Bir zamanlar 'Yeşilçam' demek Türk Sineması demekti. Pera için Pera Palas neyse, Türk Sineması için de onun yeri oydu.
Beyoğlu için Emek Sineması nasıl simge bir yerse, Yeşilçam için de onun yeri aynıydı.
Bugün Türk Sineması hâlâ var, ama 'Yeşilçam' diye bir şey kalmadı. Yıllarca Türk Sineması’yla özdeş olan 'Yeşilçam' bugün nasıl Beyoğlu’nda bir sokağın adıysa, nasıl ki Emek Sineması AVM gerçeği karşısında perdelerini indirip kapılarını kapatmak zorunda kaldıysa, orası da sonunda yenik düştü zamana.
Ve bugün gelinen noktada 26 yıldır sinemanın 'Çiçek Arif'i Arif Keskiner'le Azmi Yılmaz’ın işlettiği Çiçek Bar, sonunda el değiştirmek zorunda kaldı. Çiçek Bar’ı işadamı Hüseyin Türkan aldı.
Şarkıcılık yaptığı dönemde aklında hep günün birinde, içine dert olan toplumun sosyal yaralarına parmak basacağı meseleleri film yapmak vardı.
Sonunda bu hayallerini birer birer gerçekleştirdi.
Senaryosunu yazıp yönettiği ve başrollerinde oynadığı üç filmiyle 10 milyon civarında insanı sinemalara çekmeyi başaran Mahsun Kırmızıgül’ün aklında günün birinde idolü olan Türk Sineması’nın ‘Çirkin Kral’ının filmini çekmek var mıydı?
Sanmıyorum.
Olsa önce Kırmızıgül, merhum sanatçının eşi Fatoş Güney’in çalardı.
Ama tersi oldu.
‘Güneşi Gördüm’ü izleyip beğendikten sonra Fatoş Güney, Kırmızıgül’e gitti ve “Yılmaz Güney’in hayatını film yapmanı isterim” dedi.
“Şike operasyonu” Türkiye’de deprem etkisi yaptı, ama kimse şaşırmadı.
Niye?
Çünkü üç aşağı beş yukarı birçok insan biliyordu, futbol dünyasında olan biteni…
Futbol dünyasının kanaat önderlerinin gelinen noktada yaptığı tespit şu:
“Türkiye’de şike yıllardır vardı. Eskiden suç değildi, şimdi örgütlü suç kapsamına alındı ve kabak Aziz Yıldırım’ın başına patladı.”
Doğru mu?
Doğru…
'Şike Operasyonu'ndan anlıyoruz ki, mevcut yasalara göre hareket eden savcı ve polis, sadece suçun oluşmasını değil, liglerin bile bitmesini bekledi. Mevcut yasaların olayı getirdiği nokta bu. İş bu noktaya gelmeden önlenemez miydi?
3 Temmuz’dan bu yana milyonlarca insan gibi büyük bir ilgiyle takip ediyorum 'Şike Operasyonu'yla ilgili olan biteni. Çünkü futbol, aynı ortamda bulunan, ama birbirini tanımayan insanların dahi ortak konuşma dili.
Savcı henüz iddianamesini hazırlamadı, duruşmalar başlamadı, ama bizim insanımız aceleci.
Hatta önyargılı.
Türk Sineması’nın ünlü aktörlerinden Kadir İnanır, aylardır İzmir’deydi. Çünkü geçen ay ekrana veda eden son dizisi 'İzmir Çetesi', burada çekiliyordu.
İnanır, Mustafa Üstündağ, Cem Davran, Kenan Ece ve Selin Şekerci gibi oyuncularla başrolünü paylaştığı 'İzmir Çetesi' biter bitmez İstanbul’a döndü, ama burada uzun süre kalmadı.
Kadir İnanır, aylarca süren yoğun dizi çalışmalarının yorgunluğunu atmak için soluğu yine Ege sahillerinde aldı.
İnanır, sevgilisi Jülide Kural’la baş başa geçireceği bir haftalık tatil için Muğla Bozburun’u seçti.
Kadir İnanır, dostu Ali Rıza Doğanyılmaz’ın sahibi olduğu Bozburun’daki Dolphin Otel’de bir hafta geçirdi. İnanır, sevgilisi Jülide Kural’la gittiği tatilde, Doğanyılmaz’ın yatıyla denize açılıp Ege koylarını dolaşmayı ihmal etmedi.
İnanır’ın Bozburun tatilinden elime geçen fotoğraflardan bir şey dikkatimi çekti.
Belli ki İnanır, teknolojiyle pek haşır neşir değil.
“Ben üzülürken yoksun, sevinirken de yok ol...”
Kanser hastası 21 yıllık eşinden boşandıktan 20 gün sonra, 'kızı yaşında'ki Ayşe Özyılmazel’le evlendiği için eleştirilen reklamcı Ali Taran’ın kendini savunma adına Twitter’da yazdığı bir cümle bu...
Ali Taran, devam ediyor kendini savunmaya:
“Bilmediklerinle bana gelme!”
Operasyonla ilgili yorum yapacak değilim. Ancak TV kanalları dönüp dönüp aynı görüntüler eşliğinde aynı şeyleri söylerken habercilikleriyle fark yaratan iki kişiyi kutlamak istiyorum
Tartışmasız Türk futbol tarihinin en büyük davası olacak bu. Ergenekon’un eski savcısı Zekeriya Öz’ün başlatıp meslektaşı Mehmet Berk’in devamını getirdiği 'şike operasyonu'yla ilgili yorum yapacak değilim. Ancak Türkiye’de deprem etkisi yaratan bu operasyonda, habercilikleriyle fark yaratan iki kişiden bahsedeceğim.
Bunlardan biri Ekrem Açıkel... TV kanallarının dönüp dönüp aynı görüntüler eşliğinde aynı haberleri verdiği saatlerde CNN Türk’te, polisin elinde hangi maç öncesi, kimlerin hangi futbolculara para verdiğine dair görüntülerin olduğunu açıkladı. Üstelik Açıkel, bunu isim vermeden yaptı.
'Şike operasyonu'nda gözaltına alınanlardan en ünlüsü FB Başkanı Aziz Yıldırım’dı. Dikkat ettiyseniz Yıldırım’ın gözaltı görüntülerini bir kişi çekti, o da DHA muhabiri Ramazan Eğri.
Türkiye’nin gündemini uzunca süre meşgul edecek 'futbolda şike operasyonu'nda Aziz Yıldırım’ın gözaltına alınışını görüntüleyerek rakiplerine fark atan Eğri’yi ve 'gizlilik' kararı olan bir soruşturmadan çok
Hülya Avşar’la Ayşe Özyılmazel birbirleri hakkında karşılıklı dava açmışlardı.
Önce Avşar, Özyılmazel’in hakkında yazdıkları nedeniyle dava açmıştı.
Ardından Özyılmazel, Avşar’ın hakkında söyledikleri nedeniyle ondan davacı oldu.
Karşılıklı açılan davalardan sonra sürpriz bir gelişme oldu.