Bir yandan virüs felaketiyle bir yandan da fırsatçılarla mücadele ediliyor. Ancak ülkede sadece fırsatçılar yok, güzel insanlar da var. İşte burada medyaya, fırsatçıları teşhir etmek kadar kendilerini riske atan meslek gruplarını da yazmak düşüyor.
Bir felaketi fırsata çevirebilir misiniz? Çevirenler var. Toplumlar sadece felaketlerle karşı karşıya kalmıyor. Bu travmalardan beslenen, nemalanan, yağmacı ve fırsatçı insanlara da tanıklık ediyor.
Ekmeğin gramajını düşüren fırıncıya, en gerekli ürünü beş katına satan, stoklayan esnafa, kurumların işlemez hale gelişini fırsat bilip paranızı geri ödemeyen işletmelere, yıkıma uğrayan toplumların hassasiyetini kullanarak bunun üzerinden nasıl para kazanılacağını hesaplayan, kendi geleceğini travmalar üzerine projelendiren insanlara…
Şimdi virüs nedeniyle fırsatçılar yine işbaşında. Mesela “K. Atatürk resimli ağız maskesi. Atatürk imzalı ağız maskesi.” Bir fırsatçılık değilse nedir? Renkleri, çeşitleri var. Bazı satış sitelerinde fiyatı 33.90 lira, bazılarında da 29.90 lira, 12.99 olanlar da var. Bazı online satış ilanlarından birinde, yazıldığı gibi aynen şöyle: “Atatürk imza ağız maskesi, kumaş yüzde 100 pamuk, 2 iplik, orta kalınlıkta kışlık kumaş. Baskı; empirme kumaşın içine işler, hava alır, terletmez, solmaz, silinmez. 30 derece sıcaklıkta yıkamak için uygundur.” Bu arada fırsatçılara bir de düzeltme yapalım; “imza” değil, “imzalı” olacak. “Empirme” yazılmaz. Doğrusu “Emprime”dir.Sosyal medyadan da söz konusu ilana hayli tepki yağdı. Bu tür fırsatçılara karşı hiçbir şey yapılmıyor da değil.
2.5 milyon maske ele geçti
Bir ayda 30 ilde düzenlenen operasyonlarda virüsü fırsata çeviren 160 kişi gözaltına alındı. 2 milyon 500 bin maske, 142 bin eldiven, 175 bin 608 şişe dezenfektan, 2 bin 506 şişe kolonya, 9 bin 840 litre etil, 4 bin 933 litre izopropil ve 340 litre metil alkol ile 15 bin 731 litre kimyasal madde, 1521 tulum ile maske yapımında kullanılan 50 bin 700 metre kumaş ele geçirildi.
Tabii ülkede sadece fırsatçılar yok… Örneğin; “Virüs tedbirleri kapsamında risk grubunda olup da sokağaçıkamayan vatandaşların ihtiyaçlarını polis ekipleri karşılıyor” türü haberler de var. Haberin doğru olup olmadığını teyit etmek için akşam saatlerinde 155’i aradım. Doğalgaz, elektrik, su faturalarımı ödemekte zorlandığımı, kronik başka rahatsızlıklarım nedeniyle dışarı çıkmak istemediğimi yardımcı olup olamayacaklarını sordum. Yaşımı sormadılar. Rahatsızlığımı da… Kaydımı oluşturdular. Ertesi gün, sabahın en erken saatinde bir polis memuru aradı gayet kibar “Size bir arkadaşımızı yönlendireceğiz. Faturalarınızı ödemesi için” dedi. Kendisine banka yoluyla hallettiğimi belirterek teşekkür ettim.
Yere attığın maskeyi kaldır
Yani bu ülkede güzel insanlar da var. Dolayısıyla biz medyaya düşen fırsatçıları teşhir ettiğimiz kadar kendilerini riske atan meslek gruplarını da yazmak. Sadece doktorları değil; polisi, belediye işçilerini, marketleri, kuryeleri…
Toplumsal moral, dayanışma ruhuyla beslenir. Kurumlarının işleyişiyle de yol alır. Ancak bunu bile muhalefet fırsatına dönüştürenler var. Elbette bir virüs karşısında her ülkenin kendi kurumların işleyişinde aksaklıklar da oluyor; örnek alınabilecek önlemler de…
Ama unutmayalım ki bu kez tarih farklı yazılıyor. Eve kapanmış bir dünyayla karşı karşıyayız. Üstelik dünya devletlerinin olanaklarını, gücünü, neyi ne kadar yapıp yapamadığını tartışmanın anlamını yitirdiği günler!
Bireyin bizzat kendisiyle “çözüm” üretebileceği bir noktada, siz neyi ne kadar yapabiliyorsunuz ona bakın. Mesela bütün gün taktığınız maskeyi niye sokaklara, caddelere olur olmaz yerlere attığınızı açıklayabiliyor musunuz?