Cenette birkaç gün

22 Eylül 2019

Edremit Körfezi’yle beslenen eşsiz bir doğanın içinden yazıyorum. Zeytine kesmiş ağaçların altında, bir yanda ‘ben bitmeden yaz bitmez’ diyen güneş, bir yanda sonbahar meltemi başımı döndürüyor... Kaz Dağları’nın mavi-yeşil sonsuzluk duygusuyla, kesif bir mutluluğa yuvarlanıyorum.
Sevgili arkadaşım Şah Yaycı’nın, “Sen hiç zeytin hasadına gittin mi?” demesiyle başlıyor her şey...

Ben ki, kadim zeytin ağacını doğanın efendisi sayan, önünde saygıyla eğilen bir Egeli’yim ama hiç şahit olmamışım zeytin ve zeytin yağının serüvenine...

Bütün çocukluğum, günübirlik gittiğimiz İzmir’e yakın kıyılardaki zeytin ağaçlarının altında geçti. Çünkü annem ve anneannem zeytin ağacı olmayan bir yerde piknik yapmayı asla kabul etmezdi. İki tane olmazsa olmazımız vardı, deniz kenarında zeytin ağacı, bir de temiz su kaynağı...

Yazının Devamı

Akıl tutulmaları...

19 Eylül 2019

Ülkece sıklıkla en karşılaştığımız durum... Sapla samanı karıştırmadığımız olay yok neredeyse! Sanki, yaradılışımız itibarıyla doğrusal düşünme sistemi, zihin çekirdeklerimize hiç yüklenmemiş gibi ya da bir işletim sistemi olarak ‘mantık süzgeci’ veri tabanımızda bulunmuyor gibi... İsterseniz siz adına başka bir şey deyin, ben daha iyisi bulunana kadar ‘akıl tutulması’ diyorum. Belki eğitimle, sanatla hatta televizyon programlarının ayarıyla ama muhakkak siyasilerin diyaloglarının tutarlılığıyla, toplumsal anlaşıyın bir dengeye gelmesi gerek. Nasılını bilmem ama şu kesin ki, zihinsel güncelleme hatta yeni bir sürüm şart oldu memleket zihniyetine...
Neden bahsettiğimi anlatmak için hafta başında karşılaştığımız birkaç akıl tutulmasına örnek size...
- Almanya Tıp Ödülü, Dilek Gürsoy’a... Buraya kadar bir akıl tutulması görünmüyor öyle değil mi! Yapay Kalp Nakli üzerine uzman Gürsoy, daha önce de sayısız ödüller aldı, Angela Merkel kendisine övgüler yağdırdı. Gelin görün ki, insanlık için

Yazının Devamı

FESTİVAL MEVSİMİ

15 Eylül 2019

Sonbahar, dünyanın neresine giderseniz gidin sanat vaktidir. Yaz ayları çok renkli görünmekle birlikte, daha çok turistlerin ilgisine çekmeye yöneliktir etkinlikler... Sonbahar geldi mi, renkler çoğalır, sıcağın rehaveti kalkar ve günü eğlenceyle doldurma ihtiyacı, yerini daha derinlerin keşfine duyulan hazza bırakır. Tiyatro, resim, müzik ve çağdaş sanat sergileriyle beslenen İstanbul, bahar renklerinden ilham alır.

Önümüzdeki üç aylık periyodu çok iyi değerlendirmeli, ruhumuzu beslemeli ve zevkimizi renklendirmeli... İşte yakın tarihler için öneriler:

Contemporary İstanbul (Son gün): Bugün son gün. Eğer bu satırları okuduğunuzda saat çok geç değilse, hemen Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’ne... Bu yıl 14’üncü kez kapılarını açan, gerek çağdaş sanat meraklıları gerekse koleksiyonerler için dünyanın en iyi örneklerini
Türkiye’nin sanat çeşitliliğiyle buluşturan, harika bir platform.

İstanbul Bienali (14 Eylül-10 Kasım): Şimdiden programınıza alın, ya kendiniz bir

Yazının Devamı

Hayatımıza dokunan iki yıldız

12 Eylül 2019

Bu hafta kaybımız çok... Dinçer Sümer ve Süleyman Turan... Dinçer Sümer, Devlet Sanatçısı unvanı almış, tiyatroda yönetmenlikten oyun yazarlığına, oyunculuktan dramaturgluğa kadar pek çok alanda imzası bulunan, aynı zamanda da akademik olarak önemli araştırmacılardan biriydi. Süleyman Turan, Yeşilçam’ın en delikanlı dostuydu. Eski Türk filmlerinin, hani “Şöyle dostun olsun 1 milyon borcun olsun” dedirten karakteriydi. Aynı zamanda senaryo yazarı ve çizerdi. Her daim nüktedan, her daim zarif bir beyefendiydi. Hepimizin hayatına dokunan bu iki büyük yıldızın ardından başımız sağolsun; mekanları cennet olsun.

YENİ ÇAĞIN YAŞAM BİÇİMİ

Dünyada ‘Minik Ev’ akımı başladı. İngilizce ismi ile Tiny House... Bir çeşit karavanın, ev formuna dönmüş hali olarak da düşünebilirsiniz. Yurt dışında bir iki defa gördüm ve bayıldım. Aslında, yeni çağın yaşam biçimi olmaya da aday. Son 10 yıldır dünyanın içine düştüğü ekonomik kriz, temel ihtiyaçlarda da yeni fikirlere

Yazının Devamı

RAP DEYİP GEÇMEYİN...

8 Eylül 2019

Ülkemizde ebeveynlerin korkulu rüyası rap... Bu konuyu birçok anne ve babayla tartışmışlığım var. Rap’in ‘kötü çocuk’ hali, aile büyükleri için serseri arkadaş imgesi... Çünkü; rap’in ağzı bozuk, rap asi, rap’in kötü alışkanlıkları var... Annelerin de çoğu düşünüyor ki, çocuğu rap dinleye dinleye, kendini sokaklara vuracak ve uyuşturucu müptelası olacak... Öte yandan, rap karşıtı ebeveynlerin eğitimli olanları, kendi gençliklerine denk geldiğinden mi bilmem, Eminem’i pek seviyor ve ayrı tutuyor. Onu, rap’in temiz çocuğu yerine koyanlar, başarmış, yüksek seviyeli ve elit görüyor, kısaca kendilerinden ve çocuklarına münasip sayıyor...

Kim bilir, ya İngilizce sözleri çok hızlı söylediğinden, belki ne dediğini kaçırıp, sadece müziğini sevdiklerinden... Oysa rap, kirli dünyanın temiz kalpli çocuklarının isyanıdır. Çıkış amacı budur zaten. Ezilmişliğin, ötekileştirilmişliğin, ötelenmişliğin ve çaresizliğin haykırışıdır. İyi ve

Yazının Devamı

Yaz tatilinize 'yabancı' olun...

5 Eylül 2019

Eylül geldi ve okul telaşesiyle, şehirlere büyük göç başladı. Tam sayfiyeler, plajlar sakinledi derken, ne olduysa oldu, Bodrum bir anda yaz boyu olmadığı kadar kalabalıklaştı. “Şöyle bir tenhada gezeyim” diye akşam serinliğinde indiğim Bodrum Çarşı’da, neredeyse iğne atsan yere düşmezdi! Acaba hangi bayram geldi de ben atladım diye düşündüm bir an... Tabii eylül gelince, Bodrum Merkez’in en güzel zamanı gelir ama tam okulların arifesindeki bu kalabalık, esnafı bile şaşırmıştı. Sonradan yabancı turist kafileleri olduğu anlaşılınca, taşlar yerine oturdu... Dilerim Bodrum’un içindeki kalabalık, beldeleri de ziyaret eder ve oradaki esnafın da yüzü güler.

Yabancı turistler, Türkiye’nin Ege ve Güney’inin en güzel zamanının, eylülden sonra başladığını çoktan kavradı ama kendi insanımız niye yığınlar halinde tatile çıkma hevesinden vazgeçmedi anlamak mümkün değil. Elbette, özellikle büyük çoğunluğu oluşturan çalışan kesim için bayram tatilleri veya okul tatillerinin

Yazının Devamı

Patmos...

1 Eylül 2019

Dinlenelim ama bir yandan da gezelim, tarih görelim, harika fotoğraflar çekelim, güzel yemekler yiyelim, alışveriş de yapalım, çok tenha olmasın ama çok da kalabalık olmasın ve tüm bunlarla birlikte bir de kazıklanmayalım” diyenlerdenseniz, isteklerinizin tamamını bulabileceğiniz ve zahmetsizce ulaşabileceğiniz küçücük bir Yunan Adası, Patmos...

Mavi-beyaz sokakları, evleri çiçeklerle kaplı, sıcak, sevimli, üstelik de eğlenceli komşu kapısı Yunan Adaları’nı kim sevmez ki? Yaz aylarında, tatil için Türkiye’nin sayfiyelerini seçen yerli-yabancı turistler, hazır Ege sularına gelmişken, burnumuzun dibindeki adaları da genellikle ziyaret ederler. Elbette, feribotlar sayesinde pratik olan deniz ulaşımının da bunda payı büyük. Öyle ki, Kos gibi yarım saatte ulaşılan adalara günübirlik gidip gelenlerden, upuzun pasaport kuyrukları oluşuyor.

Açıkçası, yol kısa olduğu için cazip görünse de yaz aylarında günübirlik Yunan Adası gezisi tavsiye etmem. Unutmayın ki adaların gecesi keyifli, gündüz birkaç

Yazının Devamı

BİR KÂBUSUN İÇİNDE YAŞAMAK...

29 Ağustos 2019

Öyle bir kabusun içinde yaşıyoruz ki, ya tam nefesimizin kesildiği o son kertede, tıkanan sesimiz birden çözülecek ve haykırarak uyanacağız hep birlikte ya da günden güne aynı uykunun içinde yitip gitmek düşecek kaderimize... Büyük bir uyanış gerekli bize! Kurtuluş savaşımızı vermek zorundayız artık kendi kadınlık tarihimizin! Bu mücadele kadınların  gibi görünse de, kadın-çocuk-erkek-genç-yaşlı topyekün savaşmazsak, kurtuluş yok hiçbirimize...

Verilere göre hemen her gün bir kadın öldürülüyor ülkemizde. Bu hafta üste üste işlenen vahşi cinayetleri saymazsak, 2019 yılında 235 günde 221 kadın kurban gitmiş. Hunharca işlenen cinayetlerin çoğunda, katil baba, çocuklarının gözü önünde, artık şiddetine katlanmak istemeyerek boşanan eski karısını, vahşice katletti. Sadece bu haftaki örneklere bakmak kanımızı dondurmaya yeterli; kimi üç çocuk annesi Konyalı Tuba Erkol gibi, çocuklarının önünde 20 yerinden bıçaklanarak öldürüldü, kimi

Yazının Devamı