Sorularınızı incelediğimde özellikle bazı başlıkların öne çıktığını fark ettim. Saplantıyı bazen sevgi sanıyoruz; oysa bu iki kavramı karıştırmak, özel hayatımızda tehlikeli sonuçlara yol açabilir
1 Yaklaşık sekiz ay önce ayrıldığım eski sevgilim gece yarısı farklı numaralardan arıyor; beni hâlâ seviyor olabilir mi?
Bu soruda saplantılı davranışı ortaya koyan iki büyük sinyal görüyoruz: Birincisi ayrılık zamanlaması sekiz ay öncesine işaret ediyor. Bir erkeğin ayrılık sonrası toparlanma süreci genelde altı ayı geçmez, geçse bile gece yarısı aramalar nadir rastlanan bir duruma işaret eder. Eski kız arkadaşı sürekli engellemesine rağmen, hâlâ onu farklı numaralardan aramaya devam etmek saplantılı bir davranışı düşündürür. Kadın erkek ilişkilerinde işlenen suçlara baktığımızda genelde birinci sırada saplantılı ruh haline sahip partnerler yer alır; aslında onlar, size tüm kötü sinyalleri önceden verir, ancak bunu görmezden gelirseniz bir anda hayatınızı kâbusa çevirebilirler. Son olarak, eski
Mevsimin verdiği coşku ve yaşam sevinci gibi duyguları aşk ile karıştırmak istemeyiz değil mi? O yüzden yazın ilişkilerde dikkat edilmesi gereken noktaları belirtmekte fayda var
Bugünlerde kadın erkek ilişkilerinin gündeminde yaz mevsiminin etkisini görüyoruz. Herkes gezmek, seyahat etmek ve örneğin açık havada bir kafede çay kahve içmek istiyor. Sadece sosyal medya ve uygulamalar üzerinden gerçekleşen flört merasimleri ve yazışmalar artık yüz yüze görüşme imkânı da sunuyor. Yıllardır üstüne basarak söylediğim bir gerçek var; bir insanı tanımak için atmanız gereken en önemli adım onunla yüz yüze görüşmektir. Karşınızdaki insanın enerjisini algılamak ve sizde bırakacağı intibayı görmek açısından görüşme fırsatlarını kaçırmayınız.
Mevsimin ilişki tüyoları
1) Size mesaj yoluyla ne kadar ilgi gösterse de bir insanın asıl ilgisi görüşme isteğiyle doğru orantılıdır. Eğer görüşme konusunda isteksiz veya sürekli erteleyen bir tavrı varsa bu insanın hayatında muhtemelen başka
Çok sık duyduğunuz alfa, beta veya sigma erkeklerin özelliklerini öğrenmek istiyorsanız bu tüyolar işinize yarayabilir
Bugün sizlere kadın erkek ilişkilerinde öne çıkan üç erkek modelini detaylarıyla anlatmak istiyorum. Bu yazıyı okuduktan sonra şu anda iletişimde olduğunuz veya ilişki yaşadığınız kişinin hangi erkek modeline girdiğini kolaylıkla anlayabilirsiniz. Öncelikle alfa erkeklerle başlayalım:
1) İyi adam olmaya çalışmaz
Bu özelliği, muazzam derecede ayırt edici olduğu için ilk sıraya koydum. Daha ilk görüşmede, işiyle ya da genel tarzıyla ilgili eleştiri veya laf sokmalara maruz kaldığında hemen yanıt verecek ve sessiz kalmayacaktır. Kendini savunma ve dolaylı saldırılara yanıt verme konusunda tereddüt etmez; iyi adam görüntüsü vermek onlar için pek önemli değildir. Öte yandan beta erkekler laf yediklerinde sessiz ve anlayışlı olmayı tercih eder; flört ettikleri kadında iyi adam izlenimi yaratmak onlar için önemlidir.
2) Diğer insanların yorumlarına önem vermez
Alfa erkeğinin beta sınıfına giren erkekle kıyaslanmayacak
Mekânların açılmasıyla uzun zamandır sosyal medya üzerinden yazışarak iletişimi devam ettiren çiftler dışarıda görüşebilecek; işte size bu görüşmeler öncesinde bazı tüyolar.
Mekânlar açılmaya başladı, dolayısıyla uzun zamandır sosyal medya üzerinden yazışarak iletişimi devam ettiren çiftler dışarıda görüşebilecek. Bazıları daha önce hiç yüz yüze görüşmedi; çünkü sadece telefon ekranından yazışarak veya kameralı görüşme yöntemiyle iletişim kurdu. Genel olarak insan ilişkilerinde şunu savunuyorum: Yüz yüze görüşmenin yerini başka hiçbir yöntem alamaz. Teknolojinin iletişim konusunda bize büyük kolaylıklar getirdiği fikrine katılıyorum, ancak yine de bir insanı gözlerinin içine bakmadan ve sizin karşınızdaki hal ve tavırlarını görmeden asla tanıyamazsınız. Buna ek olarak, sizin karşınızdayken ondan alacağınız enerji belki de olumsuz bir enerji olabilir ve bir şeylerin yolunda gitmediğini hissetmek sizi büyük bir sorundan kurtarabilir. İşte tam da bu
Aşk hayatında detaylar önemlidir. Mekânlar açıldığında görüşmeler yoğunlaşacak, dolayısıyla bu konuları size aktarmamın tam zamanı.
Geçen hafta, ilk görüşmede asla sorulmaması gereken soruları ve yapılan büyük hataları sizlerle paylaştım. Sonrasında yazının içeriğiyle ve tüyolarımla ilgili e-posta adresime gönderdiğiniz mesajlar ve yorumlar bana gösterdi ki bu konuya devam etmeliyim; çünkü ilk görüşmede dikkat edilmesi gereken çok sayıda detay var. Aşk hayatında detaylar büyük önem taşır. Yakında mekânlar açıldığı zaman görüşmeler yoğunlaşacak, dolayısıyla bu konuları size aktarmamın tam zamanı diye düşünüyorum. Genel olarak kadınların ilk görüşmeye çok iyi hazırlandıklarını ve görüşme fikrine bile yükseldiklerini gözlemledim, öte yandan erkekler maalesef aynı oranda özenli değil. Erkekler ilk görüşmede öyle ufak detaylarda hata yaparlar ki şimdi sizler de şaşıracaksınız.
Hemcinslerime bazı önemli tüyolar veriyorum:
1) Sarımsak ve soğan yemeyin!
Normalde
İlk hisleriniz sizi genelde yanıltmaz. Aynı şekilde ilk görüşmede yapılan bazı hatalar vardır ki farkına varmadan aranızdaki güzel sinerjiyi yok edebilirsiniz.
Şuna inanıyorum; bir insanla ilgili daha ilk tanıştığınız andaki intiba büyük ölçüde haklı çıkar, çünkü size verdiği ilk enerji en saf ve doğal enerjidir, istese bile bunu sizden saklayamaz. Boşanan bazı çiftlerden şunu duymuşumdur: “Aslında ilk tanıdığımda ondan iyi bir enerji alamamıştım ancak yine de bu hislerime pek kulak vermek istemedim…” Oysa ilk hisleriniz sizi genelde yanıltmaz. Aynı şekilde ilk görüşmede yapılan bazı hatalar vardır ki farkına varmadan aranızdaki güzel sinerjiyi yok edebilirsiniz. Dolayısıyla bu yazının konusu, ilk görüşmede uzak durmanız gereken hatalar. Öncelikle kadınların gözünden erkeklerin yaptıkları en büyük hataları masanın üzerine koyalım:
1) Senin kadar güzel bir kadın neden yalnız?
Bu soru, bir erkeğin yeni tanıştığı kadına sorabileceği en saçma soru diyebilirim. Belli ki kadın ruhundan hiç anlamayan bir erkekten bahsediyoruz.
İlişki gündemleri ve dinamikleri çok farklı. Z kuşağı 15-20 sene sonra günümüzde tabu niteliğinde olan birçok konuyu sıradan görecek.
Ailenizle ve sevdiklerinizle güzel bir bayram geçirdiğinizi umuyorum. Bugünkü konumuz gençler; dolayısıyla Z kuşağında ilişki dinamiklerini çeşitli anekdotlar ve gözlemlerim vasıtasıyla sizlere aktarmak istiyorum. Öncelikle şunu söylemem gerekiyor, gençlerle çalışmayı ve onlara ilişkileri konusunda yardımcı olmayı seviyorum; özellikle “Adile Sor” uygulamasından gönderdikleri sorularda onların sorunlarını yakından gözlemliyorum. Bu uygulamanın 900 bin üyesi bulunuyor ve yüzde 88’ini Z kuşağı genç kızlar oluşturuyor.
Dünyada ilişki dinamiklerinde çok büyük bir değişim yaşanıyor, pandemi süreci de bildiğimiz doğruların bile hızla değişmesine neden oldu; örneğin eskiden uzak mesafe ilişkisinin çok zorlu bir sınav olduğunu düşünürdük oysa bugün çok sayıda insan uzak mesafe ilişkisi yaşıyor ve bu durumdan memnun. Aşkta mesafe
Sorunlarını iletişim yoluyla çözme alışkanlığını zaman içerisinde kazanmış çiftler pandemi dönemini nispeten daha kolay atlatabilir.
Yaşadığımız kapanma sürecinde bazı çiftler zorluk yaşarken bazıları ise birbirlerine daha çok sarıldı. Aynı süreci yaşayan iki farklı çiftle görüştüğümde bambaşka yanıtlar alıyorum, bu durumda ilişkileri sağlam olanları ve sorun yaşayanları sizlere aktarmak istiyorum.
1) Hangi çiftler bu dönemi kolay atlatır, hangileri zorlanır?
Aslına bakarsak bu sürecin kimse için kolay olduğunu sanmıyorum, bizim jenerasyonumuzun daha önce şahit olmadığı çapta büyük bir salgın tüm dünyayı kasıp kavuruyor. Sanıyorum ki bu sürecin özel hayata ve ilişkilere etkilerini orta ve uzun vadede daha rahat şekilde göreceğiz. Günümüzde en büyük etkisi, flört ve ilişkilerin daha çok sosyal medya zeminine kayması oldu ve bu durum özellikle evlilikleri çok kötü yönde etkiliyor. Evli bir çiftin arasına zaman içinde sessiz gerginlikler ve sorunlar girdiğinde