Türkiye' de taraftar için ayrı bir heyecandır transfer haberleri. Her sabah umutla alınan gazeteler, internette tıklanan spor sayfaları.
Her sezon bir takım daha sezon başlamadan şampiyon olur. Transfer şampiyonu. Bu sene de Fenerbahçe transfer şampiyonu oldu gibi gözüküyor.
Peki bu olayın ekonomik boyutu nedir? Kulüpler transfere bu kadar büyük rakamlar harcarken doğru mu yapıyorlar?
Fenerbahçe' nin ve Aziz Beyin başka çaresi yok. Çünkü unutturulması gereken kötü sonuçlanmış bir sezon var. Diğer takımlar da geri kalmamak adına, belki de taraftarı heyecanlandırmak adına transfere ciddi bütçeler ayırıyorlar. Peki, başını Fenerbahçe' nin çektiği transfer furyası, anlamlı mı?
Elbette sportif başarı demek, günümüzde ekonomik başarıya açılan kapı demek. Endüstriyel futbol artık bir şov dünyası ve bu dünyanın kapıları sportif başarı, yıldızlar ve iyi futbol ile açılıyor. Bu anlamda, Avrupa' nın en büyük ve önemli 6. liginde, sıradan futbolcular ile ilgi çekmeniz mümkün değil.
Örneğin Fenerbahçe, geçen sezonki kadrosunu bu sene aynen korusa ve dişe dokunur ciddi takviye yapmamış olsa, kombine falan satamazdı. Zaten geçen sezon da heyecan veremediği için kombine satamadı.
Önceki yazılarda Terraneo- Pereira yapılanmasının son derece olumlu olduğundan bahsetmiştik. İş bilenlere emanet edildi.
Terraneo- Pereira işbirliğinin en önemli yansıması transfer süreci oldu. Terraneo, Pereira' nın oyun sistemini biliyor, ikili buna göre bir transfer politikası izliyorlar. Pereira, Topuk Yaylasında işine bakarken, Terraneo, transfer sürecini yönetiyor. İkilinin görev dağılımı son derece profesyonel. Kesin çizgilerle ayrılmış bu görevler çatışmadan uzak bir ortama ve etkili işbirliğine işaret ediyor. Bu en önemli kazanım.
Transferde, iki noktaya çok önem veriliyor. Birincisi Pereira' nın oyun sistemine uygun isimler belirlenmesi, ikincisi ise bu sisteme uymayan isimlerin mevcut kadrodan hızlı bir şekilde yollanması.
Pereira, belli ki kendi sistemine uygun bir yapılanma sağlamaya çalışıyor. Bu sistem ile ilgili daha önceki yazılarımda bilgi vermiştim. Yeni dönemde, geçen sezonun aksine ne yaptığını bilen, sahada belirli bir taktik disipline sahip, top hakimiyetini hedefleyen "takım" olabilen bir takım izleyeceğiz.
Hep söylerim, futbol iyi, akıllı, yetenekli futbolcu ile oynanır. Pereira sisteminde, bu sisteme uymayacak kimseyi tutmuyor. Pereira üç
Fenerbahçe yıllar sonra Aziz Beyin futboldan elini çekmesi ya da minimum seviyede müdahalesi ile doğru bir rotaya girmiş gibi gözüküyor.
Bu rota, sportif açıdan başarıyı hedeflemiş bir rota.
2007' den sonra kaybedilmiş olan bir vizyon, yeniden canlanıyor.
Benim bir düşüncem var, Aziz Bey Fenerbahçe' yi önce büyüttü sonra küçülttü diye. Bazıları ne kast ediyorsun diyorlar.
Kastım şu, Fenerbahçe bilanço olarak büyüdü ama sportif başarı anlamında geriledi. Bunun sadece küçük bir kısmı 3 Temmuz ile ilgili.
Neden mi?
Çünkü Fenerbahçe geçen seneki Fenerbahçe ile aynı Fenerbahçe. Aynı mali sıkıntılar. Aynı kaynak ihtiyaçları.
Geçen sezon başında 50 milyon Euro harcasam şampiyon yapardım diyen Yıldırım, ne değişti de bu sene 50 milyon Euro harcayabiliyor?
Şampiyonluk kaçtı ya,
Kadronun maliyeti yönetilemez boyuta geldi ya,
Kaçan şampiyonluk ile milyonlarca Euro gelir kaçtı ya,
Fenerbahçe dört bir yandan kuşatıldı ya,
Taraftarlar mutsuz ya,
Birkaç günah keçisi lazım.
Öyleyse vurun Mert' e!
Oysa kenarda şampiyonluğun kaçmasına doğrudan etki eden;
Fenerbahçe İtalyan sportif direktör Terraneo' dan sonra Portekizli teknik direktör Vitor Pereira ile anlaştı. Fenerbahçe' ye hayırlı olsun.
Teknik direktör seçimi, Klopp, Villas Boas, Capello, Bielsa, Spalletti, Emery, Ancelotti gibi daha kariyerli ve flaş isimleri bekleyenleri hayal kırıklığına uğradı.
Şimdi herkesin kafasında tek soru var, Pereira ile Fenerbahçe başarılı olabilir mi?
Öncelikle gerçekçi bir tespit yapmak gerekiyor.
Fenerbahçe' nin mevcut mali yapısı hiç de iyi durumda değil. Aziz Yıldırım' ın hataları nedeni ile kaçan şampiyonluktan kaynaklanan kayıp çok büyük. Buna ek olarak Fenerbahçe' nin kadrosu, Avrupa seviyesinde orta veya orta alt düzeyde.
Peki bu ne anlama geliyor?
Yukarıda ismi geçen hiç bir teknik adam, bu tabloda görev almayı, böyle bir yapının içinde olmayı istemez. Haklılar da. Kariyerlerinde, başarısız bir sezon olmasını asla istemezler. Mevcut hali ile Fenerbahçe' de görev almak büyük bir risk. Hele de böyle güçlü bir tek adam yönetimi altında.
Fenerbahçe maalesef Avrupa futbolunda önemli kabul edilen bir kulüp değil. Türkiye' de çok sevilen, desteklenen, sahiplenilen bir takım olsa da, Avrupa genelinde Fenerbahçe' nin büyükler
Tarih 6 Haziran 2015. Bu tarih itibariyle Fenerbahçe' nin bir hocası yok.
Belli ki Aziz Yıldırım' ın hoca konusunda bir B veya C planı da yokmuş. İsmail Kartal şampiyon yapar ise onunla devam ederim, yapamaz ise çaresine o zaman bakarız demiş.
Şimdi Spaletti' nin adı geçiyor. Hiç tavsiye etmem. İtalyan futbol ekolü, Türkiye'' de hiç başarılı olmadı. Terraneo İtalyan diye, hocanın da İtalyan olmak zorunda olmadığını belirtmek gerek. Modern futbolda artık aynı dili konuşmak diye birşey yok. Sportif Direktör, kendi vatandaşı ile daha iyi anlaşır diye bir şey yok.
İkinci aday, ki kendisi büyük ihtimalle Ali Yıldırım' ın adayı, Aykut Kocaman. Fenerbahçe' de görev yaptığı yıllarda oynattığı kötü futbol ve yaptırdığı harcamalar hala akıllarda. Futbol zihniyeti, asla Fenerbahçe ile uyuşmaz. 3 Temmuz' un hatırına, taraftarın gereğinden fazla sahip çıktığı bir isim oldu. Futbol adına yaptığı hatalar bir yana, kötü transferlerini asla unutmamız mümkün değil. 1 sezon Alex ve Emre' nin olağanüstü performansı sayesinde şampiyon olup, kalan 2 sezonda Galatasaray' dan 9-10 puan fark yemesi unutulur gibi değil. Fenerbahçe tarihinin en kötü ve korkak futbol anlayışını onun zamanında
Sevgili dostlar, şimdiden söyleyeyim biraz uzun bir yazı olacak. Ancak dayanır, sıkılmaz ve sonuna kadar giderseniz, burada tarihi önem taşıyan tespitler olduğunu göreceksiniz. Aşağıda sizlerin de hep kafasında olan, sormak istediğiniz, ancak sesinizi duyuramadığınız için soramadığınız soruları sizler adına sordum.
Bu işe başlarken rahmetli dayıma bir söz vermiştim. Kendisi koyu bir Fenerbahçe’ li ve Aziz Yıldırım destekçisi idi. Kendisine her zaman dürüst, tarafsız ve çıkarsızca yorumlar yapacağıma, köşemi kimsenin himayesine aldırmayacağıma, yönlendirilmeyeceğime, hiç kimsenin etkisi altında kalmayacağıma ve inandığım her şeyi cesurca yazacağıma dair söz vermiştim.
Bu güne kadar Allaha şükürler olsun ki, elimden geldiğince bunu yapmaya çalıştım.
Hep sporun, ahlakın, vizyonun, vicdanın yanında olmaya çalıştım.
Bu köşeyi düzenli olarak takip edenler bilirler, bazen sert, bazen de aşırı agresif yazılarım oldu. Çünkü bir insanım. Duygularımdan bağımsız değilim. Bazen bir spor yazarından beklenmeyecek üsluplar kullanmış da olabilirim. Henüz yeni bir spor yazarı olarak öğrenme sürecim devam ediyor. Bu hatalarımı fark edip, düzeltemeye çalışıyorum. Üzdüğüm, kırdığım kişiler
Bugünlerde maalesef Fenerbahçe camiasının bir bölümünü etkileyen bir akıl tutulması yaşanıyor.
Son 6 sezonda başarılı olmuş tüm hocalar bir şekilde istifa ettirilmişken,
Futboldan anlayan, futbolu iyi bilen yöneticiler kulüpten uzaklaştırılırken,
Kurumsal yönetim anlayışı getiriyoruz derken, diğer taraftan CEO' lar ve profesyoneller ayrılmak zorunda bırakılırken,
Yaş ortalaması 33' lere dayanmış olan bir kadro, yıllardır yeniden yapılandırmaya tabi tutulmazken,
Her sportif başarısızlık, 3 Temmuz ile ilişkili bir kumpasa bağlanmışken,
Bir zamanlar tüm Türkiye' nin takımı iken, bugün Türkiye spor kamuoyunun büyük kısmı ve Anadolu takımları Fenerbahçe' ye sempatisini kaybetmişken,
Hatalı yönetsel kararlar nedeniyle tribünler dolmazken,