Jamie’ye neden şaşırmadık?

15 Ocak 2015

Bizi anlamak kolay değil. Farklı dinamiklerimiz var. Sabırsızız, maymun iştahlıyız, hızlı çok hızlı tüketiyoruz.
Türkiye’de mekân açacak yabancı yatırımcılara ilk söylediğimiz bu oluyor.
Bazısı gülüp geçiyor, “Dünyanın her yerinde başarılı oldum, İstanbul’da mı olamayacağım?” diyor.
Bazısı kulak veriyor, dinamikleri öğrenmek için elinden geleni yapıyor.
Sadece yabancı yatırımcılar değil hataya düşen, bazen yerli yatırımcılar da yabancı markalara, isimlere gereğinden fazla güveniyor.
Yemek, fiyat-kalite dengesi vs. önemli değil, bu isim bize yeter diyorlar ve yanılıyorlar.
Çünkü dünyanın en pahalı yeme-içme sektörlerinden biri İstanbul’da ve artık İstanbullu tüketici verdiği paranın karşılığını almak istiyor.

Yazının Devamı

Altın Küreler’den notlar

13 Ocak 2015

* Tam 3 yıl önce Meltem Cumbul ‘uluslararası film yıldızı’ sıfatıyla gizemli bir şekilde Altın Küreler’de sahneye çıkıp ‘Yurtta barış, cihanda barış’ mesajı verdiğinde yer yerinden oynamıştı.
Malum, sinema ve TV konusunda en önemli ödül törenlerinden biri Altın Küreler.
Yine de televizyonlarımız bu töreni yayınlamaya gerek görmedi.
Nuri Bilge Ceylan’ın Altın Palmiye’yi kazandığı Cannes Film Festivali ödül törenini bile yayınlamayan televizyonlarımızın bu kararı çok da şaşırtıcı değil.
Aynı anda iki farklı kanalda birden Bu Tarz Benim başlıyor, ama yılda bir gerçekleşen ve kırmızı halı töreni günlerce konuşulan ödül töreni yok sayılıyor.
* Richard Linklater -ki kendisi ‘Before Sunrise’, ‘Before Sunset’ ve ‘Before Midnight’ın yaratıcısı- tam 12 yılda çektiği film ‘Boyhood’ 4 dalda birden Altın Küre kazandı.
Oscar’larda da başarılı olması bekleniyor.

Yazının Devamı

Sağlıklı beslenme ve yeme-içme üzerine...

11 Ocak 2015

Gece hayatında en çok konuşulan iki tezat konu: Sağlıklı beslenme ve yeme-içme mekanları. Levent Büyükuğur’un restoran rehberi hizmeti veren blog’u Foodie Stork ile başlıyor, 2015’in sağlıklı beslenme trendleriyle devam ediyoruz

Perşembe gecesi Lucca’dayız. Laf lafı açıyor ama konuşulanları özetleyecek olursak, iki konu var aslında. Biri sağlıklı beslenme kutuları, diğeri ise bahsedilen neresi olursa olsun,
“O şehrin ‘Lucca’sı var mıymış,
varsa neresiymiş?”
Tokyo’dan dönen bir arkadaşım yeni keşfettiği şehri anlatırken “Lucca’sı yokmuş” diyor. Cape Town seyahati planlayan başka bir arkadaşıma ise “Caprice’e mutlaka git, oranın Lucca’sı” diyoruz.
Olay mahalinin adı diye değil,
şehrin önemli bir buluşma noktası olduğu için.

Yazının Devamı

Love Letters’ı izlemek için 7 neden

10 Ocak 2015

1- Gerard Depardieu: Her şeye rağmen hâlâ büyük oyuncu. 1 günlüğüne buraya kadar gelmiş, Fransa’da yaşananlara rağmen oyunu iptal etmemiş. Daha ne olsun?
2- Tiyatronun büyük jestler ve hareketlerden ibaret olmadığını görüyorsunuz, iki oyuncu masa başında oturarak ve yerlerinden hiç kımıldamadan da kusursuz oynuyor.
3- Basit bir zengin kız-fakir oğlan hikâyesine kaç hikâye daha sığdırılabilir görmek için.
4- 1.5 saat tiyatroda oturup akıllı telefonunuzdan hayata bağlanmadan durabilmek için. 5- Kadın-erkek ilişkileri de, yokluktan çıkmanın verdiği hırs, çalışkanlık ve disiplin de, imkanlar artıkça artan dejenerasyon da evrensel.
6- Çocuklukta başlayan arkadaşlıklar da aşklar da başka oluyor. Hayatlar ne kadar değişse de, o saf ve özel bağ hep kalıyor.
7- Mektuplaşmak mı, telefonlaşmak mı? İşte bütün mesele bu. Andy yazmakta ısrar ediyor, Melissa konuşmakta. Yıllar sonra Andy ünlü bir politikacı olunca “Telefonlarımı dinliyorlar, arama, mektup yaz” diyor Melissa’ya. Telekulak her yerde.

Alışverişe sanat desteği

Çağdaş sanat artık hayatımızın her alanında var, hiç beklemedik yerlerde bile sanat eserleri karşımıza çıkıyor.

Yazının Devamı

Şahenk, Zuma ile dünyada tanındı

8 Ocak 2015

New York Post’un meşhur dedikodu sayfası / sitesi Page Six’e çıkmak bir ölçüdür, önemlidir.
Neden mi? Dünya çapında ünlü olmanız gerekir Page Six’e konu olabilmek için.
İşte tam da 1 Ocak günü Ferit Şahenk
hakkında bir haber
vardı burada.
Şahenk’in yılbaşı
tatilini “Her patlayan şampanyanın bir milyardere sıçradığı ada” diye özetledikleri St. Barts’da Nikki Beach Club’da geçirdiğini yazıyordu.

Yazının Devamı

Bir detoks macerası

6 Ocak 2015

Yeni yıl kararlarıyla başladım yılın ilk günlerine. İstanbul soğuğundan kaçtım, Antalya’nın nefis havasına geldim. Güneşin altında, palmiyelerin arasında, bütün gün karlı dağları da izleyebilirdim ama öyle yapmadım. Kendime söz vermiştim, 1 aylık sağlıklı beslenmenin üstüne 4 günlük detoks yapacağım diye.
Evet, daha önce kötü detoks deneyimlerim de oldu. İstanbul’un en ünlü ayurvedik detoks kliniğinde bir hafta işkence çekip istediğim sonuca ulaşamadığım da oldu. Kate Moss ve Naomi Campbell’ın neredeyse bütün yazlarını geçirdiği Bodrum The LifeCo’da 1 günlük denemeden kaçıp ‘Detoks = Paranızla aç kalmak’ diye yazdığım da oldu. Ama o zaman başka bir otelde tatil yapıyordum ve etrafımda mantılar, gözlemeler, mezeler uçuşuyordu.

Sağlıklı yaşam
Şimdi ise planlı programlı geldim Akra Barut Otel’e. The LifeCo’nun Antalya şubesi var burada. Bodrum’dan farkı, detoks yapmak isteyen ve istemeyenler aynı çatı altında bulunabiliyor burada. Üstelik detoks yerine sağlıklı beslenmek isteyenler için de The LifeCo’nun kurucusu Ersin Pamuksüzer’in bir de Saf adlı raw food restoranı var.
Saf restoran daha önce Beyoğlu’nda açılmıştı ama kısa sürede kapanmıştı. O zaman sağlıklı beslenme

Yazının Devamı

Beyoğlu bizimdir, bizim kalacak

4 Ocak 2015

İstanbul yeme-içme ve eğlence hayatı giderek daha dar alanlara sıkışıyor ve herkes kendi mahallesinde sosyalleşmeyi tercih ediyor. Beyoğlu’nun artık klasikleşen mekanları bile İstanbullulardan çok, yabancı turistleri ağırlıyor. Oysa Beyoğlu’nun yeri her zaman ayrı...

stanbul yeme-içme ve eğlence hayatında önemli değişiklikler var. Bakınız yılbaşı gecesi. Cihangir, Teşvikiye gibi semtler 2015’e elektrik kesintisiyle girdi. Yılbaşı kutlamaları Taksim Meydanı
ve Nişantaşı, Abdi İpekçi Caddesi’nden Etiler, Nispetiye Caddesi’ne taşındı.

Sadece bunlar da değil, asıl en önemli değişiklik, artık herkesin kendi mahallesinde sosyalleşmeye başlaması... Çoğu zaman mecbur kalmadıkça mahalle dışına çıkmak bile gelmiyor kimsenin içinden. Tabii bunun en büyük sorumlusu İstanbul trafiği. Kimse trafikte saatler geçirmeyi göze almıyor.

Her semt kendi buluşma noktasını yaratıyor

Artık her semt kendi buluşma noktalarını yaratıyor. Örnek verelim. Eskiden Balıkçılar Çarşısı, Kazan ve Kamburun Bahçesi gelirdi Beşiktaş denince akla, şimdi ise sofistike yemekleriyle dikkat çeken Gile Restaurant’dan Taksim’in Çin mutfağıyla ünlü lokantası Çin Büfe’ye, yeni açılan şık kafe-bar Joker No. 19’a

Yazının Devamı

Festivalden festivale koşacak

3 Ocak 2015

Los Angeles’ta yaşayan Türk yönetmen Mete Sözer yılbaşı tatili için İstanbul’daydı. Tatil için gelmişken ödüllü yönetmenin ilk uzun metraj filmi ‘Ve Panayır Köyden Gider’i önceden izleme şansım oldu.
Mete Sözer, daha önce Özge Özpirinççi ve Eşref Kolçak’ın başrollerinde olduğu ‘Kayıp’ adlı 14 dakikalık kısa filmiyle Meksika, Kosta Rika, Avustralya, İtalya, Amerika, Kanada, İngiltere, Almanya, Endonezya gibi birçok ülkede uluslararası festivallerde tam 28 ödül birden aldı. Hatta bu film, Eşref Kolçak’a Endonezya’da ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü de kazandırdı.

Mimardı, yönetmen oldu
Mete Sözer, aslında yüksek mimar ama çok yönlü kişiliği onu son yıllarda sinemaya yönlendirdi. Benim diyen yönetmenden ve oyuncudan daha çok bilgili film konusunda. Mimarlık ile sinemayı birbirine benzetiyor zaten. “İkisi de bir tekniğe bağlı, ışık, mekân, hareket, ölçek ve algı üstüne kurulu sanatlar. Farklı gibi görünseler de aslında değiller” diyor. Ardından da ekliyor, “Çocukluğumdan beri bilinçli, bilinçsiz hep kendimi sinemaya hazırladım. Bu geçiş bir günde olmadı ama cesaret bir günde oldu. Bunda yaşlanma kaygısının artması ve hayalleri gerçekleştirmeden ömrün bitme ihtimalinin de

Yazının Devamı