Askerlik kalkıyormuş

2 Nisan 1999


DYP Genel Başkanı, eski Başbakan, Prof. Dr. Tansu Çiller, sanki bir müjdeymiş gibi askerliğin zorunlu olmaktan çıkartılacağını, profesyonel askerliğin getirileceğini açıkladı. Tıpkı daha önce Başbakanlığı döneminde üniversite sınavlarının kaldırılacağını açıkladığı gibi...
Ne mutlu gençlere, üniversite sınavları kalktı, artık diledikleri fakülteye girebiliyorlar! Yakında askere gitmelerine de hiç gerek kalmayacak. Vatan, millet, toprak, ulusal benlik... bırakın onları. Hepsi palavra. Meraklısı varsa varsın gitsin askere. Vatan uğruna ter dökmek, zengini fakiri aynı karavadan yemek yemek, en kutsal duyguları paylaşmak, doğudan batıya, batından doğuya gidip memleket gerçekleriyle yüz gelmek, o güne kadar öğrenemediği okuma yazmayı Ali Okulu'nda öğrenmek, gerektiğinde zor koşullarda yaşamayı hazmetmek... Bütün bunlar palavra. Askere gitmeden de pekala oluyor. Nasıl ki, diğer tüm doçentler profesör olmak için rotasyonla Anadolu üniversitelerine giderken, o İstanbul'dan hiç ayrılmadan profesör olduysa, nasıl ki oğlu askerliğinin çoğunu İstanbul'da el bebek, gül bebek tamamladıysa diğer vatandaşlar da aynı haklardan yararlansın istiyor.
DYP Genel

Yazının Devamı

Kazanmak yetmiyor!

1 Nisan 1999


Sınav maratonu için geri sayım tatilden sonra başlıyor. Önce üniversite, ardından Anadolu liseleri, fen liseleri ve kolejler sınavı gelecek.
Sınav maratonuna bu yıl 2 milyonu aşkın öğrencinin katılması bekleniyor. Bunlardan 1.5 milyonu üniversiteler için, 700 bini de diğer sınavlar için yarışacak. Sınavdan sonra yüzü güleceklerin oranı ise yüzde 10 bile olmayacak. Öyleyse sonucu baştan belli böylesine anlamsız yarış neden yapılıyor? Anlamsız da olsa böyle bir yarışta başarılı olmak için neler yapmak gerekiyor?
Önce ilk sorunun cevabını arayalım: Başvuranın çok, kontenjanın az olduğu bizim gibi ülkelerde eleme sistemi kaçınılmaz bir durum. Ancak pek çok ülke sorunu bizde olduğu gibi öğrencileri üniversite önüne yığarak değil, daha alt kademelerde eleyerek çözüyor. Gençlerini vasıfsız işçi konumuna düşürmektense, temel eğitimden sonra mesleğe yönlendirerek iş güç sahibi olmalarını sağlıyor. Açıkçası bizde olduğu gibi umut tacirliği yapılmıyor...
Türkiye'de liseyi bitiren herkese üniversite giriş sınavına başvuru hakkı tanınıyor da ne oluyor? Yüzlerce trilyonun aktığı sınav sektörü sonucu değiştiriyor mu? Kesinlikle hayır. Kazanacak

Yazının Devamı

Kıyaslama

31 Mart 1999


Yurtiçi ve yurtdışı gezilerden dönüşte A'dan Z'ye hep bir kıyaslama yaparım. Hemen her konuda "Bizde nasıl, onlarda nasıl?" sorusunun cevabını ararım. İngiltere seyahati sırasında da kafamın bir köşesine bu konuda sürekli notlar aldım. Ufak detaylar gibi gözükse de benim açımdan önemli ipuçları taşıyor. Çünkü pek çok ayrıntı o detaylarda saklı. İşte bunlardan bazıları:
* Kütüphaneler çok büyük önem taşıyor. Hangi öğretim kurumuna gitseniz, öncelikle kütüphanesini gezdiriyor. Onun donanımıyla övünüyorlar. Oysa bizde ilk gösterilen yer, eğer varsa yüzme havuzu oluyor. Pek çoğunda çağdaş anlamda kütüphane bile yok...
* Üniversiteler sadece gençlere değil, yetişkinlere de öğrenim olanağı sunuyor. Özellikle de kısa ve uzun vadeli meslek kursları, bir an önce hayata atılmayı düşünenler ve yaptığı işten sıkılıp yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için bulunmaz fırsat.
* Öğretmen - öğrenci ilişkileri mümkün olduğunca yumuşak. Öğrenci odaklı eğitim var. Özellikle dil okullarında bu ilişki dostluğa dönüşüyor.
* Normal ders araç ve gereçlerinin dışında yardımcı materyal oldukça fazla. Yazılı dokümanların yanı sıra işitsel ve

Yazının Devamı

Nasıl gidilir?

30 Mart 1999


Yurt dışında öğrenim görmek isteyenler için kuşkusuz en önemli aşama hangi ülkeye nasıl gidileceğidir. Ondan sonrası kolay...
Eğer söz konusu İngilizce öğrenmekse, gidilecek ülkeler belli: İngiltere, ABD, Kanada, Avustralya. Dilin yanı sıra üniversite ya da mastır, doktora öğrenimi görmek isteyenler için de aynı ülkeler öncelikle akla gelen ilk isimler. Ama Almanca ya da Fransızca konuşulan ülkelerden birine gitmek istiyorsanız durum farklı. O zaman yelpazeniz biraz daha genişler...
Önceki yazılarda da belirttiğim gibi işin ekonomik yanı çok farklı seçeneklere sahip. Dil kurslarında da, üniversitelerde de elinizdeki paraya göre okul bulmak mümkün. Popüler okullar oldukça pahalı. Üniversitelerde yıllık ücret 5 ile 30 bin dolar arasında değişebiliyor. Dil okullarında ise, ücretler sunulan konfora ve sınıf mevcutlarına göre farklılık gösteriyor. Bire bir eğitim yapılanlarda aylık fatura 3 bin dolara kadar çıkarken, 15 - 20 kişilik sınıfları olan mütevazı okullarda aylık 500 dolara kadar inebiliyor. Ayrıca, ders saati ve öğretmenin niteliğine göre de ücretler değişkenlik gösteriyor.
İşin en can alıcı noktası ise, binlerce dil okulu

Yazının Devamı

Önce Türkiye sonra İngiltere

29 Mart 1999


Orta İngiltere'de 8 değişik kentte 11 dil okulu gezdik. Her biri diğerinden çok farklıydı. Kimi çocuklara kimi de genç, yaşlı ve yetişkinlere yönelikti. Öğrenci sayıları 12 ile 200 arasında değişiyordu. Ücretler de okuldan okula farklıydı. Dağ başında olanı da vardı, kent içinde olanı da.
İngiliz dil okulları, sonsuz çeşit malın bulunduğu büyük alışveriş merkezleri gibi. Kesenize ve beğeninize göre, size ya da çocuğunuza her türlü hizmeti sunabiliyorlar. Yaşı kaç olursa olsun, eğitimi hangi düzeyde bulunursa bulunsun; ciddiye aldıkları takdirde herkesin İngilizce öğrenebileceğine inanıyorlar.
Birkaç haftalık kurslar da var. 6 aydan 2 yıla uzananlar da. Eğer üniversiteyi de İngiltere'de okumayı düşünüyorsanız, İngilizcenin yanı sıra en az bir yıl hazırlık programından geçmeniz gerekiyor.
Özellikle kış aylarında İngiltere'ye gelmek oldukça cazip görünüyor. Normalde 10 - 12 kişilik sınıflarda, bu dönemlerde 2 - 3 öğrenci bulunuyor. Ücretler de yaz aylarına göre daha ucuz. Gezmekten çok İngilizceye yoğunlaşmak isteyenler için, kasım - haziran arası verimli bir dönem olabilir.
İngilizcesi hiç olmayanları kabul eden okullar

Yazının Devamı

İngiltere'de eğitim

26 Mart 1999


İngiltere'de 3 bini aşkın dil okulu var. En ucuzundan en pahalısına, yüzlerce kapasiteye sahip olandan on ikiden fazla öğrenci almayan çok özel kurslara kadar ne ararsanız bulmak mümkün.
Okul deyince aklınıza öyle koca koca binalar gelmesin. Amaç dil öğrenmekse bu her koşulda gerçekleşir diyorlar. Kimi eski bir şatoda, kimi ise birkaç katlı bir binada öğretimini sürdürüyor. Verdikleri öğretimi kalitesine göre sürekli derecelendiriliyorlar. En yaygın olanı British Council'e üyelik. Ama bu da yeterli olmamış ki sürekli olarak yeni akreditasyon yöntemleri aranıyor. "En iyi"lerden sonra şimdi de Avrupa Birliği (AB) standardı getirilmiş. Bütün bu gelişmeler hem rekabeti hem de giderek azalan öğrenci sayısını artırmak için...
Yabancı dil konusu bizde olduğu gibi İngilizlerin de en büyük baş ağrısı. Gelecek ay Londra'da yapılacak eğitim şurasının öncelikli konularından biri de bu olacak. Yabancı dil öğreniminde diğer Avrupa ülkelerinin çok gerisinde kaldıklarını söyleyen Başbakan Blair, 11 olan yabahcı dil eğitim yaşının 9'a indirilmesi talimatını verdi. Anlayacağınız tüm dünya İngilizce öğrenmek için koştururken onlar da farklı bir dil öğrenmenin

Yazının Devamı

Yurtdışında eğitim

25 Mart 1999


Parlak bir gelecek hayali kuran hemen hemen herkeste kısa bir dönem için de olsa yurtdışında eğitim özlemi var. Kimi dil için, kimi de mastır ve doktora için "dışarıya nasıl giderim"in yollarını arıyor.
Hafta sonu Kanal D'de Karne'de bu konuyu ele aldık ve "en ekonomik koşullarla yurdışına nasıl gidilir"in yollarını aradık. Program sonrasında öylesine yoğun telefon geldi ki, bu özlemin doruğa çıktığına bir kez daha şahit olduk. Arayanların büyük bir çoğunluğunu anne, babalar ve gençler oluşturuyordu. Hangi ülke daha iyi, hangisi ekonomik, güvenilir mi, çalışma olanağı veriyorlar mı diye başlayan soruların ardı arkası kesilmedi...
Coğrafi sınırların artık önemini yitirdiği günümüzde yabancı dil, olmazsa olmaz kurallardan biri haline geldi. En fazla ilgi göreni de İngilizce. Ülkeler bazında baktığımızda ise karşımıza çok geniş bir yelpaze çıkıyor.
Üniversite, mastır ve doktora eğitimi için Avrupa ile ABD çekişmesi var. KKTC ve Türk cumhuriyetleri ise vakıf üniversitelerinin çağalması ile önemini biraz yitirmiş gözüküyor.
Yabancı dil kursları konusunda İngiltere'nin tartışmasız cazibesi sürüyor. Hem Türkiye'ye yakınlığı

Yazının Devamı

Burs ve barınma

24 Mart 1999


Üniversitelerde 1.5 milyon civarında öğrenci var. Bunların bir milyondan fazlası ailelerinin bulunduğu ilden başka illerde öğrenimlerini sürdürüyor. Önemli bir bölümü devlet yurtlarında kalıyor. Bazıları bekar evlerinde, bazıları da özel yurt ve tarikat evlerinde barınıyor.
Üniversite öğrencileri için barınma konusu en öncelikli sorunlarının başında geliyor. Bir - iki kişilik odalardan oluşan çağdaş yurt ortamından çok az sayıda öğrenci yararlanıyor. Odalar genelde 4, 6, 8 kişilik. Bu durum öğrencilerin pek hoşuna gitmiyor. Yurtlarda barınan öğrencilerin beslenme, yıkanma, çamaşır ve medya olanaklarından yararlanmaları memnuniyet verici değil. Ancak öğrenciler her şeye rağmen özellikle Yurt - Kur yurtlarındaki son gelişmelerden bir hayli memnun gözüküyorlar. "Ev tutmaya paramız yetmez, ekonomik olarak özel yurtların yanına yaklaşmak mümkün değil, tarikat yurtlarının faturası da ağır oluyor. Oysa devlet yurtları, olanaklar kısıtlı olsa da yine tercih nedenimiz" diyorlar.
Yüz binlerce üniversiteli gencin barınma ve burs sorularını Karne için enine boyuna araştırdık. Attığımız her adımda, öğrencilerin mutluluğundan çok, mutsuzluğuyla

Yazının Devamı