Ölümünün üzerinden tam 77 yıl geçti.
Ama onu hâlâ anlayamadık.
Yakın zamanda anlamamız da zor gözüküyor.
Çünkü onu anlamak, kendimizle yüzleşmek demektir ve bu hiçbirimizin işine gelmiyor...
Onu ve yaptıklarını o günün koşullarında değerlendirmek gerekir.
Eğer ille de birileriyle kıyaslanacaksa da terazinin diğer kefesinde, o dönemin liderleri olmalı.
İşte o zaman yaptıklarını, kişiliğini ve geride bıraktıklarını, çok daha iyi anlarız.
O yılları hiçbirimiz yaşamadık.
Okumakla, dinlemekle, yaşamak birbirinden çok farklı.
Bu yüzden, ne Atatürk’ü daha iyi anlamak için ne de birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinlemek için Allah bir daha o günleri hiç yaşatmasın!..
Tanımadan eleştirmek!
Atatürk’e yönelik eleştirilerden çoğunun aslı astarı yok.
Bu eleştirileri getirenler, ne o günün koşullarını, ne yapılanları, ne de Atatürk’ü yeterince araştırmamışlar.
Önce 29 Ekim, yarın da 10 Kasım nedeniyle Genç Bakış’ta bir kez daha Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü konuşacağız.
Her program öncesinde olduğu gibi Atatürk’lü programlar için de bütün ekip haftalardır Atatürk’ü araştırıyor, okuyor, anekdotlar paylaşıyoruz.
Oysa Atatürk’ü iyi bildiğimizi, çok okuduğumuzu sanıyorduk. Çok ama çok eksiğimiz varmış, onu gördük...
Yarınki konuğumuz yeni nesil tarihçilerden Sinan Meydan.
Atatürk sevdalısı iyi bir araştırmacı. Ciltler dolusu kitabı var. Hepsi de safsataya değil, araştırmaya ve belgelere dayalı.
Atatürk’le ilgili doğru bildiğimiz yanlışları ya da yanlış sandığımız doğruları konuşacağız.
Onlarca soru, onlarca konu başlığı var. Eminim ki tıpkı Celal Şengör’le gerçekleşen program gibi bu da çok renkli ve bilgilendirici olacak.
İşte konu başlıklarından bazıları:
Atatürk’ü koruma kanunu neden ve ne zaman çıkarıldı?
Atatürk ve İnönü arasında neler yaşandı?
Lozan hezimet mi, başarı mı?
Halifelik neden kaldırıldı?
Ezan ne zaman ve neden Türkçeleştirildi?
Harf Devrimi ile bir ulus köklerinden koparıldı mı?
Atatürk Ayasofya’yı neden müzeye dönüştürdü?
Atatürk’ü Samsun’a Vahdettin mi gönderdi?
Uykusuz kalmaya değeceğine emin olabilirsiniz...
Eğitim reformu (3)
Öyle ya da böyle bir eğitim reformu yapılacağı kesin.
Peki, bu nasıl olmalı?
Siz bize yazın, biz de hem iktidarla hem de kamuoyuyla paylaşalım.
Bakalım ortaya nasıl bir tablo çıkacak?..
Birkaç gündür bu konuyu yazıyorum ve gelen maillerin ardı arkası kesilmiyor.
Belli ki bu konuda öğretmeninden öğrencisine, velilerden okul müdürlerine, akademisyenlerden politikacılara, hemen herkes çok dolu ve artık bir şeyler değişsin arayışı içinde.
Çok değerli öneriler var.
Örneğin bir okul müdürümüz kurslar için harcanan zamanın boşa gittiğini, bunun ders saatlerine eklenmesini öneriyor.
Bir diğeri yok olan tarım topraklarına gözyaşı dökerek, her şeyden önce doğaya ve çevreye sahip gençler yetiştirelim görüşünde.
Soran, sorgulayan yani konuşan gençlik hemen herkesin hayali.
Bilişim çağını esas alan projeler ise en öne çıkanlar.
Çocuklarımızın sınav ve test belasından kurtarılmasını isteyenlerin sayısı ise buradan Çin’e yol olur.
Haydi şimdi kafanızı biraz toparlayın ve taşın altına siz de el koyun.
Nasıl bir eğitim sistemi ve nasıl bir gelecek nesil istiyoruz?
Yazın, herkesle paylaşalım…
Özetin özeti: Bugün, Atatürk için üzülmek yerine, böylesine bir lidere sahip olduğumuz için sevinelim ve onu ve yaptıklarını biraz daha anlamaya çalışalım...
