Fenerbahçe İtalyan sportif direktör Terraneo' dan sonra Portekizli teknik direktör Vitor Pereira ile anlaştı. Fenerbahçe' ye hayırlı olsun.
Teknik direktör seçimi, Klopp, Villas Boas, Capello, Bielsa, Spalletti, Emery, Ancelotti gibi daha kariyerli ve flaş isimleri bekleyenleri hayal kırıklığına uğradı.
Şimdi herkesin kafasında tek soru var, Pereira ile Fenerbahçe başarılı olabilir mi?
Öncelikle gerçekçi bir tespit yapmak gerekiyor.
Fenerbahçe' nin mevcut mali yapısı hiç de iyi durumda değil. Aziz Yıldırım' ın hataları nedeni ile kaçan şampiyonluktan kaynaklanan kayıp çok büyük. Buna ek olarak Fenerbahçe' nin kadrosu, Avrupa seviyesinde orta veya orta alt düzeyde.
Peki bu ne anlama geliyor?
Yukarıda ismi geçen hiç bir teknik adam, bu tabloda görev almayı, böyle bir yapının içinde olmayı istemez. Haklılar da. Kariyerlerinde, başarısız bir sezon olmasını asla istemezler. Mevcut hali ile Fenerbahçe' de görev almak büyük bir risk. Hele de böyle güçlü bir tek adam yönetimi altında.
Fenerbahçe maalesef Avrupa futbolunda önemli kabul edilen bir kulüp değil. Türkiye' de çok sevilen, desteklenen, sahiplenilen bir takım olsa da, Avrupa genelinde Fenerbahçe' nin büyükler arasında görülmediği bilinen bir gerçek. Fenerbahçe, Avrupa' da bütçe açısından ilk 25' in içinde olsa da, sportif başarı ve tanınırlık açısından ilk 30' un içinde yok. Ayrıca Türkiye ligi de, Türk futbolundaki düşüşten ötürü, prestijli bir lig değil.
Böyle bir tablo içinde görev almak, yukarıdaki hocalar için kariyerlerinde bir gerileme demek. Ancak kendilerini emekli edecek astronomik bir kontrat ve yine astronomik bir transfer listesi ile gelirler ki, Fenerbahçe' nin bunu karşılayacak gücü yok.
Pereira hiç bir zaman birinci sınıf hocaların içinde bulunduğu birinci torbada yer almadı. İkinci torbada yer aldığını düşündüğüm bir hoca. Bu sebeple, böyle bir hocanın tercih edilmesi mevcut koşullar dahilinde şaşırtıcı değil. Şartlar bunu gerektiriyor.
Terraneo iş başında
Fenerbahçe' de hoca seçimini Terraneo' nun yaptığı ortada. Yıldırım geçen seneki büyük başarısızlığından sonra, belli ki tribünlerin tepkisinden çok korkuyor. Bu sebeple, söz verdiği ve olması gerektiği gibi futbola karışmıyor. Pereira, Terraneo' nun bağlantı ağından gelen bir hoca. Bu durum da Terraneo' nun daha hoca seçiminde sazı eline aldığını gösteriyor. Şimdi transferleri, Yıldırım' ın vereceği bütçe doğrultusunda yapacaklar. Burada da Terraneo ve Pereira' nın uluslararası futbol networklerini devreye almalarını, kaliteli, uygun maliyetli ve Pereira' nın felsefesine uygun isimler transfer etmelerini bekleyeceğiz.
Pereira, Mourinho ve Villas Boas ekolünden geliyor. Boas' ın yardımcı antrenörlüğünü yaptı. Antrenörlük tarzı, kendisinden önceki 2 ustadan etkilendi.
Pereira, Porto yardımcı antrenörlüğünden sonra, sırasıyla Porto, Al Ahly ve Olympiakos' u çalıştırdı. Genel anlamda çalıştıdığı üç takımda da başarılı oldu.
Pereira nasıl bir hoca?
Tarz olarak, takımlarını iyi çalıştıran, disiplinli, tatlı sert bir tarzı var. Agresif bir yapısı olduğu da biliniyor. Kendisinden önce, yardımcılığını yaptığı isimlerden etkilenmiş olması nedeni ile futbol felsefesi Mourinho ve ondan etkilenen Boas ile benzerlik gösteriyor.
Mücadeleci, iyi çalışan, iyi koşan takımlar oluşturması ile biliniyor. Forma adaleti konusunda itibarı oldukça iyi. Zaten gelir gelmez basına yaptığı açıklamalarda da antrenmanlar, işe saygı, emek ve mücadele kavramlarına değindi. Bu Fenerbahçe kadrosu için kötü haber. Zira, Yanal gibi futbolcuyu zorlayacak, terletecek bir hoca.
Pereira, eğer bu konuda iltimas geçmez veya futbolcuların organize isyan riskini göze alır ise, antrenman sevmeyen bu takıma çok kilo verdirir. Benim futbolcu kardeşlerime tavsiyem, şimdiden forma girmeye çalışsınlar. Yoksa Topuk Yaylasında, nefesleri kesilebilir. Pereira, İsmail Hocaya pek benzemiyor. 5' e 2 antrenmanlar ile kurtulmaları zor.
Pereira' nın takım çalıştırma tarzı, Fenerbahçe için aranan bir tarz. Ancak taktik felsefe, oyun sistemi ve motivasyon tarafında neler yapabilecek bunu zaman gösterecek. Zira, Türkiye ligi tüm Avrupa liglerinden farklı bir taktik formasyon ve ayrı bir dışsal motivasyon gerektiriyor. Oynamak değil, oynatmamak üzerine kurulu, son derece duygusal bir iklime sahip olan bu ligde başarılı olmak için hem beton gibi bir takım olmak, hem de çok klas ayaklar ile topu ceza sahasındaki becerikli son adamlara en az pas ile indirmek gerekiyor.
Pereria, bu tespiti yapabilir ise, buna göre bir taktik felsefe geliştirebilir. Ancak ligimizi tanımıyor olması büyük bir dezavantaj. Ligdeki futbol iklimi ve felsefesinin çarpıklığını bilmiyor olması ilk birkaç hafta puan kayıpları olarak da dönebilir.
Pereira' nın belirgin tarzı
Kendisi ile ilgili yaptığım araştırma ve analizlerde ön plana çıkan diğer bir konu da, oyunu rakip sahaya yıkan, hücuma dönük bir oyun felsefesine sahip olmaması. Tıpkı Mourinho ve Boas gibi sağlam bir omurga ile çok koşan ve orta saha dominasyonuna önem veren bir felsefesi var. 4-3-3 veya 4-2-3-1 sistemlerini tercih ediyor. Ancak hücumcu bir hoca değil. Dengeli, kontrollü futbolu tercih ediyor.
Portekiz, Arabistan ve Yunanistan' da oyun felsefesi ve taktik anlayışını o liglere göre modifiye ettiğinden, Türkiye' ye yönelik de bir değerlendirmesi olacaktır. Ancak, Fenerbahçe taraftarı, Yanal döneminin ileride basan, risk alan, rakip sahaya yerleşen set hücumlarını beklemesin. Daha ziyade sağlam defans, hızlı atağa çıkma örgüsü içinde görüntüler izleyeceksiniz. Bu da Yanal dönemi hariç, son 10 senenin Fenerbahçe görüntüsü ile uyumludur.
Daha basit ifade edebilmek için şunu söyleyebiliriz ki, Yanal' a değil, Kocaman' a yakın bir futbol izlemek olası. Ancak, bu futbol ligimizde keyif vermese de Avrupa maçlarında, aradaki Fenerbahçe aleyhine olan kalite farkı nedeni ile özellikle Fenerbahçe' den daha güçlü ekiplere karşı iş yapabilecek gözüküyor.
Yani Avrupa mücadelesinde, elinizde Avrupa çapında ilk 10' a girebilecek bir kadro kalitesi yok ise, hücuma dönük bir futbol oynayamazsınız. Sizi kevgire çevirirler. Arsenal bile, böyle bir futbol oynamazken, Fenerbahçe' den bunu beklemek mantık dışı. O sebeple, Pereira' nın sistemi, Avrupa için uygun olacaktır. Türkiye' de ise, beraberliklerle dolu deplasman maçları sürpriz olmaz.
Transfer
Şimdi sıra transferde. Bundan sonraki transfer sürecini iyi izleyenler görecektir ki, yukarıda bahsettiğim felsefe ile uyumlu transferler peşinde olunacaktır. Hızlı ve topla adam eksiltebilen kanat adamları, hızlı ve son vuruşları düzgün forvet oyuncuları, orta sahada pas dominasyonu sağlayabilecek, mücadeleci 1-2 orta saha oyuncusu, belki 1 tane sert ve kademesi iyi stoper.
Pereira, kendi sistemine uygun bir takım oluşturmak istiyor ise, elindeki kadronun çok eksiği olduğunu görmeli. Fenerbahçe beton gibi değil, kağıt helva gibi bir takım. Yaşlı, antrenman sevmeyen ve motivasyonu düşük futbolculardan oluşuyor. Bu takıma 16 nokta transfer gerektiğini bir önceki yazımda belirtmiştim.
Gerçekten de hocanın kim olduğundan çok, bu kadro yapısının iyileştirilmesi önemli. Bence hocadan ziyade transfer performansı bu seneki sportif başarının belirleyicisi olacaktır.
Umutsuz değilim
Pereira tercihi konusunda umutsuz değilim. En azından adam gibi antrenman yaptıracak bir hoca olacağını ve Terraneo ile birlikte futbolcuya dayalı düzeni yıkabileceğini umuyorum.
Örneğin Emenike vakası gibi bir vaka bu sezon yaşanmayacaktır.
Aziz Yıldırım' ın takıma karışabilmesi için şimdi iki seviyeyi de aşması gerekiyor. Terraneo ve Pereira' nın bu anlamda ümit verdiğini belirtmeden geçemeyeceğim. En azından Yıldırım' ı soyunma odasında ve tesislerde görmemek bile çok büyük bir kazanım olacaktır.