Sınav maratonu için geri sayım tatilden sonra başlıyor. Önce üniversite, ardından Anadolu liseleri, fen liseleri ve kolejler sınavı gelecek.
Sınav maratonuna bu yıl 2 milyonu aşkın öğrencinin katılması bekleniyor. Bunlardan 1.5 milyonu üniversiteler için, 700 bini de diğer sınavlar için yarışacak. Sınavdan sonra yüzü güleceklerin oranı ise yüzde 10 bile olmayacak. Öyleyse sonucu baştan belli böylesine anlamsız yarış neden yapılıyor? Anlamsız da olsa böyle bir yarışta başarılı olmak için neler yapmak gerekiyor?
Önce ilk sorunun cevabını arayalım: Başvuranın çok, kontenjanın az olduğu bizim gibi ülkelerde eleme sistemi kaçınılmaz bir durum. Ancak pek çok ülke sorunu bizde olduğu gibi öğrencileri üniversite önüne yığarak değil, daha alt kademelerde eleyerek çözüyor. Gençlerini vasıfsız işçi konumuna düşürmektense, temel eğitimden sonra mesleğe yönlendirerek iş güç sahibi olmalarını sağlıyor. Açıkçası bizde olduğu gibi umut tacirliği yapılmıyor...
Türkiye'de liseyi bitiren herkese üniversite giriş sınavına başvuru hakkı tanınıyor da ne oluyor? Yüzlerce trilyonun aktığı sınav sektörü sonucu değiştiriyor mu? Kesinlikle hayır. Kazanacak kazanıyor, kazanma ümidi olmayanlar yine açıkta kalıyor. Umut tacirliğinin sona ermesi, dershanelere akan paranın ve dershanelerin İngiltere ve pek çok ülkede olduğu gibi sistemin bir parçası haline gelmesi için yeni düzenlemeler gerekiyor. Hem de hiç vakit kaybetmeden...
Mevcut sistemde kazanamayanlar kadar olmasa da kazananlar da mutsuz. İstedikleri fakülteye girenlerin oranı yüzde 5 bile değil. O halde kazananı da, kazanamayanı da hayal kırıklığına uğratan bu sistem neden hala ayakta. Doğrusu anlamak mümkün değil. İşin garibi de gençler konusunda mangalda kül bırakmayan politikacıların öğrenciler ve aileleri için hayati önem taşıyan bu süreçte hiçbir politika üretmemeleri...
Gelelim ikinci soruya: Yanlış da olsa bu sistemde başarılı olmak için neler yapmak gerekiyor? Yeni sınav sistemlerine göre, hem Anadolu liseleri ve kolejlere girişte hem de üniversiteye girişte başarılı olmak için okul içi eğitimi ciddiye almak gerekiyor. Karne notları, okul ve branş seçimi artık büyük önem taşıyor.
Bu yılki ÖSS ile yerleştirme öncekilerden farklı olacak. Bilgi hamalları değil, kafasını kullananlar başarılı olacak. ÖSS'de önemli olan okuduğunu bir kez anlayabilme ve hızlı karar verebilme yeteneğidir. Sorular bilgiyi ölçmeden çok, muhakeme gücünü ölçmeye yönelik olacağı için son günleri bu yönde değerlendirmek en doğru olanı. Bol bol okuyun ve her konuda "ben olsaydım nasıl yapardım" mantığını geliştirmeye çalışın...
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr
Özay Şendir
New York Times’tan Erdoğan’a baskı çağrısı
28 Nisan 2025
Tunca Bengin
Varlığı da tehdit yokluğu da...
28 Nisan 2025
Cem Kılıç
‘Belirli süreli’ sözleşmeler hakkında her şey
28 Nisan 2025
Abdullah Karakuş
Depremin etkilerini nasıl azaltabiliriz?
28 Nisan 2025
Hakkı Öcal
Faşizm imkânsız diyorsanız, etrafınıza bakın ey ABD’liler
28 Nisan 2025