The OthersAfetin röntgeni çekiliyor

Afetin röntgeni çekiliyor

03.12.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Afetin röntgeni çekiliyor

Afetin röntgeni çekiliyor


Uluslararası Deprem Konferansı başladı. İlk günde ünlü bilim adamları fay hareketleri ve alınması gereken önlemleri tartıştılar


Milliyet, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Uluslararası Konut Bilimleri Bİrliği (IAHS) işbirliğiyle, 16 ülkeden 60'ın üzerinde bilim adamının katılımıyla düzenlenen uluslararası deprem zirvesi başladı.
6 Aralık'a kadar sürecek olan "Uluslararası 1999 Kocaeli Depremi Konferansı"nın ilk oturum dün yoğun katılımla İTÜ Maçka Tesisleri'nde yapıldı. Açılışta konuşan Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yalçın Doğan, Milliyet'in akla, bilime, mantığa inandığını, bu yüzden Türkiye'yi ilgilendiren depremle ilgili olarak bir konferans düzenlemek istediklerini, İTÜ'nün de böyle bir girişimde bulunduğunu öğrenmeleri üzerine işbirliğine gittiklerini söyledi. Doğan, "Bilimin gösterdiği yolda Milliyet sadece kendi evini değil, ülkemizin de düzenlenmesi gerektiğine inanıyor" dedi.
Doğan, 17 Ağustos depreminden sonra Türkiye'de bilim adamı, halk, siyasetçi üçgeni kurulduğunu, bunun sonucu olarak da 'Bilimsel gerçekleri açıklarken siyasal iktidarlar engellemeye çalışıyorlar mı? Bilimin elde ettiği bulgular ne kadar yayınlandı? Saklanan gizlenen başka bir şey var mı?' sorularının gündeme geldiğini belirtti.
17 Ağustos'ta Türkiye'nin büyük bir felaketle karşı karşıya kaldığını ifade eden Doğan şunları söyledi:
"Bu acıyı her gün yaşamak çare değil. Çare; bir daha bu tür olaylarla karşılaşmamaktır. Hangi önlemler alınmalı ve insanlar depreme karşı nasıl korunmalı? Türkiye gibi kaderci toplumlara uzak kalan bilim, artık hepimizin evine girmiş durumda. Kafalarımızda soru işareti yaratmakta, günlük yaşamımızın bir parçası haline dönüşmekte. Bu son derece sevindirici."
Son depremin Türkiye'nin en gelişmiş bölgesini vurduğunu, bunun da insanların öğrenme merakını tahrik ettiğini söyleyen Doğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gazetelerin en çok okunan yerleri, bilimsel yazıların, görüşlerin, değerlendirmelerin bulunduğu sayfalar. Konferansın sonucunu tüm Türkiye heyecanla bekliyor. Türk siyasetinin de bilimsel toplantılardan yararlanması gerekir. "Siyasal iktidarlara düşen, burada ortaya konan gerçekleri izlemek, onlara kulak vermek ve gereğini yerine getirmektir."
İTÜ Rektörü Prof. Dr. Gülsün Sağlamer de, konferansın düzenlenmesini teklif eden ve elinden geleni yapan Yalçın Doğan'a teşekkür etti. Sağlamer, çalışma şekillerini değiştirmek istemeyen ve kendi senaryolarının kabul görmesini talep eden bazı bilim adamlarının deprem riski olmadığını söylemelerini eleştirdi.
Depremden ülke nüfusunun üçte birinin etkilendiğini, sanayinin yüzde 60'ının zarar gördüğünü ve 400 bin ailenin evsiz kaldığını ifade eden Sağlamer, büyük boyutta zarar olmasının nedenlerini sıraladı.

İTÜ'nün yeni konut projesi

Deprem bölgesi için İTÜ tarafından hazırlanan yeni yerleşim projelerini de tanıtan Sağlamer, "Urban - M3" adını verdikleri projenin toplumda bir "ruh" yaratarak, komşuluk ilişkilerini geliştireceğini, kamu - özel işbirliğini sağlayacağını, yeşil alanları çevre ile uyumlu şekilde oluşturacağını söyledi.
Sağlamer, projenin finansmanının dış kaynaklı olacağını belirterek, arazi için başvuru yaptıklarını ve izin verilmesini beklediklerini kaydetti.
IAHS Başkanı Oktay Ural da, Bolu Viyadük ve Tüneli'nin fay hattı üzerine yapıldığını hatırlatarak, kirişlerde birtakım hasarlar meydana geldiğini, kolonlarda da deformasyona rastlandığını bildirdi. Kocaeli ve Düzce'deki depremlerin milli ekonomiye verdiği zararın "inanılmaz" boyutlarda olduğunu da savunan Ural, "Depremin ekonomiye verdiği kayıp, 50 milyar dolara ulaşmış durumdadır" dedi.

İstanbul depremi laboratuvarda denendi

Konferansa konuşmacı olarak katılan ve dünyanın en önemli beş levha teknotikçisinden biri olan Fransız Prof. Xaviere Le Pichon, 1766'da Marmara Bölgesi'nde meydana gelen depremle ilgili verileri laboratuvarda tekrarlayarak İstanbul'u bekleyen tehlikeyle ilgili sonuçlara ulaştıklarını açıkladı.
1766 depreminin hasarından yola çıkarak laboratuvar koşullarında 150 yıl önce ne kadar büyüklüğe ulaştığı araştırıldı. Depremde bütün fayda kırılma olduğu ve 5 metre öteleme olduğu saptandı.
Laboratuvarda yaratılan depreme göre, 1766'da Marmara Bölgesi'ni sarsan depremin büyüklüğü 7.6 - 7.7 olarak gerçekleşti. Pichon, Marmara Denizi'nin özelliği nedeniyle Kuzey Anadolu Fay hattının tekrar tek parça halinde kırılması durumunda gerçekleşecek depremin de bu büyüklükte olacağını kaydetti.
Laboratuvar koşullarında gerçekleştirilen çalışmalara göre, eğimler ve fayın büyüklüğü nedeniyle İstanbul'da çok önemli hasar olacak ve Trakya'ya kadar uzanacak.
Olası deprem hakkında Pichon, "Tabii ki, deprem iki, üç parçalı da olabilir, hatta sürünebilir. Hiçbir şekilde önceden bunu tahmin etmek mümkün değil" dedi.
Araştırmayı İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Tuncay Taymaz ve Prof. Dr. Celal Şengör ile birlikte yaptıklarını anlatan Pichon, hazırladıkları haritaya göre, Avrasya levhasının 20 - 30 milimetre ivmeyle batıya hareket ettiğinin görüldüğünü belirtti.
Marmara Denizi'nde büyük sismik hareketler olduğunu kaydeden Pichon, "Marmara içinden küçük aktiviteler de sürerek İzmit Körfezi'ne doğru devam ediyor. Ancak iki sistemi bağlayan bir yapı olduğunu düşünüyoruz. Enerjik olarak Avrasya levhası ve Gelibolu'yu birleştirecek yapı daha mantıklı görülüyor" diye konuştu.
1509'da meydana gelen depreme "küçük kıyamet günü" adı verildiğini vurgulayan Pichon, "Sıradışı bir depremdi, çok geniş bir yüzeyi harap etti, Gelibolu'dan Bolu'ya kadar zarara uğrattı" dedi.
Marmara Denizi'ndeki derin çukurların merkezinde deformasyonun şekil olarak çiceğe benzediğini anlatan Pichon, İzmit çevresinde platonun ortasından fay hattı geçtiğini ve bunun da çok sıradan bir şey olmadığını ifade etti.

Marmara riski sürüyor
* Prof. Dr. Aykut Barka (İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi): "Kuzey Anadolu Fay (KAF) hattı üzerine 1939 - 1967 arasında altı deprem meydana geldi ve 900 metre yırtık oluştu. Stres batıya doğru göç etti. 1939 ve 1967'de meydana gelen depremler birbirlerini tetikledi ve İzmit'te sismik risk meydana geldi. Son 300 yıl içinde KAF hattının kuzeyindeki depremler göz önüne alınırsa büyük bir stres birikimi oluştu. KAF en kolay yolu seçerek Marmara'nın kuzey kolundan hareket edecektir. 7.4'e varabilen bir deprem oluşturabilecektir. Orta Marmara'da da denizin orta bölümünde de bir yırtık oluşma riski vardır"

‘KAF’tan korkmayın’
* Prof. Dr. Naci Görür (İTÜ Maden Fakültesi Dekanı ve TÜBİTAK Deniz Araştırmaları Programı Koordinatörü):
"Marmara Denizi çok ilginç bir coğrafi pozisyona sahiptir. Akdeniz ve Karadeniz havzasında su kimyasına bağlı olarak Marmara Denizi'nin çökeltim eğilimleri değişmiştir. Böylece Kuzey Anadolu Fayı ortaya çıkmıştır. Bu fay, faaliyetlerini 15 milyon yıl önce başlattı ve artarak sürdürdü. Bu aktiviteler sonucunda Marmara Denizi oluşmuştur. Marmara Denizi'nin şekillenmesinin şu ana kadar devam ettiğini görüyoruz. KAF hattından korkmayın, yapması gerekeni yapıyor. Bu bölgede faaliyetlerini devam ettirecektir"

Çok sayıda senaryo var
* Prof. Dr. Aral Okay (Avrasya Yer Bilimleri Enstisü Başkanı):
"Bursa ve Gemlik gibi Marmara Denizi'nin güneyindeki yerlerde her yıl fay iki santim ilerliyor. Faylar aşağıda birleşiyor. TPAO ile Sismik - 1'in verilerinde çakışan yerler var. Beklenen depremle ilgili bir çok senaryo var. En kötü senaryo tek bir depremle kuzey kolunun yırtılmasıdır"

'Münih bile büyük risk altında'
* Prof. Dr. Kerry Sieh (Kaliforniya Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi): "Başınızdan iki büyük deprem geçti ve burada uyguladığınız teknikle hepimize liderlik yapabilirsiniz. Önceden hazırlıklı olmalısınız. Bunun mutlaka öncülüğünü üstlenmelisiniz. Deprem riski olan bölgelerde önlem alın. Siz bize örnek olun, gerekirse yardımcı oluruz. Dünya üzerinde altından fay hattı geçen 200 büyük kent bulunuyor. Milyonlarca insan deprem riski altında. ABD'de de çoğu şehrimiz deprem bölgesinde. İzmit, Avrupa'da tek değil. Aralarında Münih'in de bulunduğu deprem riski taşıyan birçok şehir var. Dünyada bir tek İstanbul'da deprem riski yok. Türkiye gibi aktif fay hattı üzerinde olan ülkelerde çok detaylı fay hattı haritası yapılmalı, yoksa önümüzdeki depremlerin nerede olacağını tahmin etmemiz zor. Fay haritasını yaptıktan sonra küçük depremleri de gözden geçirerek plakalar, dereceler ve tarihleri tespit etmeliyiz. Türkiye için detaylı fay hattı haritası hazırlayın. Marmara Denizi'nde bulunan KAF hattının batıya doğru göçü söz konusu ve denizde çok büyük sismik boşluk var. Tarih tekerrürden ibarettir. 1509 depreminin 17 Ağustos depremiyle çok büyük benzerlik taşıdığını görüyoruz. 1766'da da benzer yırtılma oldu. Irmak deltalarına, Hersek deltasına bakarsak çökme var. Gelişme buralarda. Yetkililer, sanayi sınırlandırmalılar. Kaliforniya'da fay hattı üzerinde hiçbir yapılaşmaya izin verilmiyor"


KEŞFETYENİ
14 Şubat'ta aşkını ilan etmişti! Ne zaman sevgili oldukları ortaya çıktı
14 Şubat'ta aşkını ilan etmişti! Ne zaman sevgili oldukları ortaya çıktı

Cadde | 27.04.2025 - 07:55

Yarışma bittikten sonra aşkını ilan eden Semihcan, Sancakay Ilım ile ne zaman sevgili olduklarını açıkladı.