Şarkıcılık yaptığı dönemde aklında hep günün birinde, içine dert olan toplumun sosyal yaralarına parmak basacağı meseleleri film yapmak vardı.
Sonunda bu hayallerini birer birer gerçekleştirdi.
Senaryosunu yazıp yönettiği ve başrollerinde oynadığı üç filmiyle 10 milyon civarında insanı sinemalara çekmeyi başaran Mahsun Kırmızıgül’ün aklında günün birinde idolü olan Türk Sineması’nın ‘Çirkin Kral’ının filmini çekmek var mıydı?
Sanmıyorum.
Olsa önce Kırmızıgül, merhum sanatçının eşi Fatoş Güney’in çalardı.
Ama tersi oldu.
‘Güneşi Gördüm’ü izleyip beğendikten sonra Fatoş Güney, Kırmızıgül’e gitti ve “Yılmaz Güney’in hayatını film yapmanı isterim” dedi.
Fatoş Güney’in teklifi Kırmızıgül’ü acayip heyecanlandırdı.
Bunun birkaç nedeni vardı.
Birincisi Fatoş Güney’in Türk Sineması’ndan tanıdığı onca insan arasından, henüz ikinci filmini çeken Kırmızıgül’ü seçmiş olması.
Bunun, Fatoş Güney’in Kırmızıgül’ün sinemacılığını ‘tescil’ etmiş olması gibi özel bir anlamı anlamı vardı.
‘Çirkin Kral’ bir tabu!
İşin en anlamlı tarafı da şuydu:
Fatoş Güney, sinemacılığını tescil ettiği Kırmızıgül’e, Yılmaz Güney gibi Türkiye’de tabu olmuş isimlerden birinin filmini çekmek gibi bir misyon biçti.
Her filminde bıçak sırtı konuları ele almasıyla ünlü Kırmızıgül, kendisini ciddi ölçüde heyecanlandıran bu teklifi düşünmek için Fatoş Güney’den biraz izin istedi.
Kırmızıgül, arkadaşı, ortağı Murat Tokat’la konuyu enine boyuna değerlendirdi ve sonunda Fatoş Güney’e şu yanıtı verdi:
“Teklifiniz beni acayip gururlandırdı. Yılmaz Güney gibi Türkiye’de tabu olmuş bir sinemacının filmini kim çekmek istemez. Ama benim yakın vadede çekebileceğim bir iş değil bu. Senaryosunu oluşturmam için bile birkaç yıl çalışmam lazım üstünde. Onun için beş yıllık bir protokol yapmamız lazım sizinle.”
Fatoş Güney, ‘Evet’ deyince, Mahsun Kırmızıgül’le Murat Tokat’ın sahibi olduğu Boyut Film, tarafların imzalaması için bir protokol hazırlar.
Taraflara, “Beş yıl boyunca konu hakkında konuşma yasağı” da getiren beş yıllık protokolü Fatoş Güney ve oğlu Yılmaz Güney imzalar.
Ancak ikisinin imzalaması protokolün yürürlüğe girmesine yetmez.
Protokolün yürürlüğe girebilmesi için Yılmaz Güney’in Paris’te yaşayan kızı Elif Güney Pütün’ün de imza atması gerekir.
Kızı Elif, ‘Hayır’ dedi
Fatoş Güney, Paris’te yaşayan Elif Güney’den söz konusu protokol için muvaffakatname ister.
Elif Güney, Boyut Film’in içinde “Beş yıl içinde Yılmaz Güney ailesinden hiç kimse, Yılmaz Güney’le ilgili anılarını anlatmayacak, kitap yazmayacak” gibi maddeler olan protokol için muvaffakatname vermez.
Elif Güney, Fatoş Güney’le aralarının açılmasına sebep olan bu konuyu görüşmek için birkaç ay önce Türkiye’ye geldi.
İstanbul’a geldiğinde sadece Fatoş Güney’le değil, Mahsun Kırmızıgül’le de görüşen Elif Güney, babası Yılmaz Güney hakkında bir kitap yazdığını, bu nedenle o protokole imza atmadığını onlara anlattı.
Hal böyle olunca Kırmızıgül de, Yılmaz Güney filmi projesini askıya aldı.
AZiZ YILDIRIM KAÇ SAAT SORGULANDI?
Habertürk: FB Başkanı’na 6 saatte 300 soru.
Star: Sorgusu 6 saat 45 dakika sürdü.
Taraf: 7 saat ifade verdi.
Milliyet: Savcı 7 saat sorguladı.
Hürriyet: Savcı, tam 8 saat sorguladığı Aziz Yıldırım’ı tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti.
Yeni Çağ: 9 saat sorgulandı.
Cumhuriyet: Sorgusu 9 saat sürdü.
Vatan: Aziz Yıldırım’a 9.5 saatte 300 soru.
Sabah: Özel yetkili savcı Mehmet Berk, FB Başkanı’nı 10 saat sorguladı.
Yeni Şafak: 10 saat ifade verdi.
Takvim: Berk’e 10 saat ifade verdi.
Posta: Yaklaşık 10 saat sorgulandı.
FotoMaç: Savcı, Yıldırım’ın yaklaşık 10 saat ifadesini aldı.
Zaman: 11 saatlik sorgudan sonra Aziz Yıldırım için tutuklama talebi.
Fanatik: 12 saatte 300 soru.
‘6 saat’le başladı, ‘12 saat’e kadar çıktı, yok mu başka artıran?
SİBEL CAN’IN KAPATTIĞI OTEL!
Dünkü Günaydın’da “Sibel Can muhabiri” Özlem Avcı’nın manşeti böyleydi:
“Bir aylığına otel kapattı.”
Sibel Can, çocukları Engincan, Melisa ve Emir’le arkadaşları rahat bir tatil yapsın diye Bodrum’daki bir oteli bir aylığına kapatmış. Başlığa bakıp da, Sibel Can’ın Türkbükü’ne tatile gidenleri otelsiz bıraktığını sanmayın.
Sibel Can’ın kapattığı otel topu topu beş odalı.
Otel kapattı mı, kapattı!