ABD’nin önde gelen yayın organlarından The Washington Post 1980’lerden bu yana ilk kez bir başkan adayına desteğini açıklamama kararı aldı. Gazetenin sahibi Jeff Bezos, gazete çalışanlarının istifasıyla sonuçlanan bu kararı “ilkeli bir karardır ve doğru olan da budur” ifadeleriyle savundu.
Bir gazetenin desteğinin seçimlerin kaderini değiştirmeyeceğini söyledi.
Aynı tarihlerde dünyanın en zengin iş insanı ve sosyal ağ hizmeti X’in sahibi Elon Musk ise eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 2024 başkanlık kampanyasını açıkça desteklemekle kalmadı, 5 Kasım’a kadar her gün çekilişle kampanyaya katılan bir kişiye 1 milyon dolar vereceğini açıkladı. Musk’ın paraları akmaya başlayınca konu yargıya taşındı.
***
Günümüzde medya yalnızca haberi aktaran bir araç değil. Politik, sosyal ve kültürel dinamikleri de artık ‘sesli’ olarak şekillendiren güçlü bir etki mekanizması…
Dolayısıyla dünyanın en zengin iki iş insanı Elon Musk ve Jeff Bezos’un yeni medya stratejileri, bu güç mekanizmasını nasıl kullandıklarına dair çarpıcı bir örnek sunuyor. Medya sahibi olarak toplum üzerinde etkileri tartışmasız çok büyük.
İkisi de bilgi akışını kontrol edebilecek medya araçlarına sahip, ancak medya üzerindeki etkilerini topluma yansıtma şekilleri farklı.
Musk, bu etkiyi kullanarak “görünür” bir pozisyon almayı ve doğrudan etkili olmayı seçiyor.
Bezos ise medya üzerindeki etkisini “görünmez” bir güce dönüştürerek daha diplomatik bir yol izliyor. Bu iki yaklaşım, medya etiği ve topluma karşı sorumluluk üzerine önemli sorular ortaya koyuyor: Medya tarafını açıkça belli etmeli mi yoksa kamusal bir duruş mu sergilemeli?
***
Özellikle seçimlerde medya kuruluşlarının tercihlerinin toplumsal algıyı şekillendirdiğini, kamuoyuna yön verdiğini ve toplumsal tartışmaların çerçevesini belirlediğini biliyoruz.
Tam da bu nedenle Bezos’un ABD seçimlerinde aday desteklememe kararı eleştiriliyor. Bezos’un tarafsızlık ilkesi üzerine kurulu medya politikasını, Trump yönetimine yakınlaşma ya da politik bir manevra olarak değerlendirenler bunun “ilkesel” duruştan çok “stratejik” bir karar olduğunu düşünüyor.
Toplum, karmaşık ve çetrefilli bir dönemde medyanın rehberliğine ihtiyaç duyarken, böylesi güçlü bir gazetenin tarafsızlığı topluma karşı sorumluluk açısından eleştirilmekte. Elon Musk’ın medya üzerindeki ‘anında’ etkisi ise hayli güçlü.
Musk, medyayı yalnızca toplumu bilgilendirmek için değil, aynı zamanda kendi dünya görüşünü topluma yansıtmak için de kullanıyor.
Musk’ın medya organlarında ve sosyal medyada aldığı pozisyon, toplumsal dinamikleri doğrudan etkileyen, yönlendiren ve bazen kışkırtan, kitleleri belirli bir ideolojik yöne çekme çabası olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla, her iki iş insanının medya politikası, topluma karşı sorumluluğun ne kadarının yerine getirildiği ve medyanın halkı ne ölçüde bilgilendirdiği konularında düşündürücüdür.
***
Jeff Bezos ve Elon Musk gibi isimlerin medya üzerindeki etkilerini göz önüne aldığımızda, medya organlarının tarafsızlık ve sorumluluk dengesini sağlamak zorunluluğu bir kez daha belirginleşmektedir.
Medya ne aşırı bir tarafsızlık adı altında pasif kalmayı ne de manipülatif bir baskıyı gerektirir.
Musk ve Bezos örnekleri, yalnızca kişisel strateji ve vizyon farkı değil, aynı zamanda günümüz medyasının topluma ne tür bir bilgi aktaracağını da belirliyor.