Dikkat! Sosyal medyada 40 Macar kurtarma köpeğinin kaybolduğu yazılıyor.
Yalan! Doğrusu şu:
Türkiye’ye 28 Macar arama kurtarma köpeği girdi ve hepsi iş başında.”
Sosyal medyadaki bu yalanı teşhir etmek için bu tweeti atan kim biliyor musunuz?
Macaristan’ın Türkiye Büyükelçisi Viktor Matis.
Ankara’daki rutin görevinin yanı sıra arama kurtarma çalışmalarına yardım etmek için Türkiye’ye gelen Macar ekipleriyle de ilgilenen Büyükelçi’nin onca işinin arasında bir dezenformasyonla uğraşmak zorunda kalması kimin ayıbı?
Ülke olarak yaşadığımız acıyı, algı operasyonları için fırsat belleyenlerin….
Kimi Türkiye ve depremle ilgili olmayan görsellerle, kimi olmayanı olmuş gibi göstererek bu dezenformasyonun parçası oldu.
Depremden sonra kılınan ilk cuma namazında çekilen, sosyal medyada bayağı alıcı bulan ve “Diyanet kapatılsın” kampanyasına kadar varan tepkiye neden olan videoyu izlediniz mi?
Ben izlediğimde şunları düşündüm.
Bir Müslüman cuma namazına niye gider?
Dini inancı gereği olan bir ibadeti yerine getirmek için.
Cuma namazını kılmak için camiye giden bir insan, cep telefonunu çıkarıp ibadet eden insanların arkasından niye gizli video kaydı yapar?
Hem de namazı kıldıracak imamın cemaate, “Haluk Levent ve Oğuzhan Uğur 500 bin lira bağışladı. İşte 500 binlik adamsınız, yapacağınız hepsi bu. Kusura bakma Haluk Levent, ben de bugün 500 bin lirayı bağışlarım’’ dediği anlarda.
Vaaz verenle çeken arasında iş birliği varsa ancak mümkün olur bu.
Asrın felaketinin üstünden iki hafta geçti. Arama kurtarma faaliyetlerinin yerini enkaz kaldırma çalışmaları aldı. Tam bu aşamada Hatay’ın Antakya ilçesinden medyaya yansıyan bir görüntü acayip etkiledi beni.
Ogün Abi Çocuk Derneği üyeleri enkaz alanlarını rengârenk balonlarla doldurdu. Derneğin kurucusu Ogün Server Okur, bunu niye yaptıklarını DHA’ya şöyle açıkladı:
“Burada birçok meleğimi kaybettim. Balonları burada hayatını kaybeden çocukların adına asıyoruz. Buradaki her bir balon, bir çocuğu temsil ediyor.”
Enkazın üzerinde o kadar çok balon vardı ki bu bile tek başına depremin yarattığı can kayıplarını tahayyül etmeye yeterdi.
Antakya’da bir enkaza, orada hayatını kaybeden çocukları temsilen rengârenk balonların asılması beni başka türlü etkiledi, deprem acısını yaşayanları başka türlü.
Balonlara tepki
Depremzedelerin yaralarını sarmak amacıyla düzenlenen, Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan, Kırgızistan ve KKTC’den 213 televizyon kanalının ortaklaşa yayınladığı “Türkiye Tek Yürek” birçok açıdan bir “ilk” oldu.
Türkiye’de ilk defa sekiz ulusal eğlence kanalı ortaklaşa yayın yaptı. Her kanalı bir sunucu temsil etti. Kantar Medya’nın verilerine göre “Türkiye Tek
Yürek” yayınının reytingi 28.25 oldu. O gece açık televizyonların yüzde 74.10’unda bu yayın izlendi.
Depremzedeler için bağış rekorunun kırıldığı tarihi yayını gecenin ekran yüzlerine sordum. Sadece Show TV’den Didem Arslan Yılmaz, kızının sağlık sorunu nedeniyle mazeret bildirdi, o gecenin yedi sunucusu ise “Türkiye Tek Yürek” yayını için bakın neler söyledi?
‘Örnek bir dayanışma’
Deniz Bayramoğlu (Kanal D): Birincisi benim açımdan toplumsal bir görevdi. O yüzden de en iyi biçimde yapmaya çalıştım.
İkincisi; cennet vatanımızı vuran deprem sonrası ihtiyacımız olan en önemli toplumsal haslet bir
85 milyonun yanı sıra yurt dışında yaşayan Türkler depremzedelerin yaralarını sarmak için seferber oldu.
Bölgeye yardım ekipleri ve iş makinelerini göndermekle yetinmeyen birçok belediye gibi özel sektör kuruluşları, futbol kulüpleri, STK’lar, muhtarlar, ünlüler ve yardımseverler, depremzedelerin ihtiyaç duyacakları her şeyi TIR’lara doldurup gönderdi.
Bu vesileyle bir kez daha gördük ki ülkemizde çok yüce gönüllü insanlarımız var.
Tüm Türkiye arama kurtarma çalışmalarını televizyon karşısında soluksuz izledik.
Enkazdan çıkarılan her canlı su serpti yüreğimize.
Sadece bunlar değildi acımızı hafifleten güzel haberler.
Sosyal, yazılı, görsel medyaya yansıyan ve Türk milletinin yüce gönüllülüğünü gözler önüne serenlerden bir demet derledim.
***
Yaşadığımız çifte depremin üstünden bir hafta geçti ama ne acılar azaldı ne de enkaz altından sağ kurtulanların yaraları kapandı.
13.5 milyon insanın yaşadığı 10 ilde depremin yarattığı hasar çok büyük çünkü.
Bir kez daha gördük ki deprem değil, ihmaldir ölümlere sebep olan. Yan yana iki binadan biri ayakta kalıyor, diğeri yıkılıyor ve içinde yaşayanlara mezar oluyorsa bunun sorumlusu deprem değil, üzerlerine düşen görevleri layıkıyla yapmayanlar.
Depremde sağlam binalar ayakta kalırken çürük binalar çöküyor, ama toplum içindeki ‘iyi’lerle ‘kötü’ler maalesef aynı oksijeni solumaya devam ediyor.
Bunlar ilk kez oldu
Peş peşe iki depremin ardından Türkiye’nin sadece iyi insanları seferber olmadı, kötüler de iş başı yaptı. Yardım TIR’larının önünü kesip yağmalayan eşkıyaları, depremzedelerin ev ve işyerlerini soyanları, AFAD çadırını otomobiline garaj yapan vicdansızları ilk kez gördü Türkiye.
Türkiye’nin çeşitli illerinden ve 68
Türkiye’de bireysel krizini yönetme konusunda hep başarısız olan ünlü kimdir?
Bana böyle bir soru yöneltilse listenin birinci sırasına Hadise’yi yazarım.
Hakkında ortaya atılan iddialara nedense sıcağı sıcağına tepki gösterip, “İşin aslı bu” demiyor.
Hadise hakkındaki her iddia, maalesef toplumun bir kesimi tarafından gerçek gibi satın alındıktan, yani atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra şarkıcı reaksiyon gösteriyor.
Yalanın yayılma hızıyla gerçeğinki arasında büyük fark yüzünden dillendirilen her iddia, şarkıcının üstüne gölge düşürmeye devam ediyor.
Hadise hakkında ortaya atılan son iddia ne?
Futbolcu Alpaslan Öztürk’ün eşi ve Söylemezsem Olmaz yorumcusu Ebru Şancı, Hadise’nin yeni bir aşka yelken açtığını iddia etti:
“Galatasaraylı bir futbolcunun eşinden öğrendim ve çok net bir şekilde söyledi. Hadise, geçen haftalarda Galatasaray’ın yıldız futbolcusu Icardi’den elektrik aldığını ve hoşlandığını söylemiş. Hadise tanışmak için Icardi’yi markaja a
Dünya medyasında hakkında birçok haber çıkan ‘Pamela Anderson Bir Aşk Hikayesi’ belgeselini iki kez izledim.
İlki, belgeselin ne anlattığını izlemek içindi, ikincisi göğüsleri, evlilikleri ve seks kasetiyle ünlü oyuncunun çocukluğundan bugüne kadar yaşadıklarını not edip, yazmak için... Çünkü 90’lı yılların seks sembolünün hayatı parıltılı olduğu kadar dramlarla doluydu.
Kanada’nın 100’üncü yılında doğduğu için gazetelerde haber olan, fotoğrafı yayınlanan çocuklardan biriydi.
Annesi garson, babası alkolik bir kumarbazdı ve eşine şiddet uyguluyordu.
Bu yüzden annesi birkaç kez iki çocuğunu alıp, evden kaçtı, devletin sosyal yardımıyla yaşadı. O yardımlardan biri de süt tozuydu. 55 yaşındaki yıldızın, çocukken içtiği süt tozunun kokusu hala aklında.
Kendisini taciz eden bakıcının ölmesini istedi. Bakıcı ertesi gün trafik kazasında ölünce, dileğinin kabul olduğunu düşündü ve gençliği boyunca hep bu düşünceyle yaşadı.
Duygularını yazdığı onlarca g&