Pana Film’in kaderi “Kurt”larla yazılmış sanki…
Ekibin serüveni “Kurtlar Vadisi” dizisiyle başladı, ardından “Kurtlar Vadisi Terör” geldi…
Ancak o dönemde asker ve siyasi irade buna izin vermedi.
Şirket, “Kurtlar Vadisi Irak” filminin ardından “Kurtlar Vadisi Pusu” dizisi ve “Kurtlar Vadisi Filistin” filmini çekti…
“Kurtlar Vadisi Pusu” için bu kez TNT ile anlaşan Pana Film, yeni bir dizinin hazırlığı içinde.
TRT 1 için çekilecek dizinin senaristi, yönetmeni ve başrol oyuncuları belli…
“Türk popuna herkes yer verir:) Biz yön veririz.”
Powertürk’ün sloganı bu.
İlk okuyuşta insanı etkileyen bir slogan.
Kim bulduysa tebrik etmek gerekir onu.
Peki bu sloganın içi dolu mu?
Ya da şöyle sorayım, bu slogan gerçeği yansıtıyor mu?
Power’ın son günlerde yaşadıklarından öyle anlaşılıyor ki, ne taktıkları isim gibi bir “güç” var kendilerinde, ne de onları takan müzik sektöründe.
Şerif Gören ‘Ay Büyürken Uyuyamam’ filmi için bir de türkü yazdı. Filmin müziklerini yapan Fırat Yükselir’in melodik yapısını oluşturduğu ‘Aldatıyor Kızları, Delikanlının Cilası’ adlı türküyü Ayça Bingöl seslendirecek
Türk Sineması’nın efsane yönetmenlerinden Şerif Gören’in 18 yıl sonra hangi filmle setlere döneceğini ilk kez yazan biri olarak, setine gitmemek olmazdı.
Gören’in Necati Cumalı’nın aynı adlı eserinden günümüze uyarlayarak senaryolaştırdığı ‘Ay Büyürken Uyuyamam’ın çekimleri çoktan başladı.
Ancak her biri dizi yıldızı olan başrol oyuncularının bir arada olduğu çekimlerde orada olmak istediğim için iş bu haftaya sarktı.
Cunda Adası’yla Ayvalık Körfezi’ne tepeden bakan bir butik oteldeyim.
Saat sabahın 7’si.
Erken kalkıp, otelin bahçesinde oturdum ve manzarayı seyre daldım.
Arılar da benim gibi erkenci, doluştular etrafıma.
Her biri, “Hoş geldin yabancı” der gibi.
Biliyorum, bir tanesi bile soksa beni, soluğu hastanede alacağım, alerjik bir bünyem var çünkü.
Nedense masadan kovmak gelmiyor içimden hiçbirini.
Müzik dünyasının en çok üyeli ve en yüksek bütçeli meslek örgütü MESAM’da sessiz sedasız bir devrim gerçekleşti.
Her dönem büyük ‘iktidar savaşları’nın yaşandığı MESAM’ın Yönetim Kurulu üyeleri, Başkan Faruk Demir’i ‘güvensizlik oyu’yla koltuğundan etti.
MESAM tarihinde bir ilk bu ve de çok önemli...
MESAM Başkanı Faruk Demir’i devirip, yerine Arif Sağ’ı başkan yapan Yönetim Kurulu üyeleri, bundan sonra Başkanlık koltuğuna oturanları tedirgin edip, diken üstünde tutacak bir yol da açmış oldu... Çünkü bundan böyle MESAM Başkanlığı’na seçilenler, Genel Kurul’dan önce koltuklarından olmamak için Yönetim Kurulu üyelerinin hepsiyle iyi geçinmek zorunda.
Cumartesi günü Milliyet Televizyon’da yayımlanan ‘Hangi kanalda kaç yeni dizi olacak?’ başlıklı yazım için birçok televizyon yöneticisi ve dizi yapımcısıyla görüştüm. Bu isimlerden biri de Medyapım’ın ortağı Fatih Aksoy’du.
Aksoy’la Levent’teki Şans Restaurant’ta buluştuk.
Süreç Film’in sahibi Ali Gündoğdu’yla Gold Film’in sahibi Faruk Turgut’un da birkaç masa ötemizde baş başa yemek yediği Şans’ta Aksoy’dan aslında ‘Umutsuz Ev Kadınları’nın yerli adaptasyonuyla ilgili bilgi alacaktım.
Henüz adını kararlaştırmadıkları, beş başrol oyuncusu kadından ikisini belirlediklerini, Kanal D’nin diziyi eylül ayında pazar akşamları ekrana getireceğini söyleyen Aksoy, çekecekleri bir başka sürpriz diziden de söz etti:
“Kanal D’ye ‘Eve Düşen Yıldırım’ adlı bir dizi daha çekeceğiz. Dizinin başrolü için 18-20 yaşlarında bir kız arıyoruz. Rolü vereceğimiz kızın isimli ya da isimsiz olmasının hiçbir önemi yok, ama ilk görüşte herkesin çarpılıp aşık olacağı kadar güzel bir kız olması şart.”
Nahit Sırrı Örik’in eserinden beyazcama aktarılacak dizinin ‘Eve Düşen Yıldırım’ olmasının sebebi de bu...
Çünkü o kız girdiği evdeki her erkeği ‘yıldırım çarpmış’a döndürüp, kendine aşık edecek...
Çok değil, birkaç yıl geriye gidip TV kanallarının sonbaharda başlayan yeni yayın dönemlerine kaç diziyle giriş yaptığına baktığımızda karşımıza çıkacak tablo belli.
Popüler kanalların çoğu neredeyse dizi arkası dizi yayınlıyordu.
O nedenle de her sezon ortalama 60 civarında dizi çekiliyordu.
Diziler bugün de hala televizyonları ayakta tutan yapımlar…
Ama eskisi gibi bir “dizi bolluğu”ndan söz etmek zor…
Kanallar bu dizilerin yanı sıra, düşük reyting alınca kaldıracakları dizilerin yerine de 10 civarında proje sipariş etmiş durumda.
Bir dönem her akşam iki dizi yayınlayan Kanal D bile yeni yayın dönemine “Her güne bir dizi” sloganıyla girdiğine göre, anlamak hiç de zor olmasa gerek sektördeki değişimi.
1989’dan bu yana Türkiye’de televizyonların reyting ölçümünü yapan Nielsen dönemi kapanmış oldu. TNS en az 30 TV kanalının reytingini ölçüp, açıklayacak.
Hayli zamandır izini sürdüğüm bir işti, Türkiye’deki televizyonların reyting ölçüm işinin akıbeti...
Önce adeta yılan hikayesine dönen işin bir özetini yapayım ki, bugünlere nasıl gelindiği daha da iyi anlaşılsın.
Televizyonların reyting ölçümlerinin kime verileceğine TV ve reklam sektörünün yöneticilerinden oluşan Televizyon İzleme ve Araştırma Kurulu (TİAK) karar veriyordu.
TİAK’ın yıllarca reyting ölçüm işini verdiği o zamanki adıyla AGB, şimdiki adıyla Nielsen’in sisteminde sorun olduğu, bazı deneklerini yapımcıların ele geçirip, reytingleri manipüle ettiğine dair sıkça haberlerin çıktığı bir dönemde TİAK, reyting ihalesi yaptı.