Otistik bir delikanlıyı öldüresiye döven bir adamın kimliğinin saklı tutulması sosyal medyada tartışmalara yol açtı. Zanlının kimliğinin açıkça yazılması sanık olması ve yargı kararı sonrası mümkün hale gelecektir.
Taha Alper Behrem otizmli bir genç... Hiç tanımadığı bir adam, “kız arkadaşına laf attığı” iddiasıyla onu öldüresiye dövdü. İki buçuk metrelik merdivenlerden tekme atarak bahçeye fırlattı. İnip boğazını sıktı. Yüzünü yumrukladı. Yetmedi giriş katının demirlerine kafasını vurdu.
Behrem karşılık vermedi, şiddeti bilmediği için sadece ‘Abi ben engelliyim vurma’ diyebildi. İnsanlar toplandı. “Bırak o çocuk engelli” deseler de şahıs dövmeye devam etti…
Bu ifadeler; şiddete maruz kalan oğluna sarılarak teskin eden bir annenin görgü şahitlerinin ifadelerine dayanarak anlattıkları. Anne “Ben oğlumun ‘Abi bana vurma ben engelliyim’ sözlerine takıldım. Siz de buna takılın” diyor. Çevredekilerin müdahale etmesi üzerine şüpheli ve kız arkadaşı geldikleri otomobile binerek olay yerinden uzaklaşsa da olaya tanık olan vatandaşların ihbarı üzerine engelli genç hastaneye kaldırıldı. Şüpheli M.O. emniyetteki işlemlerinin ardından önce serbest bırakıldı. Ancak tekrar gözaltına alındı.
Normal değil
Çünkü bir insanın hiç tanımadığı bir başka insana böylesine hınçla, zalimce şiddetini kusması normal bir durum değil.
Haliyle olay medyaya yansıdı. Otizmli bir delikanlıyı dövdüğü gerekçesiyle gözaltına alınan şahsın kimliği de saklı tutularak.
Ancak döven kişinin kimliğinin saklı tutulması sosyal medyada tartışmalara neden oldu. Zanlının önce serbest bırakılıp tepkiler üzerine yeniden gözaltına alınması da... Bazı sosyal medya kullanıcıları ise olayın Dünya Kadınlar Günü’nde gerçekleştiğini hatırlatarak, o esnada adamın yanında bulunan ve olaya şahit olan sevgilisinin (kadının) bu duruma neden müdahale etmediğini sorgulamakla kalmadı, kadının da sessiz kalarak suça ortak olduğunu, gözaltına alınması gerektiğini belirterek olayı kınadı.
Bunca görgü şahidine rağmen zanlının isminin açıkça yazılmaması duygusal tepkilerimiz açısından anlaşılmayabilir ama habercilik ilkeleri açısından önemlidir. Çünkü yargı kararına göre; adli vakalarda zanlı konumundaki kişilerin isimleri açıklanmamalı ve görüntüleri yayımlanmamalıdır. Ancak toplumu ilgilendiren olaylarda sanık konumundaki kişilerin isimleri açık yazılabilir ve görüntüleri yayımlanabilir.
Sürecin takipçisi olmak
Bu tür olaylarda tutuklama ve yargılama sürecinin takipçisi olmak, yargı kararlarını okurun doğru bilgi edinme hakkı çerçevesinde yeniden paylaşmak gerekir. Bir sanığın kimliğinin açıkca yazılması sanık olması ve yargı kararı sonrası mümkün hale gelecektir. Ve gelmelidir de. Topluma korku ve dehşet saçan bu tür insanların teşhir edilmesi ve yargılamanın sonuçları, yargının adaletine güven açısından da önemlidir. Bir annenin “abi bana vurma ben engelliyim” sözüne neden takıldığını ve neden bizlerin de bu söze takılması gerektiğini söylediğini belki o zaman anlayabiliriz.