Kriz yönetiminde yine sınıfta kaldı!

Türkiye’de bireysel krizini yönetme konusunda hep başarısız olan ünlü kimdir?

Bana böyle bir soru yöneltilse listenin birinci sırasına Hadise’yi yazarım.

Hakkında ortaya atılan iddialara nedense sıcağı sıcağına tepki gösterip, “İşin aslı bu” demiyor.

Hadise hakkındaki her iddia, maalesef toplumun bir kesimi tarafından gerçek gibi satın alındıktan, yani atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra şarkıcı reaksiyon gösteriyor.

Yalanın yayılma hızıyla gerçeğinki arasında büyük fark yüzünden dillendirilen her iddia, şarkıcının üstüne gölge düşürmeye devam ediyor.

Hadise hakkında ortaya atılan son iddia ne?

Futbolcu Alpaslan Öztürk’ün eşi ve Söylemezsem Olmaz yorumcusu Ebru Şancı, Hadise’nin yeni bir aşka yelken açtığını iddia etti:

“Galatasaraylı bir futbolcunun eşinden öğrendim ve çok net bir şekilde söyledi. Hadise, geçen haftalarda Galatasaray’ın yıldız futbolcusu Icardi’den elektrik aldığını ve hoşlandığını söylemiş. Hadise tanışmak için Icardi’yi markaja almıştı, dün de Galatasaray maçına gitti, normalde gitmez. Hadise’nin maça birlikte gittiği kişi de futbolcu Mertens’in eşi. Icardi de Hadise de çapkınlığıyla bilinen isimler. Icardi’nin Wanda Nara ile evliliğinden üç çocuğu var. Biz şimdiden söyleyelim, yakında duyulur zaten.”

Hadise, kendisini futbolcu sevgili avına çıkan bir kadın konumuna düşüren bu iddia karşısında ne yaptı?

Hiçbir şey…

Onun yerine menajeri Haluk Şentürk, kendisine telefon açıp konuyu soran bir gazeteciye şunları söyledi:

“Hadise Hanım, Mertens ve eşiyle Belçika’dan tanışıyor. Maçı da Mertens’in eşiyle izledi. Icardi hakkında çıkan haberlerin gerçeklik payı yok. Hadise Hanım bu haberleri şaşkınlıkla izliyor.”

Twitter’da 3.4 milyon, Instagram’da 14 milyon takipçisi olan Hadise, sosyal medyasından gerçek neyse onu açıklamak yerine, kendisini itibarsızlaştıran her haberi şaşkınlıkla izlemeye devam ederse, imajının aldığı hasarı tamir edemez.

Bu iddia hakkında menajeriyle Hadise’nin açıklama yapması aynı etki yapmayacağına göre doğrusu şu:

Hadise, iki satır yazı ya da kısa bir videoyla  “Yalan haber” bu diye haykırmalıydı ve kişiyi yargı önünde iddiasını ispata ya da hukuken bedelini ödemeye davet etmeliydi, “Bekâr bir kadınım. Özelimden kime ne?” deyip, kestirip atmalıydı.

Hadise, maalesef öncekilerdeki gibi bu krizi de iyi yönetemedi.

400 kişilik salonda boş koltuk yoktu

Cuma akşamı Kozyatağı’ndaki Kozzy Kültür Merkezi’nde şahane bir komedi izledim. Radyo D’nin iletişim sponsoru olduğu “Çılgın Zamanlar”, Cem Özer, Kemal Başar, Zeynep Gülmez, İmren Çapanoğlu ve Caner Nalbantoğlu’nun sahne aldığı bir komedi.

Oyunun yazarı Sam Bobrick, eseri Türkçeye çevirense Çağman Pala.

Kemal Başar’ın sanat yönetmeni olduğu oyun, 50’li yaşlarda ayrılıp kendilerine birer genç sevgili yapan çiftin yaşadıklarını mizahi bir dille taşıyor sahneye.

Miles, 30 yıllık karısını yarı yaşındaki bir kadınla evlenmek için terk eder. Çekici bir eşi, iyi bir işi, güzel bir evi, ilk evliliğinden mutlu bir kızı olan adam, altı ay sonra şok üstüne şok yaşar. Genç ve güzel eşi onu terk eder, ortağı onu kazıklar, mutlu sandığı kızının evliliği çatırdamaya başlar. Miles ile yolları ayrıldıktan sonra bir dizi estetik yaptırıp çekici bir kadın haline gelen eski eşi, genç sevgilisiyle yaşamak için onun dairesini satın almaya kalkar ve her şey arapsaçına döner.

İki perdelik komedi, Kozyatağı Kültür Merkezi Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi’nde sahnelendi. 400 kişilik salon tıklım tıklımdı.

GÜNÜN SÖZÜ

“Yalanın gücü, doğrunun güçsüzlüğünden değildir. Yalan teşkilat kurmuş, doğru ise yalnızdır.” (Yaşar Kemal)