Depremden sonra kılınan ilk cuma namazında çekilen, sosyal medyada bayağı alıcı bulan ve “Diyanet kapatılsın” kampanyasına kadar varan tepkiye neden olan videoyu izlediniz mi?
Ben izlediğimde şunları düşündüm.
Bir Müslüman cuma namazına niye gider?
Dini inancı gereği olan bir ibadeti yerine getirmek için.
Cuma namazını kılmak için camiye giden bir insan, cep telefonunu çıkarıp ibadet eden insanların arkasından niye gizli video kaydı yapar?
Hem de namazı kıldıracak imamın cemaate, “Haluk Levent ve Oğuzhan Uğur 500 bin lira bağışladı. İşte 500 binlik adamsınız, yapacağınız hepsi bu. Kusura bakma Haluk Levent, ben de bugün 500 bin lirayı bağışlarım’’ dediği anlarda.
Vaaz verenle çeken arasında iş birliği varsa ancak mümkün olur bu.
Aksi takdirde, hangi dini bütün insanın aklına gelir namazı kıldıracak imamın Haluk Levent ile Oğuzhan Uğur aleyhine konuşacağı ki o anları cep telefonuyla gizlice kaydetsin?
“Belki de kişi baştan itibaren kayıttaydı, sadece o bölümü sosyal medyaya servis etti” diyenler olabilir, ama konuşan önemli bir din adamı değil ki!
Nereden biliyoruz bunu?
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Hürriyet’ten Ahmet Hakan’a bu konuda yaptığı şu açıklamadan:
“Birkaç gün önce Haluk Levent ile ilgili konuşma yapan kişi bir imam değil, İstanbul’daki bir organize sanayide çalışan bir fabrika işçisi. Burası ne cami ne de mescit. Fabrikada işçilerin namaz kılması için hazırlanan bir mekân imiş. Beylikdüzü’nde bir OSB olduğunu saptadık. Burası özel mülk sayılıyor. Bizim Diyanet olarak müdahale yetkimiz yok maalesef.”
Ülkenin ‘milli yas’ta olduğu bir hafta cemaatin cuma namazını kılmak için gittiği ibadet yerinde yapılan bu konuşma ve video insanları birleştirmeyip kutuplaştırdığına göre demek ki bir provokasyon kokusu var ortada.
Savcılık soruştursa, eminim, o videonun tamamen tesadüf eseri çekilmediği, imamla o kişinin iş birliğinin ürünü olduğu çıkar ortaya.
Görseller gerçek yazılanlar yalan!
Kurtların avlanmak için puslu havayı sevmesi gibi provokatörler de toplumların en acılı ve öfkeli oldukları dönemi kolluyor.
6 Şubat’ta meydana gelen iki yıkıcı deprem sonrası işbaşı yapan provokatörler, insanları galeyana getirmek için o kadar çok yalanı soktular ki sosyal medyada dolaşıma… Sadece sosyal medyada değil, medyanın her türüne yansıyan ama gerçek olmayanları biri “Deprem yalanları ve gerçekler” diye toplasa yüzlerce sayfalık bir kitap çıkar ortaya.
Sosyal medyada mağdurların fotoğraflarının da olduğu bir tweet vardı dolaşımda.
Haluk Levent’in kurucusu ve başkanı olduğu Ahbap tarafından dolandırılan insanların savcılığa başvurduklarına dair ellerinde dilekçelerin olduğunu gösteren fotoğraflı tweet ve videoyu araştıran Teyit.org’a göre işin aslı bambaşka.
Çünkü fotoğraftaki kişilerin Ahbap’la uzaktan yakından ilgisi yok. 2018 yılında evlilik vaadiyle dolandırıldıkları için 18 Ocak 2018’de ‘Müge Anlı ile Tatlı Sert’ programına çıkıp haklarını arayan ‘yurdum insanı’ hepsi.
Twitter’daki Ahbap hakkındaki bir diğer iddia da şu: “Rochester Türk Cemiyeti, yaptığı 50 bin dolar yardımın karşılığı olan makbuzu Ahbap’tan alamadı.”
Teyit.org’a göre Rochester Türk Cemiyeti’nin Ahbap’tan makbuz isteme sebebi ise Amerikan ile Türk bankacılığı arasındaki teknik bir fark. Teyit.org’a konuşan yetkili, bir Amerikan bankasından transfer talebinde bulunduklarını ve paranın Ahbap’ın eline geçip geçmediğinden endişelendikleri için makbuz istediklerini söyledi.
GÜNÜN SÖZÜ
“Bir semtin sokak hayvanları sizden kaçmıyorsa orada yaşayın; çünkü komşularınız güzel insanlardır.” (Goethe)