SiyasetTBMM Başkanı Şentop: 15 Temmuz milletimizin varlık yokluk mücadelesidir

TBMM Başkanı Şentop: 15 Temmuz milletimizin varlık yokluk mücadelesidir

15.07.2021 - 14:53 | Son Güncellenme:

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "15 Temmuz siyasi bir tartışma başlığı değil, milletimizin varlık yokluk mücadelesidir." dedi.

TBMM Başkanı Şentop: 15 Temmuz milletimizin varlık yokluk mücadelesidir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla TBMM 15 Temmuz Şehitler Anıtı'nda, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla tören düzenlendi. Törende, Erdoğan ve Şentop, bombanın düştüğü alana karanfil bıraktı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından tören, Kur'an-ı Kerim tilaveti ve dua edilmesiyle sürdü.

Haberin Devamı

Mustafa Şentop, buradaki konuşmasında, Türkiye'ye yönelik en kirli ve yıkıcı tertiplerden birisi olarak tarihe geçen, milletin kararlılığı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dirayetli liderliğiyle mağlup edilen 15 Temmuz hain darbe ve işgal girişiminin 5'inci yılının idrak edildiğini söyledi. Bu hain ve kanlı tertibin mağlup edilmesi için canlarını feda eden şehitlere Allah'tan rahmet, o gece yaralanan gazilere sıhhat ve hayırlı ömür dileyen Şentop, 15 Temmuz darbe girişiminin, Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı en hain saldırılardan biri olduğunu dile getirdi.

Darbe girişimindeki saldırının doğrudan hedef aldığı, milli iradenin tecelligahı TBMM'de bulunduklarını hatırlatan Şentop, darbecilerin, 15 Temmuz gecesi, Meclis'i bombalayarak millet iradesini hedef aldıklarını gösterdiklerini ifade etti.

Haberin Devamı

Meclis'e yönelik bombalı saldırının şaşırtıcı olmadığını, geçmişte de bütün darbelerin ilk hedefinin TBMM olduğunu anımsatan Şentop, "15 Temmuz darbe girişiminin diğerlerinden farkı, Gazi Meclis'in doğrudan hedef alınması, milletten gasbedilmiş uçaklarla bu yüce mekanın bombalanmış olmasıdır. Sergiledikleri bu vahşetle 15 Temmuz'u gerçekleştirenler, kendilerinden önceki darbecilerden çok daha ileriye gitmişlerdir." dedi.

Şentop, o dönemde TBMM Başkanı olan İsmail Kahraman başta olmak üzere 15 Temmuz gecesi yüce Meclis bombaların hedefi haline gelmişken Meclis'i terk etmeyen, mukaddes bir emaneti savunma şuuruyla direnen, milletiyle birlikte ihanete geçit vermeyen, parti ayrımını bir tarafa bırakıp darbeye karşı duran her bir milletvekiline şükranlarını sundu.

O gece darbeci çeteye karşı cesaretle ve dirayetle hareket eden, darbecilerin gasbettiği, milleti bombalayan uçak ve helikopterler için "Vur" emri veren Başbakan Binali Yıldırım'ı hürmetle selamladığını belirten Şentop, "Şurası açıktır ki hem Meclis'te hem de illerinde o darbe girişimine karşı duran milletvekili arkadaşlarımız, Gazi Meclisin şanına ve mirasına ne kadar layık olduklarını göstermişlerdir." diye konuştu.

Haberin Devamı

TBMM Başkanı Şentop: 15 Temmuz milletimizin varlık yokluk mücadelesidir

Şentop, "Bugün burada, 5 yıl önce yaşadığımız acı bir hadiseyi anmak, o gece yitirdiğimiz canların yasını tutmak için değil; bu hadisenin hakiki manasını ve gayesini bir kez daha ifade etmek suretiyle benzer tehlikeler karşısında müteyakkız olma vazifemizi ifa etmek için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Zira unutulan her ihanet, Türkiye'ye ve milletimize karşı suikast niteliğinde olan yeni saldırıların önünü açmakla eşdeğerdir." ifadelerini kullandı.

Türk milletinin tarihinin, benzerine az rastlanılacak kahramanlıklarla, şanlı cesaret örnekleriyle dolu olduğunu belirten Şentop, "Şüphesiz ki bu şanlı tarihle iftihar ediyor, aziz milletimizin yeniden büyük hamleler devrine girdiğini büyük bir memnuniyetle görmekten ötürü gurur duyuyoruz. Fakat maalesef tarihimizde çeşitli sebeplerle, en çok da siyasi ihtiraslarından ötürü millet ve vatan düşmanlarıyla iş birliği yapacak ölçüde alçalan hainler olduğunu da biliyoruz." değerlendirmesini yaptı.

"KAZANAN GÜÇLÜ VE BÜYÜK TÜRKİYE'DEN YANA OLAN MİLLİ VATAN EVLATLARI OLDU"

Haberin Devamı

Bu hainliklere örnek olması bakımından, 182 yıl önce cereyan eden bir hadiseyi anmayı faydalı bulduğunu söyleyen Şentop, şöyle konuştu:

"Osmanlı İmparatorluğu'nun reform sürecinde en temel meselelerinden biri, devletin bir vilayeti olan ama Kavalalı Mehmet Ali Paşa yönetiminde fiilen bağımsızlığını ilan eden Mısır'dı. İhtilaf sıcak çatışmaya kadar varmış, 24 Haziran 1839'da gerçekleşen Nizip Savaşı'nda Osmanlı kara ordusu mağlup olmuştu. Bu savaş gerçekleştiğinde ölüm döşeğinde olan Sultan İkinci Mahmud, mağlubiyet haberini alamadan vefat etmiş, yerine henüz 17 yaşında olan oğlu Sultan Abdulmecid tahta çıkmıştı. Genç Padişah, biraz da zorlamayla Koca Hüsrev Paşa'yı sadrazam olarak tayin etti. Bu gelişme üzerine Koca Hüsrev Paşa'nın en büyük siyasi rakibi ve muhalifi olan Kaptan-ı Derya Ahmet Fevzi Paşa, 14 Temmuz 1839'da emri altındaki bütün Osmanlı Donanması'nı devletin savaş halinde olduğu Mehmet Ali Paşa'ya İskenderiye Limanı'nda teslim etti. Böylece Osmanlı İmparatorluğu 3 hafta içinde kara ordusunu, tecrübeli sultanını ve bütün deniz gücünü kaybetmiş oluyordu. 1827'de yaşanan Navarin Baskını'ndan sonra sıfırdan kurulan Osmanlı Donanması, tek kurşun atılmadan düşmana teslim edilmişti. Bunun sorumlusu ise kendi beyanında ifade ettiği üzere beşikten itibaren kursağında daima devletin lokması olmuş, devletin imkanlarıyla yetişmiş ve devletine en zor zamanda siyasi ihtirası sebebiyle ihanet etmiş olan Ahmet Fevzi Paşa'ydı. Bu örnek de gösteriyor ki Türkiye'nin dış düşmanları kimi zaman içeriden bazı hainleri kullanabilmişler; rezil ihtiraslarına kurban olmuş bazı zayıf seciyeliler de buna alet olmuşlar, siyasi hedeflerine ulaşmak için milletle ittifak yapmak yerine bazı yabancı devletlerin planlarına dahil olmayı isteyecek kadar alçalabilmişlerdir. Fakat nihai netice değişmemiş, kazanan daima istiklalden, güçlü ve büyük Türkiye'den yana olan milli vatan evlatları olmuştur. 15 Temmuz darbe girişimine karşı sergilenen direniş ve netice, tam da bunun ispatıdır."

Haberin Devamı

Türkiye'deki askeri darbeleri, ikbal ve iktidar arayışındaki bir grup maceracının ve çetecinin girişimi saymanın eksik kalacağını vurgulayan Şentop, "Ülkemizde gerçekleşen her askeri darbenin asıl sebebi, Türkiye'nin bağımsız politikalar geliştirecek güce erişmesini engellemektir. Bu sebeple milli kadrolar ne zaman Türkiye'yi ilerleme istikametine soksa bu hamleleri kendileri için tehdit gören odaklar harekete geçer. Darbecilerin teşebbüslerine gerekçe olarak ilan ettikleri her şey, dışardan tezgahlanan bu suikastların bahaneleridir." dedi.

Şentop, 27 Mayıs ile başlayıp 15 Temmuz'a kadar uzanan bütün anti-demokratik müdahalelerin, milletin refahı ve özgürlüğü aleyhine netice verdiğini, her darbeden sonra Türkiye saldırılara daha açık ve yabancı güçlere daha fazla bağımlı bir hale geldiğini ifade etti.

"TÜRKİYE'YE SUİKAST MANASI TAŞIR"

15 Temmuz hain darbe girişiminin bastırılması ve devlete sızan kökü dışarıda unsurların temizlenmesi ile Türkiye'nin ardı ardına hamleler yaptığını, gerçek yüzleri artık bilinen FETÖ unsurlarından temizlenmenin Türkiye'yi rahatlattığını vurgulayan Şentop, "Türkiye'nin adli, askeri ve mülki bürokrasisine sızmış FETÖ aparatı yerinden söküldükçe Türkiye milli hedeflerine doğru daha emin ve kararlı adımlar atmaya başlamıştır. Gayrimilli bir akla dayanan 15 Temmuz darbe girişimi bastırıldıktan sonra Türkiye'nin Suriye ve Irak'ta gerçekleştirdiği terörle mücadele operasyonları, sınırlarımız içindeki terör unsurlarını bitme noktasına getiren kararlı mücadele, Doğu Akdeniz ve Libya'da yürütülen milli politikalar, 15 Temmuz sonrasında FETÖ'ye karşı yürütülen mücadelenin ne kadar gerekli ve hayati olduğunun ispatıdır." dedi.

FETÖ ile mücadelenin, bundan sonra da yalnızca FETÖ'ye karşı değil, bütün terör örgütlerine ve Türkiye düşmanı yapılara karşı artan bir kararlılıkla sürdürüleceğini söyleyen Şentop, şöyle konuştu:

"Bu mücadeleyi zayıflatmak, itibarsızlaştırmak ve hafifletmek, esasen Türkiye'ye suikast manası taşır. Türkiye'deki darbecilerin ve destekçilerinin ayırt edici vasfı, hiçbir bakımdan milli olmamalarıdır. Bu kimseler ve kesimler, ayağı Türkiye'ye basan, işleyişi ve istikameti Türkiye'ye ayarlı bir siyaset tarzını daima reddederler. Gayrimilli oldukları, bir ihanet tezgahının parçası haline geldikleri anlaşılmasın diye de milli siyaset güdenleri maceracılıkla, dünyadan kopmakla itham ederler. Şunu bir kez daha ve sarahaten beyan edelim ki Türkiye dünyanın bütün devletleriyle her meselede müzakere yürütecek; karşılaştığı zorlukları kendi iradesi doğrultusunda çözecek güce, özgüvene ve müktesebata sahiptir.

Fakat Türkiye'nin ve milletimizin hayrına olacak her faaliyetin ve hamlenin mebdei, merkezi ve nihai gayesi yalnızca Türkiye olmaya mecburdur. Siyaseten güçlenmek, icra mevkiine yükselmek ve iktidara ulaşmak için yabancı güçlerin planlarına tabi olmak, onlardan alınacak icazete dayanmak, milletimizin malik olduğu kudreti ve devletimizin dünyadaki konumunu kavramaktan aciz olan gafillere has bir davranıştır. İşte bu sebeple 15 Temmuz darbe girişiminin failleri ve o hain darbe teşebbüsü hakkında takınılacak tavır, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak ve bu ihaneti apaçık teşhir edecek bir kesinlikte olmalıdır."

"15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ DIŞ DESTEKLİ BİR İŞGAL HAREKETİ"

Şentop, "15 Temmuz siyasi bir tartışma başlığı değil, milletimizin varlık yokluk mücadelesidir. Kalbi ve zihni Türkiye'den yana olan, kafi miktarda izana sahip herkesin teslim ve tespit edeceği hakikat şudur ki bu darbe girişimi Türkiye'ye yönelik dış destekli bir işgal hareketidir. Şükür ki kararlı bir liderlikle ve milletimizin destansı direnişiyle mağlup edilmiştir." dedi.

Şentop, şunları kaydetti:

"15 Temmuz darbe girişimine karşı basiretli ve cesur liderliğiyle milletimizi ve ülkemizi o karanlıktan çıkaran Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a şükranlarımızı sunuyorum. O gece bu yüce ve Gazi Meclis'in şanına yakışır bir dirayetle ve cesaretle burayı terk etmeyen, illerinde milletle el ele darbeye direnen bütün milletvekili arkadaşlarıma; darbeye açıkça karşı durarak Türkiye'den yana tavır alan siyasi partilerimizin kıymetli liderlerine teşekkürlerimizi arz ediyorum. O gece, Türkiye'yi, iradesini ve istikbalini korumak için mücadele ederken yaralanan gazilerimizi minnetle ve hayırlı ömür temennisiyle selamlıyorum. Ve hain darbe girişimine karşı bedenlerini siper, canlarını feda eden ve şehadete yükselen bütün vatan evlatlarını gıptayla, şükranla ve rahmetle anıyorum."

TÖRENDEN NOTLAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı makam aracından inişinde TBMM Başkanı Mustafa Şentop karşıladı. Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Onur Kıtasını selamlayan Erdoğan, daha sonra tören alanına geçti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve TBMM Başkanı Şentop, 15 Temmuz 2016 gecesi, Meclis bahçesindeki bombanın atıldığı alana kırmızı karanfil bıraktı. Erdoğan, daha sonra törene katılanları ve basın mensuplarını selamladı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan törende, TBMM Camisi İmam Hatibi Kurra Hafız Mehmet Göregen Kur'an-ı Kerim okudu. Daha sonra TBMM Camisi İmam Hatibi Ahmet Yedekçi tarafından dua edildi.

Törene şehit yakınları ve gaziler ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, AK Parti Genel Başkanvekilleri Binali Yıldırım ile Numan Kurtulmuş, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, Sayıştay Başkanı Metin Yener, TBMM Başkanvekilleri Celal Adan, Süreyya Sadi Bilgiç ile Nimetullah Erdoğmuş, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, AK Parti TBMM Grup Başkanı Naci Bostancı, İYİ Parti TBMM Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve milletvekilleri katıldı.

Törende, TBMM'nin misafiri olarak KKTC Cumhuriyet Meclisi Hukuk, Siyasi İşler, Dış İlişkiler Komitesi ile Azerbaycan Milli Meclisi Dışişleri ve ParlamentolarArası İlişkiler Komitesi heyeti de yer aldı.

Tören alanı, Kovid-19 salgını nedeniyle fiziksel mesafe dikkate alınarak düzenlendi.

Türk bayraklarıyla donatılan tören alanının çevresine FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde Meclis'te yaşananları yansıtan görseller asıldı.