Yazın İstanbul daha güzel

15 Haziran 2014

Bu yaz İstanbul’dan çok uzaklaşmadan da kendinizi tatilde gibi hissetmeniz mümkün. 2014 yazını şehirde daha iyi geçirebilmeniz için seçenekler

l Suma Beach’te hafta sonu: Geçen yaza kadar favori Burc Beach’ti. Geçen yaz açılan Suma Beach ise özgür ruhlara daha çok hitap etti. Cumartesileri gündüz plajda yayılıp akşam Suma’nın sabaha kadar süren partilerinde eğlenip sonrasında ise çadırlarda konaklayabilirsiniz. Pazarları ise Uzunya’da uzun bir öğle yemeğiyle güne başlanabilir.
l Burgazada’da konser: Şehirden uzaklaşmadan tatilde gibi hissetmek için en iyi seçeneklerden biri Burgazada. Üstelik adada İstanbul Müzik Festivali kapsamında
25 Haziran’da ölümünün 60’ıncı yılında Sait Faik’i hatırlamak için Fazıl Say ve arkadaşlarının konseri var. Bu konseri kaçıranlar için aynı ekibin 26 Haziran’da Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’nde olacağını hatırlatalım.
l Yeni terasları keşif: Son günlerde İstanbul gece hayatında en çok konuşulan teras Mixo. Taksim’deki Martı otelinde. Sadece manzarasıyla değil, zaman zaman Emre Narin’in çaldığı partileriyle de adından söz ettiriyor. Ayrıca Zorlu Center’daki Morini’nin ve Emirgan’daki La Boom’un terası da bu yazın gözdelerinden.

Yazının Devamı

‘KIŞ UYKUSU’ GALA NOTLARI

14 Haziran 2014

Perşembe akşamı Kanyon’un sinema katı ‘Kış Uykusu’ galası nedeniyle hınca hınç doluydu. Saat 20.30 olduğunda, Gina’da oturmuş film saatini bekleyenlerle, galada tebrikleri kabul edenler hızlıca yer değiştirdi.
Ebru-Nuri Bilge Ceylan ve Zeynep Özbatur Atakan başta olmak üzere ‘Kış Uykusu’ ekibi Gina’da bir yemekle kutladılar başarılarını.
Kutlama devam ederken Kanyon’daki tüm salonlar tıklım tıklımdı, yer bulmakta zorlananlar oldu. Herkes birbirine aynı şeyi soruyordu, “3 saat 16 dakika nasıl geçecek?”
Film başladı ve bitti. 3 saatlik bir sessizlik beklerken; aralarda bol bol kahkahalarla inledi salon.
Sonunda, belki salonda yönetmen olmadığı için, belki galalara alışık olmadığımız için, birkaç dakikalık alkış oldu sadece.
Oysa Cannes’daki ilk gösterimde tam 10 dakika alkışlanmıştı ‘Kış Uykusu’.
Uçak piste indiğinde bile dakikalarca alkışlayan biz; sinemada ise daha sabırsızdık 3 saat 16 dakika sonra.

Yazının Devamı

VASAT FiLMLERE MAHKUM DEĞiLiZ

11 Haziran 2014

Fark etmişsinizdir, sinema salonlarında son zamanlarda Türk filmleri aldı başını yürüdü. 10 filmden 7’si Türk filmi. Bazıları bu durumdan memnun, bazılarıysa şikayetçi.
İzlemeye kalkınca ise sonuç hep aynı: Film ya iyi başlıyor, sonradan çuvallıyor; ya kötü başlıyor sonradan açılıyor.
Ne yazık ki, al birini vur ötekine. Daha iyi olmalarını istiyoruz, bunun için de izleyerek destek olmaya çalışıyoruz. Ama aralarında bazıları var ki, daha fragmanı izler izlemez filmin ne kadar kötü olabileceğini anlıyorsunuz.
Doğrusu, bu kadar çok sayıda kötü filmin çekilmesini boşuna emek ve vakit kaybı olarak görmekten başka seçenek kalmıyor geriye.
Kabul etmek lazım; daha önümüzde çok uzun bir yol, alacağımız çok ders var. Gişe rekoru kıran yerli filmlerde bile yapımcı şirkette mutlu son olmadığını görüyoruz bugünlerde. Bkz. ‘Recep İvedik’ ve Fida Film.
Oscar lobisi yapmakla da olmadığını gördük. Tanıtımdan önce iyi film yapmak gerekiyor.

Yazının Devamı

iSTANBUL’DA NE OLUYOR?

10 Haziran 2014

“İstanbul, hedefin çok çok gerisinde bence. Çünkü hâlâ bizim arzu ettiğimiz sayıda ziyaretçi çekemiyor dünyadan. İstanbul çok popüler bir kent oldu; bu bir bakıma doğru... Eskiyle kıyaslarsanız doğru. Birçok insan İstanbul’u tanımazdı, bilmezdi Avrupa’da yaşamasına rağmen. ‘Aaa evet ben de gelmeyi çok istiyorum’ diyen çok insana rastlardık. Şimdi ‘Aman orası ne kadar muhteşem bir şehir; gittim, bir daha gideceğim’ diyen birçok yabancıya rastlıyor insan, dünyada dolaşırken. Ama ziyaretçi sayılarına baktığınız zaman İstanbul bugünkünün iki misli, üç misline çıkma potansiyeline sahip. Bu, birçok etkene bağlı tabii.
Bir kere havaalanından başlayan bir altyapı veya birtakım olanakların eksikliği de var. Bir Avrupalı’nın ‘Ben İstanbul’a gittim, Ayasofya’yı gördüm, Topkapı’yı gördüm. Bir daha gitmeme ne gerek var?’ demek yerine, ‘Acaba bu hafta sonu İstanbul’da ne oluyor?’ diye bir merak içine düşmesini sağlamamız lazım...”
İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı tam 2 yıl önce verdiği bir röportajda bunları söylemişti...

HERKESE AÇIK VE ÜCRETSİZ
Tam da o günlerde şehirde Istancool vardı. Istancool, herkese açık ve ücretsiz bir sanat ve kültür festivali.
Istanbul

Yazının Devamı

‘ONE’ TÜRKiYE’Yi TANITACAK

9 Haziran 2014

Çiğdem Simavi ve Demet Sabancı Çetindoğan’ın davetiyle Urfa’ya gidiyoruz, yeni kurdukları Ortak Nesiller Entegrasyonu (ONE) Derne- ği’nin ilk projesi Göbeklitepe’yi ziyaret etmek için.
Amaç, Göbeklitepe’yi yurt dışında tanıtmak. 11 Ekim’de yabancı misafirlerine burada bir tanıtım daveti verecekler.
Öncesinde kurucu üyeler ile birlikte bir keşif gezisine çıkıyoruz.
Cevahir Konukevi’nde hızlı bir öğle yemeği molası veriyoruz. Burada da Şanlıurfa’nın UNESCO gastronomi şehirleri adayı olduğunu öğreniyoruz. Hemen sonrasında Göbeklitepe’ye gidiyoruz. Şanlıurfa’nın 18 kilometre kuzeydoğusunda, Örencik Köyü yakınlarında.
Dünyanın en eski tapınağı Göbeklitepe. Mısır Piramitleri’nden yaklaşık 7000, Britanya’daki Stonehenge’ten yaklaşık 6000 yıl önceye dayanıyor tarihi.
Yabancı dergiler kapak yapıyor Göbeklitepe’yi, BBC belgesel çekiyor.
Kazı hâlâ devam ediyor. Peki ama kimler var başında? Almanlar... Arkeolog Doç. Dr. Klaus Schmidt’in başkanlığında.

Yazının Devamı

İstanbul mekanları çok hızlı tüketiyor

8 Haziran 2014

Soho House’ların kurucusu Nick Jones ile yaptığımız İstanbul gece hayatı değerlendirmesi, Cüneyt Özdemir’in telefonsuz restoran hayali, Soho’cuların da ilgilendiği Bodrum’da artık300 liralık lahmacuna bile şaşırmama nedenimiz...

Soho House’ların kurucusu Nick Jones bu hafta İstanbul’daydı. Fenix’teki yemek sonrası Nuteras’ta buluştuk, Londra’dan New York’a birçok şehirde yeme-içme ve eğlence hayatını etkileyen, dışarıdan bir gözle İstanbul gece hayatını konuştuk.
Fenix’e ilk defa gitmiş, dekorunu çok beğenmiş, yemeklerine bayılmamış. “Fenix nasıl, çok popüler mi bu aralar?” diye soruyor Nick Jones. “İlk açıldığında çok popülerdi, şimdi ise o ilk heyecan kalmadı” diye başlıyorum anlatmaya. Hemen bir soru daha geliyor: “İstanbul’da bir mekan açılır açılmaz popüler oluyor, üç hafta sonra o mekandan sıkılıyor musunuz?” Yanımda İstanbul gece hayatını iyi bilen arkadaşlarım var, hiç düşünmeden, kıvırmadan hep bir ağızdan “Evet” diyoruz. Gerçekten de öyle, İstanbul çok hızlı tüketiyor mekanları da, aynı insanları olduğu gibi. İstanbul bu tuhaf dinamik yapısıyla, farklı ülkelerin eğlence hayatına yön veren birini bile şaşırtıveriyor işte.
“Soho House da öyle mi olacak

Yazının Devamı

GEÇ KEŞFETTiM, ÜZGÜNÜM

7 Haziran 2014

Her şeyden uzaklaşmak istediğim bir gündü. Deniz, güneş olsun, kitap okuyup yatayım istiyordum. Etrafta dikkatimi dağıtacak bir şey olmasın, yeterdi...
Uzun süren “Oraya mı gitsek, buraya mı?” tartışmalarının üstüne bir telefonla aniden karar değişti.
Yakın bir arkadaşımız Fethiye’deki Perdue’deydi ve Perdue, Türkiye’de en çok merak ettiğim tatil yeriydi. Daha iyi bir fırsat olamazdı. Otel Fethiye’de, Faralya koyunda, ıssız bir yer. Dalaman Havalimanı’ndan 1.5 saatte gidiyorsunuz. Bir yere kadar arabayla gitmek mümkün. Daha sonra Perdue’nün safari araçlarıyla engebeli arazide macera başlıyor.
Tam 11 çadır var ama çadır denince aklınıza salaş bir görüntü gelmesin. Buradaki çadırlar son derece konforlu, çadırdan çok bungalovlara benziyor ama doğanın içinde olduğunuzu hiç unutturmuyor.
Gece yatarken de kapatacak bir kapı yok, fermuarı çekip yatıyorsunuz ve açık havada uyuyor hissiniz hiç geçmiyor.
Romantik bir tatil ya da sadece durmak istediğinizde gidilebilecek en güzel yerlerden biri.
Tek kötü yanı; şehir hayatına dönüşü zor oluyor. 3 yıldır var, daha önce keşfetmediğim için üzgünüm. Arayı kapatmakta kararlıyım. Size de tavsiye ederim.

Yazının Devamı

PAHA BiÇiLEMEZ MODA YARIŞMASI

4 Haziran 2014

Bahar Korçan, Hakan Yıldırım, Arzu Kaprol, Hatice Gökçe, Bora Aksu, Elif Cığızoğlu, Ümit Ünal, Özgür Masur, Zeynep Tosun, Zeynep Erdoğan... Hepsi Türkiye’de ilk akla gelen moda tasarımcılarından. Farklı tarzları var ama çok önemli bir ortak noktaları da var. Hepsinin çıkış noktası aynı, hepsi bir moda tasarım yarışmasında keşfedildi.
Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması, moda sektörü için çok önemli. Dile kolay, 22 yıldır yapılıyor. İHKİB (İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği) ve Moda Tasarımcıları Derneği yarışmayı sahipleniyor, Ekonomi Bakanlığı da destekliyor. Arkasında ciddi bir çalışma ve heyecan var.
Karşımda moda tasarımcıları Hakan Yıldırım ve Mehtap Elaidi (aynı zamanda Moda Tasarımcıları Derneği Başkanı) ve İHKİB Başkan Yardımcısı Volkan Atik var.
Hakan Yıldırım başlıyor anlatmaya, “Koza’nın önemi, devamlılığının olması” diyor ve ekliyor: “Türkiye’de bırakın böyle bir yarışmayı, herhangi bir şeyin 22 yıldır devam etmesi önemli. Bu yarışmaya katılan gençlere söylüyorum, burada yapılanları sizin için sadece aileniz yapar, tabii eğer maddi imkanları buna elveriyorsa.”

TECRÜBE KAZANDIRIYOR
Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması, sadece

Yazının Devamı