. Önceden hazırladığınız sağlıklı sandviçleri, kuru meyve, yağlı tohum veya ev yapımı kurabiye gibi ara öğün seçeneklerini yanınıza alabilirsiniz. Seyahat öncesi hem bağışıklık hem de sindirim sisteminizi desteklemek için probiyotik besinlerden destek alabilir ve probiyotik takviyesine başvurabilirsiniz
Yolculuklarda genellikle günlük beslenme tarzının dışına çıkılır. Gidilen yere göre değişmekle beraber, bazı durumlarda daha önce hiç tüketmediğiniz besinleri bile tercih etmek zorunda kalabilirsiniz. Bu durumda, sindirim sistemindeki bakteriler değişim gösterir. Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim üzere, bağırsaklarımızda yerleşmiş, çoğu yararlı işlevlere sahip olan mikroorganizmalar topluluğuna ‘mikrobiyota’ denir.
Kilo vermeye çalıştığınız süreçte, ‘Hiçbir şey yemiyorum ama yine de kilo veremiyorum’ diye düşündüğünüz oldu mu? Bazı besinlerle, fark etmeden fazla kalori alıyor olabilirsiniz. Gizli kaloriler, zayıflamanızı engeller, hatta kild almanıza yol açar.
Soslar
Her ne kadar masum görünseler de, kalori ve yağ içerikleri açısından acımasızlar. Sos tüketmeyi sevenlerdenseniz, gizli kalorilerinizin bir kısmını bunlar oluşturuyor diyebiliriz. Örneğin; bir yemek kaşığı mayonez, yaklaşık
90 kalori içerir. Bunun yerine yoğurt, sarımsak ve hardaldan yaptığınız sağlıklı bir sosla, daha az kalori alabilirsiniz.
Ketçap, kalori açısından mayoneze göre biraz daha masum olsa da, miktara dikkat etmekte fayda var. Bir yemek kaşığı, ortalama 20 kalori. Kendi domates sosunuzu ve ketçabınızı da evde kolaylıkla yapabilir, gönül rahatlığıyla tüketebilirsiniz.
İçecekler
‘Beslenme düzenimde hiçbir şey değişmedi, aynı şeyleri yiyorum ama kilo alıyorum’ diyorsanız, içtiklerinizi gözden geçirebilirsiniz. Gizli kalorilerinizin sebebi, özellikle de yaz aylarında bunlar olabilir. Sıcak havalarda serinlemek için tükettiklerinizin içeriğine dikkat ediyor musunuz? Özellikle gazlı ve şekerli olanlar, fazla kalorilerin
Sevgili babalar ve baba adayları, gününüz kutlu olsun. Beslenmenizi ve sağlığınızı masaya yatıralım mı?
Erkeklerin metabolizma konusunda kadınlara göre her zaman daha şanslı olduğunu vurgularım. Kadınların vücutlarında, yağ dokusu fazladır ve metabolizmaları daha yavaştır. Erkeklerdeyse kas oranı yüksektir ve vücut yüzeyi daha geniştir. Bu da metabolizmalarının hızlı olmasına yardım eder. Bu durumlar, erkekleri yağ yakma ve kilo verme konusunda, kadınlara oranla avantajlı yapar.
Yağlanmaya dikkat!
Elma ve armut tipi şişmanlık terimlerini daha önce duydunuz mu? Kadınlar genel olarak armut tipi (yağların daha çok kalçada toplanması), erkekler de elma tipi (karın bölgesi) şişmanlığa yatkındır. Elma tipi şişmanlık, armuta göre daha tehlikelidir. Çünkü yağın bel çevresinde toplanması, kanser, diyabet, karaciğer yağlanması, hipertansiyon, kalp hastalıkları ve böbrek taşı gibi rahatsızlıklar açısından risk faktörüdür. Bu nedenle bel çevresi ölçümlerinde, erkekler için 94 cm. ve üzeri tehlike işaretidir. Kadınlardaysa 80 cm.’nin üzerine çıkılmaması istenir.
Karaciğer yağlanması, gut hastalığı, prostat, kolon ve akciğer kanseri ile kalp rahatsızlıkları, erkeklerin dikkatli olması gereken
Ramazan ayı sona eriyor ve bayram yaklaşıyor. Bir aylık oruç serüvenini tamamlamaya hazırlanan bütün danışanlarım, bayramda neler yiyeceğini düşünüyor. Eğer siz de onlardan biriyseniz, bu yazımı dikkatlice okumanızı tavsiye ederim.
Ramazan ayı, bazıları için kilolarını koruyarak, bazıları içinse birkaç kilo vererek geçmiş olabilir. Bu dönemde her zamankinden daha az sayıda öğün tüketmeniz ve buna bağlı olarak aldığınız toplam kalorinin azalmış olması, kilo vermenize neden olmuş olabilir. Ama bayram döneminde kontrollü davranmazsanız, verdiğiniz kiloları fazlasıyla geri almanız mümkün. Bu dönemde aniden yüklenmemek ve vücudumuzu yavaş yavaş hazırlamak gerekiyor.
Amaç sağlıklı beslenmek
Her zaman söylerim, hedefler ne kadar ulaşılmaz ve gerçek dışı olursa, vazgeçmek de o kadar kolay olur. Bu sebeple, bu bayramda hedefiniz kilo vermek değil, sağlıklı beslenerek onu korumak olsun. Unutmayın ki, uzun süren bir açlık döneminden çıktınız. Bu nedenle, bayramda sağlıklı beslenmeye devam etmek ve sindirimle ilgili sıkıntıları yaşamamak için yapmanız gereken, öğün sayısını ve porsiyonlarını yavaş yavaş artırmak olacaktır. Yemeklerinizi acele etmeden tüketin ve porsiyonlarınızı azaltın.
Günün