Terör, kapitalizm ve gazetecilik?..

17 Kasım 2015

G20’de, neredeyse hemen herkes komünist oldu.

Eskiden birileri “Kahrolsun Kapitalizm” dese başı fena halde derde girerdi.

Şimdi en tepedekiler bile adil gelir dağılımından, zenginlerin doymaz hırsından, vahşi kapitalizmden ve eşitlikten söz ediyor.

Gazeteler de çarşaf çarşaf bunları yayımlıyor.

Dünyanın sonu mu geliyor ne!..

Adil gelir dağılımı insanoğlu var olduğu sürece hep sorundu, sorun olmaya da devam ediyor.

Bunu ortadan kaldıracak bir reçete var mı, bilmiyoruz.

Olsaydı herhalde bugüne kadar gerçekleşir ve kalıcı hale gelirdi.

Yazının Devamı

Gençleri terörün kucağına iten nedenler

15 Kasım 2015

Terör, dünya başkentlerini dolaşıyor.

2004’te Madrid kana bulandı.

Bir süre önce Ankara, şimdi de Paris.

Londra tetikteymiş!

Diğer başkentler de alarmda.

Peki ama nereye kadar?

Öyle ya da böyle, dünya, bu terör belasından bir an önce kurtulmak zorunda.

Nasıl olacağını elbette uzmanlar bilir.

Yazının Devamı

Formasyon meselesi (2)

14 Kasım 2015

YÖK sürekli sınırlamalar getiriyor.

Önce tıp ve hukuka baraj getirdi, ardın da mühendisliğe.

Sonra bir baktık pedagojik formasyona kota konuldu derken, dün de Mimarlık için baraj getirildi.

Bugünkü YÖK yönetimi, kaliteyi, sınırlama getirmek olarak anlıyor.

İşin sosyal boyutunu hiç düşünmüyor.

Bu üniversitelerin açılışına onay veren, daha mezun vermeyen gecekondu yükseköğretim kurumlarına doktora yapma olanağı sağlayan, laboratuvarları olmadığı için gidip liselerde eğitim veren mühendislik fakültelerini denetleyenler, sanki kendileri değiller.

Ne dünkü YÖK kafasının bu ülkeye ve akademik hayata bir katkısı vardı ne de bugünkülerin.

Sürekli olarak bir uçtan diğerine gidiyorlar.

Yazının Devamı

Atatürk’le ilgili yanlış bilinen doğrular!

13 Kasım 2015

Atatürk’le ilgili o kadar çok şeyi yanlış biliyoruz ki neyi neresinden düzelteceksiniz? Genç Bakış’ta önceki gece bu konuda onlarca kitap yazan genç tarihçilerden Sinan Meydan konuğumuzdu. Öylesine çarpıcı anekdotlar ve belgeler ortaya koydu ki bu kadarı da olmaz dedirtti.

İşte programdan satır başları:

Koruma Kanunu?

-5816 sayılı kanun halk arasında “Atatürk’ü Koruma Kanunu” olarak bilinir. Oysa gerçek adı “Atatürk aleyhinde işlenen suçlar hakkındaki Kanun”dur. Bu kanunu çıkartan da 1951’de Demokrat Parti’dir.

-Atatürk’ün ölümünden sonra, CHP döneminde, yılda 6 saldırı varken Atatürk’e, Demokrat Parti iktidara geldikten sonra 11 buçuk aylık sürede heykel ve büstlerine 9, manevi varlığı ve fotoğraflarına 6 saldırı olmuş.

-Demokrat Parti’nin bu kanunu çıkarmasında iki sebebi var. Birincisi, kamuoyundan gelen tepkileri önlemek, ikincisi deAtatürk üzerinden İnönü’yü vurmaktır.

-Atatürk için çıkan tek kanun var. O da 1933’te “Mal varlığının tamamını hazineye bırakmak için çıkardığı özel kanun”dur. Dünyada kanunla mal mülk sahibi olan çok lider var ama mal varlığını kanunla bağışlayan Atatürk gibi başka bir lider yok.

Yazının Devamı

YÖK yine ne yapmaya çalışıyor?

13 Kasım 2015

YÖK pedagojik formasyona sınırlama getirdi. En fazla 15 bin aday formasyon eğitimi alabilecekmiş.

Bu karar, fen edebiyat fakültelerine kısa süre içerisinde vurulan ikinci darbedir. İlkinde pek çok bölümü kapatıldı, kontenjanları azaltıldı.

İkincisinde de, önlerinde iş bulmak için belki de tek seçenek olan öğretmenlik şanları ellerinden alındı.

Yüz binlerce hatta yarım milyondan fazla işsiz Fen Edebiyat mezunu var.

Bir o kadar da halen öğrenim gören öğrenci bulunuyor.

Tüm bunlara 15 bin kotası getirmek, acı hem de çok acı!

Kabullenmeleri kolay olmayacak.

Ama öte yanda da atama bekleyen yine yüz binlerce eğitim fakültesi mezunu var ve öğretmenlik öncelikle onların hakkı. Öyle bir noktaya gelindi ki, işin içinden çıkmak mümkün değil ve zaten YÖK de çıkamıyor. Peki hata nerede?

Yazının Devamı

Atatürk’ü yeterince hazmedebildik mi?

11 Kasım 2015

Dün saat 9’u 5 geçe neredey- diniz bilmiyorum ama İstanbul’da olanlar şahit olmuştur, müthiş bir tablo vardı.

Anayollar dahil, hemen her yerde hayat adeta donmuş, gelen tek ses, korna sesiydi.

Kafelerde kahvaltı yapanlar bile, ağızlarında son lokma, ayağa kalktılar, siren ve korna sesleri sona erinceye kadar saygı duruşunda bulundular.

Sürücüler araçlarından indi, yayalar saygı duruşuna geçti, bayraklar yarıya indi, denizdeki tekneler de bu saygı ve minnet dolu anın bir parçası oldu.

Ölümünün ardından 77 yıl geçtikten sonra, dönemindeki hangi lidere, hâlâ böylesine saygı var ki!..


Konuşmak yetmiyor!

Dün yine, tıpkı daha önceki 10 Kasım’larda olduğu gibi gün boyu Atatürk’ü konuştuk.

Yazının Devamı

Atatürk’ü farklı kılan neydi?..

10 Kasım 2015

Ölümünün üzerinden tam 77 yıl geçti.

Ama onu hâlâ anlayamadık.

Yakın zamanda anlamamız da zor gözüküyor.

Çünkü onu anlamak, kendimizle yüzleşmek demektir ve bu hiçbirimizin işine gelmiyor...

Onu ve yaptıklarını o günün koşullarında değerlendirmek gerekir.

Eğer ille de birileriyle kıyaslanacaksa da terazinin diğer kefesinde, o dönemin liderleri olmalı.

İşte o zaman yaptıklarını, kişiliğini ve geride bıraktıklarını, çok daha iyi anlarız.

O yılları hiçbirimiz yaşamadık.

Yazının Devamı

Eğitim reformu neden şart? (2)

8 Kasım 2015

Eğitim ile kalkınmışlık arasında direkt bir bağ var.

Eğitim ve bilimde ne kadar ileriyseniz, o kadar güçlüsünüz.

Bugün Amerika’yı Amerika yapan en büyük güç eğitim, bilim ve Ar-Ge’deki üstünlüğüdür.

Avrupa’nın gücü de yine eğitim ve bilime verdiği önemden geliyor...

PISA’ya göre Avrupa’da sonuncuyuz.

Dünyanın en iyi üniversiteleri arasında esamemiz okunmuyor.

TÜBİTAK ve benzeri araştırma kurumlarımız, kendi ufak dünyalarının dışına çıkamıyor.

Birbiri ardına açılan teknoparklarda ise motivasyon ve koordinasyon zafiyeti var.

Yazının Devamı