Bu cuma Hristiyan dünyasının en önemli bayramı Noel... Perşembe akşamı ise Noel arifesi. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Hristiyan vatandaşlarımızın kutlama hazırlıkları günler öncesinden başladı. Her yıl tüm dünyada kasım sonu başlayan Noel’de biten, özellikle çocukların dört gözle gelmesini beklediği, geri sayma süreci Advent, 29 Kasım itibarıyla başladı başlamasına ama malum nedenden dolayı bu yıl pek bir sakin ve de sessiz geçti tüm dünyada...
Nedir bu Advent?
Yılbaşının Noel ile aynı şey olmadığını ve Noel Baba’nın da Hristiyanlıkla bir alakası olmadığını geçtiğimiz yıllarda yazdığım için bu yıl tekrar yazmayacağım. Okumamış olanlar ‘Nereden Çıktı Bu Yılbaşı? Nedir Bu Noel?’ ya da ‘Noel geldi hoş geldi!’ başlıklı yazılarımı arşivde bulabilirler.
Advent, Noel sürecinin önemli bir parçası. Türkçe’si ‘varış’ anlamına gelen Latince ‘adventus’ kelimesinden türetilmiş olan ‘Advent’, Katolik ve Protestanlar için 30 Kasım’a en yakın pazar
Soruyor dostlar, “Ne olacak turizm geleceği?” diye... “İyi olacak” diyorum. Eskisi gibi olmayacak ama iyi olacak. Küllerinden yeniden doğacak sektör ve oyuncuları... Tatil turizminde küçük oteller, küçük gruplar, açık havada gerçekleştirilen kültür gezileri, doğa turları öne çıkacak. Skeçlere konu olan abartılı açık büfeler, her şey dahil konaklamalar tarihe karışacak, deniz manzaralı havuz yerine, denizin kendisi tercih edilecek. Küçük gruplarla şehir turları daha çok talep görecek. İnsanlar kendi şehirlerini keşfe daha çok zaman ayıracak.
Sanal turlar artık turizmin bir parçası olacak. Esasında güzel de olacak. Örneğin sağlık sorunu, uçak korkusu gibi nedenlerle hayallerindeki yerlere gidemeyenlere artık rehberler eşliğinde oturdukları yerde dünyayı gezebilecekler.
Toplantı, teşvik gezileri, konferans ve fuar gibi ticari amaçlarla yapılan geziler de bu değişimden etkilenecek doğal olarak. Ama bana sorarsanız en az değişen onlar olacak. Araştırmalar, iş insanlarının sanal toplantı
Anadolulu filozoflar, okuyucuların ilgisini çekti. ‘Bizim memleketliyi neden yazmadın?’dan, ‘Bizim buralarda kimse var mı?’ya kadar pek çok soru geldi son iki hafta içinde...
Yıllardır anlatıyorum, yazıyorum bu güzeller güzeli toprakları ve sakladığı hazineleri... Belki sizin memlekette bir filozof yok ama emin olun dünyaca bilinen bir zat-ı muhterem kesinlikle var.
Mesela Kyme adında pek de bilinmeyen bir antik kent var İzmir Aliağa yakınlarında. İşte bu şehirde MÖ 390’da doğan Ephoros, kendinden sonrakilerin örnek alacağı tam 30 ciltlik ilk dünya tarihini yazar.
Ezop’un masallarını bilmeyen var mı bu dünyada? Onun da Anadolulu olduğu neredeyse kesin ama tam nereli, işte orası karışık! 1’inci yüzyılda yaşamış Gaius Julius Phaedrus, Frigyalı derken; 3’üncü yüzyılda yaşamış olan Callimachus, Sartlı, Surlu; Maximus, Lidyalı demekte.
Tıp
Sonra Antik Çağ’ın en önemli üç kehanet merkezinden biri kabul edilen ve bugün İzmir’in Ahmetbeyli ilçesinde yer alan Klaros’ta doğmuş Nikandros var ki MÖ 2’nci
2020’nin bitmesine sadece bir ay kaldı. Kasım ayı kimi gülümseten kimi hüzünlendiren ama her biri diğerinden önemli olayların yıl dönümlerine ev sahipliği etmekte.
1 Kasım 1922 Saltanatın Kaldırılması, 1 Kasım 1928 Harf Devrimi, 25 Kasım 1925 Şapka ve Kıyafet Devrimi, 26 Kasım 1934 Lâkap ve Unvanların Kaldırılması, 30 Kasım 1925 Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapatılması gibi Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerinden pek çoğu kasım ayında gerçekleşti. Yine bir kasım günü, 10 Kasım 1938’de bu muhteşem insanı sonsuzluğa uğurladık. 22 Kasım Dünya Diş Hekimleri Günü, 24 Kasım Öğretmenler Günü, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ve her yıl kasım ayının üçüncü perşembesi ise Dünya Felsefe Günü...
Kadın filozoflar
Geçtiğimiz pazar günü bu haftanın derslerini hazırlamak için masaya oturmuştum ki telefon tıngırdadı. Yazımı okuyan sevgili Ezgi’den mesaj gelmiş. Ezgi Yeşil benim yeğenim, Antik Çağ’dan bu yana Anadolu’nun
Anadolu... Asya’nın Avrupa’ya kafa tuttuğu, dünyanın merkezinde yer alan nadide güzelliklere sahip, her uygarlığın kontrol etmek için kıyasıya çaba harcadığı, dünyanın en büyük iki imparatorluğuna, Roma ve Osmanlı’ya ev sahipliği yapmış, medeniyetin beşiği olmuş yarımada...
Bakın insanlık tarihine; en önemli kilometre taşları burada, Çatalhöyük, Çayönü, Nevali Çori, Hacılar, Göbekli Tepe, Truva, Bergama, Efes, Asos, Milet burada mesela. Sadece Roma ya da Osmanlı değil; Sümer, Asur, Hitit, Yunan, Lidya, Kelt, Pers, Selçuklu, Safevi, Moğol’a da ev sahipliği yapmış bu topraklar...
Terim anlamı...
“Felsefe kelimesinin aslı philo-sofia şeklinde yazılan bir deyimdir. Dikkat edilirse filo-sofia deyiminde iki kelime var: Birincisi olan ‘filo’ sözü sevgi anlamındadır. ‘Sofia’ kelimesi de hikmet anlamına geliyor. Şu halde filo-sofia’nın lügat manası hikmet sevgisidir” diye açıklar Prof. Dr. Nihat Keklik felsefe terimini...
Düşüncenin sanat haline gelmiş şeklidir felsefe ve Anadolu’nun
Umut Yaprakları
Öyle bir ilkyaz ol ki korkut yaprakları,
Öyle bir son yaz ol ki tut yaprakları,
Sararıp dökülürken güz rüzgarlarında
Ardında savrulsunlar, unut yaprakları.
Sevinçlerinde onlar vardı, hüzünlerinde onlar
Seninle yeşerdiler, seninle soldular..
Yemek yapmak sanat mı, değil mi? Konu yıllardan beri tartışılmakta. Ben yemek yapmanın bir sanat olduğunu düşünenlerden yanayım. Hem de çok özel bir sanat. Eh dolayısıyla da de herkesin harcı değil!
Dün masamı toparlarken, yemek, yemek kültürü ve ilgili konularda biriktirdiklerimi, aldığım notları bulunca, aklıma bir de Reha ile konuşmak geldi. Reha Keskin, Boğaziçi’nden sınıf arkadaşım. Conrad Istanbul ve Swissotel’deki yöneticilik kariyerinden sonra, 2002 yılında kurduğu ve ürettiği lezzetli ve sağlıklı ürünlerle ziyafet sektörünün önemli oyuncularından Elma Catering’in patronu...
“Yeni projemiz Mijote’yi duydun mu?” diye sordu Reha... “Duymadım” deyince de “Esasında projenin mimarı bu sefer ben değilim; Cem...” diye başladı anlatmaya, “Sosyal medya ve tanıtım konusunu da Kaan üstlendi” diye devam etti. Cem, Reha’nın büyük, Kaan ise küçük oğlu. Kısaca farklı dinamiklere sahip üç nesil bir arada bu projede.
Nedir bu Mijote?
Mesela yemek yapmayı seviyorsunuz ama ya vaktiniz yok
Şanlıurfa’yı yazayım bu hafta deyince, pek çok dost ve meslektaş ile hasret gidermiş olduk. Değerli meslektaşlarım, Mehmet Mahmutoğlu ve Mutlu Güneş, Turizm Yatırım A.Ş. Genel Müdürü Mehmet Uncu ile şehrin turizmi için yapılanları konuştuk. Şanlıurfa’nın başarılı iş insanlarından Raya Turizm’in sahibesi, Rahime Yaşar ve eski dost Mithat Şengöz de her zamanki gibi desteklerini esirgemediler. Kısaca turizmde hak ettiği yere gelebilmek için vargücüyle çalışmakta Şanlıurfa... Bayağı bir malzeme de birikti bizim masanın üzerinde. Aşağıdakiler ise bu yapılanların sadece ufak bir kısmı.
Yamaç paraşütleri semalarda
Geçtiğimiz günlerde 11 yamaç paraşütü sporcusuyla Karababa tepesinde uçuş gerçekleştiren Karaköprü Belediyesi, Karaköprü’yü alternatif turizmin bir merkezi haline getirmeyi amaçlamış.
Hava Sporları Federasyonu’na da tescil için müracatta bulunulmuş.
Çocukluğumun oyuncakları
Karaköprü Belediyesi’nin güzel projelerinden biri de Şanlıurfa’da bir ilk olarak