Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Üniversitelerde 1.5 milyon civarında öğrenci var. Bunların bir milyondan fazlası ailelerinin bulunduğu ilden başka illerde öğrenimlerini sürdürüyor. Önemli bir bölümü devlet yurtlarında kalıyor. Bazıları bekar evlerinde, bazıları da özel yurt ve tarikat evlerinde barınıyor.
Üniversite öğrencileri için barınma konusu en öncelikli sorunlarının başında geliyor. Bir - iki kişilik odalardan oluşan çağdaş yurt ortamından çok az sayıda öğrenci yararlanıyor. Odalar genelde 4, 6, 8 kişilik. Bu durum öğrencilerin pek hoşuna gitmiyor. Yurtlarda barınan öğrencilerin beslenme, yıkanma, çamaşır ve medya olanaklarından yararlanmaları memnuniyet verici değil. Ancak öğrenciler her şeye rağmen özellikle Yurt - Kur yurtlarındaki son gelişmelerden bir hayli memnun gözüküyorlar. "Ev tutmaya paramız yetmez, ekonomik olarak özel yurtların yanına yaklaşmak mümkün değil, tarikat yurtlarının faturası da ağır oluyor. Oysa devlet yurtları, olanaklar kısıtlı olsa da yine tercih nedenimiz" diyorlar.
Yüz binlerce üniversiteli gencin barınma ve burs sorularını Karne için enine boyuna araştırdık. Attığımız her adımda, öğrencilerin mutluluğundan çok, mutsuzluğuyla karşılaştık. Zor bir yaşam mücadelesi veriyorlardı. Kazandıkları bir üniversite, barınacak bir yurtları olduğu için memnundular ama, üniversiteli bir genç olmanın sosyal gereksinimlerini yerine getiremiyorlardı. Özellikle büyük kentlerde attıkları her adım paraydı ve eğer aileden para gelmiyorsa devletin verdiği 10 milyon liralık bursla geçinmek mümkün değildi.
En mütevazı şartlarda bir öğrencinin günlük masrafı 2 milyon lira. Bu fatura bile pek çok öğrenci için ağır geliyor. Bu yüzden günü iki öğün yemekle geçirenlerin, otobüse binmektense kilometrelerce yolu yürüyerek gidenlerin sayısı bir hayli fazla.
Gençlerin, özellikle de üniversiteli gençlerin önemli sorunları var. Oysa onlar bizim geleceğimiz. Yarın ülkeyi onlar yönetecek. Eğitimleri kadar moral değerleri de çok çok önemli. Çok fazla beklentileri yok. Üç öğün yemek, haftada birkaç gün banyo, arada bir sinema tiyatro, her gün gazete, kitap okuyup, televizyon izleyecekleri bir ortam yeter de artar diyorlar. Bütün bunlar ise eğer istenirse bir işadamına verilen batık krediyle karşılanabilir.
Bu ülkeyi biraz olsun sevenler, gençlere bugünkünden çok daha iyi olanaklar sunmak zorundalar. Türkiye'nin geleceği onlara sunulan olanak ölçüsünde parlak olacaktır...




Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr