Anadolu deyince aklıma dört mevsim gelir; yarısı sarı ve yeşil, yarısı beyaz ve mavi! Beyaz ve mavi renkler yaz mevsiminde neşelendirir. Sümer tanrısı Tammuz’un adından türetilmiş temmuz ayı, yaz mevsimini tüm sıcaklığıyla hissettirir
Kimileri, Güneş tanrı Helyos’un ışınlarından şikâyet etse de hemen imdadımıza denizler tanrısı Posedion yetişir ve bizi serin sularında dinlendirir. Yükseklerdeki güneş (Helyos) ile Anadolu’nun eteklerindeki deniz (Posedion) arasında ardı ardına sıralanmış dağların doruklarında bizi Teşüp, Zeus izler.
İlkbahar çocuğa benzer. Telaşlıdır; her yerden fışkıran güzelliklerin içine dalar, oynar, neşe saçar. Yaz mevsimi kimi zaman şikâyet kimi zaman hikayet yaşatır. Ya sonbahar? Düşündürür, dinlendirir ve bizi bize yönlendirir. Yılın nihayetlendiği kış ise bilge adayının uykusuz gecelere hazır olduğu mevsimdir. Yaz mevsimindeki eğlence halinden kaynaklı uykusuzluk ile kış mevsiminin düşünce üretiminde bulunurken ortaya çıkan uykusuzluk arasında fark vardır. Biri zamanı eğlendirir, diğeri zamanı değerlendirir.
Tammuz’un Anadolu’daki karşılığı Adonis
İnsan zekâsının bilimsel sorulara verdiği bilim dışı karşılıklar evresi olan mitolojinin mitos olan yönü, bizi tıpkı yaz mevsimi gibi çok eğlendirir. Mitolojiye göre, güzeller güzeli Afrodit, ilkbahar tanrısı Adonis’e gönül verir. Aşkına karşılık bulamayınca onun üzerine yaban domuzu göndererek ölümüne sebep olur. Lakin gönül verdiği Adonis’in bedenini kanlar içinde görünce pişman olur, ancak artık çok geçtir! Mitosa göre o zamana kadar beyaz olan gül ve laleler, Adonis’in bulaşan kanı sonrası kırmızıya dönüşmüşlerdir. Gülün adı mitosta Adonis’tir, gülün bahçesi Anadolu’dur, Gül’ün kokusu aşktır. Gül’ün sevgilisi bülbüldür. Gül kimi zaman bülbül adayına yüz verir kimi zaman kendisine layık olmadığını düşünerek yüz çevirir: Güle naz güle naz/Bülbül eyler güle naz/Girdim dost bahçesine/Ağlayan çok gülen az.
Sagalassos, Salda, Hierapolis
Temmuz ayının içerisinde gülün güzergâhı Anadolu’nun Göller bölgesi (Pisidya) olmalıdır. Isparta, Burdur ve Denizli arasındaki evimiz. Mesnevi gül bahçesidir, mesnevihanlar ise o bahçeden gül yağı çıkaran hizmetkârlardır. Gülün bu bölgedeki güzergâhına zaman ayırmakla kalmayın, gül aracılığıyla bol bol akli, ilmi, edebi gül yağı çıkarmaya çaba gösterin.
Dünyanın en yüksek rakımlı tepesinde kurulmuş antik şehirlerden biri (ki bana göre en görkemlisi) olan Sagalassos’a uğrayın ve oranın tiyatro, Antoninler Çeşmesi, Neron kütüphanesi ve imparatorluk hamamını yakından tanıyarak çok sevin ki, gülyağı çıkarabilesiniz. Akabinde Burdur Arkeoloji Müzesi’nde bulunan eserleri hayranlıkla izlerken, Sagalassos’tan getirdiğiniz gül yağını serpin doya doya üzerinize! Sonra gül şerbetinizi hazırlayın; çünkü bir saat ötenizde Salda Gölü sizi beklemektedir. Sarı, beyaz ve mavi renkler iç içedir bu gölün kıyısında.
Akşam olmak üzere; gün batımı için Helyos (güneş) sizi Hierapolis’te (Pamukkale) beklemektedir. Anadolu’nun telli duvaklı gelini olan Pamukkale’de sere serpe uzanın güllerin arasına ve gök kubbedeki mavinin en güzel rengini seyredin.