Milyonlarca takipçisi olmasına karşın kimseyi takip etmeyen ünlülerin, bunu neden yaptıklarına sosyal medya uzmanları ‘Diva Sendromu’ teşhisi koydu...
Bu sendroma yakalananların kimler olduklarını tek tek yazmama gerek yok. Sosyal medyayı aktif olarak kullananlar, kimseyi takip etmeyen ya da isminin etiketlenmesine izin vermeyenlerin kimler olduğunu biliyor.
Bu insanlar böyle yaparak kendilerini mi koruyor, yoksa insanların ne düşündüklerini merak etmiyor ya da umursamıyor mu?
indyturk.com’da Cihat Arpacık’a konu hakkında açıklama yapan Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Araştırma Merkezi (SOMİDER) Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan’ın söylediği özetle şu:
“Milyonlar tarafından takip edilen birinin, başkasını takip edip, onunla iletişime girmesi kadar doğal bir şey yok. Sosyal medyanın temel özelliği budur. Bir iletişim hattı oluşturmaktır amaç. Kimseyi takip etmeyen çok takipçili kişiler, aslında ünlü oldukları alanlarda kendi otoritelerini böyle vurgulamak istiyor. Kendilerine sorsan, ‘takipçi kazanmak’ gibi dertlerinin
Her salı akşamı Kanal D’de yayınlanan ‘Üç Kız Kardeş’ dizisindeki rolüyle izleyenlere duygulu anlar yaşatan İclal Aydın, bu kez Instagram hesabından çok duygusal bir yazısını paylaştı. İclal Aydın’ın kızıyla fotoğrafının altına bu denli duygu yüklü bir metin yazma sebebi, Lal Başbuğ’la ilk kez bu denli ayrı düşecek olmasıydı. İclal Aydın, eğitim hayatını Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de sürdürmeye karar veren kızı Lal Başbuğ için şunları yazdı:
“İlk müsamere, okuma bayramı, bayrak töreni, lise giriş sınavı, üniversite sınav kapısı derken, yıllar su gibi akıp gitti...
Kızım yüksek öğrenimini İstanbul’da sinema üzerine yaparken, geçen yaz okulunu ve yaşadığı ülkeyi değiştirmeye karar verdi.
‘Gençler gerçekten ne istediklerini bulabilmek için, zaman ve desteğe ihtiyaç duyar’ dedim senelerce...
Kendi gençliğime ait sızlanmalarım ve anımsadıklarım hiç bitmiyor gibiydi.
Şimdi fikren savunduklarımı fiilen hayata geçirme zamanı. Umarım ikimiz de bu yeni kararımızda ve uygulamasında
Sinemaya adanmış bir ömür... 180 filmde başrol, onlarca ödül... Oyuncuların derneği SODER’de başkanlık, devlet sanatçılığı ve Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu üyeliği... 75 yıllık ömrünün çoğu film ve dizi oyuncusu olarak kamera karşısında geçen Hülya Koçyiğit, aynı zamanda başarılı televizyon programlarına da imza atan bir sanatçı...
1980’li yıllarda “Hanımlar Sizin İçin”, 90’lı yıllarda “Son Çare”nin sunuculuğunu yapan Hülya Koçyiğit, şimdilerde ise “Film Gibi Hayatlar”la her hafta kültür sanat kanalı TRT 2 ekranında... Koçyiğit’in her hafta bir ünlüyü konuk ettiği program ikinci kez “Dalya” diyecek 26 Şubat’ta... Sanatçıyla, programını çektikleri Ayazağa’daki stüdyoda buluştuk, “Film Gibi Hayatlar”ı konuştuk...
“Film Gibi Hayatlar”a başladığınızda bu kadar uzun soluklu olacağını tahmin etmiş miydiniz?
Herhangi bir zamanlama yapmadık. Amacımız sanat ve kültür dünyamıza emek
Taşıyıcı annelik Ukrayna, Rusya, Gürcistan, Belçika, ABD, Brezilya, Güney Afrika ve Kıbrıs’ta yasal, ama Türkiye’de değil... Çünkü Türk Hukuku’nda doğurulan çocuğun soyu kesinlikle doğumu yapan kadına bağlıdır. Yani hukuki çerçevede durum ne olursa olsun, bir çocuğun annesi onu doğuran kişidir.
Dünyaya erkek gelen sonradan kadınlığı tercih Selin Ciğerci, anatomik yapısı nedeniyle hamile kalıp, doğum yapması olanaksızken nasıl anne oldu?
Türkiye’de yasal bir değişiklik olmadı, ama Selin Ciğerci günün sonunda amacına ulaştı.
Önce süreci, ardından Ciğerci’yle Çıra’nın bu konudaki son söylediklerini aktaracağım. Böylece yasal açıdan mümkün olmayan bir şeyi ‘yasal yollardan’ nasıl başardıklarına bakalım.
Selin Ciğerci, Gökhan Çıra’yla evliyken ısrarla, “Anne olacağım” deyince, kadın doğum uzmanları, hamile kalıp, doğum yapmasının olanaksız, hukukçular ise Türkiye’de yasak olduğu için çiftin ‘taşıyıcı anne’ kullanıp, çocuk sahibi
‘Mandıra Filozofu’, ‘Yaşamak Güzel Şey’ ve ‘Babamın Ceketi’yle sinemada kendine özgü bir kitlesi olan Müfit Can Saçıntı, yeni filmi için kollarını sıvadı. Saçıntı, “4 yıl sonra... Vira Bismillah” notuyla Twitter’da senaryosundan görseller paylaşınca merak edip, sorduğum yeni projesi için, “Ben aslında ‘Parasız Yaşamanın Sırrı’ diye bir film çekmek istiyordum... ‘Ne zaman çekeceksin?’ diye soranlara da, ‘Parayı bulunca’ diyordum” dedi.
Peki Saçıntı, parayı buldu mu?
Saçıntı, “Parayı bulamadım” dedi ve ekledi:
“Kıvanç Tatlıtuğ kadar olmasa da ben de Türkiye’den birkaç teklif aldım ve bir Kıvanç Tatlıtuğ olmadığımı iliklerime kadar değilse bile göbeğime kadar hissettim...
İyi ve müstesna insanlara haksızlık etmekten çekinerek, birkaç kelam edebilirim... Malum bizler Nasreddin Hoca’nın torunlarıyız. Güzel yurdumda parayı veren düdüğü çalmak istiyor... Ama ben ‘düdük’ değilim, olmak
Şarkıcı Kurtuluş Kuş, meslektaşı İrem Derici’ye Twitter’dan gönderme yaptı:
“İrem Derici pavyon açacakmış, bana da müdavimi olmak düşer.”
Kurtuluş Kuş laf atar da İrem Derici altta kalır mı?
O da anında yapıştırdı cevabı:
“Benim pavyonum, senin pavyonun.”
Oyuncu Murat Yıldırım, sette senaryo okuyan partneri Deniz Baysal’ın fotoğrafını çekip, şu notla Twitter’da paylaştı:
“Evde çalışmadan mı geldin?”
Yıllardır tiyatroya giden biri olarak, Duru Tiyatro’da sahnelenen ‘Dönme Dolap’la bir ilki yaşadım...
Eric Assous’in yazdığı, Gencay Gürün’ün Türkçe’ye çevirdiği, yönetmenliğini Emre Kınay’ın yaptığı, Sedef Şahin’le Hakan Bilgin’in iki kişilik oyununu ilk başlarda gülerek izledim...
Çünkü eşi ve oğlu kayak tatilindeyken barda tanıştığı genç bir kızı evine getiren 50’li yaşlardaki Pierre ile Juliette’in, birbirlerini tanıma faslı eğlenceliydi.
Kendini önce fahişe diye tanıtıp, Pierre’den 500 euro alan Juliette, sonra kimlik değiştirdikçe komediden drama doğru evrilmeye başladı oyun...
Fahişe olmadığını, bir kadın dergisi için erkeklerin çapkınlıkları üzerine araştırma yapan bir gazeteci olduğunu söyleyen Juliette, uydurduğu her hikâyeye Pierre’i inandırır.
Komedi ve dram
Temmuz 2012’de yayınlanan ‘Gangnam Style’ ile müthiş bir şöhret yakalayan, K-Pop’un dünyaya yayılmasına öncü olan aynı PSY’nin New York Times’a anlattıkları, şov dünyasındaki herkesin okuyup, dersler çıkarması gereken ibretlik bir öykü...
Neden mi?
Güney Koreli PSY’nin bir şarkıyla dünyada fırtınalar estirmesinin üstünden tam 10.5 yıl geçti...
15 Temmuz 2012’de yayınlanan şarkı YouTube’da 1 milyar izlenmeyi geçen ilk video oldu. Şarkı bir yıl içinde üç Guinness Rekoru kırdı. Müzik dünyasının yeni starı PSY, Seul’den ayrılıp, Los Angeles’a yerleşti. Tek şarkıyla ‘Dünya Turu’ yaptı, New York Madison Square Garden’da Madonna’yla aynı sahneyi paylaştı. PSY, ünlü popçu Justin Bieber’ın menajeriyle kontrat imzaladı, rapçi Snoop Dogg’la parça yaptı, ama hiçbiri ‘Gangnam Style’ın yanına bile yaklaşamadı.
Her şey aynı ama...
Eleştirmenler, ‘Gangnam Style’da derin anlamlar ararken, “Ben sadece insanları eğlendirmek