Güneş hepinize örnek olsun!

28 Ocak 2013

Öncelikle şunu söyleyelim, kış iklimini sert yaşayan bir kentte ılıman hava ve uygun zeminde oynamak, her iki takım için de büyük şanstı. Dolayısıyla futbolu olumsuz etkileyecek iki önemli faktör yoktu Elazığ’da...
Elazığspor ligde tutunabilmek için özellikle kendi sahasındaki her maçtan puan çıkarmak zorunda olmanın baskısı, Trabzonspor son dört haftadır kazanamanın sıkıntısı ile başladı maça. Skoru ve aradaki farkı yaratan ise kazanan takımın hırsı, fizik kapasitesi ve tabii kenar yönetiminin oyuna müdahaleleri oldu.
Bir maçta kötü oynayabilirsiniz, yenik duruma da düşebilirsiniz. Önemli olan bu noktadan sonra yapacaklarınızdır. Elazığspor’un attığı ilk golde her ne kadar şans unsuru yanında gibi görünse de, ortayı yapan Adem’i sol bek Emerson yerine Olcan’ın, son vuruştaki Sinan’ı ise Celustka’nın karşılamaya çalışması, zaten Trabzonspor’da işlerin iyi gitmediğini anlatmaya yeterdi.
Her şeye rağmen geride koca bir 45 dakika daha vardı. Ama takım olmayı bilene, inancını yitirmeyene ve kulübede aklı selim düşünebilene... İpin koptuğu an Celustka’nın 60. dakikada oyundan atılmasıydı.
Bir stoperinden mahrum kalan Şenol Güneş ne yaptı peki? Takımın beyni, pas trafiğinin

Yazının Devamı

Hasret prangamız oldu!

26 Ocak 2013

O ceza Fenerbahçe’nin değil, Türk futbolunun kalbine indirilmiş bir hançer aslında.
Adamlar bas bas bağırıyor; “Stada meşale sokmayın, sahaya atmayın, takımınızı yakmayın” diye.
Kimin umurunda? Yurt içinde üç beş kuruş para cezası ile geçiştirmeye alıştık da, elin oğlu affetmiyor işte!
Bir, üç, beş derken, UEFA’nın sabrını taşıran o meşaleler, ağır bir faturaya dönüşüp Fenerbahçe’nin önüne konuverdi şimdi de. Hadi kendi ligimizde kanıksadık. Bilmem kaç polis kontrolünden kaçırılıp tribüne sokulan, gol sevinci maskesiyle tutuşturulan, bazen de rakip taraftara doğrultulmuş silaha dönüşen o tehlikeli şeyleri.
Nasıl olsa ders çıkarılacak bir yaptırımı yok. Paraysa para, güçse güç!
Ya gurbette yakılan ateşe ne demeli? Hasretlik, sevgi, coşku patlaması mı?
Yıllardır yaşadıkları ülkelerde maç izlerler. Kuralları, yaptırımları iyi bilirler. Sınırı aştıkları vakit başlarına gelecekleri de hakeza.

Yazının Devamı

Hep kupa oynasın!

25 Ocak 2013

Şenol Güneş yine sürpriz yapmadı! Her maça farklı kadro geleneğini dün gece de sürdüren deneyimli teknik adam, bu kez Karabükpor karşısında hayal kırıklığı yaratan isimleri kulübeye çekmişti. Savunmanın sağında Zeki, solunda Cech, göbekte ise ilk resmi maçına çıkan Abdullah vardı. Güneş’in tüm olumsuzluklara karşın ısrarla kazanmak istediği Volkan da sahadaydı.
Bu rahatlığın altında yatan, rakibin grupta hiç bir iddiasının kalmaması ve kendi takımının kupa maçlarındaki performansıydı kuşkusuz. Skor düşünüldüğü gibi olunca Güneş’in tercihleri de doğrular hanesine yazıldı tabii ki.
Mersin İdman Yurdu teknik direktörü Giray Bulak’ın sadece ligi düşündüğü, son Orduspor maçı kadrosundan tam 8 oyuncuyu değiştirmesinden belliydi. Haksız da değildi Burak. Bunca genç ve şans bulamayan oyuncu arasındaki emektar Nobre mi? Belli ki takım arkadaşlarına biraz cesaret, biraz motivasyon olsun diye sahadaydı. Zaten hocası da ikinci yarıda onu oyundan alarak yorulmasını istemediği gösterdi.
Bu mantalitedeki bir rakip karşısında Trabzonspor adına iyi bir hazırlık maçı oldu. Henüz 5. dakikada Olcan-Adrian işbirliği ile gelen gol Mersin’in cılız direncini kırmaya yetti. İlk yarının son

Yazının Devamı

Bakkal gibi hocan olsun!

21 Ocak 2013

Helal olsun Karabükspor’a. Helal olsun Mesut Bakkal’a. Onca eksik oyuncusuna karşın Trabzonspor gibi bir rakibe sahasını dar etmek kolay mı? Diyeceksiniz ki bu Karabükspor, deplasmanda Galatasaray’ı ve Fenerbahçe’yi de aynı skorla yenip sükse yapmıştı. Evet doğru. Zaten onları farklı yapan da bu. Kağıt üzerinde favori gösterilen takımlara karşı çok daha iyi motive olmaları ve peşin hükümleri yıkmaları, Mesut Bakkal’ın göreve gelişiyle birlikte Karabükspor’un futbol kişiliğini değiştirdi adeta.
Trabzonspor karşısında kontrollü ama gol için istekli, savunmada dikkatli ancak oyunu çirkinleştirmeden kazanmanın gereğini yerine getirmeyi bildi konuk ekip. Bir detay daha. Kadrosunda 12, sahada ise 6 yabancı oyuncusu vardı Trabzonspor’un. Karabükspor’un ise bir! Buna kulübedekiler dahil. Demek ki neymiş? Milyon dolarlık transferler yerine mütevazı bütçelerle takım kurmak, eldeki malzemeyi en verimli şekilde kullanabilmek önemliymiş.
Gelelim Trabzon’a. Kupada estirdiği rüzgarın esamesi yoktu Karabükspor maçında. Hücum kurgusu Vittek’e odaklanmış, geriden yüksek topları bu oyuncuyu buluşturma düşüncesi oyun planı olarak sunulmuştu. Ancak Vittek’in attığı gol dışında rakip savunmayla

Yazının Devamı

Terim, Kocaman, Güneş ve Aybaba dikkat etmeli!

19 Ocak 2013

Merkez Hakem Kurulu’nun devre arası seminerinde hakemlere çok önemli talimatlar verildi. UEFA Hakem Kurulu üyesi Jaap Uilenberg, hakemin otoritesini sarsıcı ve taraftarı kışkırtıcı hiçbir hareketin cezasız kalmamasını istedi.
Ve ekledi; “Maalesef bu uygulamayı Türkiye için yapıyoruz. Çünkü yedek kulübesindeki teknik adam, futbolcu ve diğer unsurların hakeme yönelik bu kadar abartılı eylemleri sadece bu ülkede yaşanıyor”.
Neydi o talimat ? “Teknik alanda yer alanlardan herhangi birisi hakemin kararına itiraz etmek ya da verdiği kararı protesto etmek amacıyla taç çizgilerinden oyun alanına girerse, hakem tarafından oyun alanından çıkarılacak”.
Devamı var; “Teknik alandaki bir şahıs hakemin kararına itiraz etmek ya da verdiği kararı protesto etmek amacıyla oyun alanına veya çevresine herhangi bir şey fırlatırsa (su şişesi, ceket, şapka vs.) hakem tarafından ihraç edilecek”.
Ve en önemlisi; “Bir teknik direktör abartılı ve agresif bir biçimde hakem kararına itiraz eder ya da verilen kararı protesto ederse, uyarıya gerek duyulmadan tribüne gönderilecek”.
Hafta içinde oynanan Bursaspor-Fenerbahçe kupa maçında ilk uygulaması yaşandı. Dördüncü hakemin uyarısıyla ev sahibi

Yazının Devamı

Yumlu’nun gecesi

16 Ocak 2013

Yoğun maç trafiğinde ligi de düşünen Şenol Güneş’in dün geceki oyuncu tercihleri yine farklıydı. Sanırız bir de deneyimli hoca ara transfer dönemi sona ermeden bazı oyuncularıyla ilgili kafasının netleşmesini istiyordu.
Bu kez aylardır forma vermediği ve kadroda düşünmediği Cech sahadaydı. Zeki, Vittek ve Emre de ilk on birde çıktı. Orta alanda Alanzinho ve Sapara’ya Aykut eşlik ederken, önde Emre, Vittek ve Olcan üçlüsüyle golü erken bulup rahatlama düşüncesi vardı ama, hücum bölgesinde beklenen üretkenlik yoktu. İlginçtir hesabı kesmek bir savunmacıya, Mustafa Yumlu’ya düştü ki, özellikle duran toplardaki takipçiliği ona unutamayacağı bir maç oynamasını sağladı.
Birlikte oynama alışkanlığı olmayan bu futbolcu topluluğundan Beşiktaş ve Antalyaspor maçlarındaki takım oyununu beklemek elbette mümkün değildi. Ancak bunca olumsuzluğa karşın mücadeleyi ön plana çıkarmak bile ibreyi lehine çevirmeye yetti. Tabii bu arada Mersin İdman Yurdu’nun da önceliğinin kupa olmaması işini kolaylaştırdı bordo-mavili ekibin. Rakibin tehlikeli olabilecek tek silahı vardı. Nobre’yi kaleye döndürmeme görevini de Celustka üstlenince, ev sahibi takımın gol şansı iyice azaldı.
Oyundan çok skorun

Yazının Devamı

Ne ararsan var!

13 Ocak 2013

Sezonun ilk yarısını zirvenin epey gerisinde tamamlasa da Trabzonspor için lig elbette önemli. Ancak Avrupa’ya giden kestirme yolun kupa olması, teknik direktör Şenol Güneş’i Antalyaspor karşısında en formda kadroyu sahaya sürmeye zorladı. Hazırlık döneminde deneyimli hocanın gözüne giren isimler sahadaydı. Janko, Alanzinho ve Sapara tercihleri bu anlamda doğru gibi göründü. Ancak oyun içerisinde Güneş’in düşüncesini doğru çıkaracak performans sergileyemedi adı geçen oyuncular. Bunlara Olcan ve Halil’in ilk yarıda etkisiz kalışı eklenince hücumda istediklerini yapamadı bordo-mavili ekip. Solda ofansif oynuyor görünen Emerson’un ortaları hedefi bulamadı. Sağda Serkan’ın birkaç bindirme denemesi vardı, hepsi o kadar. Alanzinho’nun defansif orta alan görevi ise takımın hücum gücünü olumsuz etkiledi.
İlk gol Adrian’ın kalabalık savunmayı aşma becerisinden geldi. Halil ile girdiği duvar pasında topun önce savunmacıya sonra kaleciye çarpması ise şansı hakeza. Antalyaspor 20. dakikadan sonra oyuna ağırlığını koysa da, kendi yarı alanından kontrollü çıkmak yerine geriden uzun paslarla Isaac ve Diarra’yı pozisyona sokma planı pek işlemedi. İlk yarıda ev sahibi takımın kaleyi bulan

Yazının Devamı

Seminer deyip geçme!

12 Ocak 2013

Antalya’daki hakem seminerinde gözlerimiz, konuşunca mangalda kül bırakmayan kulüp başkanı ve yöneticilerini aradı. Ama neredeee? Davet Merkez Hakem Kurulu tarafından yapılmıştı. Amaç, medyaya verilen mesajlarla yerden yere vurulan, haklı-haksız eleştirilere maruz kalan, çoğu zaman en ağır suçlamalara muhatap olan hakemler ile kulüp yöneticilerini karşı karşıya getirip, diyalog yoluyla sorunlara çözüm üretmek idi.
Eteğindeki taşları dökmek isteyenler için son derece çağdaş bir platformdu, lakin yine olmadı. Dört büyük kulübün başkanları çeşitli gerekçelerle gelmedi Antalya’ya.
O günlerde etkili olan olumsuz hava koşullarını bahane etmeyelim. Çünkü Eskişehirspor, Gençlerbirliği, Orduspor, Antalyaspor, Elazığspor ve Karabükspor kulüpleri verilen randevuya başkan düzeyinde katılmış, Beşiktaş ise ikinci başkanını görevlendirmişti.
Aklımıza Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor başkanlarına verilen hak mahrumiyeti cezaları geldi.
Acaba sırf bu yüzden mı katılmamışlardı? Federasyonun üst düzey yöneticilerine sorduk. Aldığımız yanıt netti:
“Olur mu öyle şey? Çağrıyı bizim adımıza MHK yaptı. Hepsinin burada olmasını, herkesin sıkıntılarını dile getirmesini beklerdik.”
Anlad

Yazının Devamı