Halter komplosuz yaşayamaz!

23 Şubat 2013

Yine halter, yine doping skandalı.
Skandalın büyüğü küçüğü mü olur? Bal gibi oluyormuş, gördük.
Ne diyor eski Halter Federasyonu başkanı Hasan Akkuş?
"Bazı sporcular bunun şahsıma yönelik bir komplo olduğunu söylüyorlar."
25 yıldır halteri takip ederim, "komplo" sözcüğünün bu kadar yakıştığı bir başka spor branşı daha tanımadım.
Sporcu antrenörden, antrenör kulüplerden, kulüpler federasyondan, federasyon milli takım ahçısından şüphelenir de, doping skandallarında gerçek suçlular bir türlü ortaya çıkarılamaz. Kapalı kapılar ardında olup biten ne varsa fısıldanır. Herkes kimin ne yaptığını bilir de (!) "ulusal dava" uğruna ulu orta konuşamaz.
Sayın Akkuş, ortada iddia ettiğiniz gibi bir komplo varsa size değil, Türk halterine karşı yapılmış bir ihanettir bu. Yaşları 23'ü geçmeyen onlarca sporcu aynı yasaklı madde ile yakalanıyorsa, soruşturulması gereken asıl konu başka demektir. Sporculara yurt dışından getirtilen protein, vitamin gibi destek maddelerin bu skandala yol açabileceği geçti mi aklınızdan? İthal ürünlerin içeriğini analiz ettirmek, ilgili firmayı soruşturmak, onlara aracılık edenleri konuşturmak, antrenörleri sorgulamak geldi mi fikrinizin bir

Yazının Devamı

Bamba’nın pimini kim çekti?

18 Şubat 2013

Demek ki neymiş? Tarihinin en kötü sezonlarından birini geçiren Trabzonspor’da tek sorun Şenol Güneş değilmiş! Güneş’in istifasından sonra ne değişmiş? Teknik direktörün adından başka hiçbir şey! Dün akşam bir kez daha görüldü ki, bordo-mavili futbolcu topluluğu geride kalan 22 haftaya rağmen giydiği formanın ciddiyetini kavrayamamış, savaşmayı öğrenememiş, en önemlisi takım olmayı hâlâ becerememiş.
Trabzonspor’un Tolunay Kafkas ile ilk sınavının “değişim” için ölçü alınamayacağı, geçen hafta kabak gibi belli olmuştu. Lakin üç gün önce ağır bir mücadeleden çıkmış Fenerbahçe karşısında teslim bayrağını bu kadar kolay çekeceğini de kimse aklına getirmemişti. Haa, sahada pimi boşaltılmış bomba gibi dolaşan Bamba, peşi sıra o akıl almaz hataları yapmasa sonuç değişir miydi?
Ya da henüz 7. dakikada Adrian’ın kaleye gönderdiği topun çizgiyi geçtiği saptanabilse, bu kez direnci kırılan taraf Fenerbahçe olur muydu? Sanmam. Fenerbahçe rakibine oranla o kadar istekli oynadı ki, geriye düşse bile maçı çevirecek enerji ve hırsa sahipti. Emre, Mehmet Topal, Gökhan, Kuyt, hatta Baroni’nin varlığı bile yetebilirdi maçı kazanmasına. Nitekim maçın ilk dakikaları hariç oyunun kontrolü

Yazının Devamı

Meireles’in derdi ne?

16 Şubat 2013

On milyon euro bonservis bedeli. Bu sezon için üç milyon euro garanti para. Maç başı ise on bin euro.
Meireles’in 4 yıllık kontrat karşılığı Fenerbahçe Kulübü’ne toplam maliyeti 20 milyon euro.
Yatırım ciddi, beklenti yüksek.
Ama o ne? Profesyonel futbol yaşamında hiç kırmızı kart görmediği iddia edilen Raul Meireles, Galatasaray derbisinde adeta çıldırıyor. Hakemle girdiği tükürük düellosundan 4 maç cezayla yırtıyor.
Borisov maçının 4. dakikası. Meireles rakip oyuncu Hleb’e çelmeyi takıyor, yetmiyor beyninden bir de tekme talimatı geliyor. Takımı için hayati önem taşıyan maçta arkadaşlarını yalnız bırakıyor. Sonrası malum, pişmanlık duygusu ve özür!
İki disiplin olayında da Meireles’in eylemleri dikkat çekici. Garip bir ruh halinin dışa yansıması adeta.
Tükürmek futboldaki en ağır suçlardan biri. Portekizli yıldız her ne kadar “tükürükten” ceza almadıysa da, toplumun önemli bölümü onun gibi düşünmüyor. Arızanın ilki bu noktada.

Yazının Devamı

Otur sıfır!

11 Şubat 2013

Önce yiğide hakkını teslim edelim. Sivasspor, maçın her bölümündeki müthiş mücadelesi, hırsı ve tükenmek bilmeyen enerjisi ile Trabzonspor’u şaşkına çevirdi.
Teknik direktör Rıza Çalımbay’ın sahaya sürdüğü her futbolcu görevini layıkı ile yerine getirdi. Kontrolü hep elinde tuttu, rakibine oyunun yönlendirme şansı vermedi ve basit hatalarını affetmedi. Orta alandaki baskısı ve yardımlaşması, Trabzonspor’un kimyasını bozdu. Başrollerde ise Kadir, Hakan ve Erman vardı. Bu üçlü, bordo-mavili takıma adeta nefes aldırmadı. Unutmadan, Sivasspor’un Eneramo gibi çok önemli bir gol silahı da yoktu! Tebrikler Çalımbay ve öğrencilerine... Böylesi kritik bir sınavı başarıyla geçtikleri için.
Trabzonspor’a gelince. Değişim dediğiniz şey kolay olmuyor. Belli ki Gaziantepspor maçının skoru bordo-mavili futbolcuları ve teknik direktörünü rehavete sokmuş. Tolunay Kafkas’ın oyuncu tercihlerine baktığınız vakit, bir an önce eski Trabzonspor‘u bulma gayreti içinde olduğunu düşünebiliriz. Ancak, Afrika Kupası’ndan ayağının tozu ile dönen Bamba ve Zokora konusundaki aceleciliği, uzun süre takımdan ayrı kalan Giray’ı böyle bir maçta ilk on birde kullanması, solda Cech ısrarı ve Halil’e gösterdiği

Yazının Devamı

Türkiye’de federasyon başkanı olmak!

9 Şubat 2013

Bu ülkede federasyon başkanı olmak zor zanaattır. Bir spor federasyonunu yönetmeye talip mi oldun ? Aşman gereken birçok engel çıkar karşına.
İlk şart, siyasi otoriteden icazet almaktır. Federasyonun adı, uluslararası alandaki şanı, sporcu sayısı ve popülaritesine göre onay makamları değişir. Genel müdür, milletvekili, bakan, iktidar partisi yöneticileri ve daha üstü! Bazen de adı geçen şahsiyetlerin en yakınları.
İki; siyaseten yol verildi ise, o branştaki kulüpleri hoş tutacaksın. Örneğin halter. Kulüplerin önemli bölümü yanındaysa bazen siyaset eşiğini aşabilir, tepki alsan da başkan seçilebilirsin. Lakin bedelini de ödemek zorunda kalırsın.
Nasıl mı? 2004’ten beri Halter Federasyonu Başkanlığını yürüten ve son genel kurulda yukarıda vurgu yaptığımız ilk şartı “atlayarak” üçüncü kez seçilen Hasan Akkuş, sizce niye istifa etti? 5 genç sporcusu dopingli yakalandığı için mi? Kimileri Akkuş’un koltuğu bırakmasını onurlu bir davranış olarak gösterebilir. Ancak gerçek şu ki, Akkuş’u istifaya götüren doping skandalı değil, siyasi otoriteye rağmen seçim kazanmış olmasıdır. Ve kendisi de gereğini yapmak zorunda kalmıştır!

Öyle kulüpler var ki?
Halteri örnek verdik, onunla

Yazının Devamı

Forvetsiz fark yaratmak!

4 Şubat 2013

Teknik adam değişikliğinin Trabzonspor’a yeni bir heyecan ve motivasyon getirdiği ortada. İlk günden takımda köklü revizyonlar yapacağının sinyalini veren Tolunay Kafkas, dün Gaziantepspor karşısında sadece futbolcu tercihleriyle değil, oyun anlayışı ile de fark yarattı.
Elbette çok kısa bir sürede düşündüklerini uygulaması zordu. Lakin görünen, Trabzonspor’un topa daha çok sahip olup rakibe üstünlüğünü kabul ettirmek yerine, basit ve doğru paslarla rakip kaleye çabuk gitme anlayışını sahaya yansıtmasıydı. Özellikle golü bulduktan sonra Gaziantepspor’un hücumu daha fazla düşünüp orta alanda adam eksiltmesi, bordo-mavili ekibin işini kolaylaştırdı. Kafkas’ın savunmanın önünde kesici görevi verdiği Serkan çok yararlıydı. Colman uzun zaman sonra bu denli istekli, Alanzinho yaratıcı, Adrian ise ateşleyici idi. Tüm bunlara Halil’in topla gereksiz oynama alışkanlığından vazgeçip pas alışverişine ortaklığı eklenince, Trabzonspor forvetsiz oynadığı maçı çok rahat kazanmayı becerdi.
Kuşkusuz üzerinde kafa yorulan yeni sistem, her rakip için geçerli olmayabilir. Örneğin, bu savunma kurgusu çok can yakabilir. Kafkas’ın biraz deneme yanılma, fazlaca zorunluluktan kaynaklanan tercihleri

Yazının Devamı

TFF Depolama Merkezi!

2 Şubat 2013

Büyük kentlerde trafiğin en büyük sıkıntısı boş dolaşan taksilerdir. Müşteri bulabilmek için her türlü kural ihlalini yapar, diğer araç ve insanların güvenliğini tehlikeye atarlar.
Belediyeler başıbozukluğu önlemek için şimdilerde bu soruna bir çözüm üretti; “Taksi depolama merkezleri.”
Ortalıkta dolaşma, bekle, sabır göster, rızkını kazan!
Tıpkı Türkiye Futbol Federasyonu “Futbol Gelişim Direktörlüğü” gibi.
Yönetimler değişir, sistem değişir, anlayış değişir, ama uygulama değişmez.
Müthiş bir rekabet vardır bu çatı altına girebilmek için. Nitelik, nicelik, deneyim, bilgi hep tali tercihler olur. Kulis yapılır, araya hatırlı şahıslar sokulur, referanslar sunulur vs.
Neden? Eğitimci ruhu, idealizm ya da Türk futbolunun gelişmesine ışık tutacak projeler üretme aşkından mı? Elbette değil. Maksat dostlar alış verişte görsün. Cepler euro ile dolsun.

Yazının Devamı

Bir fark gördünüz mü?

1 Şubat 2013

Kupada çeyrek finali garanti gören Trabzonspor’da merak edilen konu, yeni teknik direktör Tolunay Kafkas’ın sahaya çıkaracağı kadrodan çok, futbolcuların performansıydı. Öyle ya, eski hocaları Şenol Güneş ile frekans sıkıntısı yaşadığı düşünülen bir takımın ne kadar istekli ve coşkulu oynayacağını görmek, skorun önüne geçebilirdi. Peki istediğini görebildi mi Tolunay Kafkas? En azından Elazığspor maçından farklı bir ruh halinin tespitini yapmıştır sanırız. Lakin sonuç anlamında değişen ne var diye sorarsanız, kocaman bir hiç olur yanıtı!
Başka bir gerçek, koşullar neyi gerektirirse gerektirsin Kafkas’ın sahaya kaybetmemek için çıkmayacağı idi. Genç teknik adam ligi de düşünerek Colman ve Adrian gibi iki önemli oyuncusunu Eskişehir’e getirmezken, Güneş’in vazgeçilmezlerinden Olcan‘ı yedek soyundurması, forvette Henrique - Janko ikilisinin uyumunu test etmesiki sonuç vermedi, Emerson’u stopere çekip, gidici denen Cech’e sol bekte şans vermesi, işine önyargılı başlamadığının göstergesiydi. İlginç bir not daha; genç Abdullah yerine hazırlık dönemindeki sakatlığı sonrası futbol yaşamının tehlikeye girdiği öne sürülen Giray’ı maç kadrosuna alması ise, “İşin psikolojisinden de

Yazının Devamı