Beyazdan maviye, maviden beyaza

19 Temmuz 2020

Anadolu’da ilkbahar ve yaz mevsimlerinin yarısı beyaz yarısı mavidir. Bu kadim coğrafyanın denizleri deniz, dağları dağ, nehirleri de nehir gibidir. Ve bu coğrafyada olduğu gibi yaşandığından dolayı Anadolu’nun ilkbaharı ve tatlı, şımarık yaz mevsimi başka yerlerden daha beyaz daha mavidir

Her yıl ilkbaharın görkemli coşkusu, Anadolu’nun her yerinde türlü türlü renklerle, tatlı tatlı havalarla bir önceki yılın ilkbaharını kıskandıracak kadar yenidir. İlkbahar hiç kendisine benzemeye tahammül edemez. Anadolu’nun dağlarında, ovalarında bir başka türlü görür kendini. Nergis gibi kendini Anadolu’da seyrederek kendine âşık olur her yıl. Dünyanın birçok yerinde ilkbahar ve yaz mevsimleri, kendilerinin coşkularına cevap veremeyen yerlerdedir; seyretmek isteyenler, göremezler. Ne dağlar dağ ne ovalar ova ne de nehirler nehir gibidir. Hele hele bu dağları, ovaları ve nehir kenarlarını süsleyen çeşitli medeniyetlere ait tapınaklar, kiliseler, camiler, kervansaray, hamam, çeşme ve daha nice mimari yapılar, Anadolu’da olduğu kadar çeşitli ve

Yazının Devamı

Yeni dünyanın erdemi

12 Temmuz 2020

Geçmişin erdemlerini muhafaza ederek, eşiğine geldiğimiz dünkü yarınlardan çok farklı olacak yeni yarınlara uyum sağlayabilmeliyiz; çünkü yeni bir dünya hızla bizi içine alıyor.

Madde ile mananın dengesi önemlidir. Her iki yolda güzellikler yaşanırsa yolun sonu düşünülmez. Bir yolcu; nereden gelip nereye gidileceğini bilirse yol boyunca tüm güzellikleri tadar, deneyimler. Bu tadış ve deneyimler, bir adım sonrasına düne ait hataları ve başarıları taşır. Yolcu hatalarını, yanlışlarını, günahlarını bir adım öteye taşımadığı zaman bilgeleşir olgunlaşır. Zor bir iştir kişinin kendisiyle yüzleşmesi. Bununla birlikte yaptığı doğru ve başarılı işleri de daha iyiye yönelik geliştirmek durumundadır. Yanlış ve hataları düzeltmek, eskiyi öldürmek, doğru ve başarılı şeyleri de olgunlaştırarak onları kimlik edinmek yeniden yeniye doğmaktır. Bu duruma tarih diyebiliriz. Tarih tekerrür etmez; hatalar ve başarılar tekerrür eder sadece. Bu durumda her kişi tarihini yazabilir, yapabilir. Hatta yazmalı ve yapmalıdır.

Tarihin güzelliği

Son üç aydır bu

Yazının Devamı

Mitolojinin izinden mevsimler

5 Temmuz 2020

Anadolu deyince aklıma dört mevsim gelir; yarısı sarı ve yeşil, yarısı beyaz ve mavi! Beyaz ve mavi renkler yaz mevsiminde neşelendirir. Sümer tanrısı Tammuz’un adından türetilmiş temmuz ayı, yaz mevsimini tüm sıcaklığıyla hissettirir

Kimileri, Güneş tanrı Helyos’un ışınlarından şikâyet etse de hemen imdadımıza denizler tanrısı Posedion yetişir ve bizi serin sularında dinlendirir. Yükseklerdeki güneş (Helyos) ile Anadolu’nun eteklerindeki deniz (Posedion) arasında ardı ardına sıralanmış dağların doruklarında bizi Teşüp, Zeus izler.

İlkbahar çocuğa benzer. Telaşlıdır; her yerden fışkıran güzelliklerin içine dalar, oynar, neşe saçar. Yaz mevsimi kimi zaman şikâyet kimi zaman hikayet yaşatır. Ya sonbahar? Düşündürür, dinlendirir ve bizi bize yönlendirir. Yılın nihayetlendiği kış ise bilge adayının uykusuz gecelere hazır olduğu mevsimdir. Yaz mevsimindeki eğlence halinden kaynaklı uykusuzluk ile kış mevsiminin düşünce üretiminde bulunurken ortaya çıkan uykusuzluk arasında fark vardır. Biri zamanı eğlendirir, diğeri zamanı değerlendirir.

Tammuz&rsqu

Yazının Devamı

MİTOLOJİDEN ÇIKAN İNSAN

28 Haziran 2020

İnsanın geçtiği her yeni uygar yaşam alanında ilk işi eskiye dair olanları yok etmek ya da yok saymak olmuştur.

Kiliselerde narteks, İsa’nın evrensel ışığının doğumunu ifade eden yere giden yolun başlangıcını işaret eden bir koridordur. Prometheus’un ateş sopası formundadır. Işık, narteksten, önce göklerin sembolü kubbeye; ardından da İsa’nın doğduğu mağarayı temsil eden Nef’e varır. “Öngören” manasını taşıyan, Ateşi çalıp insanlara veren Prometheus ile insanlara ışığıyla yol gösteren İsa; biri haçta; diğeri kayalara kolları gerilerek zincirlenmesiyle benzer bir şekilde işkence görür.

Mitolojiye göre, Zeus, kayalara zincirlettiği Prometheus’tan kurtulduktan sonra, oğlu Hefaistos’a yaptırdığı ve hayat verdiği Pandora ile insanoğlunu cezalandırır. Dikkat edilmesi gereken; ilk kadın olan Pandora’nın yaratılmasına kadar insanoğlu sadece erkeklerden ibarettir. Zeus yarattığı Pandora’yı, Prometheus’un saf kardeşi Epimetheus’un karşısına çıkarır. Pandora’nın güzelliği karşısında ağabeyinin Zeus’tan asla hediye almaması uyarısını

Yazının Devamı

Anadolu’da Hz. Musa

21 Haziran 2020

İsrailoğullarının yüzyıllarca süren esaretini sona erdiren ve Tur Dağı’nda “10 Emir”i alan Hz. Musa, Kur’an-ı Kerim’de adı en çok geçen peygamberlerdendir

Hz. Musa, İsrailoğullarının Mısır’a gidişini ve onların 430 yıl süren esaret hayatlarını sona erdiren peygamberdir. Musa, “sudan çıkmış” anlamındadır; Yahudi milletinin evrensel dininin kurucusudur. Yahudiler, Musevilik adı altında yeni ve tek tanrılı bir dine kavuşur. İbranice adı Moşe’dir ; MÖ. 1000 ya da 1400’lü yıllarda doğduğuna inanılır. Yahudilere göre Hz. Musa, Mısır’da Tutankamon’un firavunluğu zamanında doğar. Müslümanların da kabul ettiği bir anlatıya göre, Firavun rüyasında o yıl doğacak erkek çocuklardan birinin kendi tahtını yıkacağını görür ve bunun üzerine kâhinlerden aldığı fetvaya uyarak, o yıl doğan bütün erkek çocukların öldürülmesi buyruğunu verir. Musa’nın annesi de evladını bu katliamdan kurtarmak için, onu bir sepet içinde Nil Nehri’ne bırakır. Firavun’un karısı ve kızı,

Yazının Devamı

Pers dini ve Anadolu’ya etkisi

14 Haziran 2020

Pers (İran) dinine baktığımızda, görülüyor ki bu din, Yunan ve onun etkisine giren Anadolu inançlarından farklıdır

Persler, MÖ. 6. yüzyılda egemenlik kurdukları Anadolu’da düzeni, yönetime getirdikleri genel valiler eliyle sağlardı. Bunlara Satrap denilirdi. Perslerin Anadolu’daki bu egemenliği yüzyıllarca sürer. Mitolojiye göre, Tanrıça Artemis’in sütoğlu olduğuna inanılan Büyük İskender, MÖ. 334’te Perslerin bu egemenliğine son verir. Yaklaşık 300 yıl Anadolu’yu yöneten bu halkın dininin adı Mazdeizm ve Zerdüştçülüktü.

Mazdeizm; var olan her şeyin ortak kullanılması olarak tarif edilebilir. Yani hava ve su gibi nesnelerin yanında, kadınların da nesneler gibi görüldüğü bir inançtır. Mazdek, MÖ 5. yüzyılda bir reformist olarak ortaya çıkar. Her şeyin eşit olarak paylaşılmasını öğütler. Mazdek’e göre, bütün insanlar tanrının kullarıdır. Ve Adem’in çocuklarıdır. Herkes, ihtiyacına göre diğerinin malını kullanabilmeli, herkes malca eşit olmalıdır.

Yazının Devamı

Anadolu düşünürleri

7 Haziran 2020

Anadolu, Türk kimliğiyle Malazgirt Zaferi sonrasında tanışır. Başkomutanlık Meydan Savaşı ile de bu kez Anadolu, emperyalist Batılı devletlerin işgalinden kurtarılır.

Anadolu kültür tarihi, Türk kimliği ile 11. yüzyılda tanışır. Kadim Türk milletinin Anadolu için diğer devletlere karşı yaptığı onlarca irili ufaklı savaş arasında üçü büyük önem taşır. Bunlardan ilki, 1071 Ağustos’unda Büyük Selçuklu hükümdarı Alparslan’ın, Doğu Roma İmparatorluğu’na karşı Malazgirt’te elde ettiği zaferdir. Bu zaferin Anadolu’daki Türk egemenliği açısından önemi, bu savaşla Türklerin Anadolu’ya kolayca göç etmeye başlamalarıdır.

Orta Asya kökenli Büyük Selçuklu devleti, Anadolu’nun kapılarını Türklere açar ve akabinde Kutalmışoğlu Süleyman Şah, 1075 yılında Anadolu’da, başkenti İznik olan ilk Türk devletini kurar. Yaklaşık iki yüzyıl hüküm süren Anadolu Selçuklu Devleti’nin önemli hükümdarlarından İkinci Kılıç Arslan, 1176

Yazının Devamı

Sanatta inancın yeri

31 Mayıs 2020

Bir sanatçının yaratıcılık vasfını tetikleyen en temel unsur, düne ait olan tüm eserlerin dönemsel bilgilerini bilmekten öte, kavrayabilmiş olması ve kişisel entelektüel yelpazesini geniş tutabilmesidir.

Kültür her şeyin varlık nedenidir; sanat ise kültürel tüm ürünlerin göstergesidir. Sözlü, yazılı ürünlerin ve kültürel miras eserlerinin çoğunluğu inanç eksenli bir temele sahiptir. Dolayısıyla inançlar ve din, kültür adı verilen kavramın temelini oluşturur. Anadolu medeniyetlerinin hemen hemen bütün kültürel miras örneklerindeki inanç izlerini izah etmek elzemdir. Böylece eserlerin verildiği dönem tüm dinamikleriyle anlaşılabilir. Bir sanat eserinin vermek istediği mesajı ve o eserin değerlendirilmesini ancak onun ortaya konulduğu dönemin tekniği, inançları; toplumun ihtiyaç ve gereksinimleri anlaşıldığı takdirde izah edebiliriz.

Sanat ve inanç birliktedir; şayet inançtan bağımsız bir sanat eseri ortaya konulmuşsa bu eserin çağlar boyu etki yaratabilmesi

Yazının Devamı