Fenerbahçe büyük puan farkı ile şampiyon oldu. Yeni sezonda Avrupa kulvarında yer almayacak. Yeni yabancı kontenjanı kuralı da kulüplerin elini kolunu bağladı. Bu kural nedeni ile transferde kaliteli yerli futbolculara bir yöneliş var. Bu da transfer maliyetlerini uçurdu. Yerliler çok pahalı.
Tüm bu koşullar göz önüne alındığında Fenerbahçe bu sezon nasıl bir transfer stratejisi izlemeli?
Yönetim açıkladı, Diego ile görüşmeler devam ediyor. Bazı kaynaklara göre transfer bitti ancak açıklanmıyor. Yine yönetimden önemli isimler, sezona 1 ya da 2 yeni transfer ile girileceğini, mevcut kadronun yeterli olduğunu açıkladılar.
Peki gerçekten de Fenerbahçe az ama öz transfer ile mi sezona başlamalı? Yoksa ciddi bir transfer hamlesi mi yapmalı? Avrupa kulvarında yer almayan bir kulüp, transfere para harcamalı mı?
Öncelikle bu sezonun diğer sezonlardan sembolik bir farklılığı var. Ezeli rakip Galatasaray ile 20. şampiyonluk, yani 4. yıldızı takma mücadelesinin olacağı bir yıl olacak. Galatasaray ve Aysal bu konuda son derece bilinçli, istekli. 4 yıldız için çilekler konusunda müjdeler başladı. Bu sezon Mancini' nin otoritesini gösterme ve kendi istediği transfer ile sezona
Futbolu seviyorum, çünkü hayata çok benziyor. Tıpkı hayat gibi filmin sonunu kimse bilmiyor. Tam kazandım derken kaybedebiliyorsunuz. Tam kaybettim derken, kazanabiliyorsunuz. Çok çalışarak bir yerlere gelebiliyorsunuz. Çok çalışıp karşılığını alamadığınız da oluyor. Ancak ne olursa olsun, çoğu zaman çok çalışmak asla tek başına yetmiyor. Gerçek hayattaki gibi... Akıllı olmak, doğru kararlar vermek gerekiyor. Hatasız olmak zor, ancak hatalardan da ders almak gerekiyor. Şans faktörünü de unutmayalım. Bazen sadece şans faktörü etkili oluyor sahada, tıpkı hayatta olduğu gibi. Hayatta dostlarınız, aileniz ya da iş arkadaşlarınız ile takım olabilirseniz kazanıyorsunuz, sahadaki durum da aynı böyle..
Dün iki İspanyol takımının Avrupa' nın en iyisi olmak için mücadelesini izledik. Son dakikaya kadar önde götüren ve neredeyse son dakikada beraberlik golünü yiyen Atletico Madrid, uzatmalarda yediği gollerle kaybetti. Güzel maç değildi ama uzatmalar heyecanlı oldu. 4-1' lik sonuç sürpriz oldu.
Atletico Madrid, Simeone' nin dokunuşları ile bloklar halinde oynayan, rakibe alan bırakmayan, kademeleri kuvvetli, oyunu kontrol altında tutan, hızlı hücuma çıkan ve bütün olmayı başarmış bir
Son birkaç haftadır Fenerbahçe camiasında yönetimden teknik direktöre, futbolculardan taraftara kadar herkesin dilinde bir söylem var; "öncelikler...".
Bu önceliğin "Aziz Yıldırım ve adil yargılanma talepleri" olduğu bilinen bir gerçek. Bu son derece de anlaşılabilir bir öncelik.
Ayrıca Fenerbahçe ligde 3 hafta kala şampiyon olmuş. İşi Nisan' da bitirmiş. Hem futbolcular, hem yönetim, hem de taraftarın diğer önceliği de bu işin keyfini çıkartmak.
Sezonu erken kapatan iki ezeli rakibi, seneye benzer bir durum yaşamamak için gelecek sezonun transfer ve takım kurgusuna yönelik çalışmalara başladılar. Hem Beşiktaş' ın, hem de Galatasaray' ın önceliği ise gelecek sezon hem Avrupa, hem de ligde başarı olmak. Bu da onlar açısından anlaşılabilir bir öncelik.
Tüm öncelikler anlaşılabilir. Tüm öncelikler haklı. Öte yandan, futbol dediğimiz oyunun da kendi kuralları ve öncelikleri var. Futbolda asla dün yok. Bugün ve yarın var! Bir sezonun sevinci ya da üzüntüsü asla diğer sezona taşınmamalı. Her sezon yeni bir başlangıçtır ve her yeni sezon, bir önceki sezonun son haftası başlar.
Fenerbahçe, 2008 senesinden bu yana yeni sezon önceliklerini doğru belirleyemiyor. Bu kısmen
Fenerbahçe bir görüşe göre 19, farklı bir görüşe göre 28. şampiyonluğunu kazandı.
Bu şampiyonluk için elbette büyük bir çabanın, çalışmanın, takımdaşlığın, duygusallığın, adanmışlığın ve olumlu futbolun sonucu diyebiliriz.
Ancak nasıl şampiyon olunduğundan çok bu şampiyonluğun neden önemli olduğu ele alınmalı.
Fenerbahçe' nin bir görüşe göre 19, diğerine göre 28. şampiyonluğu önemli çünkü;
• Ezeli rakibinin üst üste 3 kez şampiyon olmasını engelleyerek, olası bir hegamonyayı önledi,
• Avrupa' ya gidilemeyen bir dönemde, camianın itibarını korudu,
• Yeni transferler için şampiyon takıma gelme algısı oluşturuldu,
• 3 Temmuzdan bu yana bir camianın ilk defa böylesine kenetlenmesini sağladı,
Her iki takımın hocasına da maçın başında sorsalar, maça çıkmadan 1 puana razı mısınız diye, herhalde ikisi de kabul ederdi. Zaten maçta böyle bir maç oldu. Ne Beşiktaş asıldı, ne Fenerbahçe kazanmak istedi.
Fenerbahçe' nin hocası da futbolcuları da çoktan tatile çıkmışlar. Bence bu saatten sonra ne iyi futbol, ne bol gol ne de mücadele izlemek mümkün değil. Bu sebeple maçın teknik analizi de anlamlı değil.
Yanal cesur olmalı ve kalan 4 haftada sahaya yedek ve genç ağırlıklı kadrolar ile çıkmalı. Futbol oynamak isteyen, formasının hakkını vermek isteyen gençlere fırsat vermeli. Mesela Salih' e kalan maçlarda ilk 11 de forma vermeli. Sow ve Emenike' den gol kralı çıkartmak için 90 dakika sahada tutması bir anlam taşımıyor zira her ikisi de mental olarak sezonu bitirmişler. Her ikisi de bitse de gitsek havasındalar. Yanal maç boyu kenarda ikisine de tahammül etti. Yanal' ın her derbide olduğu gibi performansı yine iyi değildi. Mehmet Topal, Meireles ve biraz da Alves ayakta kalmayı başardılar.
Beşiktaş ayağına gelen fırsatı tepti. Bugün kazanmış olsalar fark 4 puan olacaktı. Karşılarında sezonu kapatmış bir hoca ve takım vardı. Bundan faydalanamadılar. Atiba' nın sağ
Maçın ilk yarısı Fenerbahçe sezonun en kötü, Galatasaray ise en mücadeleci futbollarından birini ortaya koydu. Stresli olmasını beklediğimiz Galatasaray, tam aksine ne yaptığını bilen, bilinçli ve mücadeleci bir futbol sergilerken, Fenerbahçe panik, şuursuz ve ne yaptığını bilmeyen bir futbol sergiledi. Sarı lacivertliler büyük bir asabiyet içindeydiler. Emre’ nin kırmızı kart göreceği hemen hemen kesinken, Yanal’ ın cesur davranamayarak onu oyunda tutması büyük bir hata oldu.
Yanal’ ın derbi karnesi pek başarılı değil. Derbilerde ve benzeri kritik maçlarda Yanal’ ın Fenerbahçe’ si asla iyi performans gösteremiyor. Sakin oynayamıyor. Yanal hoca olarak takımını mental açıdan derbilere iyi hazırlayamıyor. Galatasaray biraz pres yapıp, isabetli bir pas trafiği kurunca, Fenerbahçeli futbolcular son bir kaç senenin en pasif futbolu ile sahada adeta kayboldular. Başta Emre, Meireles, Sow ve Caner ilk yarıda oyunda hiç yoktular. Fizik mücadele düzeyinin yüksek olacağı bilinen bir maça ayağında top tutamayan, yavaş ve güçsüz Sow ile başlamak zaten Yanal adına büyük hata oldu. Yanal sarı kart görmüş Emre’ yi oyundan alamadığı gibi, Sow’ u sebebini bilemediğimiz şekilde oyunda tuttu. Oy
Son yılların tansiyonu en düşük Galatasaray- Fenerbahçe derbisi olacak gibi gözüküyor. 13 puan fark ile önde olan Fenerbahçe, bu derbide stressiz olan taraf. Galatasaray ise sahasında puan kaybederse, stres altına girecek olan taraf. Öte yandan hem Yanal, hem de Mancini açısından bir prestij maçı.
Fenerbahçe derbide 2 veya 3 puan kaybederse, halen şampiyonluğun en güçlü adayı olarak ve büyük bir puan farkı ile devam edecek. Bu durum, Fenerbahçe’ nin maç öncesi ve saha içi sakinliğini koruması için yeterli.
Şüphesiz ki kendi saha ve seyircisi önünde bu maç, Galatasaray açısından daha kritik. Bu maçın Galatasaray açısından 2 önemi var. Birincisi, sezon içi başarısızlık ve kaçan şampiyonluk nedeni ile bir özür dileme şansı getiriyor. İkincisi ve daha önemlisi Şampiyonlar Ligine doğrudan katılım için bu maç önemli.
Bu yönden bakıldığında, Galatasaray’ ın derbiye daha motive çıkacağını kestirmek güç değil. Maçın ilk dakikalarından itibaren Mancini’ nin klasik taktiği doğrultusunda, etkili bir hücum pres ile ve orta sahayı kalabalık tutarak, Fenerbahçe’ ye top kullandırmamaya çalışacağını göreceğiz. Öte yandan, daha sakin olan Fenerbahçe takımı, topu ayağında tutmak yerine,
Fenerbahçe, Gaziantep’ e şampiyonluk yolundaki en önemli 90 dakikaya çıkacağının bilinci ile gelmiş. 1. dakikadan, 90 + 2. Dakikaya kadar bu bilinci sahaya yansıtan bir takım izledik. Yanal ve öğrencileri yüksek motivasyonlarını, akıllı futbola, motivasyonlarını da üst düzey mücadeleye dönüştürünce maç daha ilk yarıda sona erdi.
Yanal sezon başından beri aynı futbolu oynatmaya çalışıyor. Top rakipte iken orta sahada baskı ile topu kazan, kazandığın topu mümkün olan en az sayıda pasla hızla ileri aktar. Özellikle rakibin orta sahada yoğun pres yaptığı dakikaları uzun toplarla geçen Fenerbahçe’ de, diğer maçlardan farklı olarak, tam da bu futbolun yani uzun toplar ve geniş alanların adamı Emenike, formda olunca, rakibin tüm defansif dengesi şaştı. Emenike, hemen her topta Gaziantepspor defansına hızı ve fizik gücü ile üstünlük sağladı. Alves, Emre, Bekir, Meireles ve Mehmet’ in ileri uzun oynadığı tüm toplar başta Emenike olmak üzere Kuyt ve Sow tarafından başarılı ile kontrol edilip, ikinci hatta üçüncü paslara dönüşünce, Gaziantepspor defansı Fenerbahçe forvetleri ile karşı karşıya kaldı.
Bugün Fenerbahçe ilk 11’ i bilinçli bir futbol oynadı. Maçın 90 + 2. Dakikasında dahi