Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Operasyonla ilgili yorum yapacak değilim. Ancak TV kanalları dönüp dönüp aynı görüntüler eşliğinde aynı şeyleri söylerken habercilikleriyle fark yaratan iki kişiyi kutlamak istiyorum


Tartışmasız Türk futbol tarihinin en büyük davası olacak bu. Ergenekon’un eski savcısı Zekeriya Öz’ün başlatıp meslektaşı Mehmet Berk’in devamını getirdiği 'şike operasyonu'yla ilgili yorum yapacak değilim. Ancak Türkiye’de deprem etkisi yaratan bu operasyonda, habercilikleriyle fark yaratan iki kişiden bahsedeceğim.
Bunlardan biri Ekrem Açıkel... TV kanallarının dönüp dönüp aynı görüntüler eşliğinde aynı haberleri verdiği saatlerde CNN Türk’te, polisin elinde hangi maç öncesi, kimlerin hangi futbolculara para verdiğine dair görüntülerin olduğunu açıkladı. Üstelik Açıkel, bunu isim vermeden yaptı.
'Şike operasyonu'nda gözaltına alınanlardan en ünlüsü FB Başkanı Aziz Yıldırım’dı. Dikkat ettiyseniz Yıldırım’ın gözaltı görüntülerini bir kişi çekti, o da DHA muhabiri Ramazan Eğri.
Türkiye’nin gündemini uzunca süre meşgul edecek 'futbolda şike operasyonu'nda Aziz Yıldırım’ın gözaltına alınışını görüntüleyerek rakiplerine fark atan Eğri’yi ve 'gizlilik' kararı olan bir soruşturmadan çok özel bilgiler alıp bunları hukuk ihlali yapmadan kamuoyuyla paylaşan Açıkel’i yürekten kutluyorum.


KENAN IŞIK’IN SEÇTiĞi ŞiiRLER

Hafta sonunu Kartepe’de kuş cıvıltıları arasında İFSAK ve İzocam’ın ortak projesi olan 'Enerji’k Bakış' adlı çalışma ile 'Kenan Işık’ın Seçtiği Şiirler' kitabını okuyarak ve 'Çöl' adlı CD’sini dinleyerek geçirdim.
Kenan Işık’ın seçtiği şiirler ve yazarlarını sıralayayım desem, yerim yetmez... Çünkü sanatçı kitabında Ahmed Arif’ten Aziz Nesin’e, Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan Cahit Külebi’ye, Edip Cansever’den Fuzuli’ye Karacaoğlan’dan Murathan Mungan’a, Nazım Hikmet’ten Necip Fazıl Kısakürek’e Pir Sultan Abdal’dan William Shakespeare’e, Ömer Hayyam’dan Kostantin Simonov’a, şiir dünyasından 71 ismin 108 eserine yer verdi.
Funda Arar, İzel, Zara ve Ghada Ragab ile İstanbul Devlet Opera ve Bale Korosu’nun vokal yaptığı 'Çöl' adlı CD’deki 12 şiiri Kenan Işık, özel bestelenmiş müzik eşliğinde okudu.
İçindeki CD’yle birlikte 25 liraya satışa sunulan kitaptan benim seçtiklerimse şunlar:
Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan 'Karadut' ve 'Sitem'
Cahit Külebi’den 'Hikaye'
Lale Müldür’den 'Destina'
Nazım Hikmet’ten 'Hoş Geldin'
Nesimi’den 'Kime Ne?'
Orhan Veli Kanık’tan 'Anlatamıyorum' ile 'İstanbul’u Dinliyorum'
Bir de 'Ah Kadın' adlı anonim şu Mısır şiiri:
Bakardın bana,
Aynan olsaydım;
Sarardın bedenimi
Fistanın olsaydım.
Gövdeni yıkayan
Ab olaydım.
Ah güzel kadın;
Gövdene sürülen
Itır yağı olaydım.
Çaput olaydım
Memelerini saran;
Takı olaydım
Boynuna asılan;
Pabuç olaydım ayağına
Hep seninle dolanan...


SANATÇILARDAN 'ENERJİ’K' BAKIŞLAR


İFSAK-İzocam ortak projesi olan 'Enerji’k Bakış', sol sayfalarında sanatçısından gazetecisine, öğretim üyelerinden yazarlara, şairlerden mimarlara birçok insanın enerjiye dair görüşlerine, sağ sayfalarındaysa enerjiye odaklanmış fotoğrafların yer aldığı kitaptan öte, bir katalog aslında...
Şov dünyasından Kadir İnanır’dan Burcu Kara’ya, Kerem Alışık’tan Yetkin Dikinciler’e, Rasim Öztekin’den Ali Rıza Binboğa’ya birçok ünlünün enerji üzerine yazdıkları var kitabın içinde.
Onca makale arasından Yetkin Dikinciler’inkini seçtim, sizlerle paylaşmak için. İşte Dikinciler’in 'Tam Aksi!' başlıklı yazısı:
“Uygarlık, doğanın tam aksi.
...İnsandan önce, insandan sonra... Ne günler, ne geceler gördü suyun kenarındaki tepe. Günler güneşle aydınlanırdı, geceler yıldızlarla, ayla. Yağmurlar, gece gündüz demeden ıslatırlardı toprağı, esmek için gün gece fark etmezdi rüzgarlara... Sonra, misafirler geldi o topraklara. İnsan geldi. Fark geldi. Yetmedi günler, gündüzler insana, karanlığı aydınlık, geceyi gün eyledi. Yağmurlar yine yağdı, rüzgarlar yine esti. Tepenin ardında yağmurları topladı insan, adına baraj dedi, pervaneli direkler dikti sonra tepeye, rüzgar enerjisi dedi, bana daha çok, daha çok lazım dedi, doğanın karşısına dikildi, adına uygarlık dedi. Doğayı her yok edişinde, aynı mazereti yeniledi.
Çoook eski bir rivayet var. İnsanlar günün birinde, kendilerini aydınlatan iki şeyden birini seçmek zorunda kalmışlar; ya güneş ya ay! Toplanmışlar, düşünmüşler, taşınmışlar. Sonunda karar kılmışlar; tabii ki ‘ay’...
İşte, uygarlığı kuran insan, günün birinde, geceden korktu, ‘güneş’i geçti, ‘ay’ı seçti. Yine yağmurlar yağdı, yine rüzgarlar esti.”