Ayşe Tatari

Bu yılki Uluslararası İzmir Festivali, gösteri mekânlarından Çeşme Kalesi’nde 9 Haziran akşamında İzmir İtalya Konsolosluğu’nun katkıları ile Grup Alti &Bassi adlı “a capella” beşlisi’ni ağırladı.

Pek çok TV şovunda yer almış olan grup, çok sayıda reklam müziğinin ve televizyon tanıtım müziğinin sesi olmuş.

Esprili showları, güzel sesleri iyi seçilmiş repertuvarlarıyla izleyicilere mutlu anlar yaşattılar.

***

1508 yılında II. Beyazıt tarafından yaptırılmış olan Çeşme Kale’sinin ilk inşaatı tam deniz kıyısına yapılmış.

Ancak, her zamanki deniz doldurma sevdamız nedeniyle yol ve otopark yapılarak Kale, denizden biraz daha içerde kalmış.

Kale güney kapısı, Osmanlı mimarisinin bütün özelliklerini taşımakta.

Günümüze kadar iyi bir şekilde korunabilen Kale içinde Çeşme Arkeoloji Müzesi yer alıyor.

İstanbul Pera Müzesi’nde Jose Sancho-Erotik Doğa Sergisi’ni geziyorum.

Erotik kelimesi, doğadaki aile ve dişi formları işaret ediyor bu sergide.

Kosta Rika’nın en önemli heykeltıraşlarından Jose Sancho’nun eserlerindeki çıkış noktası doğa, sergi mekânından içeriye girer izleyiciyi şefkatle kucaklıyor.

Kendine has kavramsal üslubu ile ürettiği eserler yerel ve küresel, tikel ve evrensel arasında kurulabilecek diyaloğa iyi bir örnektir diye söz ediyor sergi kitapçığı...

Picasso, Brancusi gibi sanatçılardan ilham almışsa da soyuta daha az yönelmiş, doğadan esinlendiği betimlemeleri ile yerleştirdiği mekânlar ile bir diyalog halinde...

Doğduğu topraklardaki Hispanik ve Kolomb öncesi sanattan da etkilenen ve bu etkiyi yeni bir anlayışla sunan Sancho farklı malzemeleri ustalıkla kullanmış.

Ahşap, granit, mermer, bronz, demir levhalar ve buluntu nesneler, sanatçının hayvan formları ve pek çok dişilik temsilini yeniden yaratmasını sağlıyor.

***

İzmir’de en renkli ay Haziran... Uluslararası İzmir Festivali yine en seçkin programlarla sanatseverleri buluşturuyor.

Biletler satışa sunuldu. 31. yılını kutlayan festival, Avrupa Festivaller Birliği’ndeki üyeliği ile dünyanın en seçkin festivalleri arasında olmayı sürdüren, ülkemizin ve kentimizin adını dünyaya duyuran çok önemli bir sanat hareketi.

Her yıl festivalin açılış gününde, ilk festivalden bu yana birikmiş anılar canlanır hafızamda. Bu yıl 31. doğum gününü kutlayan festivalin anıları, çoğunlukla İKSEV’in anıları ile iç içedir. Önce İKSEV kurulmuştur, sonrasında festival başlamıştır.

***

En unutulmaz anılardan biri de Efes Antik Kenti’nde gece konserleri hayalinin gerçekleşmesidir.

Yıllar önce bir akşam, Efes Antik Kenti’nin aydınlatma çalışmaları bitmiş ve prova için Antik Kent’teyiz.

Şalterin inmesi bekleniyor, bir anda elektrik mucizesi ile geceleri uyuyan muhteşem Efes Antik Kenti karanlıkların içinde beliriyor.

Efes aydınlatmasından sonra Büyük Tiyatro, Odeon, Celsus Kütüphanesi mekânlarında gece konserleri başlıyor.

Yaşar Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü mezuniyet projelerini değerlendiren jürideyim.

Gençler, öğrencilik yaşamını bitirirken yorgun ve mutlular. Yolları açık, hayalleri gerçek olsun.

Yıl boyu çalışılmış, tashih görmüş eskizler, teslim projesi olarak temize çekilip bilgisayar çizimleri ile karşımızdalar.

Bu yılki mezuniyet projelerinin konusu, Atina’da Plaka Semti’nde bir neoklasik binanın içine kamusal bir proje tasarlamak...

Söz konusu binayı görmek ve anlamak için öğrenciler ve öğretim görevlileri Atina’ya gidip bina ve çevresi ile ilgili tetkiklerde bulunmuşlar.

***

İzmir Büyükşehir Belediyesi Meslek Fabrikası Salonları, yıl sonu proje sergisi için seçilmiş çok uygun bir mekân.

Restore edilmiş olan taş bina, İzmir’in 100 yıllık tarihine tanıklık eden eski bir un fabrikası...

İnsan davranışlarının değişimi hepimizin dikkatini çekiyor. Kime sorsanız “nerede eski terbiye” diye serzenişte bulunuyor.

Sokaklar, tehlikeli ve yorucu ve tedirgin edici...

Daha çok Mustafa Enver Bey Caddesinde zamanım geçiyor.

Yolun kaldırımı su ve yiyecek taşıyan araçlardan yürünmüyor. Arkanızdan sinsice yaklaşıp her an çarpabilirler.

Trafikteki araç sürenlerin çoğu tehlike saçıyor.

***

Kentin her yerinde sokak köpekleri...

Yeni açılan Starbucs’ın kapısı biraz ağır kapanıyor kışın soğuk günlerde müşterilerle birlikte içeriye dalıveriyorlar.

3 Mayıs 2017 akşamında AASSM’de çok özel bir konser vardı.
Projeye uzun zamandır hazırlanıldığını biliyordum, merak ve heyecanla salondaki yerimi aldım.
Filarmonia İzmir Orkestrası sahnedeydi.
Arka planda tek bir perde yerine, parçalı kompozisyonlardan müteşekkil bir fon hazırlanmıştı.
Işıklar söndü, Yetkin Dikinciler’in sesi ile 3 boyutlu Mapping ve Görsel Efektler ile Babil Efsanesi anlatımı başladı.
***
Bir zamanlar bütün dünyanın sözü ‘bir’, dili ’bir’di.

Sagalassos Antik Kenti hep aklımdaydı. Ebruli Tur’un düzenlediği Göller Yöresi ve Sagalassos turuna katıldım.

Burdur, Isparta, Eğirdir, Yalvaç ve Beyşehir gibi yerleşim merkezlerini içine alan gezi, Arkeolog Nezihi Aytaçlar’ın derin bilgileri ışığında fevkalade geçti.

İzmir’den yola çıktık. Burdur’a vardık, gezdik. Burdur Arkeoloji Müzesi, 2008 yılında Avrupa’da Yılın Müzesi yarışmasında “Gezilip Görülebilir Müze” unvanını almış.

Müzedeki olağanüstü güzellikteki heykellerin pek çoğu Sagalassos Antik kentinden...

Sonra Isparta’dayız, meşhur gül şehrimizde ana caddede yapay devasa güllerden kocaman bir tak...

Göllere yaklaşıyoruz. Türkiye’nin en derin ikinci gölü Salda Gölü, 185 metre derinliğinde ve dünyanın en temiz göllerindenbiri.

Kıyısındaki hidromanyezit kumlar maviden laciverde dönen göle geniş bir beyaz çerçeve çiziyor.

Beyşehir ve Eğirdir Gölleri deniz seviyesinden 900-1000 metre yükseklikte ve çevrelerindeki yüksek dağlarda endemik bitki türlerini içeren zengin floraları, akarsuları ve sarp kanyonları ile Toroslar...

Geçtiğimiz haftanın iki güzel konseri bir süre için de olsa referandum stresimizi üzerimizden aldı.

12 Nisan akşamı, AASSM’de Olten Filarmoni, ilginç bir konser ile müzikseverleri buluşturdu.

“Şef/Piyano İbrahim Yazıcı, piyano Ferhan Önder, piyano Paul Gulda” Wolfgang Amadeus Mozart’ın Üç Piyano için Fa Majör Konçerto, K.242 adlı eserini icra ettiler.

Seyirciler arasında bulunan şef Naci Özgüç sahneye davet edilerek sahnedeki piyanistlerin sayısı dörde ulaştı ve alkışlar eşliğinde “İzmir’in dağlarında çiçekler açar” tüm izleyicilerin katılımları ile çalınıp söylendi.

Müzikal kişiliği ve enerjisi ile tanınan İbrahim Yazıcı’nın, Mozart’ın Üç Piyano için yazmış olduğu konçerto’da hem piyanist hem de şef olarak rol alması oldukça ilginç ve hoştu.

***

Bir Mozart gecesiydi. Önce W.A.Mozart Piyano Konçertosu, sonra İki piyano için Mi bemol Majör Konçerto (Mozart bu eseri kız kardeşi ile çalmak üzere bestelemiş) ve üç piyano için Fa Majör Konçerto...

Olten Filarmoni konserlerini toplum çok seviyor ve sahipleniyor. Değişik programları ile dikkati çeken ve her yaştan dinleyicinin özellikle de çocuklar ve gençlerin benimsediği konserler aynı zamanda bir eğitim niteliğinde.