Usta işi oldu!

31 Ocak 2015

Evet Trabzonspor’un eksiği çoktu. Tıpkı Erciyespor gibi. Pozisyonu çoktu, tıpkı rakibinin olduğu gibi. Böyle bir maçta önemli olan sadece skor ise, Trabzonspor zorlanarak da olsa kazandığı için haklıdır. Ancak bu takımın bütününe yansıyan olumsuzlukları görmezden gelmeyi engellemez. Sakatlıklar ve cezalı oyuncular uzun zamandır Trabzonspor’un büyük karın ağrısı. Kale, savunma derken dün de orta alanda sapır sapır dökülen bir takım vardı sahada. Savunmanın hemen önünde görev yapan Fatih’in dışında direnç gösterecek kimse olmayınca, Erciyespor özellikle ikinci yarıda rakip sahaya o kadar kolay geçti ki, hücumcuları biraz becerikli ve şanslı olsa, Trabzonspor’un kazanması göründüğünden de zor olabilirdi.

Maçın ilk yarısında iki usta çıktı sahneye. İlkinde Mehmet Ekici gerçekten jenerik olacak bir frikik golüne imza attı, diğerinde Bosingwa’nın hazırladığı pozisyonda Cardozo klasına yakışır bir vuruşla takımını rahatlattı. Hepsi bu.

Trabzonspor’un farkı artıracak bir morale sahip olduğu düşünülürken, Erciyes’in Anıl ile bulduğu erken gol oyun içindeki dengeleri değiştirdi. Daha cesur hamleler yapan konuk ekibe karşın kanatlarda zorlanan, geçen haftaki performansıyla alkış alan

Yazının Devamı

Üç puandan fazlası

24 Ocak 2015

İtiraf edelim, maçtan önce Trabzonspor için en büyük tehlikenin yine savunma bloğu olacağını düşünüyorduk. Sezon başından bu yana farklı gerekçelerle sürekli değişen bu dörtlü, Sivasspor karşısında da Trabzonspor’un yumuşak karnı gibi görünüyordu. Sağ bekte Salih, göbekte Bosingwa-Aykut ikilisi, sol da ise Musa’nın uyumu merak konusuydu. Ve yine itiraf edelim, Bosingwa’nın çıkarken kaptırdığı topun Sivasspor’un golüne dönüşmesi dışında, Ersun Yanal’ın üçüncü alternatifi olan bu savunma kurgusu, asgari hata ile oynadı. Hele gönderilmesi gündemde olan Aykut var ya... Doksan dakika boyunca çok kritik üç müdahalesi ile alkışı hak etti. Kiralık ücreti eleştiri konusu olan kaleci Hakan ise takımının en iyileri arasında sivrildi.

Diyeceksiniz savunmasına bu kadar iş düşen Trabzonspor nasıl olur da maçı rahat bir skorla kazanır. Çünkü her iki yarıda da Sivasspor’dan çok daha fazla pozisyon üretti ve attığından fazlasını kaçırdı. Özellikle ikinci yarıdaki müthiş baskısı bordo-mavili ekibin kazanmasındaki en önemli faktör oldu. Açık söyleyelim bu coşku süresini artırdığı vakit, Trabzonspor beklenen ve istenen düzeye rahatlıkla gelebilir. Unutmadan, 12 oyuncusundan mahrum, ki

Yazının Devamı

Fatura Yanal'a kesilir mi?

24 Ocak 2015

Erkan Zengin’in Trabzonspor’a transferinin camiayı ikiye bölmesi, hatta yönetim içinde bile fikir ayrılığına yol açması yadırganmamalı.
Görüşme sürecinde Erkan’ın söylediği iddia edilen ifadeler, Trabzon gibi tutucu bir kentte elbette farklı yorumlara yol açacaktır. Demiştir, dememiştir tartışmasına girmek, bordo-mavili takıma yarar sağlamayacaktır.
Çünkü Erkan, artık Trabzonspor’un sözleşmeli futbolcusudur. Başkan, CEO ve teknik direktör İsviçre’ye kadar özel uçakla gitmiş, müthiş bir operasyonla kulübün zenginliğine zenginlik katmıştır! Dolayısıyla bu transfere karşı çıkanların yapacağı eleştiriler realiteyi değiştirmeyecektir.
Bir başka gerçek; yaşı 40’ın üzerinde olanlar Engin Verel, Tanju Çolak, Sergen Yalçın, Rüştü Rençber, Emre Belözoğlu, yakın geçmişte Selçuk İnan, Burak Yılmaz gibi yıldızların seyir defterlerine bakarlarsa, “profesyonellik” kavramının literatürümüze bugün değil çeyrek asır önce girdiğini, dolayısıyla ses getiren transferlerin renk ve forma aşkıyla ilgisi olmadığını görecektir.
Lafı gevelemeye gerek yok. Sezon başında çok ciddi harcamalar yapan ve o günün yanlışlarını ara transferde gidermeye çalışan Trabzonspor yönetimi, büyük bir riskin altına

Yazının Devamı

FİFA'nın iki yüzü!..

17 Ocak 2015

Yıllardır MHK’nin düzenlediği hakem seminerlerini takip etmeye çalışırız. Hem mesleki açıdan bilgilerimizi tazelemek, hem de dostlukları geliştirmek adına iyi bir fırsattır bizim için.
Lakin, devre arasında yapılan seminerlerin anlamı farklıdır. Hep de öyle olmuştur.
Hüzün ve sevincin bir arada yaşandığı bu toplantılarda çok hakemin canı acımış, bir o kadarının da yüzü gülmüştür.
Nedeni basit. Kış seminerleri kokart takma dönemine denk gelir. O yıl FİFA listesinden çıkan ya da çıkarılan hakemler, bayrağı genç arkadaşlarına devreder.
Gerekçesi ne olursa olsun kokartını bırakan buruk, listeye yeni dahil olan hep mutludur.
Görev değişimleri kimi zaman politik, bazen adaletsiz, yeri geldiğinde de acımasız örneklerle doludur. Bu sene de Belek’deki seminerde benzer bir atmosfer yaşayacağız.
UEFA’nın Yo-Yo testini koşamadıkları gerekçesiyle dönemin MHK’si tarafından kokartları alınan Fırat Aydınus ve Bülent Yıldırım olacak, o duygusal törenin aktörleri.

Yazının Devamı

Sen bak işine Fatih hocam!

10 Ocak 2015

Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’in “Messi bizde olsa cüce derdik” ifadelerini özellikle seçtiğinden kuşkum yok.
Terim spor medyasını o kadar güzel analiz etmiş ki, önce manşeti verdi, sonra Türk futbolunun A’dan Z’ye tüm sorunlarına “Direktör” apoleti ile balıklama daldı.
Hocanın yaptığı tespitlerin yüzde doksanına katılmamak mümkün değil. Dünya ve Avrupa ile yaptığı kıyaslamalar, ortaya koyduğu rakamlar, kulüplerin mali yapısıyla ilgili çizdiği tablo, “Kral çıplak” iğnelemesi ve çözüm önerileri, Terim’i Türkiye Futbol Federasyonu’nun üzerinde bir konuma oturttu adeta. En azından ben öyle hissettim!
Lakin Fatih Terim’in uzun konuşmasında en çok ilgimi çeken ve Türk futbolunun “kanayan yarası” olduğunu düşündüğüm konu farklı.
Ne dedi Terim? “Türk futbolu, UEFA’da benzeri bulunmayan yapısı ile TFF yönetimini sürekli tehdit altında tutuyor ve hareket alanını daraltıyor. Avrupa’da hiçbir ülkenin futbol genel kurulunda profesyonel kulüplerin temsil oranı yüzde 50’yi geçmez. Bizde ise oran yüzde 90’a yakındır...”
Ağzına sağlık hocam. Bugüne kadar TFF yönetimleri de dahil, çoğunluğun rahatsızlık duymadığı bu temsil oranı, futbolumuzun tepesindeki Demokles’in kılıcıdır.

Yazının Devamı

Cardozo ve diğerleri

6 Ocak 2015

Sen transferde çuvalla para harcayıp yedi yeni yabancı alacaksın ve gün gelecek, bir lig maçına bunların tümünden mahrum çıkacaksın. İster yanlış planlama, ister şanssızlık veya formsuzluk deyin, Trabzonspor’un dün akşam Balıkesirspor maçına on yerli oyuncu ile başlaması tarif edilebilir bir çelişki değildi. Oysa her biri şampiyonluk hedefinin halkaları olarak seçilmiş ve taraftara büyük umutlarla sunulmuş isimlerdi. Sonuç ortada, sorumluları ise malum!

Aslında futbol göründüğü kadar karmaşık bir oyun değil. Basit kuralları var. Önce haddini bilecek, sonra rakibini iyi etüt edecek, sonra gücün ve imkanlarını en verimli şekilde kullacak, mücadele edecek ve sonuca gideceksin. Eğer takım ruhuna sahip değilsen, en pahalı kadroyu kurmak, iyi bir teknik direktöre sahip olmak bu gerçeği değiştirmiyor.

Trabzonspor’un ligin dibine demir atmış ama inancını yitirmemiş bir rakipten uzatma dakikalarında attığı golle beraberliği kurtarması sürpriz değil. Çünkü ligin ilk yarısı biterken hâlâ oyun sistemi ve kadrosunun omurgası belli olmayan bir takım bordo-mavililer.

Daha on dakika dolmadan iki farklı geriye düşmesi, ilk goldeki penaltı kararı bize göre yanlış olsa da, maç boyunca

Yazının Devamı

Trabzonspor'a acı reçete!

3 Ocak 2015

Tablo ortada. Bugün itibarıyla ligin zirvesinden 13 puan geriye düşen Trabzonspor’un öncelikli hedefleri arasına “şampiyonluğu” koymak, artık fazla iyimserlik olur.
Yapılan onca transfer, saçılan on milyonlarca euro ve şişirilmiş kadronun, yıllar süren hasreti giderecek kıvama gelmesi kolay değil. Bir kez daha zaman, sabır ve hoşgörüye ihtiyaç var.
Lakin Halilhodzic macerası hüsranla sonuçlanan yönetimin, Ersun Yanal’ın “sihirli” dokunuşlarına umut bağlaması da reyting getirecek bir senaryo değil.
Hâlâ arayış aşamasında bir teknik adam, farklı oyun felsefeleriyle sersemlemiş bir oyuncu kadrosu, yönetim kademesinde yaşanan kriz, Trabzonspor’u hedef küçültmeye ya da daha inanılır söylemlere zorlayacak kuşkusuz.
Nedir bu yeni söylemler? Son yıllarda Avrupa performansı ile adından söz ettiren Trabzonspor gelecek sezon da aynı kulvarda var olabilmek için, rotayı değiştirmek ve yolunu kısaltmak zorunda.
Yani?.. Süper ligdeki ezeli rakiplerinin ciddiye almadığı Ziraat Türkiye Kupasını kazanarak, küskün taraftara bir teselli hediyesi vermebilmek.
Aslında Yanal’ın da genç ve ligde şans tanımadığı oyuncularla kupada var olamayacağını görmesi, Trabzonspor açısından bir şans.

Yazının Devamı

Felaket geliyorum demişti

30 Aralık 2014

Lafı gevelemeye gerek yok. Eskişehirspor 73. dakikada ikinci golü atıncaya kadar en az dört net pozisyondan yararlanamamış, Trabzonspor ise o dakikaya dek kayda değer tek bir fırsat yaratamamıştı. Nasıl yaratsın ki? Hücumu çıkarken bu kadar çok pas hatası yapar, etkili gibi göründüğün ilk çeyrekte bile ceza sahası içine top indiremez, rakibin elini kolunu sallayarak orta alanı geçmesine izin verir, savunmanın arkasına atılan her uzun pas tehlikeye dönüşürse, bu takım nasıl maç kazansın ki? Bir atarsın 3 yersin, iki atarsın 5 yersin.

Kimse kusura bakmasın. Yanal’ın hücum futbolu felsefesi dün akşam Trabzon’da iflas etmiştir. Sadece bu mu? Bordo- mavili ekip şu anda ligin en kötü savunma yapan takımlarından da biri. Kalecisi, her hafta değişen dörtlü bloğu Trabzonspor’un adeta yumuşak karnı oldu. Bu krizi doğru okuyan her teknik direktör, dün olduğu gibi zorlanmadan kazanır.

Felaketin başlangıcı aslında Belkalem’in sakatlanıp çıkmasıydı. Yanal’ın bu anda oyuncu tercihi Waris olunca Trabzonspor orta sahası yol geçen hanına döndü. Medjani stopere geçince Waris- Soner- Constant gibi defansif yönü zayıf oyunculardan kurulu ikinci bölgede Eskişehirspor adeta cirit attı. Sissoko

Yazının Devamı