Ankaragücü ve Trabzon Fenerbahçe'ye yatacak mı, dükkanı kapatalım mı?

Önce...

Bir şeyleri düzeltmek, değiştirmek değil niyetim, böyle bir misyonum yok, bir şey değişmez, düzelmez zaten, bunu biliyorum, salak değilim.

Bu bir!

Üstelik futbol medyasında bu kadar abidik gubidik adamın olması bana ‘tomas’, hatta yarar bana, hep yaradı, yarıyor, hep yarayacak...

Bu iki!

Akıl vermeyi filan sevmem, vermem, istesem de veremem, benimki bana zor yetiyor...

Bu üç!

‘Etik’ satmayı, ahkam kesmeyi de sevmem, her gazetenin her köşesinde zemzemle yıkanmış bir ‘etikçi’ görmekten millet artık kusacak hale geldi.

Bu dört!

Niye sulanıyorum peki sık sık bazı medyacılara?

İki sebebi var;

1-İlkokulda lakabım mikroptu, mikrop mikrobu çakozlar, futbol medyasının mikroplarını biliyorum, beni görünce sinirleri bozuluyor, bunu da biliyorum, sinirleri bozulsun istiyorum, sinirlerini bozmak istiyorum.

2-Arşivde bulunsun!

***

3 kişi,3 olay...

1-FB-BJK maçında Bobo penaltı kaçırdı.

Toroğlu bunu Bobo’nun Alex’le arkadaşlığına bağladı...

Açık açık şunu dedi;”Bobo atmak istemedi”.

Açık saçığı da şu...

Bobo şike yaptı!

2-Kasımpaşa kalecisi Murat bir gol yedi, FB maçı o golle kazandı, Ahmet Çakar lafı dolaştırdı da dolaştırdı, ne demek istediğini salak olmayan herkes anladı.

Murat şike yaptı!

3-Projektörlerin aniden, Toroğlu ve Çakar’a çevrilmesi aynı sahnedeki Uluç’u çıldırttı, o zaten başka bir alem, sürekli fos çıkan komplo teorileri üretiyor, geçen sene sürekli “Aziz’in adamı Mahmut FB’yi şampiyon yapacak ” dedi, sonra yine fosladı-fısladı ama sıkılmadan yenilerini uyduruyor.

Biri tutacak nasıl olsa...

Toroğlu ve Çakar’dan hemen rol çaldı;

“Fenerbahçe, Eskişehirspor ve Kasımpaşa’yı yendiği gibi Ankaragücü’nü de yendiği zaman kimse itiraz etmeyecek, öyle bir zemin hazırlanıyor gibi geldi bana, tatsız ve karanlık bir maç olacak, ligin kaderini tayin edecek.”

Bana da ‘yine sallıyor’ gibi geldi...

Bu bir!

Türkçesi de şu;

Ankaragücü-FB maçının sonucu belli!

Şike!

Bu iki!

***

Herhangi bir ülkede medyanın 3 ağır topu bu söylediklerinin yarısını söylese ortalık ayağa kalkardı.

Burada yaprak kımıldamadı!

TSYD’de tık yok!

Medyada da...

TFF’de de...

Milletde de...

Bu bir!

Suçlanan futbolcular, arkadaşları, hocaları, yöneticileri sustular.

Toroğlu, Çakar, Uluç ile aynı kayıktalar, yemedi mi?

Bu iki!

Aileleri, eşleri de sustu!

Yoksa...

Toroğlu, Çakar, Uluç doğru mu söylüyor?

Bu sessizliğin sebebi bu mu?

Bu üç!

Şu ihtimal de var...

Bu 3 yorumcuyu kimse sallamıyor!

Bu dört!

Kasımpaşa, Ankaragücü bu ‘modellerin’ umurunda filan olmaz, bir semt, bir şehir kesmez onları...

Varsa yoksa FB, GS (Reha Muhtar da daha önce Franco’nun şike yaptığını ima etmişti), BJK...

Nerden bakarsan 50 milyon kişi var bu üç takımla ilgilenen...

Hedef kitle bu!

50 milyon...

Boru değil!

Bu beş!

Bu reyting kaçmaz!

Bu altı!

Adam ‘bela okuyarak’ izlemiş, kimin umurunda?

Bu yedi!

Bir yarışma programı, reklam teklifi filan daha gelse, fena mı?

Bu sekiz!

***

Devam edelim...

Bu ligin adı Turkcell!

Bir dünya yıldızı...

Uluç, Toroğlu, Çakar üç büyüğü ve iki takımı zan altında bıraktı.

Yani 5 takımı...

Ligde 17 takım var.

Turkcell’in liginin 3’te birinde şaibe var bu hesaba göre!

Kim diyor bunu?

Üç önemli futbol adamı!

Türkçesi...

Turkcell’in liginin üçte biri şaibeli, şikeli...

Turkell’den de ses yok!

Bu dokuz!

İlk günden beri yurt içinde-dışında hâlâ aldığım o ilk numarayı kullandığım, sırlarımı, özelimi emanet ettiğim, güvendiğim Turkcell’den hâlâ ses yok!

Bu 10!

Devam edelim...

Bursa son hafta ‘şikeci Bobo’nun takımına karşı oynayacak.

Ya BJK penaltı kazanırsa, ya yine Bobo atarsa...

Atsa...

Bobo Alex için attı!

Kaçırsa...

Zapo ile iyi arkadaşlardı...

Bu on bir!

Lig TV Ankaragücü-FB maçının tanıtımlarına çoktan başladı, müşteri arıyor, duayen ise bu maç “şike” diyor.

Parayı veren Lig TV’de düdüğü çalmıyor, çalsa belki herkes hizaya gelecek, ondan da ses yok!

İddia ve bahis siteleri de büyük sponsorlar...

Hepsinde bu ‘şike‘ maç var...

Onlar da düdüğü çalmıyor!

Bu on iki!

Ayrıca...

Bu üç model öyle veya böyle tutmuş zamanında, köşesi elinde alınsa 5 para etmeyecek, başka işte 5 kuruş kazanamayacak bir sürü 5 para etmez medyacı bu modelleri örnek alıyor, aşırı taraftarlığın yiyip bitirdiği, kuş kadar akıl kalan beyinlere her hafta bıkmadan usanmadan kin, nefret, entrika, şike pompalıyor...

Bu on üç!

Sırası gelmişken...

Bu modellerin modası geçti, futboldan anlamasam da bunlardan anlarım, arabacıyım, 4-5 o model araba topladım, bunlara hiç el değmemiş, bu saatten sonra zor, toplasan toplanmaz, satsan para etmez, atsan kimse almaz...

Bu on dört!

Ve...

Geçen sene de ‘FB-BJK’a ligde, o da ona kupada yatacak’ demişlerdi.

Kimse kimseye yatmadı.

Bu sene de “Trabzon ligde FB’ye yatacak” diyorlar...

Bunlar utanmaz!

Bu on beş!

Buna benzer şeyleri geçen yıl bu zamanlarda yazdım.

Başlığı “bu yazıyı hangi medya sitesi yayınlayacak”dı.

Hiç bir yayınlamadı!

Şart mı yayınlamaları?

Hayır...
Dante, Victor Hugo filan yazar o hafta, hafifmeşrep kalır benimki, yayınlanmaz.
No problem!
Salı Pazarı’nın bile Gucci kaldığı bir pazarda bile yer bulamadım.
Sitelerde yayınlanan ‘eserler’ değerli ve yaratıcı olanlarınkiler hariç hepsi ‘pazar malı’ydı.
Bu pazara bile sokmadılar ‘benim mal’ı.

Milliyet’in yarım sayfasını, 6000 vuruş yazıyı görmediler.Yuh!

Bu on altı!
Bu siteleri de İsveçliler, Finliler yönetmiyor ki, çoğunu ’o kafa’ yönetiyor.

Medyadaki ‘o kafa’ ile aynı kayıktalar.

Yani normal!

Bu da on yedi!
***
Bizim Ercan (Güven) sadece şöyle yazmıştı
“...Futbol, futbol olmaktan çıkıp öyle bir yola girmiş ki, ancak sanat okumuş, turizm işi yapmış, basketbol oynamış bir dünya vatandaşı, bağımsız ve bağlantısız biri acı gerçekleri yüzümüze vurabiliyor, teşekkürler Bilgin...”
Milliyetspor’un başyazarında kompleks yok ki...

Milliyet’e, bizim Cem’e(Şengül)de teşekkür ediyorum tabii, medya eleştirilerimin noktasına, virgülüne dokunmuyorlar.
Aslan Milliyet, Aslan Cem!

***

Nokta!

BİLGİN’DEN

Yine anneler günü...

Yine o ‘beş özel anne’ye...

***

Hayatımda tanıdığım o en yumuşak, o en sevdiğim kadına...

Rahmetli anneme...

Bana hem ablalık, hem de annelik yapan melek gibi o üç kadına...

Ablalarıma...

Tanıdığım en hoş, en zarif, en güzel o anneye...

O’na...

***

Anneler gününüz kutlu olsun!