Öncelikle şunu söyleyelim, kış iklimini sert yaşayan bir kentte ılıman hava ve uygun zeminde oynamak, her iki takım için de büyük şanstı. Dolayısıyla futbolu olumsuz etkileyecek iki önemli faktör yoktu Elazığ’da...
Elazığspor ligde tutunabilmek için özellikle kendi sahasındaki her maçtan puan çıkarmak zorunda olmanın baskısı, Trabzonspor son dört haftadır kazanamanın sıkıntısı ile başladı maça. Skoru ve aradaki farkı yaratan ise kazanan takımın hırsı, fizik kapasitesi ve tabii kenar yönetiminin oyuna müdahaleleri oldu.
Bir maçta kötü oynayabilirsiniz, yenik duruma da düşebilirsiniz. Önemli olan bu noktadan sonra yapacaklarınızdır. Elazığspor’un attığı ilk golde her ne kadar şans unsuru yanında gibi görünse de, ortayı yapan Adem’i sol bek Emerson yerine Olcan’ın, son vuruştaki Sinan’ı ise Celustka’nın karşılamaya çalışması, zaten Trabzonspor’da işlerin iyi gitmediğini anlatmaya yeterdi.
Her şeye rağmen geride koca bir 45 dakika daha vardı. Ama takım olmayı bilene, inancını yitirmeyene ve kulübede aklı selim düşünebilene... İpin koptuğu an Celustka’nın 60. dakikada oyundan atılmasıydı.
Bir stoperinden mahrum kalan Şenol Güneş ne yaptı peki? Takımın beyni, pas trafiğinin patronu Colman’ı ön libero gibi geriye çekti. Oyuna ilk müdahalesi ise tam 12 dakika sonra geldi. Sol bek Emerson’u çıkardı yerine bir kanat oyuncusu Volkan’ı alıp, Alanzinho gibi topu ileriye götürecek tek oyuncusunu onun görev alanına gönderdi. Dahası mı? Dahası var. Adeta akıl tutulması yaşayan Trabzonspor kenar yönetimi, iki farklı geri düşmüşken, santrforu Vittek’i çıkarıp Sapara’yı sahaya sürdü. Şaka gibi yani! Sonrası mı? Elazığspor çok daha farklı kazanabileceği maçı üç golle noktaladı. Bravo Yılmaz Vural ve öğrencilerine!
Dile kolay. Trabzonspor son beş maçında tam 13 puan yitirdi. Yitirilen, sadece puanlar mı? Özgüven, kazanma arzusu, takım ruhu ve farkındalık artık bu takımın doğasında yok. Şenol hocanın istifası Trabzonspor’un kaybolan değerlerini ve tartışılan kimliğini geri getirir mi? Hiç sanmam.
Güneş, heyecanının ve oyuncularına olan inancının erozyona uğradığını düşünebilir. İstifa ise saygı duyulacak bir tercihtir. Ya geride kalanlar, yönetim ve futbolcular?
Unutulmasın, böyle büyük camialarda kimse hancı değildir ve kendini böyle konumlandıramaz. Dolayısıyla geride kalanlara düşen, Trabzonspor’u yaşadığı çıkmazdan kurtarıp, Güneş’in dün gösterdiği erdemin peşinden gitmektir!