BODRUM’DAN HABERLER

19 Temmuz 2014

* Nobu Matsuhisa ile Robert de Niro’nun sahibi olduğu Nobu; New York, Londra, Milano, Monte Carlo, Moskova, Tokyo, Miami, Malibu, Las Vegas, Cape Town, Dubai’den sonra şimdi de Bodrum’da açıldı.
Bu kış Nobu’nun İstanbul Edition Hotel’de açılacağı konuşuluyor ancak henüz Nobu ya da Palmarina’dan konuyla ilgili bir açıklama yok...
Nobu, yemekleri ve servis ekibiyle diğer 30 şubeden farklı değil. Tek kötü yanı, marinanın en çok rüzgar alan köşesinde yer alması. Fiyatlar gözünüzü korkutmuyorsa, ıstakozlu salatanın 145 lira olduğunu hatırlatalım, şefin tavsiyelerine geçelim:
Black Cod Miso (Morina Balığı, Yuzu Miso Sos ile), New Style Salmon (Somon balığı, New Style Sashimi), Rock Shrimp (Mini Karides Tempura, Tereyağlı Ponzu Sos ile), White Fish Tiradito (Deniz Levreği, Tiradito), Yellowtail Jalapeno (Akya Balığı Sashimi Jalapeno Biberli) ve Sashimi Salad (Karışık Sashimi Salatası, Matsuhisa Soslu)...
***
* Yalıkavak’taki Palmarina’nın bu yaz Nobu’dan sonra bir sürprizi daha var, Palmarina Yacht Club bayramdan hemen sonra açılıyor. Böylece tekne sahiplerinin sosyalleşebileceği ayrı bir yer de olacak. Monako Yat Kulübü’nün örnek alındığı yat kulüp ile Yalıkavak

Yazının Devamı

DIŞARIDA YEMEK YiYENLERE TÜYOLAR

16 Temmuz 2014

Her tatilde dönüp dolaşıp tekrar okuduğum bir kitap: Anthony Bourdain’in ‘Kitchen Confidential’ı. Boşuna Sunday Times, tam 14 yıl önce yazılan bu kitap için “Stephen King romanından bile daha sürükleyici” demiyor. Dünyayı gezen, her yemeği deneyen ve bunları ‘No Reservations’ adlı TV programı ile bizimle paylaşan Anthony Bourdain, kitabın bir bölümünü restoranlarda yemek yemeyi sevenlere tüyolar vermeye ayırmış.
Bourdain’in önerilerini sizin için derledim. Bakalım bu listeyi okuduktan sonra dışarıda nasıl yemek yiyeceğiz?

MİDYE RESTORANDA YENMEZ!

Dışarıda yemek yemek için en iyi gün salı ve perşembe. Ürünler taze, ekip pazar günü dinlenmiş ve hafta arası, hafta sonu gibi müşteriye turist muamelesi yok.

Yazının Devamı

iSTANBUL BU GECEYi UNUTAMAYACAK

15 Temmuz 2014

2014 yazından yıllar sonra hatırlanacak tek bir konser olacaksa, işte o konser bu gece!
Efsane rockçı Neil Young ilk defa Türkiye’ye geliyor, hem de Crazy Horse ile.
50 yıllık bir müzik kariyeri var Crosby, Stills, Nash and Young’ın üyesi Neil Young’ın. Kendisi Eddie Vedder’dan Grohl’a, Jack Johnson’dan Jack White’a farklı nesillerden müzisyenlerin de idolü.
Neil Young, sık sık albüm yapıyor. En son albümü ‘A Letter Home’ kendi halinde çalıp söylediği cover şarkılardan oluşuyor.
Willie Nelson’dan ‘On The Road Again’, Bruce Springsteen’den ‘My Hometown’, Bob Dylan’dan ‘Girl From the North Country’, Bert Jansch’dan ‘Needle of Death’ albümde öne çıkanlardan.
Young, son albümünü şöyle anlatıyor: “İnsanlar eskiden, doğrudan vinile kayıt yaparlardı ve sonra arkadaşlarına üzerinde not olan bir kayıt gönderirlerdi. Benim yaptığım ise bütün bir albümü bu şeyin üstüne kaydetmek. Bu kulağa eski gelen bir kayıt çünkü 70 yıl önce müzik kaydeden bir cihazın üstüne kaydedildi. Bu ucuz olduğu ya da iyi olmadığı anlamına gelmiyor. Sadece eski olduğu anlamına geliyor...”

Yazının Devamı

BODRUM’DAN TAZE NOTLAR

14 Temmuz 2014

* Bodrum’da en iyi yemek hâlâ Orfoz’da.
Bozburun’da Selçuk-Güneş Bozçağa’nın yıllar önce açtığı Orfoz, artık kapandı ama neyse ki oğulları Çağrı ve Çağlar’ın Bodrum’da açtığı şube hâlâ aynı kalitede devam ediyor.
Bu yaza kadar Halikarnas’a doğru giderken küçücük bir yerdeydi, şimdi taşındı. Yeni yeri Zeki Müren Müzesi’nin hemen yanında. Eski müdavimlerden yeni yeri fazla büyük bulanlar da var, o daracık yerden sonra Orfoz sonunda ferah bir mekana kavuştu diye sevinenler de.
Püfür püfür bir terasta oturuyorsunuz.
Balık çorbasından parmesanlı istiridyeye, patlıcan bombadan pembe domatesli salataya, tarçınlı ve karanfilli kalburabastıdan, krem karamele kadar Orfoz spesiyalleri geliyor ardı ardına.
* Ne yemek istediğini kendileri seçmek isteyen ve deniz kabuklularını sevmeyenler için ise; Bodrum içinde en iyi yemek yenilebilecek yer Kocadon. Ahmet Ertegün’ün evinin yanındaki taş evin avlusunda yer alan Kocadon, bir Bodrum klasiği.
* Orfoz’da ya da Kocadon’da yemekten sonra gidilebilecek yerler belli; Adamik, Bar Beast ya da Helva.

Yazının Devamı

Babylon sonunda Bodrum’da!

13 Temmuz 2014

Cennet Koyu’ndaki Mandarin Oriental’da bu hafta Juju by Babylon açıldı. Bakalım Babylon, iyi müziğiyle Çeşme’den sonra Bodrum’u da fethetmeyi başaracak mı?

Bu yazın en şaşırtıcı işbirliği Babylon ve Mandarin Oriental’dan geldi. Babylon önce Alaçatı’daki sonra da Aya Yorgi’deki mekanlarıyla İstanbulluları Çeşme’ye alıştırdı. Şimdi de ilk defa Bodrum’da bir yer açtılar: Juju by Babylon. Beklenmedik bir yerde, Cennet Koyu’ndaki Mandarin Oriental’ın plajlarından birinde...
Hemen yanında otel müşterilerine özel bir plaj daha bulunuyor. Ayrıca residence sahiplerine özel bir plaj daha var. Ama şimdiden otel müşterileri de, residence sahipleri de Juju by Babylon’u tercih etmeye başlamış. Babyloncular bunu müziğe ve farklı kokteyllerine bağlıyor. Tabii insan içine karışma isteğinin de etkisi olduğu belli.
Juju by Babylon’un müziği ve kokteyllerinin yanı sıra asıl en büyük farkı, koyda doğası bozulmamış tek alan oluşu. Malum, Cennet Koyu’na denizden baktığınızda artık eskisi gibi bir cennet görüntüsü yok. Yine de buraya Mandarin Oriental gibi önemli bir markanın gelmesi turizm açısından sevindirici sayılabilir.

Kabanalarda müziğin sesini siz belirliyorsunuz

Yazının Devamı

BODRUM’DA SEZON AÇILMADI

12 Temmuz 2014

Son yıllarda Bodrum’da durum aynı; 500 liralık uçak biletleri ve 39 liralık lahmacunlar artık birer yaz klasiği olmuş durumda. Bunun sonucunda Türkbükü’ndeki işletmeciler de, Yalıkavak’taki işletmeciler de aynı şeyi söylediğinde şaşırmıyoruz.
Herkesin cümlesi aynı: Bodrum’da sezon daha açılmadı.
Geldik temmuzun ortasına, bir Bodrum değişmezi olarak yine aynı şeyi konuşuyoruz, Bodrum’da sezon hep geç açılıyor.
Üstelik bu sefer bir de Ramazan faktörü var. Elbette, Bodrum’un fahiş fiyatlarından kaçan da çok.
İşte o yüzden Türkbükü’nde de, Yalıkavak’ta da hafta içi nereye gitmek isteseniz yer buluyorsunuz.
Hafta sonu ise daha kalabalık olduğu kesin ama yine de bayrama kadar kimse sezonun açılmasını beklemiyor.
Aslında bu haliyle Bodrum daha güzel... Ama giderek kısalan sezonun fiyatlara yansıması için aynı şeyi söylemek mümkün değil.

Yazının Devamı

3 MARKADAN TAM DESTEK

9 Temmuz 2014

Birkaç fotoğrafla Paris’teki hazır giyim fuarı ‘Who’s Next’e konuk ülke olduğumuzu duymayan kalmadı. Oysa bu önemli hazır giyim fuarının bir de basına yansımayan yüzü vardı.
Aslında gelecek vaat eden marka ve tasarımcıların sunulduğu fuarda konuk ülke olduğumuz için Türkiye kökenli uluslararası 3 marka da fuarda yer aldı.
Hangileri mi? Ece ve Ayşe Ege’nin ‘Dice Kayek’i Jameel ödülünü kazandıkları Istanbul Contrast koleksiyonunu sergiledi.
Yazbukey, çok eleştirilen fotoğraflara konu olan Turkiss Delight koleksiyonunu sergiledi. Ayrıca Hüseyin Çağlayan ve Chalayan markasından ilham alınarak tasarımcılar arasında bir de yarışma düzenlendi.
Dünyada Türkiye kökenli moda markaları hâlâ son derece sınırlı.
Şimdi bu markalardan ikisinden müjdelerle devam edelim.

VSP-CHALAYAN iŞBiRLiĞi YOLDA

Moda tasarımcılığının yanında sanatçı kimliğiyle de tanınan Hüseyin Çağlayan, önceki gün VSP-Chalayan adlı bir kapsül koleksiyon hazırladığını duyurdu. Vionnet’e iki sezondur semi-couture koleksiyonlar hazırlayan Chalayan, şimdi de deri ve keten ağırlıklı bir kapsül koleksiyon için VSP ile işbirliği yapıyor.

Yazının Devamı

HERKES KENDi RUHUNUN DJ’i

8 Temmuz 2014

“Sanatın terapi etkisinden bahsedince aklımıza ilk müzik geliyor. Hayat boyunca herkes kendi ruhunun DJ’liğini yapıyor. O ana, o güne göre şarkılar mırıldanıp duruyoruz. Akıllı telefonlarımızdan bir şarkı yerine sanatsal bir fotoğraf açmak çok azımızın aklına geliyor.
Sevdiğimiz şarkılardan oluşan bir playlist’imiz var ama sevdiğimiz tablolardan oluşan bir fotoğraf galerimiz yok.
Sanatın maliyetli ve prestijli duruşu nedense aramıza hep bir mesafe sokmuş. Sanatı bize sunulma biçimi yüzünden hayatımıza dahil edememişiz. Sanatla hep sadece belli alanlarda ve belli saatlerde iletişim kurmaya programlanmışız.
Önce bu formlardan, sınırlardan kurtulmalıyız. Bu da kişinin kendi elinde olan bir şey. Sanatı hayatınızın bir parçasına dönüştürmek için mutlaka sanatçı, küratör ya da koleksiyoner olmanız gerekmiyor.
“İşe favori sanatçılarınızın sevdiğiniz işlerini telefonunuza yükleyerek başlayın” diyor Alain de Botton, ‘Istanbul Art News Magazine’e verdiği röportajda.

EN İYİ SERGİLERDEN BİRİ

Yazının Devamı