FB Asbaşkanı Mosturoğlu basın toplantısında medyaya atıp tutmuş, bölümler aldım köşeme, sorularım var.
***
ŞM-Takımımızın iddialı konuma gelmesi ile birlikte aklın alamayacağı hayali senaryolar yazılmaya başlandı.
BG-Kim, kimler yazdı, isim söylemezseniz, sizinkine de ‘hayali senaryo’ denir.
ŞM-Rakip takımların kalecilerinin ayarlandığı, kolay goller attığımız iddia edildi. Leo Franco, Murat, İvesa ve Serkan’ın maç sattığı iddiaları dile getirildi.
BG-Bu iddiaları dile getiren kim, kimler?
ŞM-Ulusal basında yazan bir gazeteci, önce Ankaragücü’nün sonra Trabzonspor’un maçlarını bize bilerek kaybedeceğini, iddia etti.
BG-Kim bu gazeteci, niye isim ver(e)miyorsunuz?
Sürekli kaşıyorum bu konuyu, geçen hafta da kaşıdım!
Okuyucu mail oldu yağdı sanki!
Kapıdan bacadan bile mail geldi.
Arkamda bu kadar kalabalık olduğunu bilimiyordum, teşekkürler!
Mehmet (Demirkol) de bu hafta bir ucundan tutmuş, biraz da o kaşımış.
Normal!
Aklın yolu bir!
Bu bir!
Önce...
Bir şeyleri düzeltmek, değiştirmek değil niyetim, böyle bir misyonum yok, bir şey değişmez, düzelmez zaten, bunu biliyorum, salak değilim.
Bu bir!
Üstelik futbol medyasında bu kadar abidik gubidik adamın olması bana ‘tomas’, hatta yarar bana, hep yaradı, yarıyor, hep yarayacak...
Bu iki!
Akıl vermeyi filan sevmem, vermem, istesem de veremem, benimki bana zor yetiyor...
Bu üç!
‘
Bu defa Adnan Öztürk açtı konuyu, ben değil!
Biline!
***
Polat yönetimi, bundan böyle başkan adaylarında üç yıl yöneticilik yapma şartının aranmasını ve bunun yeni tüzüğe konmasını istemiş.
Adnan Öztürk isyan etmiş;
“Buna göre ben aday olamam, insan haklarına aykırı ”.
Yok ya!
GS’ın liseli elitleri böyle, konu kendisi-kendileri oldu mu hemen insan hakları...
HAYATTA DAHA ÖNEMLİ ŞEYLER DE VAR...
Sıktı, farkındayım!
Son kez!
***
Konu yine TFF’nin dergisindeki Arda röportajının kuş olup uçması, pencereden Seten’in odasına girmesi, masasına konması ve dergide yayınlanmadan önce Vatan’da yayınlanması...
Yine İbrahim Seten yani...
Alınmış son yazıma...
Hatta gitmese daha iyi olur!
***
İbrahim Seten’le başlayalım.
Diyor ki;
“Ben yokken bazı meslektaşlarımız bizi hedef alan yorumlar yapmış.. Sebep Arda röportajının herkesten 1 gün önce Vatan’da yer alması...
Minicik(!) bir ayrıntıyı atlamış(!).
Bu röportajın herkesten önce Vatan’da yer alması değil konu, TFF dergisinde yayınlanmadan önce Vatan’da yer alması...
‘Miniminnacık’
‘Rijkaard hoca mı değil mi’ tartışmasının suyu çıktı.
Bu aptal tartışma tehlikeli bir boyuta gidiyor.
Hatta gitti!
Bu bir!
Futbol medyasındakilerin -istisnalar hariç- içler acısı, acınacak ve acıklı durumu da bir kere daha ortaya çıktı.
Bu iki!
Çoğu sadece çıplak gözle seyrettiği maç sayısı ile böbürlenen bu tayfaya hayat fena halde teğet geçmiş.
Bu üç!
Mehmet Ali Aydınlar ile daha Acıbadem’i kurmadan önce Roma’da tanıştık, eski dostuz, çok severim onu.
Özel biridir ve tanıdığım en mütavazı insandır.
Kaç ‘garibanı’ hastanesine gönderdim, kaç hayat kurtardı, sayısını hatırlamıyorum.
‘Borçluyum’ da yani, ben de hatırı da var...
Hem de çok!
Acıbadem FB’nin de içinde olduğu dörtlü final için beni de Cannes’a çok nazik bir şekilde davet etti.
Kaç kez hem de...
Avanta seyahatlere, bu seyahatlere üşüşen bir sürü abidik gubidik boş beleş adam yüzünden pek sıcak bakmayan ben, bu defa gidecektim.