Önce...
Şu Almanya’da GS koçunun ‘şunun formasını buna verme’ ve hiç bir sporcunun gıkının çıkmaması durumu bir kere çok dandikimtrak, uyduruk, kıytırık, paspal bir durum.
Bu biline!
Bu bir!
Rakip koç bizim Murat’mış, bir şey farketmemişmiş, oğlu, bizim de oğlumuz gibi olan, çok sevdiğimiz, bu yaşta her lisanı konuşan süper çocuk Ahmet farketmiş.
Miş!
Peki!
Bu iki!
Dün, FB-Ülker taraftarı sahaya inip Efeslilere sulandığında ülkede bir federasyon başkanı olsaydı Fener’e öyle bir ceza verirdi ki, bir daha kimse buna cüret edemezdi.
Bu bir!
Bugün GS-CafeCrown maçında o GS’lı sahaya inemezdi mesela, indirmezlerdi.
Bu iki!
Halamın bıyıkları olur ,amcam olur, amcam bile halam olur, herkes herşey olur da, bizimkinden başkan maşkan olmaz.
Maşkan bile olmaz.
Valla!
Bu üç!
Bu konu sardı beni, hatta sarrrdı.
Bir daha!
***
Önce özetikos...
Ercan Saatçi’nin FBTV‘de bir programın yayınlanmayan bölümünde GS’a ettiği küfürden sonra FB resmi sitede açıklama yaptı.
Bir bölümü şöyleydi;
...Bu çekimin montajlanan bu kısmı bazı kötü niyetli kişi veya kişilerce o tarihte FBTV’nin binasından dışarıya çıkarılmış, daha sonra belli bir amaç için kullanılmak üzere saklanmıştır. FBTV’den bu görüntüler yetkililerin bilgisi dışında gizlice alınmış, bir başka deyişle hırsızlık yoluyla kurum dışına çıkarılmıştır...
...FBTV’den çalınan söz konusu görüntülerin internet sitelerinde veya televizyon kuruluşlarında yayınlanmasında FB Kulübü’nün veya FBTV’nin herhangi bir dahli bulunmamaktadır...
Cem(Şengül) tek parça yazı sevmez, haklı, okunmaz.
Parçaladım.
İki parça...
Önce en ustanın, en tecrübelinin durumunun vaziyeti...
***
Ercan’ın küfürlerinden sonra FB resmi sitede açıklama yaptı, bir bölümü şöyle:
...Bu çekimin montajlanan bu kısmı bazı kötü niyetli kişi veya kişilerce o tarihte FBTV’nin binasından dışarıya çıkarılmış, daha sonra belli bir amaç için kullanılmak üzere saklanmıştır, FBTV’den bu görüntüler yetkililerin bilgisi dışında gizlice alınmış, bir başka deyişle hırsızlık yoluyla kurum dışına çıkarılmıştır.
...FBTV’den çalınan söz konusu görüntülerin internet sitelerinde veya televizyon kuruluşlarında yayınlanmasında FB Kulübü’nün veya FBTV’nin herhangi bir dahli bulunmamaktadır...
Bünyamin Gezer başarılı, iyi bir hakem.
Di.
Di!
***
Önce...
Sevgili eşi de temiz, dürüst bir polis memuru olan temiz, dürüst bir polis memuru, silkelesen 3-5-15 milyar euro çıkacak bir statta sıradışı bir derbinin tek yetkili patronu olabiliyorsa günün birinde, bu tartışmasız bir başarı hikayesidir.
Ülkede polisimizin içinde bulunduğu şartların yetersizliğini bilirim, bilirsiniz, Gezer’in durumu bir mucizedir, sadece kutlamamız gerekir onu.
Hikayesinin özü budur.
Scooterle GS tesislerine gidiyorum. Birileri tanıdı, bağırdı; ”O... çocuğu ne işin var burada, bilmemne ol git evine?”.
Burada doğmuşum, burada büyümüşüm, burada yaşıyorum.
Ne işim var burada?
Bilmemne olup evime gitmeliyim.
* * *
Kalamış...
Rumu, Yahudisi, Ermenisi, ülkücüsü, solcusu, cigaralıkçısı, rockçısı, cazcısı, FB’lisi, GS’lisi beraber büyüdüğümüz, beraber yaşadığımız, bölünmemesi için çok çabaladığımız entellektüel Kalamış yıllardır her derbide ‘alt tarafı bir maç’ uğruna ikiye bölünüyor.
Berlin...
1-İlk gece Berlin’in klasik, geleneklerine bağlı ve hikayesi olan bir restoranında yedik, içtik.
Sigara da içtik, hem de ne içmek...
‘Türk gibi’!
Ohh!
Gerçi bizim için kapatmış restoranı Ferit bey, ’bize özel’di ama ben benle yesem de içebilecektim, içinde bir büyük bölüm var, serbest.
Aslan Berlin!
2-Wolfsburg’un şık, gıcır, içinde restoranları, barları, kafeleri olan yeni süper stadında maç seyrederken de içtim, içtik.
Önce....
Adana’dan, futbolla kel alaka bir ülkenin en güneyinden, kendini beğenmişlerin cumhuriyeti Toscana’nın ve rönesansın tam göbeğine bir yol açması, o yolu kendi güneyinde yaşayanları adam yerine koymayan, en güneylisini insan yerine koymayan, egosu en şişik kuzeyin ‘Padania Cumhuriyeti’nin kalbi Milano’ya kadar uzatması,Terim’in her günahının affedilmesine yeter de artar ya ...
Bu,bunu çakozlayabilecek kafalara tabii...
Adanalı Yılmaz Güney’in Yol’undan daha akla zarar bir hikayedir bu, biri çekse filmini keşke...
Bu biiir!
Dünyada milyonlarca koç,” beni bir dakkalığına Milan’a koç yapsalar, sonra bana n’aparlarsa yapsalar, isterlerse beni ş’apsalar ” modunda yaşarken, onun Milan tarafından seçilmesi, tartışmasız büyüleyici bir evrimdir.
Ve...